@okyanus
|
Batu'yu da esir alarak cafeden yığılacak gibi çıkarken eve geçtik Biri ödünç diğeri Batu'nun laptobu ile çalışmaya başladık Ben baştan o sondan yazmaya başlarken arada kargacık burgacık yazılmış notlar işi daha da zorlaştırıyordu Uyumamak için sayısız kahve içerken anca üçte biri bitmişti Batu uyursam beni öldürecekmiş gibi bakarken gözlerim çoktan kapanıyordu Derinlerken gelen bir müzik sesi rahatsız ederken susmasına rahatlayamadan tekrar başlıyordu Sonunda kaynağını bulurken telefonum olduğunu anladım Bakmadan açarken dünkü sert ve sabırsız sesi duydum "Hazır mı" diye tekrar sorarken o anki panikle "hazır" dediğimde adresi mesaj atarım diyerek yüzüme kapatmıştı Yavru kedi gibi Batu ya bakmaya başladım En son kaldığım yerden emin olmadığım gibi 300 sayfanın çok gerisinde kaldığımı tahmin ediyordum Batu "bakma hiç bana öyle Bana çok büyük borçlandın Hepsi tamam" dediğinde üstüne atlayarak sarılmıştım Batu "hemen üstümden kalkıp gecemi katleden evrakları ver İşe geç kalıyorum" diyerek koşarak kaçtı Evet gerçekten kaçtı Artık nasıl esir ettiysem onu zincirini kırıp yok oldu Evraklarını birbirine ekleyip güzel bir rakam kırtasiyeden çıkartmak için öderken adresteki ev üniversiteye çok yakın olup, hayran hayran izlediğim sitelerdendi Derin bir nefes alarak zili çalarken avukatla karşı karşıya geldim "İçeri gir" diyerek beni sap gibi bırakmış gitmişti Yavaşça içeriye girip etrafa bakarak ilerledim Ev üç oda bir salondu Modern ve az eşyayla döşenmişti Şöyle bir baktığımda biriyle yaşayacağını düşünmediğim için boş oda gözüme çarptı Sonuna yanına giderken evraklar diyerek elini uzattı Dosyayı verirken gergince bakmasını izledim "İnşallah bir hata yoktur Düzeltmekle uğraşamam" derken "dil bilgim iyidir Bir sorun olacağını sanmıyorum Laptobun tamiri için ne yapabiliriz" diye sordum Aramızda alacak verecek kalsın istemiyordum "Şimdilik acil değil Nasıl olsa numaran var Haberleşiriz" derken anlamsız bir ifadeyle yüzüme bakıyordu Tam dönüp gidecekken "başkası için neden bu kadar uğraşıyorsun" diye sordu Ayça işe daha yeni başlamıştı ve bakmak zorunda olduğu bir annesi vardı Bu işi zorlukla bulmuşken böyle bir hata için işsiz kalmasına gözümü kapatamazdım "Çok basit kendimi Ay savaşçısı gibi görüyorum Kötülüklerle savaşıp masumları korumam gerekiyor" sözlerim ile bana inanmayan gözlerle baktı Büyük ihtimal deli olduğumu düşünüyordu Anime izlemeyi azaltmam gerekiyordu Ama umurumda değildi Evrakları göz attıktan sonra "bir sorun olursa haberleşiriz" diyerek beni kibarca kovdu Sonraki günler büyük bir sessizlikle geçti Evrakları teslim ettikten sonra avukatı bir daha görmedim Okul ile iş arasında mekik dokurken kara kara yaklaşan vize dönemini düşünüyordum Tembel bir öğrenci değildim Dersi derste anlıyordum ama toparlamam gerek çok fazla not vardı Gözlerimi masalarda gezdirip siparişleri beklerken avukat içeriye girdi En son sessizlik mi demiştim Unutun onu unutun Masalardan birine geçerken yutkunarak yanına gittim Profesyonelce davranarak "ne alırsınız" soruma "sade kahve" cevabını verdi Hızlıca götürdüğümde laptobunu yaptırdığını fark ettim Yutkunarak kahveyi bıraktığımda "konuşmamız lazım" demesi ile oraya yığılmadığıma şükür eder hale geldim Yavaşça sandalyeye oturarak söyleyeceği miktarı beklemeye başladım Bu sırada kafamdan kaç belgeyi çevirmem gerektiğini hesaplamaya çalışıyordum Avukat laptobun ekranını indirerek "seni biraz araştırdım" diye söze başladı Bu beklediğim başlangıç olmasa da sesimi çıkarmadım "Büro yönetimi ikinci sınıf öğrencisi Ada Beklenmedik bir şekilde derslerinde başarılısın da" kaşlarımı çatsam da devam etmesi için izin verdim "Senin laptobun parasını karşılayamayacağın ortada Gurur yapıp karşılaşan bile tek odalı evinin kirasına ve aç kalmana sebep olur O yüzden ikimiz içinde karlı bir teklif için buradayım" Söyledikleri ile bu kadar açık kitap olmam can sıkıcısıydı Ama sonuçta bir avukattı Mesleği gereği masum birine yüklenmezdi Zor bulduğum sesim ile "teklif nedir" dedim Arkasına yaslanırken "asistanım rahatsızlığından dolayı on gün rapor almak zorunda kaldı Yerine bulduğu kişi üç günde beni delirtti ve tüm ofis birbirine girmiş durumda Aptallığa tahammülüm olmadığını söylememe gerek yok herhalde Kısacası acil bir asistana ihtiyacım var Sende hazır büro yönetimi okuyorsun Senin için staj benim için başımı arıtan dertten kurtulmak olur Bir haftalık bir süreç Ayrıca daha önce yaptığın gibi evrakları bilgisayara geçirmen benim için borcunun karşılığı olur" Aslında bu teklife atlamam gerekiyordu Benim için kazan kazan durumuydu Ama geçirdiğim evrakları düşündükçe başım dönüyordu Ayrıca evraklarının sonunun gelmeyeceğinin de farkındaydım Bu onunla sonsuz bağ gibi bir durum oluşturuyordu Uzun süren bir sessizlikten sonra sabırsız avukat "bu teklife atlaman gerekir Bu kadar düşündüren ne" sorusuna "önümüzdeki hafta vize dönemim Nasıl idare edebilirim diye düşünüyordum" Tabi ki ona ne düşündüğümü belli etmeyecektim Avukat "onunda çözümü kolay Sınav saatlerin nasıl olsa erken benim için ofiste dokuz buçukta olman yeterli Ondan öncesini danışmada duran Asu halleder Davam yoksa ofise onda gelirim Ofisi topladıktan sonra ders bile çalışabilirsin Düzenli çalışman benim için yeterli" Ne desem benim için çözüm bulacağı ortadaydı Hem sadece bir hafta ne kadar zor olabilirdi ki Hafta sonumu verimli geçirebilmek için her yolu denedim İlk olarak notlarımı toparlayıp gözden geçirdim Batu'nun yanına uğrayarak dedikodu köşemizde kahve içtim Kızların yanına giderek kahve üstüne mükemmel pastalarını yedim Benim için her şey yolundaydı Ta ki Pazartesi sabahına kadar; İşin ilk günü son saatler O ne kadar zor olabilir diyen kızı hemen buraya getirin Onu dava dosyalarıyla döveceğim Bugün sınavım olmadığı için ofise erken gelmiştim İçten içe durumun ne kadar kötü olduğunu görmek istedim Gece zaten kabuslardan dolayı uyuyamamıştım Ofisteki herkes beni sıcak karşılasa da gözlerindeki acıyan bakışları görmemek imkansızdı Asu bana sert bir kahve getirirken kolay gelsin dedi Sert bir kahvenin anlamını bilmeyen yoktur herhalde Bilgisayarı açtım Onun açılmasını beklerken masanın üstünü biraz karıştırdım Büyük ihtimalle üç günde kaçan asistan için bırakılmış notları buldum Ajandası ise düzenli gayet anlaşılırdı Bu beni biraz mutlu etmişti İlk baş bugünün programına baktım Avukatın sabahtan iki davası vardı Bu da gelmesinin öğleden sonrayı bulacağının işaretiydi Bu beni rahatlattı Masanın üstünde bırakılmış evrakları dosyalarına yerleştirmeye karar verdiğimde asıl kabus o zaman başladı Çünkü tüm dosyalar birbirine girmişti Birini düzeltmeye çalışırken diğer dosyanın evrağını buluyordum Delirmeme çok az kalmıştı Böylece sayısız dosyayı indirip yere yaydım Allahtan kişi ve dosya numaraları doğruydu Sadece yanlış evrakları çıkarmam gerekiyordu Bu basit görünse de kenarda yığın haline gelen yanlış evraklar hiç öyle düşünmüyordu Sona doğru tüm enerjim çekilirken avukatın geldiğini fark ettim Saatler ne ara geçmişti ya Kapıdan bana şöyle bir bakıp içeriye geçti İnsan bir bu halin ne der En azından merhaba, hoş geldin falan der Hiç yani Sonunda evrak yığınını düzene soktuğumda araya bir kaç telefon görüşmesini de sıkıştırdım Bu haftanın planına bakıp hakim olduğum için fazla zorlandığım söylenemezdi Son evrağı da dolaba yerleştirdikten sonra koltuğuma yerleşmiş, daha doğrusu yayılmış derin nefesler alıyordum Avukat bana seslenirken hayır ya dedim Daha şimdi oturdum Yanına gittiğimde vereceği ağır işleri beklemeye başladım Bu arada masadaki isimliğine baktım İsmini sormak aklıma bile gelmemişti İsimlikte Ilgaz Kartal'ı gördüm Tam ona yakışan bir isimdi Ne diyeceğini beklerken bana bir tabak yemek ve meyve suyu uzattığını gördüm "Kahvaltı yapmadan işe başladığını duydum Öğle yemeği bile geçti Evrakların ne durumda olduğunu biliyorum İlk günden kaçmanı istemem" Bu yüzümde gülümseme oluştururken "ben masamda atıştırayım Teşekkür ederim" dedim Avukat bana dikkatli bakarken "masana gitmek yerine programı getir Onu da gözden geçirmiş olalım" demesiyle başımdan aşağıya kaynar sular döküldü Tabi ki bedavaya iyilik yapmazdı Bana iki dakika nefes almak yasaktı Tabağı sertçe önündeki masaya koyarken dişlerimin arasında tabi dedim Ajandayı alıp hızlıca yanına geçtim Ağzıma iki lokmayı zor atarken haftayı özetledim Söylediklerini dikkatle not aldım Sonunda beni saldığında yemeğim bitse bile hiç bir şey anlamamıştım Buradan kurtulur kurtulmaz Daha doğrusu arkama bakmadan kaçar kaçmaz soluğu Balım'ın yanında almalıydım |
0% |