Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@okyanus

Nereye bakacağımı şaşırmıştım Bir yanda el ele tutuşan Helin ve Selim Öbür yanda masadan destek alarak duran Balım Tercihimi Balımdan yana kullanarak yanına gidip kolundan tuttum Dik durmasını sağlarken "şimdi değil" dedim "Şuan dağılamazsın" Selim ve Balım'ı bilenler şok olurken tanımayanlar tebrik ediyordu

Balım'ın abisi Fırat onlara doğru gidecekken Balım durdurmuştu "Sakın abi Helin için" derken gözleri dolmuş, boğazı düğüm düğüm olmuştu

Balım Selim beni değil Helin'i seçse bile Helin yıllardır Selim'i benden dinlerken bunu nasıl yapabilmişti Ben yıllardır Selim'i iki sözüyle beklerken bu nasıl olmuştu diye düşündü Hayatına uzaktan bakıyor gibi izlemişti bütün geceyi Dik duracağım diye tüm kemikleri sızlarken tam tüm iş bitmiş pastaneden çıkacakken bacağını masaya vurması ile yere oturup saatlerce ağlamıştı

Selim için ise bu durum ölümden beterdi O gece deniz kenarında Balım'a açılmayı planlarken olaylar nasıl bu hale gelmişti Selim tüm gece zor dursa da gecenin sonunda Balım'ın abisinden güzel bir yumruk yese de içi soğumamıştı Pastanenin önünde Balım'ın çıkmasını beklerken bacağını vuruşunu yere çöküşünü görmüştü Tüm gece dik durmaya çalışsa da Selim Balım'ın içini bilmez miydi hiç

Cama yapışıp adım atamamak Balım'ı saramamak o kadar zordu ki Onu korumak için onu daha fazla yaralamak Buna nasıl dayanacaktı

Ada eve giderken üst üste yaşadığı şoklar yüzünden perişandı Kapıdan girdiğinde elinde kahve ile odasına geçen beton surat ile karşılaştı Beton surat gülerek "ne oldu Pastanede nereleri dağıttın da mı bu haldesin" diye sormadan geçemedi Ada bıkkınlıkla bakarken "keşke benim dağıttıklarım olsaydı sadece" derken şaşırma sırası beton surattaydı

"Çalışma odamda seni bekliyorum" diyerek geçerken odama geçip ilk baş kendimi sırt üstü yatağıma attım Gözlerimi kapatırken Balım yerine bu gece bir hayal olsun dedim Ama tabi ki bu mümkün değildi Zorlukla yataktan kendini kaldırıp üstümü değiştirdim Beton surat gibi kendime gelmek için kahve yaparak yanına geçtim

Beton surata kısa bir özet geçtim Beton surat dava dosyasını anlatıyormuş gibi dinledi Sonrasında "burada şüphe çeken bir çok şey var Helin'in Balım'a bunu yapmasını geçiyorum Anlattıklarına göre Selim Helin'i kardeşi gibi görüyor zaten Bir sabah uyanıyor ve illa Helin ile evlenmeliyim mi diyor Çok saçma Ayrıca Balım'a bu kadar yakınken onsuz bir adım bile atmazken mantıksız

Bir erkek sevdiği kadın sevgisini fark etsin onu başkasıyla düşünmesin diye diğer kadınlara gözünü kapatır Ben de Ilgazsam bunun altından başka bir şey çıkacak" dedi

Söyledikleri hem bir avukat hem de bir erkek gözüyle olurken beni rahatlatmıştı Benim de aklımı kurcalayan bir çok nokta vardı ama o anki şok ile sadece bu geceyi bitirmek istedim Aklımı toparladıktan sonra bu işe el atacaktım Balım benim en zor günlerimde yanımda olmuş beni yalnız bırakmamıştı O benim canımdı

Sabah uyandığımda kafam daha berraktı Hemen hazırlanarak Balım'ın evine gittim Helin'i orada bulmayı diliyordum Şansım yaver giderken şimdi odada karşı karşıya duruyordum Onu parçalamamak için kendimi zor tutarken "bunu nasıl yapabildin" diyebildim Helin yüzsüzce "neyi" dediğinde sabrımın sınırındaydım

Sesim bir ton yükselirken "dünkü tiyatroyu diyorum Helin Bunu Balım'a nasıl yapabildin" Helin umursamazca omuzlarını silkerken "ben bir şey yapmadım" dedi "Bunu Balım'a yapan Selim idi Ayrıca Balım bile bana hesap sormazken senin sorman da şaşırtıcı" diye ekledi

Sesim bir ton daha yükselirken "çünkü Balım seni kardeşi gibi görüyor Beraber büyüdünüz Senin mutluluğun için kendini görmezden gelebilecek birisi Ama ben öyle değilim İkinizin de mutluluğunu isterim ben Ama sen Balım'ın gözyaşları üzerinde nasıl mutlu olabileceksin Balımdan Selim'i yıllardır dinlerken ona nasıl gidebildin En azından Balım'ın karşısına böyle çıkmadan önce uyarabilirdin Hem de onun açılış günün de bu sana hiç yakışmadı"

Artık Helin de sinirlenmişti "Yeter artık" dedi "Sürekli Balım Balım Balım Ben de varım bu hayatta Bu hayatta Helin diye yaşayan biri de var Sırf Balım'ın ailesi beni evine aldı diye ezilmekten bıktım Sürekli Balım'ın gölgesinde kalmaktan da Ben de Selim'i seviyordum tamam mı Sırf Balım için bunu bile görmezden gelmeye çalıştım Ama artık yeter Selim beni seçti ve son Bu kadar"

Bende sesimi ton ton yükseltmekten vazgeçmiş artık bağırıyordum En azından Helin'in gerçek yüzüyle Balım yerine ben yüzleştiğim için mutluydum "Sen neden bahsediyorsun Helin Balım'ın ailesi sizi hep üç çocukları olarak görerek büyüttü Neyin eksikti Diğer çocuklarına ne yaptılarsa senin için kat kat fazlasını yaptılar hatta Balım da abisi de senin mutluluğun eksik kalmaman için çabaladı O insanlar bana bile evlerine açtılar Ne zaman düşsem koştular Ben bunları iki sene de görürken sen nasıl görmezsin Senin gözlerin her şeye kör olmuş

Balım ile Selim'in yakınlığını görerek onlara saygı duyman gerekirdi Eğer bu yakınlığa sen sahip olsaydın Balım aynısını yapardı Ben Selim'in seni seçtiğine falan inanmıyorum Bunu illa ki çözeceğim O zaman görüşeceğiz asıl" diyerek çıkacakken Balım'ın abisi geldi "Bir sorun mu var" sorusuna "sorun varmış da biz hiç görememişiz Fırat abi" diye sinirle çıkıp gittim

Direk Balım'ın yanına geçtim Onu görür görmez Helin yerine kocaman sarıldım Ayrıldığımda makyajla kapatılmış bir yüz görsem de asıl altındaki kırıkları görüyordum "Nasılsın" soruma cevap bile vermezken burukça gülümsedi "Dün gece nasıl bitti peki" dedim Selim ile sonradan yüzleşmiş olabilir miydi Helin ile aynı odada nasıl kalmıştı

Balım "herkes gittikten sonra vakit kazanmak için ortalığı toparladım Biraz denize bakarak düşündüm Kendimi azıcık toparladıktan sonra geç bir saatte eve geçtim Tek isteğim Helin'in uyumuş olmasıydı İlk defa Helin ile aynı odayı paylaşmak zor geldi Abim odasında kalabileceğimi söylese de kaçmış gibi görünmek istemedim

Odaya girdiğimde Helin'in uyumak yerine beni beklediği gördüm Bu beni gererken ne yapmam gerektiğini bilmiyordum Sonuçta o benim kardeşimdi Arkamı dönemezdim Helin "Balım" derken elimle susturdum "Şimdi olmaz Helin Bu durumu kabul etmek ne kadar zor Selim'in yanındakinin senin olman nasıl can yakıcı tahmin bile edemezsin Size mutluluk dilemek kolay değil ama sana da can yakıcı bir şey söylemek bana yakışmaz" diyerek arkamı döndüm Ne üstümü değiştirdim ne de saçım ile makyajımla uğraştım O an her şey önemsizdi İçim o kadar boştu ki Son gözyaşlarım bile dolduramamıştı diye gece olanları anlatırken onu hiç bölmedim Sakince içindeki zehri atmasını bekledim

Sabahın ilk ışıklarıyla hazırlanıp buraya geldim Denize boş boş bakıyorum saatlerdir Nasıl devam edeceğimi bilmiyorum Biri sevdiğim adam biri kardeşim Nasıl dayanırım Kendimi Bihter gibi hissederken onların mutluluğundan ölen biri olmak istemiyordum O benim kardeşim Ama nasıl olur bu ya nasıl

Kurs için yurt dışına bile çıkmayı düşündüm Ada Ama pastaneyi yeni açmışken nasıl gidebilirim ki Hem neden ben kaçmalıydım ki Ben bir hata yapmamıştım Sadece kalbimin sesini dinlemiştim

Ellerimi Balım'ın omzuna koyarken "bu saçma düşünceleri kafandan hemen atıyorsun" dedim "Dediğin gibi sen yanlış bir şey yapmadın Bu pastane için uzun zamandır emek veriyorsun Onlar için arkanı dönüp gidemezsin Ben yanındayım Abin ve ailende öyle Bu durumu çözeceğiz Selim gerçekten Helin'i seçtiyse de bu durumu atlatmak için yanında olacağız tamam mı Ben hep buradayım" dedim ,

Balım bana kocaman sarılırken bu durumu en kısa zamanda çözebilmeyi diledim

Balım ile vedalaşıp derse girerken Deniz ile karşılaşacağım aklıma geldi Bu aldığımız tek ortak dersti Kapıdan girdiğimde en son sırada oturduğunu gördüm Kalbim yerinden çıkacak gibi atarken izlemem mümkün olmadığı için yerime geçtim Derse kendimi verememiş kafa karışıklığımın da üstesinden gelememiştim

Ders bitmiş herkes bir bir çıkarken birinin yanıma oturduğunu fark ettim Bu Deniz idi Anlamam için bakmama gerek bile yoktu "Seninle ortak dersimizdi dimi bu" diye sorması tekrar balyoz etkisi yaratırken sadece "evet" diyebildim Elimdeki notlara bakarken "a bunlar benim bölümün notları mı" diyerek incelemeye başladı Beklenti ile yüzüne bakarken onu etkilemek için tek numaram buydu "Bunlar çok iyiler Hatta benim bölümüme benden daha iyi çalışmışsın diyebiliriz Arkadaşlarla yemek yerken bakalım mı" diye sordu Ben "evet" derken toparlanıp kalktık

Beni meşhur altılı gurup oldukları arkadaşlarıyla tanıştıracaktı

Sonunda okula en yakın cafeye geçtik Arkadaşları çoktan gelmişti Deniz' i yakın takibe aldığım için arkadaşlarını bilsem de çaktırmadım Tarık ve Talha ikizlerdi Çift yumurta ikizi oldukları birbirlerinin tersi olmaları karıştırmayı önlüyordu Sonrasında Ulaş, Enes ve Tuğba geliyordu Gurup olmalarına rağmen en yakın arkadaşı yanından ayırmadığı Enes idi Arada sadece ikisi geliyordu Tuğba'yı ilk başta sevgilisi sanıp karalar bağlasam da kısa zaman da kuzeni olduğunu çözmüştüm

Arkadaşlarına Deniz'e göre tanışma sebebimiz olan stajı anlatmış, olanların kısa bir özetini geçmiştik Aramızda gündelik konuşmalar geçerken ben de Deniz gibi Enes'i kendime daha yakın hissetmiştim Deniz ile bir ortak nokta daha :)

Dersin başlama zamanı geldiğinde kibarca onları da davet ettim

Diğer dersler aynı sıradanlıkla geçerken cafeye geçip Deniz'i beklemek için sabırsızlanıyordum Her gelen Deniz diye kalbim hoplarken Batu'nun bu durumdan gözünden kaçmamış benimle dalga geçmek için elinden geleni yapmıştı

Tam umudumu kesmiş başım düşmüşken gelmişti Gülümseyerek yanımdan geçerken bu kadarı bile yeter diye düşündüm İki yıldır uzaktan izlediğim adam beni gördü Bana gülümsedi Yeter de artar bile

Servisi uça uça yaparken diğerlerinde servisini hızlandırıp işleri kolaylamıştım Mesaimin bitmesine yakın beton suratta gelmişti Deniz ile bana bakarak geçti Onun sade kahvesini götürdükten sonra Denizlerin yanına geçebilmiştim "Anca bitirebildim Keyfiniz yerinizde değil mi" diye oturdum Enes "saçmalama kızım atom karınca gibisin maşallah Seni izlerken yoruldum" Enes bilmiyordu ki atom karınca olmak istemiyordum Deniz'in deniz kızı olmak istiyordum ama bazen atom karıncaya da ihtiyaç vardır değil mi

Enes ile kafalarımız uyarken okuldan bir haber olduğum için tüm bombaları sıralayıp herkesi çekelerken vakit nasıl geçti anlamamıştık bile Enes "böyle çalışkan ve tatlı bir kızları olduğu için ailen gurur duyuyor olmalı" dedi Bu sözü benim için bomba etkisi yaratırken durumu nasıl açıklayacağımı düşünüyordum Kendimi toparladıktan sonra meraklı bakışlarına dayanamayarak "annemi üniversiteye başlamadan önce kaybettim Babam ile de pek yakın değiliz" diyebildim Tuğba uzanıp elimi tutarken "çok üzüldüm" dedi Deniz "ani bir ölüm müydü" sorusuna cevap veremeyeceğimi biliyordum Sadece "acı dolu bir ölümdü Hala anlatamıyorum" deyip konuyu kapatmalarını diledim Enes yardım çağrımı anlamış olacak ki hemen konuyu değiştirdi

Bu beni rahatlatırken mesai saatim çoktan bitmişti Beton surat Deniz'in dikkatini çekmemek için sessizce çıkıp gitmişti Bizde hep beraber kalkmıştık Deniz beni bırakmayı teklif ederken ilk baş ret etsem bile sonunda kendimi Deniz in arabasında bulmuştum Bunu daha çok Tuğba ve Enes aynı arabada gitsin diye yapmıştım ama neyse

Deniz ile eve giderken tarif dışında konuşma geçmemişti aramızda Ben gerginlikten ölürken ne konuşabilirdim ki Deniz bana doğru bir iki baksa da sesini çıkarmadı Sonunda dayanamayarak "Enes'in yanında benimle olduğun daha rahatsın Eğer o bıraksaydı seni son izlediğin diziyi tartışırdınız eminim" demesi ile ne diyeceğimi bilemedim Ne Enes'i nasıl gördüğümü ne de onun bendeki değerini anlatamazdım ki

Sadece "evet Enes ile kafalarımız uydu Sayende iyi bir arkadaş kazandım Teşekkür ederim" demek ile yetindim Deniz'in yüzünden bulutlar geçse de umutlanmak istemiyordum Sonunda geldiğimizde apartmana yakın bir yerde inmiştim Deniz'e Ilgaz'ı açıklamam çok zordu Teşekkür edip inerken stajı beraber yapacak olmamızın onu heyecanlandırdığını söyledi Müthiş gözüktüğünü düşündüğüm gülümsemelerimden birini sundum Tabi tam tersi de olabilirdi "İyi geceler" dileyip inerken düşünlere daldım Final kapıdaydı Finallerden sonra staj başlayacaktı Sonunda kara zaman gelmişti

Eve girdiğimde geç olmasına rağmen beton odasında çalışıyordu Kendime kahve yaparken ona da yapıyım bari dedim Uzun zamandır odadan çıkmamıştı Ama kahve makinasını daha önce kullanmadığım için işler pek yolunda gitmemişti Ben nescafe insanıydım Deniz ile olanları düşünürken iki kere taşırmış diğer makinadan yapmaya çalışırken durmadan ötmesine sebep olmuştum Her ne kadar susturmaya çalışsam da başarılı olamamış tatlı dilimle olayı çözmeye çalışıyordum Canım makinam bak içeride çalışıyor onu rahatsız etmenin bir anlamı yok değil mi ne olur sussan diye dil dökerken beton "ne oldu konuşmak işe yaramamış gibi" derken kendimi tezgaha siper etmiş "bence işe yarayacak" demiştim

Gülerek gelip makineyi sustururken ben tezgaha yatmıştım resmen kahve dalga dalga vücuduma yayılırken sıcaklığı beni bitiriyordu Beton "boşuna tezgaha yapışma gördüm" demesiyle ilk defa mutlu olmuş "buna ne kadar sevindim bilemezsin diyerek banyoya koşarak kendimi daha fazla yanmaktan kurtarmıştım

Hayır yani kahve yapmak benim neyime ki Hem betonu düşünmek bana mı kaldı Yap işte nescafeni geç hayret bir şey diye söylenirken üstümü değiştirip mutfağa geçtim Kendine kahve yaparken bana da yapmıştı Tezgah pırıl pırıldı "Yine sana iş çıkardım dimi Bıraksaydın keşke ben yapardım"

Beton kafasını sallarken "sen iyi misin onu söyle" diyerek kahvesinden bir yudum aldı "evet iyiyim" dediğimde "bugün ister istemez konuştuklarına kulak misafiri oldum Yan masadaydım sonuçta Diğerlerine açıklayamadığın aile sırrını bana söyler miydin" diye sordu

Sorusu ile gözlerinin içine bakarken kısa bir an düşündüm Herkesin içinde özellikle de Deniz'in karşısında bunu açıklamak istememiştim Daha beni tanımazken gözünden düşmek beni öldürürdü

Ama beton surat ile ilişkimiz çok farklıydı Onun karşısında sayısız kere rezil olmuştum Beni çok kötü durumlardan kurtarmıştı Beni ayıcıklı pijamalarımla bile görmüştü Ona artık güvendiğim için kapımın arkasına dolap bile çekmiyordum

Başım öne düşerken gözlerim doldu Başımı sallayarak "söylerdim" dedim "Sen bana bunu sormuş olsaydın söylerdim" Ilgaz bana doğru yaklaşarak eli ile çenemi tuttu Başımı kaldırırken dolu dolu gözlerimle ona bakıyordum

"Ben biliyorum Ada" dedi Anlamayan gözlerle ona bakmaya devam ederken "ben babanın anneni öldürdüğünü biliyorum" bu bende yıkım etkisi yaratırken düşmemek için uzanıp bileğinden tuttum

"Ben babanın nasıl bir insan olduğunu biliyorum Ben avukatım Ada Evimi sana açmadan önce de seni araştırdığımı söylemiştim Sadece okuduğun okul ve ailenin ismi tabi ki bana yeterli olmazdı Hala çözemediğim kabusların olsa da bu kadarını biliyorum"

Ilgaz'ın hem babamı bilmesi hem de kabuslarımı bilmemesi rahatlatmıştı Babamı saklayamasam da kabuslarım bana ait olmasını istiyordum

Ilgaz derin bir nefes alarak devam etti "Bunu Deniz'in kaçmaması için söylemediğini de biliyorum Ama bu benim gözümde değerini hiç değiştirmedi Evimi sana açtım ben Eğer Deniz gerçekten seni severse buna takılmayacağına eminim"

Gözümden bir damla yaş süzülürken "teşekkür ederim Ilgaz" dedim "Hem beni bu konuda rahatlattığın için hem de bunu bilmene rağmen beni yargılamadığın için teşekkür ederim"

Ilgaz elini çenemden çekerken toparlandı Yüzün de sinsi bir ifade belirirken "mutfağı bu hale getirmek için baya dalmış olmasın Deniz ile ilgili hayaller miydi yoksa" diye gülmeye başlamıştı Platonik aşkımı bir Batu bir de o bilirken böyle söylenmesi hoşuma gitmemişti Hem de Deniz ile böyle yalnız kalıp ağzımı açamazken "Evet onunla sadece hayalimde beraber olabileceğimi biliyorum Bunun için bir kaç fincan kahveni feda edebilirsin bence Edemezsen de ben alırım merak etme" diyerek kahvemi alarak çıkmıştım

Kahvemi içip annemin fotoğraflarına bakarak sakinleştiğimde yaptığım hatayı da fark etmiştim Benim beceriksiz aşk hayatımda betonun ne suçu vardı ki Ayrıca bunu olayı dağıtmak için söylediği belliydi Duyduğum pişmanlıkla uykuya dalmıştım

Sabah uyandığımda kendimi affettirmek için kahvaltı hazırlamaya çalışırken mutfakta savaş çıkarmış, omleti yakmış, portakal suyunu dökmüş, salatalık doğrarken parmağımı kesmiştim Sonunda beton beni kurtarmaya gelirken "buranın hali ne böyle kaç kişiye kahvaltı hazırlıyorsun sen" diye sorarken elimi görünce hemen yanıma gelmiş suya tutup yara bandı yapıştırmıştı Her ne olursa olsun yaralarımı sarmaktan vazgeçmiyordu "E bu durumda ne yapıyoruz" diye sorarken düşünüyormuş gibi yaparken "tabi ki dışarıda kahvaltı" diye kendimce en tatlı gülümsememi sunmaya çalışmıştım Beton kafasını sallarken "tabi ki temizlik" diyerek acılı saatlere başlamıştık Mutfağa bakarken "amacın neydi öğrenebilir miyim" diye sorarken "sadece kendimi affettirmek istemiştim Dünkü davranışım yanlıştı" bana dönerken "bir dahakine kelimelerle ifade et olur mu daha az yorulmuş olurum" diyerek mutfağına döndü Sanki çeyizinde ki yemek takımını kırmıştım

Sabah sabah kahvaltı bile yapmadan sadece mutfağı değil tüm evi temizletmişti Hayır yani bugün cumartesiydi Keyif yapmam gerekirken bu acımasızlık niye Banyoya çamaşır suyunu döküp fırçalarken artık kendimde değildim Ayağa kalktığımda başım dönerken zorlukla Ilgaz diyebilmiştim Gerisi karanlık

Loading...
0%