28. Bölüm

28. Bölüm

Duygu Günhan Göndüz
okyanus

Bir Ay sonra

Sonunda o büyük gün gelip çatmıştı Yıllarca kendileriyle birlikte büyüttükleri aşkla artık hayatlarını birleştirme zamanı gelmişti Evet sonunda Balım ile Selim evleniyorlardı

Balım yıllarını geçirdiği odada tir tir titrerken bizler onun bu haliyle eğleniyorduk Uluslar arasi bir yarışmada bile bu kadar titremezdi herhalde Ben hem hazırlıklara bakmak hem de damadı çağırmak için bahçeye çıkmıştım Tabi bunda Ilgaz'ı özlememin de payı vardı

Evlilik teklifinden sonra sadece parmağım ağrıyor diye dolaşmış cafe de çalışmayı zorlaştırmıştım bile Asıl o zamanlarda en büyük bombayı Batu dan gelmişti

Bildiği işi yapmayı tercih ederek cafe açmaya karar verdi Yüklü bir miktar da kredi çekmesiyle kolları sıvadık Cafeden ikimizin bir anda ayrılması zorlasa da başka şansımız yoktu

Cafeyi açmak tatil zamanına gelmesi çok iyi olurken Ilgaz Ayça Selim ve Balım ın da yardımıyla kısa zamanda toparlamış hatta iki güncük tatiline bile gitmiştik Cafe düğün yapıyormuşuz gibi açılırken göbek bile atmıştık

Şimdi sıra Balım'ın düğününde göbek atmaktı Ilgaz ile gözlerimizle sevgimizi aktardıktan sonra damat beyi gelin hanımı sakinleştirsin diye yolladım İşte her şey o anda başladı Balım'ın yokluğu dalga dalga yayılırken büyük bir kaos başladı Uzak bir yerde duvağı bulunurken odada "o zaten benimdi Gelinimi alıyorum" notu bulundu

Böyle bir şeyi yazabilecek tek kişi Sedat'tı Bir kaç telefondan sonra hapisten çıktığı ve ailesi sözünü tutmak için yurt dışına çıkartılacakken kaçtığı öğrenildi Düğün evi bir anda kara bulutlarla yıkılırken polis Ilgaz'ın hukuk bürosu Selim in özel aramak için ekibi hepsi bir araya gelirken tedirgin bekleyiş başladı

Sedat normal biri değildi Sevgisini farklı yollarla gösteren biriydi Balım'ın en mutlu olması gereken günde şuan nasıldı Sedat ona bir şey yapmış mıydı Ne kadar güçlü olursa olsun korkudan ölmüştür büyük ihtimalle

Selim ise ne kadar güçlü durmaya çalışsa da bir anda çökmüştü Yıllardır koruyup kolladığı gözünden bile sakındığı hatta onu korumak için Helin'in elinden tutmayı bile göze alan adam Balım ı koruyamamıştı Nasıl nefes alabilirdi ki

Helin zaten Selim Balım'a gittikten sonra ortadan kayıp olmuştu Bu işte bir parmağı var mı bilinmiyordu En son yurt dışına çıktığını biliyorduk Ilgaz geri dönmüş mü diye yurda girişleri inceletse de sonuç olumsuzdu Kamera kayıtlarında görüntüsü yoktu

Saatler geçmiş hava kararmıştı Gerginlik her dakika artarken Balım'ın annesi ilk duyduğunda yığılıp kalmış, babası yıkılmıştı Eğer başka bir yerdeyken böyle bir olay yaşansa onlara hissettirmemeye çalışabilirdik Ama şuan tüm olanların ortasında kalmışlardı Balım'ın abisi arama ekibine katılırken bende herkese yetişmeye çalışıyordum Ilgaz'ın burada olmasını ve destek alabilmeyi o kadar çok isterdim ki Erkeklerin hepsi bir anda dağılmıştı

Balım ise uyandığında yıkık dökük bir depodaydı Ne bir pencere ne de bir gün ışığı vardı Sadece kendini zor aydınlatan lamba Son olanları hatırladığında kanı çekildi Korku dolu bekleyişi başlarken kafasını toplayıp buradan nasıl kurtulacağını düşünmeliydi

Kısa bir süre sonra kapı açılırken elinde tepsi ile Sedat geldi "Günışığım uyandın mı sen Bana geleceğini biliyordum ama böyle dünyalar güzeli olmuş gelinliğinle geleceğin benim bile aklıma gelmezdi" diyerek tepsiyi bıraktı Manyak kaçırdığı yetmiyormuş gibi bir de benim ona geldiğime inandırmıştı

Balım bağırıp çağırmanın çözüm olmadığı bildiği için alttan almaya çalıştı "Sedat" dediğinde Sedat itiraz ederek "bana ne zamandan beri ismimle hitap ediyorsun Yoksa bana küs müsün" diyerek yaklaşırken durdurmak için "hayır hayatım ne küslüğü Ama sana da bu durumumuz garip gelmiyor mu" Sedat sandalye çekip otururken "garip olan nedir hayatım" diye sordu Balım kendini sakinleştirmeye çalışırken kendini göstererek "üzerimde gelinlik var ve bir depodayız Bu normal mi sence Bizim bir evimiz yok mu" diye sorarken vereceği cevabı merakla bekledi

"Bu durumumuzun sorumlusu Selimden başkası değil" dediğinde Balım gırtlaklamamak için kendini zor tuttu Önceden yaptıkları yetmezmiş gibi aylardır hazırlandığı düğün gününü de mahvetmişti Buradan nasıl çıkacağını ya da ondan nasıl kurtulacağının yolu bile yoktu "Nasıl yani" diyebildim

Sedat "hepsi Selim in açgözlülüğünden oldu Ne senden vazgeçti Ne de Helin'den Neyse ki sen gerçek yüzünü görüp bana olan aşkını fark ettin bir tanem Yoksa ben ne yapardım" dediğinde Balım Selim'in elinden onu kurtardığı için çoktan pişman olmaya başlamıştı

"Peki ne zaman evimize geçiyoruz" diye sordu Planını öğrenirse bir çıkış yolu bulabilirdi belki de Sedat biraz düşündükten sonra "artık Selim'in bizi rahatsız etmesini istemiyorum bebeğim O yüzden yarın güneş doğmadan gidiyoruz buradan İtalya da bizim için her şey hazır Hem İtalya senin kendini geliştirmen içinde büyük bir fırsat olur" dediğinde nasıl bir çıkış yolu bulacağımı şaşırmıştım Eğer bir araçla gidiyorsak etrafımızdaki insanlar yardımcı olur muydu Onun adamları ise çok zordu Bir telefon bulmam gerekecekti Bulsam bile artık hepsinde şifre oluyordu Kaçmaya çalışsam gelinlikle nereye kadar gidebilirdim ki

Gözlerim parlarken "peki benim başka kıyafetim yok mu Gelinlikle gitmem herhalde değil mi" diye sorduğum da hayatımda en pişman olacağım cevabı almıştım "Merak etme bebeğim gelinliği hak ettiği gibi çıkardıktan sonra sana kıyafetlerini ellerimle giydireceğim" dedikten sonra bir ölüm sessizliği oldu

Gecenin ilerleyen saatlerinde Ilgaz yanımıza dönmüştü Yakalanmadığı sürece hukuksal yapılacak bir şey yoktu Selim her olasılığı değerlendiriyor, ekipler bir yandan o bir yandan her yere baskın yapıyordu Gerekirse ev ev tek tek arayacak ve Balım bulanacaktı

Her ilerleyen saat herkesin gerilmesine ve daha fazla korkmasına sebep oluyordu Sedat'ın Balım öldürmeyeceği belliydi ama ölümden beter yapacakları akıllarımızdan geçenler titremimize sebep oluyordu Ben bunlardan birini yaşamıştım Bana dokunmasa da istismara uğramıştım Bununla yıllardır zor baş ederken Balım daha kötüsünü yaşarsa nasıl baş ederdi Biz onu sarıp sarmalardık ama bu karanlıktan nasıl aydınlığa çıkardı

Balım ise Sedat'ın depodan çıkmasıyla bir o yana bir bu yana yürümeye başlamıştı Deponun her yerine baksa da kafasına vuracak bir şey bulamamıştı Sadece sandalye vardı Onu da sırtında parçalasa bile çözüm olmazdı Nasıl kurtulacaktı bu durumdan Eğer Sedat ona dokunursa ölürdü

Merkezden ne kadar uzaklaşmışlardı Gelirken yolu da göstermemişti ki Sadece uzun sürdüğünü biliyordum Üzerimde saat bile yoktu Selim onu bulabilir miydi Büyük ihtimalle deliğe dönüp taş taş üstünde bırakmamıştı zaten

Ben deli gibi volta atarken Sedat tekrar geldi Beni burada yalnız bırakıp hiç gelmese daha rahat olabilirdim "Sende sıkıldın dimi sevgilim" diyerek yaklaşıp elimi tuttu "Ama merak etme sadece bir kaç saat Bir kaç saat sonra tamamen özgür olacağız İstersen bu son saatlerin nasıl geçtiği anlamamanı sağlayacak fikirlerimde var" derken dudaklarıma yaklaşmaya çalıştı

Son bir manevrayla kurtulurken "Sedat gerçekten ilk gecemiz böyle bir yerde mi yaşayacağız" diye sordum, masumca Sedat iç çekerken "güzelim bende böyle olsun ister miyim hiç Ama yıllardır seni bekliyorum Sabır edecek etrafımı görecek halim kalmadı benim Hem biz birbirimizi isterken nerede olduğumuzun ne önemi var ki" diyerek üstüme gelmeye başladı

"Ama ben özel olmasını istiyorum Böyle hatırlamak istemiyorum" derken ayağım takılarak yatağa düştüm Sedat "söz bebeğim bundan sonra ki tüm birlikteliklerimiz özel yapacağım Her seferinde ilk defa beraber oluyormuşuz gibi hazırlanacağım Ama daha fazla duramam güzelim Sen de beni anla" derken üstüme çıkarak boynuma gömüldü

Daha fazla itiraz etmeye çalışmam ya da yapma demem onun daha sert davranmasına ve canımı yakmasına sebep oldu Öpüşünün sertliği ile dudağımı patlatırken karşılık vermemem onu daha da delirtiyordu "Naz yapmayı bırak güzelim Ben şuan gelinliğin fermuarını bile açamayacak durumdayım Delirtiyorsun beni" diyerek gelinliğimi parçalamaya başladı

Aylardır emek emek yaptırdığım gelinlik böyle bir pisliğin elinde paramparça oluyordu Oysa bu gelinliği giyerken Selim in alnımdan öpeceğini beni sevdiğini söyledikten sonra yavaşça canımı yakmadan çıkaracağını düşünmüştüm

Artık buradan dönüşüm yoktu biliyordum Gözümden bir damla yaş akarken çaresizce "yapma dokunma" diyebildim

Bölüm : 12.12.2024 18:10 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...