@okyanus
|
Bölüm şarkısı: İzel - Galibi sen
Ofise geçtiğimde ilk olarak Alaz' ın odasına gittim "Gümüş kaşık" diye içeriye girerken onu dosyalarına gömülmüş bir halde buldum Şöyle bir bakarken "yeni bir dava ha Fazla vaktini almayacağım" diyerek bana verdiği flashı masaya bıraktım "Senin verdiğin flash Aslan' ı kurtardığıma göre buna ihtiyacım yok İçinde ne var bakmadım bile" dediğimde Alaz ayaklanarak flashı eline aldı "Bunun sende kalması daha doğru değil mi kalp ağrım" sorusuna "hayır gümüş kaşık Benim baban ile olan savaşım başka Onunla havadan gelen bir bilgi ile savaşamam Bununla ne yapacağına sen karar ver İster kullan ister çaktırmadan koyması için abine ver" dediğimde "sen inanılmazsın" diyebildi sadece .... Elimde bir cinayet davası dosyasını tutuyordum Müvekkilim sadece suçu kabul ederek başka bir şey söylemiyordu Karşı tarafın ifadelerine göre müvekkilim Serdar bey evleneceği Fulya onu istememesinden dolayı boğarak öldürmüştü Fulya' nın boğazındaki izler ve ölüm sebebi bunu kanıtlasa da olayın bu kadar basit olmadığını düşünüyordum Çünkü Serdar bey benim ilk okul öğretmenimdi Sıradaki tesadüf buydu Serdar öğretmen kolumdaki morlukları ve gittikçe arttığını fark etmesi ile başladı her şey Aynı zamanda tüm erkek öğrenciler ve öğretmenlerden de kaçmam beni gözlemlemesini sağladı Ona güvenmem ve konuşmam çok zaman alsa da pes etmedi Kendi kendine yaptığı araştırmalar ile bazı sonucunda ulaşmıştı Yurt müdürü ile karşı karşıya gelmesi ve şikayet etmesiyle dengeler değişmişti Bu tavrı öğretmenimin zorla tahini ile sonuçlanırken sana kimse yardım edemez sözü kulaklarımda çınladı Öğretmenim gittikten sonra altıncı yaş günümde olduğu gibi sessizliğe gömüldüm Altıncı yaş günümden sonra bir sene konuşmamıştım Böylece işaret dilini öğretmişlerdi Serdar öğretmenim gitmeden benim için gelmişti Sonrasında bana adresini vererek mektup arkadaşı olmamızı sağlamıştı Onun destekleri ile ayağa kalkmıştım Liseye geçtiğimde onun sayesinde başka bir yol çizebilmiştim Uzun araştırmalarım sonucunda yurt müdüründen çok fazla olduğunu gördüm Hatta yurtta ki çocuklarin başına çok daha kötü olaylar gelmişti Tüm bilgileri toparlayarak örgüte ulaşmıştım Ama küçücük, güçsüz halimle onların karşısında duramazdım Öğretmenim sayesinde en azından beni tecavüzden korunmuştum Artık gölge bana yaklaşmasa da bu sefer de yaptığı tecavüzleri bana izletmeye başladı Öfkesini karanlık odalarda kemerini sırtıma vurarak çıkartır ya da rahatlayıncaya kadar döverdi Ama bunlar bana koymazdı En azından vücuduma kocaman elleriyle dokunamıyordu Süveyda yurt müdürü kemerle dövüyor ama tecavüz etmiyor diye mutluydu İlk duruşmamızda da savunmam ile herkesin aklını karıştırarak yapmış, en azından ceza almasını ertelemiştim Ama Serdar bey mutlu olmak yerine huzursuzdu Onu tedirgin eden bir şeyler vardı Bunu da çözecektim Gerekirse evlenmeden önceden başlayarak tek kameraları izleyerek tek tek etrafıyla görüşerek yapacaktım Asır' ın yanına geçerken çantamı masaya attım "Serdar Aktan hakkında neler biliyoruz Kimlerle görüştük Adamda beni huzursuz eden bir şeyler var Suçu kabul etti diye bıraktık mı" Asır elleriyle kollarımı tutup beni durdururken "neler oluyor Süveyda nedir seni böyle delirten" derin bir nefes almaya çalışarak "biliyorsun en çok savunma yapmamı istemeyen çaresiz müvekkiller beni delirtir Serdar bir şeyler saklıyor Ona ulaşmama izin vermiyor On kere görüşe gidiyorsam üçünü zor kabul ettiriyorum En azından benimle iş birliği yapsa onu korurum Ama buna izin vermiyor" Asır beni koltuğa oturtup önüme su koyarken "adam sorguda ben yaptım demekten başka bir şey söylemedi İlk baş sevdiği kadını kaybettiği için şokta diye düşündük ama günlerce başka bir şey söylemedi Sorgu süresi dolunca mecburen sevk ettik Adam kimsesiz Fulya' ya deli gibi aşıkmış Adam hayatının aşkını kaybetmiş, geri kalan hiç bir şeyi düşünmüyor Belki koruyamadığı için hapsi hak ettiğini bile düşünüyor olabilir" Suyumdan büyük bir yudum alırken "böyle saçmalıklardan nefret ediyorum Elimizde gerçekten hiç bir şey yok değil mi" Asır umutsuzca başını sallarken öfke ile kalkıp çantamı aldım "Ama ben bunu böyle bırakmam" diyerek hızlıca çıkışa doğru yürüdüm Asır arkamdan seslense bile aldırmadım Arabanın kilidini açarken telefon çalıyordu Arayana baktığımda yabancı bir numara gördüm Merakla açtığımda "avukat bu iş ilk duruşmada bitmeliydi Altını karıştırmandan da hiç hoşlanmandık Bu işi kurcalama adam yaptım diyor zaten" duyduklarım sinir kat sayımı arttırırken "siz galiba benim ismimi duymamışsınız Hele de böyle bir tehdit aldıktan sonra müvekkilimi size yem eder miyim Hadi bakalım hodri meydan" diyerek telefonu yüzüne kapattım Neden böyle olaylar hep beni buluyordu ki Ne olurdu yani Serdar benimle ittifak olsa Serdar ile görüşme talep etmeden önce elimi güçlendirmeye karar vererek herkesi ofise davet ettim Diğer duruşmanın tarihi de yakındı Daha fazla erteleme yapamazdım Ofise geçtiğimde herkes oradaydı Hatta Alaz bile Eylül kahvemi getirirken "Deha bulduğun bir şey mi var mı" diye sordum "Şimdilik bir kaç iz peşindeyim Bir şeyler çıkacak gibi" kafamı sallarken tahtaya geçerek bilindik şablonu çizdim "Zamanımız kısıtlı biliyorsunuz Bir sonraki duruşmayı boş bir savunma ile kurtaramam Üzerinde durmamız gereken Fulya'nın çevresi Ailesi arkadaşları belki Serdar hoca ile ortak arkadaşları bile olabilir Hocanın okuluna da gitmek lazım Bugün bir tehdit telefonu aldım Duruşmayı uzatmam hoşlarına gitmemiş Bunun sebebi katilin başkası olması tabi ki Dosyayı hemen kapatmak istiyorlar" ben tahtaya döndüğümde Aslan ve Alaz aynı anda "tehdit edildim derken" diye sekronize bir şekilde sorarlarken onlara doğru döndüm "Tehdit işte Davayı kapat avukat gibi bir şeydi Bende yüzüne kapattım sanırım" Alaz "yüzüne kapattın öyle mi" Aslan "tebrik ediyorum seni Süveyda İstesen de bu kadar tüm gözleri kendine çekemezdin" Onlara gülümserken "teşekkür ederim beyler Her zaman ki gibi kendimle gurur duyuyorum" Yine ikisi birden "bundan sonra tek bir yere gitmek yok" dedikten sonra birbirlerine şaşkınca baktılar O kadar tatlı gözüküyorlardı ki Bu arada telefonum çaldı Görüntülü aramaydı Açtığımda karşımda küçük bey Anıl'ı görmem ile yüzümde güller açtı Bir Kayalar için numara bulmak en basit işti Aras beni arayarak Anıl'ın sürekli beni sorduğunu söyleyince, o eve gelmem mümkün değil ama görüntülü konuşabiliriz demiştim "Arıyor benim prensim" dediğimde tüm dikkatler bana dönerken telefonu sabitleyip işaret dili ile konuşmaya başladım Beni çok görmek istiyordu Bende prensini kurtaran bir prenses olarak level atlamam gerektiğini bunun zorlu bir yolculuk olduğunu anlatmaya çalıştım Beni istediğinde arayabileceğini söylediğimde yine yüzünde güller açtı Telefonu kapattıktan sonra hemen görev dağılımı yaptım Nil okulla görüştükten sonra Fulya'nın arkadaşlarıyla görüşecekti Eylül nikah görüntüleri izleyecekti Kızı gelinliği ile boğmuşlardı Deha o gün ve öncesi etrafındaki kamera kayıtlarını ve telefon kayıtlarını inceleyecekti Bende görüşme kapmaya çalışacaktım Sonunda öğretmenimle karşı karşıya gelirken "öğretmenim sizi burada bırakmayacağımı biliyorsunuz En azından bana biraz yardımcı olsanız olmaz mı" sorum ile kafasını kaldırıp göz göze gelirken gözlerindeki saf acıyı gördüm Onun için hayat bitmişti İçeride ya da dışarıda olmanın bir önemi kalmamıştı Uzanıp elini tutarken "bir çok kayıp yaşadım ama insanın kalbini kaybetmesi ne demek bilmiyorum öğretmenim Çünkü ben kalbimi kimseye veremiyorum Bana göre kalbim bile kirli O yüzden sizi ve acınızı anlayamam ama Fulya burada olsaydı Sizinle konuşabilme şansı olsaydı bunu mu isterdi Onu sizden koparan katil dışarıda Ama sevdiği hayatını birleştirmek üzere olduğu adam katili yerine cezasını çekmeye hazır Huzurla yatabilir mi orada Aklı, kalbi burada kalmayacak mı Her şeyi, boş verin en azından bunu Fulya ya borçlu değil misiniz Bunu bir düşünün lütfen" diyerek toparlanarak ayağa kalktım "Siz benimle iş birliği yapmasanız bile ben size mükemmel bir savunma hazırlayacağım Her şeyden önce beni bir zamanlar savunup tayini kabul etmek zorunda kalan öğretmenime borçluyum" Bu konuşmadan sonra bir daha öğretmenimi görmeye gitmedim Sıkı bir savunma hazırlamak için kolları sıvadım Zaten o da benimle görüşmek için haber yollamadı Derfin ile kahvelerimizle camın önündeki koltukta oturuyorduk Derfin bahsetmediği ilaç olayından ve Yamaç ile son olanların özetini geçiyordu Derfin de tehlike altındaydı ama o korur dediğim babası tarafından tehlikedeydi Derfin "Yamaç bana bir şey söylemiyor ama babam ile ilgili bir şey öğrendiğini biliyorum O bana söylemeye utanırken, üzülmemi istemezken babamın yaptıklarına inanabiliyor musun Süveyda" dedi Elim bilekliğime giderken babamı düşündüm Son anına kadar beni kurtarabilmek için çabalamış, benim için hayatından vazgeçmişti Onun ölümünde örgütün parmağı olduğunu ve baştan seçilmiş çocuk olduğumu biliyordum Süveyda babası ile gelecek hayalleri kurarken onun katili olduğunu bilmiyordu Düşüncelerimden uzaklaşıp Derfin' ın kolunu okşayarak "baban böyle bir adam olsa da seni koruyabilecek bir Yamaç var hayatında Babanın karşında dim dik duran bir Yamaç Hem o olmasa bile biz varız Baban bile olsa seni korumaktan vazgeçmem biliyorsun Ha bir bela eksik ha bir fazla bana fark etmez" dediğimde Derfin dolu dolu gözlerle bana sarıldı Çoğu zaman umursamaz ve asi gözükse de onun kırılganlığını biliyordum ben Dışarıya gösterdiği maskeydi sadece Sonunda duruşma günü gelip çatarken bu sürede Alaz ve Aslan nöbetleşe yanımda olup hiç yalnız bırakmamışlardı Alaz ile uyku tutmadığı için deniz kenarında yürüyüş yapıyorduk Benim de dava öncesi rahatlamaya ihtiyacım vardı Alaz "sence de fazla ileriye gitmiyor musun Süveyda Bize belli etmesen bile tehditlerin arttığını biliyorum Yarın ki duruşma dengeleri tamamen değiştirecek Buna değer mi Adam avukat istemiyor bile" dediğinde durup ona dönerek gülümsedim Elim bilekliğime giderken güç aldım "Serdar benim orta okul öğretmenimdi Çok zor zamanlar geçiriyordum Herkes beni görmezden gelirken o benim elimden tuttu Onu uyarmama rağmen herkese karşı durdu Benim yeni bir yol çizmeme yardımcı oldu ve sırf bana yardım ettiği için en uzak yere tayini istendi Ama o yine de beni bırakmadı Bir nevi koruyucu ailem olmuştu Üniversiteye geçtiğimde iletişimimiz kopsa da son hatırladığım hukuk kazandığım için gurur duyuyordu Bir zamanlar elini uzatan adam için ben herkese kafa tutarım Alaz " Alaz ister istemez kabullenirken "o zaman bize dikkatli olmak düşer Sen burada bekle ben şuradan bir kahve alayım" dediğimde başımı sallayarak kabul ettim Denize dönüp dalgın bir şekilde izlerken biri elini omzuma atarak sertçe beni döndürdü "Sana bu işe karışma demiştik avukat" diyerek bıçağı saplayıp çıkardı "Bu sana son uyarı" sözü ile beni bıraktığında elim karnıma gitti Bir anda gelen acı ile yere yığılırken Alaz elindeki kahveler yere düşüp koşarak yanıma geldi Başımı dizlerine koyarken "sakın Süveyda" dedi "Sakın gözlerini kapatıp gitmeyi düşünme bile" beni kollarına alırken bir yandan da ambulansı arıyordu Gerekli bilgileri verdikten sonra benimle konuşmaya devam etti Ben ise sadece gökyüzüne bakıyordum Yine beni yalnız bırakmayan yağmur yağmaya başlamıştı Artık zamanı gelmiş miydi Hayatım hiç bir zaman benim için önemli olmamıştı Bu hayatta ölümde var diyerek yaşamıştım Ölüm beni korkutmuyor kaybettiklerim hep orada diye düşünürdüm Bitmiş miydi gerçekten bu dünyada çektiğim tüm acılar yine acı içinde mı son bulacaktı Ölmeden önce biraz şikayet etmek istedim Çok yoruldum baba diyebilmek Çok yoruldum, çok canım acıyor, çok yalnızım Süveyda o gece masum biri için kafa tutması yüzünden bıçaklanmıştı O gece mutlu sonlara inanmayan Süveyda acı içinde ölümü bekledi |
0% |