Yeni Üyelik
2.
Bölüm

Bölüm 2

@okyanus

Bölüm şarkısı: Billie Eilish, Khalid - Lovely


Evde yıllanmış filmlerden birini seyrederken Derfin odasından çıktı Üzerinde iddialı bir elbise ve makyaj ile

"Fıstık bu halde nereye" diye sordum

"Bir kutlamaya davetliyim Gece kulüplerinden birinde olacak"

"Babanı delirtmeye yine kararlısın galiba" dediğimde küpelerini takarak "keşke daha fazlasını yapabilsem" diyerek topuklu ayakkabılarının çıkardığı ses ile yok oldu Yarın ki haberleri şimdiden görebiliyordum Ev bana kalırken abur cubur sepetim ile pineklemenin tadını çıkartıyordum

Sabah kalktığımda Derfin yerinde yoktu Korkarak sosyal medyaya bakarken yeni bir skandal patladığını gördüm Gece hayatıyla gündemden düşmeyen milyarder Derfin Aslan dün gece Sinan Akyüz ile samimi halleriyle damga vurdu Gerisini okumama bile gerek yoktu Büyük ihtimal babasının adamları çekip almıştı onu Daha ne kadar böyle devam edecek merak etmeye başlamıştım Babasına zarar vermeye çalışırken kendi zarar görüyordu

Derfin ise katlanılmaz bir baş ağrısıyla uyandı Etrafına baktığında eve getirildiğini çoktan anlamıştı Baş ucuna bırakılan hapı içtikten sonra duş alıp hazırlandı Babası bu sefer ne kadar azarlayacaktı bakalım

Aşağıya indiğimde babamın kahvaltıyı bitirip kahve içtiğini gördüm Çantamı kenara asarak oturdum Babam gazeteyi önüme atarken "oo gecelerin prensesi erken kalkabilmiş" Gözlerinden ateş çıkarken "Kızım gerçekten senin derdin ne Her istediğin yapılıyor Hiç bir sıkıntın yok Bu yaptığın şımarıklıktan başka bir şey değil" her zaman ki cümlelerini kurarken rahatlaması için ona izin verdim Bu aramızda kısır bir döngüydü artık Ama bu sefer başka bir şey vardı Bir bomba geliyordu Hissedebiliyordum "Seni evlendirmeye karar verdim kızım Artık seninle başa çıkamıyorum" Ben donup kalırken "ne demek evlendiriyorum baba Kiminle evlendiriyorsun" Babam keyiflenmiş arkasına yaslanırken "Yamaç Deniz ile evlendiriyorum Yakında batmak üzere olan babasının şirketini satın alacağız Şirkete karşılık seninle evlenmesini isteyeceğiz" Duyduklarıma daha ne kadar şaşırabilirdim ki Babam beni bir malmışım gibi takas yapıyordu

Babam beni satıyordu


Ofise geçerken araba yerine yürümeyi tercih ettim Kış aylarında olmamıza rağmen hava çok güzeldi Bugün davam yoktu ve yeni aldığımız dava için çalışacaktık Belki yeni dava da gelir diye ofiste olacaktım İlk başlarda davaların peşinde koşsam da şimdi onlar benim peşimde koşuyorlardı

Kulağımda kulaklık kendimi müziğe kaptırmış yürürken yolun ortasında ağlayan küçük bir kız gördüm Tam yanına yaklaşacakken annesi gelip kocaman sarıldı Belki de oyuna dalıp kayıp olmuştu Belki de bir kedinin peşine takılmıştı Küçük kız annesini bulduğu için ağlamasını bitirerek gülerek yürümeye başladı ama ben orada öylece kaldım

Çünkü ben terk edilip bir daha alınmaya gelinmemişti Dördüncü yaş günümdü Havanın buz gibi olduğu bir kış günüydü Annem bana babamla bir oyun oynayacağımızı babamın bana çok büyük bir sürpriz yapacağını söyledi

Aynı giden kız gibi kocaman bir gülümseme ile annemin elini tutarak evden çıktım O gün son kez çıktığımı artık bir ailemin olmayacağını bilemeden Annemle yürüdük yürüdük yürüdük O kadar çok yürüdük ki ellerim, burnum dondu Ayaklarım ağrımaya başladı Anneme sızlandığımda beni daha çok çekiştirmeye başladı

Delirmiş gibiydi Gözü hiç bir şeyi görmüyordu Korkmaya başlamıştım Sonunda durduğumuzda önümde eğildi Yüzünde korkunç bir gülümseme ile "baba seni bulabilecek mi bakalım" dedi ve ekledi "Ben babaya ip ucu vermek için ilerideki kulübeden telefon açacağım Sen burada bekle olur mu" sorusuna kafamı sallayarak onay verdim Sonra ise annemin arkasından gidişini izledim Bir kez bile dönüp bana bakmadı

Annem için ben hep engeldim Beni hep sevdiği adamla arasına giren kişi olarak gördü Sevdiği adamın gözleri sadece onda olmalı, sadece onu sevmeliydi Hamileyken beni yok etmek için elinden geleni yapsa da hayata tutunmuştum Bu bile nefret etmesi için yeterliydi Bebekken benim ağlayışlarımı duymamak için müziği son ses açan bir anneydi o Ayrıca onun istediği çocukla uzaktan yakından alakam da yoktu

Ama küçücük yüreğimle karanlık ve soğukta tek başıma çok korkmuştum Eğer beni terk etmek yerine anlatsaydı Belki o küçücük yaşımda kalbim ile anlayabilirdim Babamı içimden sevebilirdim Ona uzaktan bakmakla yetinebilirdim Ailemin yanında kalmak için fedakarlık yapabilirdim

Annemin geri dönmeyeceğini ve babamın beni bulamayacağını saatler sonra donmak üzereyken fark ettim Yağmur yavaş yavaş yağmaya başlarken

Süveyda doğum gününde terk edildiğini anladı Artık korkunç, ıssız sokakta tek başınaydı

Gözümden bir damla süzülürken hızlıca sildim Ağlamaya yıllar önce son vermiştim Sonunda yıkık dökük ofise vardığımda Aslan hemen yüzümden bir terslik olduğunu anlamıştı Çaktırmadan beni dinlenme odama çekerken "sadece yolun ortasında ağlayan bir kız çocuğu beni tepe taklak etti Bu hiç bitmeyecek mi Aslan" soruma beni kollarına alıp sıkıca sarılarak cevap verdi

"Artık o soğukta tek başına kalan kız çocuğu değilsin Süveyda Ben varım İçeride ailemiz dediğimiz insanlar var Bizim kimseye, ailemize bile ihtiyacımız yok" sözleri beni yatıştırırken belli bir süre kollarından çıkmadım

Geri dönmeden önce kendime çeki düzen verdim Başım dik içeriye geçip oturduğumda Eylül önüme sıcak çikolata fincanını koydu Eylül konuşamasa bile içimi görüyordu İşaret dili ile teşekkür ettim Bana gülümseyerek yerine geçti

Nil "Süveyda dava çıkışı konuşmanı izledim Yine afilli cümlelerden birini söylemişsin Doğru söyle konuşma için de özellikle çalışıyor musun İnternetten afilli cümleler diye arama yapıyor musun" sorusuna gülmeden edemedim

"Evet Nilcim Hatta gördüğüm yerde hemen ekran görüntüsü alıp not alıyorum Sırf bunun için defterim bile var" diye takılmadan edemedim

Ciddileşirken "istismar davamızda nerelerdeyiz Tanık, fotoğraf, telefon kayıtları bir şey bulabildik mi" Deha sözü alırken "adamın etrafındaki herkes ondan korkuyor Karısı kocam yapmaz diyor Ama kız söylediklerinde ısrarcı" biraz düşündükten sonra "annesinin ikinci evliliği Belki kıskançlık ya da babasının yerine kimseyi koymak istemediği için yapmış olabilir Sonuçta on beş yaşında tam ergenlik dönemi

Ama cidden böyle bir şey varsa ortalığı dağıtırım Etrafındakiler en azından karakteri için yorum yapmıyor mu " Aslan sözü alırken "serserinin biri Kızın sesi çıkınca evine bağlı, düzgün bir baba ve eşmiş gibi davranıyor"

"O zaman fazla düşünecek bir şey yok Kızı zaten korumaya aldık değil mi" soruma Nil başını sallayarak cevap verirken "Deha en yakın zamanda telefonun içindekileri istiyorum Belki resim hatta video bile olabilir Ayrıca fotoğrafçı arkasından adım adım adamı görüntülesin" Eylül'e dönüp işaret dili ile "sende kızın yanında ol olur mu Onu gözlemle Senin kalbine ihtiyacım var" beni duyacağını bilsem de onun dilinden konuşmak beni rahatlatıyordu "ve Nil Sen de kızın bir arkadaşlarıyla ve öğretmeleriyle görüş bakalım Dikkat çeken bir şey var mı Ayrıca Aslan Asır ile bir görüş daha önce bir şikayet kaydı var mı Hem bir mahalleyi de yokla" Aslan başını sallarken hepsi dağıldı

Bende o ay ki programımı incelemeye başladım Aldığım davaların içeriklerine bakarken telefonum çaldı Arayan Asır idi "Baş komiserim" diye açtım telefonu O da bana uyarken "Avukat hanım beni aramak yerine mübaşir yollayarak bilgi almaya çalışıyor Bu hata hangi madde ile cezalandırılır avukat hanım" dediğinde gülmeden edemedim

"Anayasanın onuncu maddesi birinci fıkrasına göre ölümdür baş komiserim" dediğimde "kendini de asmaya pek meraklı" söylenirken "neyse iki yıl önce de kız öğretmeni ile gelerek şikayette bulunmuş ama aynı gün içerisinde geri çekilmiş"

İnsan çocuğunu dış etkenlerden korumaya çalışır Ama evin içindeki neden göremez ki Bir insana nasıl sonsuz bir güven duyabilirsin Peki ya çocuğun Neden ondaki değişimi görüp, dediklerini dikkate almayız ki

Asır dan öğretmenin ismini ve şikayet dilekçesini istedim Hatta ifadesini tekrar okudum Üstünde durmam gerek yerleri işaretledim Savunmam kafamda yavaş yavaş oturuyordu Bizimkilerden yeni bilgiler geldikçe üstüne ekliyordum O aşağılık adamın canına okuyacaktım

Havanın kararması ile kendime özel hazırlattığım odama geçtim Ofisim kutu gibiydi İki oda, mutfak ve lavabo L koridor üzerine dizilmişti Odalardan büyük olanı ben almıştım ve bu odadan çatı katında ki odaya çıkış merdivenleri olduğu için çalışma odamın üstünü kendime özel yapmıştım

Kafa dinlemek için arada kaçıyordum Kitaplık, dinlenme koltuğum, askıda gündelik rahat kıyafetlerim vardı Saçlarımı dağınık topuz yapıp, taytımı ve bir kaç beden büyük kazağımı giydim Topuklulardan da kurtularak, büyük çerçeveli gözlüklerimi taktım

Gelen belgeleri elime alarak toplantı masasına yayılmışken kapı çaldı Açtığım da Aslan elinde büyük boy pizzalar ile kapıdaydı "Senin pizzan gelmiş diye düşündüm" Bu kafa dağıtmak için şifremizdi Ben gülümserken Aslan içeriye girdi

"Bende bir şey yemediğimi yeni fark ediyorum" diyerek kutulara daldım Aslan "tüh tatlını unuttum bak" diyerek geri dönerken "ya ne gerek var desem de" sadece kapı sesini duydum Ben pizzadan bir dilim alıp koltuğa yayılırken tadını çıkardım İkinci dilimi alırken tekrar kapı çaldı

Kalkıp söylenerek bakarken "ne çabuk aldın tatlıyı Bence bir kutu da daha pizza almalısın" kafamı kaldırıp baktığımda karşımda ki Aslan değildi "Çok pardon ben başkası sandım da Nasıl yardımcı olabilirim" soruma gülümseyerek "Merhaba ben Alaz Ofiste bir odam olduğu söylenmişti" dedi

O an ofiste sürekli yüz yüze geleceğimiz birine rezil olduğumu anladım "Ah tabi Kenan bey söz etmişti Ama gününden haberim yoktu Buyurun lütfen diyerek kapıdan çekildim "Aslında geç oldu ama yurt dışından geliyorum Şansımı denemek için uğramak istedim" Açıklaması karşısında "tabi iyi yapmışsınız Ben davam yoksa günümün çoğunu ofiste geçiririm Süveyda ben bu arada avukatım" diye geç gelen bir tanıtma yaptım

Pizza dilimini kutuya bırakırken kafamı kaldırdığımda beni izlediğini fark ettim Göz göze geldiğimizde gülümserken kalbim hızlanmaya başlandı İçimden bir ses bu ofis arkadaşlığının başıma iş açacağını söylüyordu

Loading...
0%