@okyanus
|
Bölüm şarkısı: Cem Adrian - Keskin
Yamaç beni içeriye çekerken sakinleşmemi bekledi Sonunda kendime gelirken göz yaşlarımı silerken koltuğa oturttu "Neler oluyor Derfin" diye sorarken "baban mı bir şey yaptı Biri mi saldırdı ne oldu" diye sordu Ben ise bambaşka bir sebep için gelmiştim buraya "Babanın annen dışında birine aşık olduğunu biliyor muydun" diye sordum Yamaç beklemediği soru karşısında şaşırsa da kendini toparladı "Annemden önce gençlik aşkı var diye biliyorum Ama nasıl ayrıldılar Neler oldu Hiç bir fikrim yok" dediğinde "o kadın annemmiş" diye söyledim Şaşkınlıkla yüzüme bakarken devam ettim "Annem ben küçükken bizi terk etti Babam o günden sonra tüm eşyalarını yakarken isminin evde söylenmesini bile yasakladı Bu gün babamla konuşmak için gidiyordum Bağırışlarını duydum Kim cesaret ettiyse ismini söylemiş Sonrasında annemin yıllar önce sakladığı günlüğü buldum İçinden bir fotoğraf arkasında da isim vardı İsminden senin baban olduğunu anladım Bu kadar tesadüf olması normal mi" diye sorduğumda ikimizde düşüncelere dalmıştık Babam intikam için şirketi almıştı büyük ihtimal Yamaç ı kendine mecbur ederek bir şekilde içini rahatlatacaktı Yine de annemin kaçtığı adamın oğlu Mantıklı olmayan bir şeyler vardı Biz düşüncelere dalmışken babam aradı Yamaç da olmam hoşuna giderken ortalarda dolaşmamızı istedi Ayrıldılar dedikoduları canını sıkıyormuş vsvs Babamla daha fazla konuşmak istemediğim için kabul ederken hazırlanmak için eve döndüm Akşama kadar ayrı ayrı düşünüp karşılaştıracaktık Odamda biraz dinlendikten sonra akşam için hazırlanmaya başladım Haber olacaktık büyük ihtimal O yüzden özenle seçtim Yamaç beni almaya gelirken mutluluktan uçar vaziyette giderek babamın mutluluğa mutluluk katmıştım Sakinleşmem onun da işine gelmişti Nişanlıydım artık benim yaptığım bir taşkınlık bir çok kişiye zarar verirken ismimin öyle anılmasına da göz yumamazdım Aşağıya indiğimde arabaya yaslanmış Yamaç ı buldum Yamaç beni baştan aşağıya süzerken "senin hep kıyafetlerin kalanını unutuyorsun galiba" diye söylenirken arabaya doğru geçtim Sırtımı görünce "Kalanını geçtim senin tam bir kıyafetin yok Bari ceket alsaydın Üşüyeceksin" diye devam ederken arabaya bindik "Gardolabım da en uygun kıyafet buydu" dediğimde "o gardolabı yakmaz mıyım ben" diye söylerken direksiyonu tutan elleri beyazlaşmıştı "Ne yemek istersin" diye sorduğunda düşündükten sonra "köfte" dedim Yamaç "hay hay" derken "sahi biz en çok hangi yemeği sevdiğimizi bile bilmiyoruz" diye ekledi "Ne seversin" dediğinde "köfte patates" diye coşkuyla söyledim Yamaç gülerken "bir dahakine hamburger çocuk menüsü alalım bari sana" dedi Ben kaç numara olduğunu bilmediğim bakışlarımı atarken beni salaş ama çok tatlı bir mekana getirdi "Buradaki köfteyi hiç bir yerde bulamazsın" diyerek arabadan indi Köftelerimizi beklerken etrafımı inceliyordum Evden çıkma sebeplerim okul alışveriş ve gece hayatından oluşuyordu Hiç etrafıma dikkat edip gezip sürekli gidilecek favori mekan bile seçmemiştim Köfteler geldiğinde bütün gün bir şey yemediğimi ve kurt gibi acıktığımı fark ettim Yamaç ilk geleni bitirip ikinciyi isterken ben daha yarılamıştım Hangimiz kurttu bilemiyordum Yemekler bittiğinde "beğendin mi" diye sordu Hayatımdan annemden sonra yediğim en lezzetli köfteydi "Bayıldım" dediğimde gururla arkasına yaslandı Sonrasında sinemaya gitmeye karar verdiğimiz de ne son Süveyda ile gittiğim aklıma geldi Şuan sıradan bir randevu yaşıyorduk ve bundan çok memnundum Karşıdan bakıldığında mecburen evlendirilen bir çift gibi gözüküyor muyduk acaba Ben bile bu gerçeği unuturken hiç sanmıyorum .... Ofiste bıçaklanma olayım öğrenildiğinde Aslan ve Alaz gırtlak gırtlağa geldi Aslan' ı zor sakinleştirirken bana da ölümcül bakışlar atmayı ihmal etmedi Bana günlerce çocukmuşum gibi bakarken, bir an bile gözünün önünden ayırmadı Bazen boğulacakmış gibi hissetsem de sevgi ile sarmalanmanın tadını çıkarmaya karar verdim Son davamdan sonra almak istediğim bir dava olmadığı için biraz sakinliğin tadını çıkarmaya karar verdim Artık tesadüf olarak gösterilecek pek bir olay kalmamıştı Ama bu sefer geçmişime bakmak isteyen bendim Ayaklarım beni babamın evine götürürken o yangından sonra kül olan eve baktım Sonra bahçede kendimi gördüm On üç yaşında tek destekçisi öğretmenini kaybetmiş, ona yapılanın ne olduğunu anlamış yaralı kız çocuğunu Ergenliğin verdiği asilik ile bağırmıştım Elimde bir jilet iyi ha geceler dedim İyi mi geceler Benim ailem yakılmışken, sayısız kere tecavüze uğrayıp izletilmişken iyi mi geceleriniz Göz yaşlarım birbirinin ardına süzülürken bahçeye bağdaş kurarak oturdum Benim değil dedim Benim gecelerim iyi değil Benim gecelerim de tekrar eden dayaklarım, kabuslarım var Babacım küçük kızın kendini koruyamadı Küçük kıZın sensiz ayakta kalamadı Küçük kızını annesi bir gece yarısı bırakıp gittiğinden beri küçük kızın hiç iyi olmadı Gözlerimi kapattım Son göz yaşlarımı döktüm Jileti sağ bileğime, babamın bilekliğinin altına götürdükten sonra babam gibi kan gölünde ölmeyi bekledim Ama istediğim yine olmadı Yine o tarçin kokusu buldu beni Çekip çıkardı O yangında ki gibi, yıkılacakken lotus çiçeği demesi gibi Sonrası hastane ve uzun bir zaman psikolojik destek idi Hiç kimse yaralarımı saramasa da Serdar hoca bana bir çıkış yolu gösterdi Yaşanılanı değiştiremezsin ama ipleri eline alabilirsin dedi ve bende ipleri elime almayı seçtim Liseye kadar dayaklar ve tecavüz izletmeleri devam ederken Serdar hocanın akıl vermesi ile üç çocuk gizli kamera koyarak yurt müdürünü çektik Sonrasında üç çocuk bu görüntüler ile tehdit ederek liseyi yatılı okumamı sağladık Bu benim ilk baş kaldırışımdı İlk kez hakkımı savunuşumdu ve benim lehime sonuçlanan ilk kavgamdı Süveyda özgürlüğü alabilmek için yurt müdürünü izlettiği tecavüzü kameraya çekmek zorunda kaldı On sekiz yaşımı doldurmam yurtla tamamen ilişkimi kesmemi sağlarken hukuk kazanmıştım Artık kavgam sadece kendimle değil herkesleydi Böylece çalışıp okuduğum tatillerde mecburen berbat pansiyonlarda kaldığım dönem başlamış oldu Çok zorlanmış çok yalnız kalmıştım ama mutluydum O izbe yerden kurtulmuştum Bedenim kendime aitti Artık karanlıkta korku ile beklememe gerek kalmıştı O iğrenç nefesi, kocaman elleri artık yoktu Ama bunlar uyumamı sağlamıyordu Kendimi güvende hissetmemi sağlamıyordu Aksine her an bir yerden çıkacakmış gibi yaşadım Çıkacak ve sana kimse yardım edemez diyecekti Onu bir daha görmesem bile kabuslarım beni hiç bırakmadı Her gün aynı geceleri yaşayıp tekrar tekrar öldüm Puslu günleri kafamı sallayarak yok ettim Günler geçmiş, dışarıya tek bir adım atmamıştım Evde film izlemiş, kitaplar okumuş, hayatımda dinlenmediğim kadar dinlenmiştim Minik kesiğim yavaş yavaş kaybolurken kapının çalması ile yayıldığım kanepeden kalktım Kapıyı açtığımda Alaz' ı görmek aklıma son gelen olabilirdi Beni baştan aşağıya süzdükten sonra inanamayan gözlerle bakıyordu Ne vardı yani evde gece elbisesi ile oturacak halim yoktu Sadece "hadi hazırlan gidiyoruz" dedi Nereye, ne oluyor diye bile sormadım Onu kapıda bırakarak odama geçtim Kısa sürede hazırlanıp çıktığımda okuduğum kitabı incelediğini gördüm "aşk romanları ha" diye gülerken "ne olmuş yani" dedim "Başı sonu belli" diye elinden çektim O önde ben arkada evden çıktık Arabaya binmek yerine yürüdük Yan yana aynı anda adımlar attık Sonunda sahil kenarında bir evin önünde durduk Alaz beni karşısına alırken "burası" dedi "Benim bitiş noktam Hayatımın hep burada sona erdiğini düşünmüştüm Çünkü annem babam ile ettiği büyük kavga sonrasında bu evin çatısından kendini attı Ben ise babama mı kızmalıyım yoksa beni bu hayatta tek başıma bırakan anneme mi bilemedim Şimdi ise buradaki annemin kanlar içindeki görüntüsü yerine bambaşka bir şey koymak istiyorum" dediğinde tepemizden karlar yağmağa başladı Buna inanamazken elimi uzatıp bir kaç tanesini tuttum Yüzümde kocaman bir gülümseme ile Alaz' a bakarken aramızda geçen konuşmayı hatırladım "Pamuk şekerini sevmediğini acı bir şekilde öğrendik Peki ne seversin sen" dediğinde büyük bir hevesle "kar severim" dedim "Karı severim ama uzun zamandır yağışını göremedim" Karı severdim çünkü tüm acıları, yaraları, çirkinlikleri ve kötülükleri beyazlığı, masumluğu ile kapatır Benim artık sahip olamayacağım bir masumlukla Alaz derin bir nefes alırken acı çeker gibi "Süveyda" dedi "Ben seni çok seviyorum Küçük bir adamken sana lotus çiçeği veren çocuk seni bir an bile unutmadı Büyüyüp adam olurken kalbi seni sevmeden yapamadı Ben adım adım seni seven bir adama dönüştüm Süveyda Sende beni sevemez misin" Alaz benim için kar yağdırıyordu Alaz benimle korkunç olan anısını güzel bir anıya dönüştürmeye çalışıyordu Alaz bana verdiği kolye gibi çamurda çiçek açabileceğime inanıyordu Ama ben bu değildim Ne ona güzel anılar verebilirdim, ne de bir gelecek Ben burada ailemi kaybetmiş, ben burada gölgeye teslim olmuş, ben burada canıma kıyarken aslında ölmüştüm Gözlerim dolarken "yapma Alaz" dedim Canım yanıyordu Kalbim paramparçaydı "Ben sana acıdan başka bir şey veremem Ben hiç bir zaman lotus çiçeği olmadım Çünkü o çamur beni çoktan yuttu ve çiçek açmam mümkün değil" Gözümden bir damla yaş düşerken ona arkamı döndüm Sırf ben seviyorum dedim diye kar yağdıran adama arkamı döndüm Alaz gitmeme izin vermeyip önüme geçerken "hiç bir şey umurumda değil Süveyda Çamura mı battın ben seni çıkarırım Çamurunda çiçek mi açmak istiyorsun açtırırım İntikam mı istiyorsun seninle o yolda itirazsız yürür yanarım Sana ne olduğu ne yaptıkları önemli değil Sen hala benim verdiğim kolyeye gözün gibi bakıp taşırken, benim için önemli olan sende açtıkları yaralar Onları da tek tek sararım Sen yeter ki iste" derken gözümden bir damla yaş daha düştü Alaz durmadan devam etti "Beni sevmediğini söyleyebilir misin Benim için kalbinin atmadığını söyleyebilir misin Beni anca bu durdurur Bunu yapabilir misin" Ağzım bir şey söylemek için açılırken tekrar kapandı Ne diyebilirdim ki Gözlerinin içine bakarken "seni sevsem ne değişir ki Alaz Bir ipin üzerinde yürüyorum ben Hayatımı çoktan gözden çıkardım Mutlu sonları çoktan bıraktım Adım adım ölüme giderken beni koruyabilir misin En basitinden beni babandan koruyabilir misin Yapamazsın Eğer senin elini tutarsam ve bana bir şey olursa sen bunu kaldıramazsın Ben böyle bir son istemiyorum Arkamda acı dolu bir adam bırakmak istemiyorum Tek geldiğim bu dünyadan tek başıma gitmek istiyorum Sana seni mutlu edecek, tüm kalbiyle sevecek bir kadın bul diyecek kadar iyi kalpli değilim ama kalbini benden koru Alaz Çünkü ben sadece acıdan ibaretim ve bunu seninle paylaşmak istemiyorum" Alaz' a arkamı dönüp giderken gözlerimden yaşlar düşüyordu Dönüp boynuna atlamamak için kendimi zor tutuyordum Ama ben Süveydaydım Sevdiği adamı karlar artında tek başına bırakıp gidebilen Süveyda |
0% |