@okyanus
|
Deniz kenarında tek başıma dolaşıyorum Güneş yeni doğmuş, dalga sesleri bana eşlik ediyor Karşıdan ise Deniz geliyor Öyle mutlu oluyorum ki onu gördüğüm için Bana sarılıyor Tam ayrıldığımız da etraf bir anda kararırken benim gözlerim aşkımdan karardı herhalde diye düşünüyorum Deniz bana yaklaşıp yakıcı bir öpücük bırakırken beni hapsediyor Zorlukla ondan kurtulup kaçmak için koşuyorum, koşuyorum, koşuyorum Sonunda bir bahçeye varıyorum Bu çocukluğumun geçtiği bahçe Annem çaydanlıkla evden çıkarak kahvaltı sofrasına koyuyor Ah annem onu o kadar çok özledim ki Sonrasında babam annemi döve döve evden çıkartıyor Engel olmak bağırmak istiyorum ama ne sesim çıkıyor ne de yerimden kıpırdayabiliyorum Bir anda ikisi de gözümün önünden kaybolurken aramaya başlıyorum Deli gibi koşarak anne diye ağlayarak arıyorum Sonunda bulduğumda ikisinin de ölü bedenleriyle karşılaşıyorum Öylece kala kalırken arkamdan amcam geliyor Kulağıma iğrendiğim sesiyle fısıldayarak bak diyor bak herkes gitti Tüm engeller kalktı Artık tamamen benimsin diyor Ben uzun bir zaman kaçmanın ardından çökerek teslim oluyorum Benim kurtuluşum yok Ilgaz'ın beni sarsmasıyla kendime gelirken sudan çıkmış gibi nefes almaya çalışıyorum Sanki hiç ağlamamışım gibi yaşlar düşerken depresyon günü olarak ilan ettiğim gün hiç de böyle başlamamıştı --- Başlayan yeni güne odamda uyarken Ilgaz'ın yine beni taşımak zorunda kalmasıyla mahcup olmuştum Hava da tam gününde benim gibi içi kararmış, ağlamak üzereydi Böylece havayla anlaşarak bugünü depresyon günü yaptım Ilgaz'ın tüm yasaklarını çiğneyerek odamı abur cuburla doldurdum Tüm içimi dışıma çıkartacak filmleri ayarladım Ilgaz'ın dışarda işi olması sebebiyle rahatlayarak programa başladım Batu burada olmak için her şeyini verebilecek olsa da çalışmak zorundaydı Yoksa bizim depresyon günlerimiz meşhurdur Tüm cips, çikolata, içecek, pizza, dondurmayı bitirdikten sonra ağlamaktan yorgun düşerek uykuya dalmıştım Karışık rüyalardan sonra sanki görüntüsü bozuk olan bir televizyon düzelmiş gibi net bir rüya görmeye başlamıştım --- İşte günüm tam da böyle geçmişti Ilgaz "sakin şimdi derin derin nefes alıyoruz tamam mı" diyerek benimle nefes almaya başladı Kendime gelmeye başlarken gözyaşlarımı silerek sarılıp saçlarımı okşadı "Geçti hepsi geçti Kurtuldun Hepsi geride kaldı" diyerek teselli etmeye başladı Sonunda kendimi toparladığımda benden ayrıldı "Gök gürültülü havalarda kabus görüyorsun Bunu daha önce de yaşamıştık" derken etrafıma bakıp gök delinircesine yağan yağmuru fark ettim Sadece başımı sallamakla yetinirken Ilgaz "sürekli anne baba ve ... amca diyordun En çok da amca Neler olduğunu ne gördüğünü söyleyebilir misin" diye sordu Söyledikleriyle gözlerinin içine bakarken karşısında çıplak kalmış gibi hissetmiştim Geçmişimi sadece Batu bilirken başkasına anlatma fikri beni dehşete düşürmüştü Başımı eğerken "anlatmak istemiyorum Buna hazır değilim" diyebildim sadece Nasıl anlatabilirdim ki Annemin nasıl öldüğünü, amcam beni odamda sıkıştırırken, hayatımda ilk defa babama sığınmışken, babamın arkasını dönüp gitmesini, baba beni kurtar diye bağrışlarımı nasıl anlatabilirdim O cehennemden çıkışımı nasıl anlatabilirdim Gözümden bir yaş düşerken Ilgaz "tamam tamam ne zaman hazır olursan o zaman Seni zorlamak istemiyorum" diyerek kalkarken "senin için yapmamı istediğin bir şey var mı" diye sordu Çekinsem de şuan şefkate ihtiyacım vardı Kabusumu gerçekliği beni etkilerken öylece odamda yalniz kalmak istemiyordum "Şey" diyerek kafamı eğdim "Saçlarımı okşamanı istesem çok ileriye gitmiş olur muyum" diye beklentiyle sordum Şaşırsa da "gel bakalım" diyerek yatağa yerleşip başımı bacağına koydu Benim üstümü örttü Yavaş yavaş okşadığını hissettim Belli bir süre sonra huzur her yerimi kaplarken kabus yok olmuştu bile Yavaşça gözlerimi kaparak anın tadını çıkartırken Ilgaz'ın sesi bunu böldü Bu kadar sabretmesi bile mucizeydi "Dünyaları yemişsin ama yemek hazır hadi geçelim" diyerek odada durmaya dayanamayarak çıkmıştı Halime bakarak bir şey söylemek istemese de sonrasında laf dokunduracağını biliyordum İştahım olmasa da yaptığı yemeklerin mükemmelliği ile bir kaç lokma alarak kiloma yeni kilolar eklemiştim Ama artık ortalarda dolaşan sevimli tavşanlardan olmak istemiyordum Zayıf kızların güzel gözükmesi için takıldığı şişman kız olmak istemiyordum Deniz'in sadece yatağa atmak için ilgilendiği kızda Aslında en son sebep daha baskın olabilirdi Ne olursa olsun artık kendime bakmam gerekiyordu Daha ne kadar savrulan yapraklar gibi yaşayabilirdim ki Ilgaz bana sessizce eşlik ederken "bir ergenin aşk acısına hiç şahit olmamıştım Sayende ergen davalarında daha çok bilgi sahibi olacağım" diye eğlenirken numarasını bilmediğim bakışlarımdan birini atıyordum Şöyle bir Ilgaz'ı incelediğimde vücut hatları daha çok sinirlenmeme sebep oldu Tabi adam her sabah kalkıp koşarken, yediğine içtiğine dikkat ediyordu Ağırlık çalıştığı da belli olurken benim erken kalkıp koşmam mümkün değildi Ama artık ilk aşkım gibi buna da son vermeliydim Yemek bittiğinde Ilgaz "aşk şarkılarıyla odanı temizlemek istersen seni durdurmam" diyerek mutfaktan çıkmıştı Ona sinirime en hareketli parçaları son ses açarken odamı toplamıştım Biraz oyalandıktan sonra geç olduğu için uyumaya çalışsam da gök gürültüsünden gözlerimi bile kapatamıyordum Tam kulaklıklarıma uzanırken Ilgaz "filme ne dersin" diyerek salona geçti Peşinden pıtı pıtı giderek yerime kuruldum Gece Ilgaz'ın bacaklarına yatıp saçımı okşamasıyla biterken Ilgaz'ın her gün farklı bir yüzünü görüyordum Soğan gibi adamdı :) Her gün katman katman açılıyordu Başta katı kuralları ve beton suratıyla ünlüyken ben kurallarını bir bir delmiş, bolca konuşarak delirtmiş, kabuslarımla uyutmamış, kilometrelerce uzağa çağırmıştım Zamanla her ihtiyacım olduğunda yanımda olan güvendiğim tek kişiye dönüşmüştü
Bugün dinleneceğim yeni planlar yapacağım, kafamı toparlayacağım son gündü Ek işlerim kesilmişti Onun peşine düşmeliydim Deniz'in yüzüne nasıl bakacağımı bilmesem de sorumluklarım vardı Stajı tamamlamalıydım Benim kendimi kapatıp hayatı boş verme gibi bir lüksüm yoktu Ama artık ilk baş kendimi severek başlamalıydım İnsan kendini sevmeden kimseyi sevemezdi Kendime daha fazla güvenmeliydim Kendimle ilgilenmeli ve şımartmalıydım Sadece evden kaçıp üniversiteye gidebilmiş olmam bana yetmemeli, gerçekten hayatımın başrolü ben olmalıydım Batu son olanları bilmediği için delirmişti Telefonda anlatmadığım ve depresyon gecesini tek başıma yaptığım için iyi bir azar da yiyecektim Deniz ile yaşadıklarımızın arasında hafta sonu girdiği için şanslıydım Ama sonunda o gün gelmiş, staja gitmek için son kez aynada kendime bakıyordum Ne olursa olsun güçlü olacaktım Ben çok daha kötülerle başa çıkmıştım Bununla da başa çıkabilirdim Yanlış bir şey yapmamıştım Odamdan çıkarken Ilgaz koşudan dönüyordu Birbirimize günaydın dedikten sonra iyi olup olmadığımı sordu İyi olduğumu söyledikten sonra Deniz ile ilgili bir şakayı daha kaldıramayacağım için evden hızlıca çıktım Staj yerime geldiğimde derin bir nefes almadan edemedim Başta bir şans olarak gördüğüm bu yer beni boğuyordu Son iki haftam kalmış olsa da keşke son günde böyle bir olay olsaydı diye düşünmeden edemedim Tabi sonradan aynı okulda olduğumuz aklıma geldi Resmen kendi hayatımı kendi ellerimle yerle bir etmiştim Kapıdan geçecekken kafamı kaldırmam ile Deniz ile göz göze geldim Hemen gözlerimi kaçırarak yanından geçip gittim Diğer günler de bunun tekrarı gidiydi Balım ise sabah kalktığın da herkes uyuyordu Kulaklıklarımı taktıktan sonra durumu unutturacak neşeli bir parça açıp kahvaltı hazırlamaya başladım Bugün aile günüydü Tam sofrayı donatmışken dağılan kokuyla bir bir gelmeye başladılar Annem "hayırdır kızım kime bu hazırlık" dese de gülümsemekle yetindim Hepimiz masada toplandığımızda konuşmaya başladım Helin in gözlerinin içine zorlukla baksam da bakmak zorundaydım Aile olmamızın adımı buradan geçiyordu "Son zamanlarda her şey üst üste geldi ve sizi ihmal ettiğimi fark ettim Ailecek zor zamanlardan geçiyoruz Birbirimize kenetlenmemiz gerekirken dağıldık Ben bize bunun yakıştığını düşünmüyorum Hem Selim (Selim derken acı bir tat oluşsa da ağzımda devam ettim) ile Helin in nişanını kutlamadık daha" Helin'e dönerek "ama sizde açıklamak için yanlış bir gün seçmişsiniz Açılışımın önüne geçti" diyerek gülümsemeye çalıştım "Bu akşam size özel bir pasta kesmeyi planlıyorum Kokteyl tarzında arkadaş ve aile arasında bir kutlama" parmağında baktığım yüzük olmaması anlamsız gelse de "yüzüğü takmayı unutmuşsun sanırım Akşam unutma" diyerek afiyet olsun diye ekledim Böylece kahvaltı ilk baş sessiz olsa da sonrasında normale döndü Abim tam evden çıkarken beni yakaladı "Ne yaptığını sanıyorsun sen Sevdiğin adamın kardeşinle nişanını mı kutlayacaksın bir de Delirdin mi sen" diye sordu "Hayır ağabeyciğim sadece köşeme çekilip acı çekmeyeceğim Madem o böyle bir seçim yaptı O zaman kendi bilir" diyerek pastaneye doğru devam ettim Ben Necla ve Leyla gibi bir adam için kardeşimi paralamayacaktım Ben Bihter gibi akşam için hazırlanıp güzelleşecek, sonra da ölecektim Bana verdiğim rol buydu Çünkü bu durum ölümden farksızdı benim için Artık ne yapmam gerekiyorsa onu yapacaktım Ada'nın ne tepki vereceğini bildiğim için onu arayıp çağıramamıştım bile Şuan onunla yüzleşmeye hazır değildim Tüm gün akşam için gerilip çok güzel bir pasta hazırlamıştım Ortamı da uygun hale getirdikten sonra yanımda getirdiğim elbise ve makyaj malzemelerini alarak arka tarafa geçtim Özenerek kendi nişanıma hazırlanır gibi hazırlandım Bittiğinde çok güzel ama içi boş bir Balım görsem de aldırmadım Artık bu Balım da alışmalıydım Dışarı çıktığımda Sedat'ı gördüm Helin'in kuzeniydi Çocukluğumuz beraber geçse de pek sevmezdim Zaten Selim de ondan başkasının yanıma yaklaşmasına izin vermezdi Gözlerimdeki doluluğu geri gönderip, gülümsemeye çalışarak "hoş geldin erken gelmişsin" diyerek yanına geçtim Sedat "evet buralarda işim vardı Geri dönmek yerine belki laflarız diye geldim" dediğinde pek mutlu olmasam da "tabi" diyerek masayı gösterdim "Bir şey içmek ister misin" derken beni rahatsız süzüşünü izledim "Eğer sen içersen sana uyarım Bu arada çok güzel olmuşsun" demeyi atlamadı Teşekkür ederek içecek almak için içeriye geçtim Böylece bir nefes almış oldum Tam içecekleri doldururken Selim geldi Gelmesine şaşırsam da belli etmedim "Erken gelmişsin Selim" derken zorlukla içecek doldurmaya devam ettim O da beni süzdükten sonra görünüşümle ne dertleri varsa artık "hazırlıkları kontrol etmek için geldim Bu gece benim için önemli aksilik olsun istemedim" derken bardakları zorlukla tuttum "Pasta ya bir bakabilir miyim" demesiyle arka tarafa geçtik Pastayı gösterirken "onun burada bu saatte ne işi var Hem sen niye bu kadar güzel oldun" diye sordu Bende başımı kaldırarak "bunlar seni neden ilgilendiriyor" diye sordum Gözlerimizden ateşler çıkarken "o adamdan hoşlanmadığımı biliyorsun" dedi Bende "bu beni ilgilendirmiyor artık" derken aramızdaki elektrikten çarpılacaktık "Pastayı gördüğüne ve bir problem olmadığına göre içeriye geçiyorum" diyerek geçip gitmiştim Sedat ile sohbete başlarken Selim kapıyı çarpıp gitmişti Selim'in hemen arkasından bir kaç koruma gibi iri yarı kişilerin gitmesi beni düşündürse de üstünde durmadım Çiftin gelmesiyle gece başlarken onları çift olarak karşımda görmemle canım yanmıştı Bu iş dönüp dolaşıp beni yakacaktı Biliyordum |
0% |