Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Bölüm 1

@okyanus

Elimdeki silahı ona doğrulturken söylemiştim dedim "Sana kalbinden vurmam için sebep verirsen, bunu yaparım demiştim"

Kendimden emin duruşumla elim bile titremiyordu Ta ki kar yağmağa başlayana kadar O anda omuzlarım çökmüş, elim sabitliğini kaybetmişti ikimizin de gözleri dolarken biliyorduk Bugün burada kar tanelerinin içinde birimiz ölecektik


Yıllar önce


Aynada kendime bakıyorum Şekil almayan saçlarım, kocaman gözlerim, küçücük burnum ve dolgun dudaklarım Annemin kabullenip sevemediği tüm benliğimle baş başayım Benimde kendimi sevdiğim söylenemezken, başkasının beni sevmesini ve bunu beklemeyi çoktan bırakmıştım

İnsanların ise bir kısmı benden kaçarken, diğer kısmı benimle gurur duyuyor Çünkü ben Avukat Süveyda Devrim bu zamana kadar aldığım davalarla herkesin takip ettiği bazılarının ise düşmemi beklediği kişiyim

Her davadan sonra mutlaka kendimle ilgili haber olmasını sağlarım Avukat Süveyda Devrim savunmakla kalmadı Cinayeti çözdü Avukat Süveyda Devrim tecavüz suçlularına nefes aldırmamaya devam ediyor Süveyda Devrim Kar holdinge kafa tutmaya devam ediyor Avukat Süveyda Devrim dur durak bilmiyor

Ben ise bunların ortasında insan neden çocuğuna kalp ağrısı anlamına gelen ismi vermek ister diye düşünüyorum Belki de gerçekten kalp ağrısıydım kim bilir Geleceğim doğuşumla çizilirken kendimi çöp konteynırında buluvermiştim İşte yediğim ilk darbe ve hayatım burada başlıyordu

Elimde tek kalan ise psikoloğumun önerisi ile sanki başkasından bahsedermiş gibi yazdığım günlüklerim Örnek Süveyda o günkü haykırışının etkisinden yıllarca çıkamayacak, kabuslarından uyuyamayacaktı gibi Bir de babamın bana almış olduğu bileklik Bu zamanlarda meşhur olan pandora bilekliği Ucunda kalp, baba ve kollarında kaldırdığı kız, kar tanesi figürleri vardı Yıllardır kolumdan çıkarmadım Babamın beni koruduğunu ve yanımda olduğuna inanır, güç alırım Sürekli bakımını yapar, gözümden sakınırım

Düşüncelerimin içinde kayıp olurken Derfin sabırsızca bana seslendi "Geç kalıyorsun Süveyda Kafam akşamda kalma olmasına rağmen bunu biliyorum" başına tekrar yorganı çekerken uykusuna devam etti Derfin ile üniversite de okurken tanıştım Normal de tüm insanlara nefret dolu olup, kaçan ben Derfin' in pençelerinden kurtulamamıştım

Derfin üniversitenin ilk senesinde derslerini boşlayarak gece hayatına daldı On sekizini geçmenin ve paranın verdiği güven ile asiliklerine başladı Bu onun belli bir süre okula ara vermesine sebep oldu Ama biz hiç kopmadık Şimdi ise mezun olmaya çalışıyor

Ailesi çok saygın ve zengin Ama o da anne konusunda şansızdı Onu küçük yaşta kaybetmişti Karşıdan zengin ve şımarık görülse de bana kalbini göstermeyi seçmişti Üniversiteyi de beraber okurken bağımız kopamayacak kadar güçlü hale gelmişti Böylece aynı evde yaşama kararı aldık

Derfin'in söylediklerine oflarken aynada kendimden nefret etme seansına son vererek davamı kazanmak için evden çıktım Hızlıca ofise uğramaya karar verdim Ofise geldiğimde davayı kazanacağımı bildikleri için bir yandan kutlama havası vardı

Onlar toplantı masasında birbirleri ile uğraşırken uzaktan izledim İlk tanıştığımız, ofisi ilk açtığım zamana gittim

Staj dönemimi en meşhur avukatların arasında geçirdim Çevremi bu doğrultu da oluşturdum Ofisi ilk açtığımda yanımda sadece Aslan vardı Yurttaki karanlık günlerimin ışığı, küçücük olmasına rağmen, tüm aldığım cezalarda bana gizlice yemek getirip, kapının arkasında otururdu Benimle sürekli konuşup karanlık korkumu yenmemi sağlardı Bana yaklaşırken ya da sarılırken korkmadığım tek insan Biz yola çıkarken ne olursa olsun beni koruyacağını söyleyerek yanımda yer almıştı Biz iki sokak çocuğu tüm sokakları bilirken kafa tutmaya hazırlanıyorduk

İki kişilik dünyamıza sokaklarda tanıdığımız Asır katıldı Hayata ve kendisini terk eden ailesine öfkeli, hırslı Asır O da baş komiser olup tüm suçluların canına okumayı seçti Onu terk eden ailesini buldu Daha doğrusu annesini Annesinin gençlik kaçamağıydı ve zengin aile ondan kurtularak sokaklara bırakmışlardı

İşleri rayına oturtmamla ekibimiz oluştu İlk olarak stajer avukatımız Nil geldi Benim elim ayağım olurken tüm programım ona emanetti O da karşı bürodaki Pamir' e emanetti İflah olmaz romantik aşıklardı

Sonrasında hala isminin sahte olduğunu düşündüğüm Deha geldi Bizim beynimiz, gözümüz oldu Hacker kimliği ile tüm sistemlere geçiş biletimiz oldu Çapkınlık ve aldatma hikayeleri ile neşemizdir

Deha ile beraber yardımcı bir ekip oluşturduk Fotoğrafçımız ve takipçimiz Evren ve Elvan çifti Üçü birleşince bana inanılmaz kanıtlar bulmakta üstlerine yoktur

En son ise Eylül geldi Eylül bir dava da müvekkilimin kızıydı Müvekkilim evrakta sahtecilik ve dolandırıcılıkla suçlanıyordu Çok ünlü bir şirketin sahibiydi ve tuzağa düşürülmüştü Aldığım büyük davalardan biriydi Canımı dişime takarak çalışıyordum Suçsuzluğunu kanıtlayacaktım ama müvekkilim en güvendiği insan tarafından yediği darbeyi kaldıramadı Kendini asarak intihar etti

Suçsuzluğunu kanıtladım Çok yankı uyandıran ismimin duyulmasını sağlayan bir dava oldu Ama ben uzun süre kendimi toparlayamadım Eylül ise küçük yaşta annesini kaybetmenin travması ile konuşamayan biriydi Ailesinden kimse kalmamıştı Babasının ismini aklamamdan dolayı tek bana güveniyordu Büro ve yönetimi kazanmıştı Onu okutup ofisimde çalışmasını sağladım Her zaman kalbi ile davalarıma farklı bir açıdan bakmamı sağlar

Biz sadece ofis ile sınırlı kalmayıp apartmanımızı bileştirmiştik Eylül ile Nil bir dairede, Aslan, Deha ve Asır bir dairede oturuyorlar Aynı yurt odaları gibi Her ne kadar o günleri hatırlamak istemesek de bir yandan da bu düzenden kopamıyoruz

Aslan ile göz göze geldiğimde onun da aynı düşünceleri aklından geçirdiğini anlıyorum Yine gözlerimizle konuşuyoruz Onların birbirleri ile uğraşan hallerine gülümseyerek "ben kaçıyorum ve bir galibiyet alarak geliyorum" hepsi bir anda "git kopar kafalarını" derlerken gülerek ofisten çıktım

....

Ayakkabımın topuğunun sesini inlettiği koridorda çekişmeli bir davayı daha almamanın verdiği kendimden emin gülümsemem ile beni bekleyen gazetecilerin karşısına çıkıyorum Bir kaç havalı laf söylüyorum Sonuna da "yaşamak çok nadir rastlanan bir şeydir Çoğu insan sadece var olur ve ben sadece var olmak istemedim

Ben herkese adaletin var olduğunu göstermek istedim Aldığım davalarla da bunu göstermeye devam edeceğim" diye ekliyorum

Muhabirlerin yanından geçip gittikten sonra arabama atlayarak ayağımdaki topuklu ayakkabılardan kurtuldum Saçlarımı da tepemde topladıktan sonra ikinci adresime doğru yola çıktım

Adrese vardığımda büyük bir kalabalık beni bekliyordu Yüzümde gülümseme ile arabadan inerken topu koluna kıstırmış Efe karşılıyor beni Çocuklar Süveyda diye koşarak yanıma gelirken beni kuşatıyorlar

Eğilip onlarla aynı boya gelirken "beni özlediniz mi bakalım" çocuklar hep bir ağızdan evet derken "iyi misiniz peki" soruma da hep beraber cevap verirlerken Efe daha fazla sabır edemeyerek "artık maça başlasak mı Süveyda Rakip takım korktuğumuzu sanacak" doğrulurken "kim bize korkak diyebilir Efe" Sesimi yükselterek "hadi gidip canlarına okuyalım" Tüm çocuklar bağırarak sahaya inerken kahkahalar atıyorduk

Yaptığım top kaçırmalarla herkesi delirtirken, çenem ile bezdirdim Sonunda maçı bizim takım kazanırken nefes nefes olduğum yere yığıldım Çocuklarda hemen yanıma

Karşımda ki binaya bakarken gözlerim doldu Burada benim çocukluğum, acılarım, göz yaşlarım, haykırışlarım vardı Burası neresi mi Burası çocuk esirgeme kurumu

Çocuk esirgemede büyüdüm ben Öyle dizilerde ya da kitaplarda anlatıldığı gibi birbirine kenetlenmiş aile ortamı ya da baba gibi müdür babaların olmadığı, bir şey döksek korkuyla beklediğimiz, hayatımın en büyük acılarını yaşadığım dört duvar

Aslan' ın ailesi kaza geçip buraya bırakılıncaya kadar tek başıma hayatta kalmaya çalıştım Ben dört o sekiz yaşındaydı Birbirimizin gözlerine baktığımızda bir daha ayrılamayacağımızı anlamıştık Aramızda çok başka bir bağ oluşmuştu Aslan çok güçlü ve karanlık olduğu için çocuklar ondan korkardı Beni kolladığı fark edilince benimle uğraşan çocuklar beni görmezden gelir oldular Beni sadece cezalardan kurtaramasa da ya cezamı üstlendi ya da benimle cezamı çekti

O küçücük yüreğimizle açılan yaralarımızı kapatmaya çalışırken bir de bunun okul boyutu vardı Çocuklar acımasızdı ve kimsesi olmayan çocuklar onlar için hedeftik Nasıl olsa bizi koruyacak savunacak kimsemiz olmazdı

Bizim içimizde ise farklı savaşlar vardı Veli toplantıları, sınıfta tanımak için sorulan aile soruları, saçları örülen sınıf arkadaşları, bizim hiç sahip olmadığımız dantel çoraplar, üşümesin diye ailelerin getirdiği hırkalar, hastalandığında koşarak gelen aileler, yere düştüğünde yarasına bakan aileler daha bir çok örnek Hayatı sadece tek başına yaşamıyor bir de etrafında olanları izlemek zorunda bırakılıyorduk

Ama ben bu yurt ve yurttaki çocuklar için bambaşka bir savaş ve mücadele vermiştim Bu yurtla ilgili başlattığım savaşı diğer yurtlar için de devam ettirmiştim Her adımım beni bunların bağlı olduğu bir örgüte götürse de yıllardır onlara ulaşmayı başaramamıştım

Ama hedefe onları koydum bir kere Bu yolun bana ne getireceğini bilemeden sonuca ulaşmanın derdindeydim

Loading...
0%