
Ilgaz'ın kendine özel yöntemleri sayesinde beğendiğim elbiseyi giyememiş, somurtarak oturuyordum Ilgaz daha fazla dayanamayarak "hadi ama güzelim Bir elbise için bana küs kalmayacaksın herhalde" dediğinde gözlerimden ateş saçıyordum İlk baş bakışımdan korkarak geri çekilse de sonrasında yanıma gelerek oturdu
"Haklısın güzelim elbiseyi parçalamamam gerekirdi ama Seni öyle görünce dayanamadım Hem kötü mü oldu Karşılığını fazlasıyla verdim bence" diye göz kırptığında boğazlamak istiyordum "Sırf giyemeyeyim diye yaptın Her gözüne kestirdiğin elbisemi parçalayamazsın" diyerek denize baktım Saçlarımdan öperken "haklısın güzelim Kendimi frenlemeye çalışacağım" demesiyle zor da olsa tatlıya bağlamaya çalıştık Kahvaltı sonrasında eşyalarımızı toplarken yavaş yavaş diğer rotalarımıza doğru ilerledik Yeni yerler görmek güzeldi de, göçebe yaşam kolay değildi
Batu belli bir süre öylece oturdu Ne okuduklarını ne de olanları anlayamadı Bir daha bir daha okudu Sonuç aynıydı Ayça olmayacak mıydı Onsuz mu yaşaması gerekiyordu Ne için Belki çocukları olmazsa diye Ayça onsuz yaşayabileceğimi, sırf bu sebepten onu bırakabileceğimi nasıl düşünürdü ya nasıl Aklım başıma gelmeye başladıkça odada volta atmaya başladım
Ayça şuan neredeydi Ne haldeydi İyi miydi Koltuğa çöküp saçlarımı dağıtırken nasıl iyi olabilirdi ki Nereye gitmeli Kime sormalıydı Annesinin evine gitmezdi İlk oraya bakacağımı bilirdi Balım'ı da üzmek istemezdi Acaba Adaların evi boş diye orada olabilir miydi Düşünceler içerisinde boğuşurken sabahı sabah etmiştim Hava aydınlandığında ilk yaptığım iş Adalara bakmaktı Ama kapı duvardı Ayça sahile bayılırdı O yüzden saatlerce bir aşağıya bir yukarı sahili gezdim
Sonunda onu gördüm Bir banka oturmuş, elindeki simide işkence ediyordu Hemen arabayı park edip yanına koştum Bir hayal olmasından ya da bir anda ortadan kaybolmasından ödüm kopuyordu Yanına gittiğimi çok sonra fark ederken onu izledim Bir günde aynı benim gibi çökmüştü Oturuyordu ama resmen iki büklümdü Göz göze geldik Oda sabaha kadar uyumamış ve üstelik ağlamıştı Ah be Ayça Ah be güzelim
Son gecelerinde Ada evine gideceği için mutluydu ama içi biraz da buruktu Bu nefes alma onlara çok iyi gelmişti Ilgaz da yanına gelirken kollarıyla sardı Ada'yı "Beğendin mi tatilimizi güzelim" diye sorarken Ada gülümsedi "Beğenmek ne kelime bayıldım O kadar çok ihtiyacım varmış ki sevgilim" derken beraber geceyi izlediler
Geri döndüklerinde büyük bir koşuşturma olacaktı Rahat olmak için fotoğraf çekimini sonraya bırakmışlardı İlk iş onu halletmelilerdi Ilgaz'ın da işleri birikmişti Benim de okulum ve cafeyi gözden geçirme zamanım gelmişti Bu kaosu seviyordum Ilgaz ile daha fazla vakit geçirebilirse daha iyi olurdu tabi
Batu ile göz göze gelen Ayça panikle ayağa kalktı Ne çabuk bulmuştu onu Ayça'nın kalkmasıyla Batu adımlarını hızlandırarak içine sokarcasına sarıldı İşte şimdi nefes alabilirdi Uzun süre öyle kaldıktan sonra Batu yavaşça ayrıldı Gözlerine bakarken "yazdıklarından hiç bir şey anlamadım güzelim Sanırım terk edildim ama birbirimiz olmadan ikimizde yaşayamayız biliyorsun Ben sensiz nefes alamam Ayça Sen de mutlu değilsin İsteyerek vermemişsin belli Bunu bize yapma güzelim"
Ayça'nın gözlerinden yaşlar düşerken "isteyerek mi bu kararı verdim sanıyorsun Ama yapmak zorundayım Batu Bu süreç çok zor seni de sürüklemek istemiyorum Geleceğin için mutluluğun için bu kararı vermek kolay mı sanıyorsun Sen eksik olma diye hepsi Senin bu kadar çok parçanı taşımak isterken taşıyamam Ne yapmamı bekliyorsun"
Batu artık sinirlenmeye başlanmıştı "Ne demek gelecek mutluluğum için Ben sensiz nasıl mutlu olabilirim Ben sen olmadan nefes bile alamazken mutlu olacağım öyle mi Ayrıca benim parçamı sen taşımadığın sürece benim için anlamı olacağını mı sanıyorsun Hem biz neden evlendik Ha neden evlendik Evlenirken iyi günde kötü günde demedik mi Şimdi ilk engelde birbirimize arkamızı mı döneceğiz Ayça lütfen"
Ayça'nın iyice kafası karışırken ağlaması da arttı Batu sarıp sarmalarken gözyaşlarını sildi "Hadi gidelim güzelim Eşyalarını alalım Biraz uyuyalım Kafamızı toparlayıp tekrar konuşalım olur mu Gerçekten ayakta duracak halim yok sevgilim"
Ayça sesini çıkarmazken Batu'nun dediği gibi yaptılar Evlerine geçtiklerinde Ayça üstünü değiştirmek için enerjisini bulamazken öylece yattı Batu ise üzerindekileri çıkartarak yatağa geçti Ayça'nın arkasından sarılarak uyudular
Sabah ilk Batu uyanmıştı Ayça'ya bakarken gülümsedi Ondan ayrılacağını söylerken nasıl da ona sığınıp, sarılmıştı Belli bir süre izledikten sonra kalktı Ona sürpriz yapmaya karar verdi Belli bir süre sonra tepsiyle odaya gelirken çiçeği kendi kulağına taktı Tepsiyi kenara koyarken "güzelim" diyerek öpmeye başladı Belli bir süre sonra Ayça uyanırken gülümsedi "Hadi bakalım prenses hemen oturuyorsun" diyerek tepsiyi aldı Ayça Batu ya baktığında gözleri parladı Batu' nun kulağında çiçek elinde tepsili halini görünce gülmeden edemedi
Batu "ne oldu güzelim hoşuna gitti galiba" diyerek tepsiyi koyup karşısına oturdu Şimdilik tüm problemlerini rafa kaldıracak, şuanın tadını çıkartacaklardı
Ilgaz'ın iş arkadaşları Esra, Azra ve Asu yaz gelini olmaya karar verirken tarihlerini de resmen üst üste seçmişlerdi Onlar benim zor zamanlarımda hep yanımda oldukları için sıra bendeydi Ama hazırlıkları sürekli baştan yapıp koşmak da pek heyecanlı değildi
Asu elitliğine yakışır biçimde çırağan sarayı gibi bir yer seçerken bana pek iş düşmemişti Sadece angaryalara koşturmuş düğün günü sabahtan akşama kadar yanında olmuştum
Gelinliği abartıdan uzak tüm vücudunu saran bir elbiseydi Düğün elit bir şekilde klasik müzikle başlarken tabi ki sonunda Angaranın bağlarına bağlamıştı Bu beni çok güldürürken çok eğlenmiştim
Azra kır düğünü seçerken hoş ferah bir mekan seçmişti Azra detaylara çok önem verdiği için biraz fazla yorulmuştum Fotoğraf köşesi, gelenlerin resim çekinebileceği özel köşe, özel hazırlanmış hediyelikler gibi
Ama onun böyle özenmesi çok tatlıydı Gelinliğini prenses model seçerken ona çok yakışmıştı
Esra ise sahilde bir düğün tercih etmişti Çıplak ayak kumlarda papatyalar eşliğinde evlendi Gelinliği abartıdan uzak minik papatyaları olan bir gelinlikti Sade, romantik bir düğün seçtiği için beni pek yormadı
Ilgaz ise bu süreçte sürekli isyandaydı İlk baş bu kadar üstüne düşüp koşmamamı söylese de sonrasında dayanamayıp gene beni almaya ya da atladığım öğünleri telafi etmeye geliyordu
Evliliğimizden hiç bir şey anlamamıştı :) Bu geçici bir durum hayatım diyerek onu sakinleştirmeye çalışıyordum
Biz gerçekten evlenmiştik Beton surat dediğim adam şimdi benim kocamdı :) Bunu ara ara kendime hatırlatıyordum
Devamlı müşterim olsa da yakınlaşmamı sağlayan Ayça ile gerilmesi olmuştu Aslında hepsi zincirleme bir şekilde gerçekleşmişti Aramızdaki anlaşma sayesinde bir araya gelmemiz, bu sayende benim odasını teklif etmem, beni araştırması, aynı evi paylaşmamızdan ötürü paylaşımlarımız derken adım adım birbirimize gitmiştik
Acaba ben çalışmak zorunda olmasaydım Biz sadece yolda karşılaşan iki insan olsaydık yine de bir araya gelir miydik Yine bana aşık olur muydu
Neyse şimdi kafa karıştırmaya gerek yok Sonuçta kocam oldu :) İyi ki de oldu İyi ki de o oldu
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 12.1k Okunma |
751 Oy |
0 Takip |
39 Bölümlü Kitap |