Yeni Üyelik
23.
Bölüm

Bölüm 23

@okyanus

Bölüm şarkısı: Funda Arar Aşkın bana değdi değeli

 

Evliliğimiz Derfin' in olayları derken hem ofisten hem davalardan hayatımda olmadığı kadar uzak kalmıştım Bu arada ekibime tatil imkanı verirken onların da enerji depolamalarını istemiştim Yıllardır doğru düzgün tatil yapamamışlardı Tatile bile ekipçe gitmeleri beni şaşırtmazken Aslan ilk baş beni bırakmak istemese de onu zorlukla ikna etmiştim Düğünümden sonra Asır' ı görememesi onun son davranışları Aslan' ı tedirgin etse de onu rahatlatmaya çalıştım Biz kimseden korkmadan yaşamayı çoktan öğrenmiştik

Son zamanlardaki nefes aldıran gelişme ise Eylül Aslan' ın el ele ofise gelmeleriydi Aslan en sonunda aklını başına toplayarak Eylül' e sahip çıkmayı seçmişti İkisinin de gözlerinin içi parlarken, birbirlerini bu kadar çok severken ben ne diyebilirdim ki

Alaz ile evliliğim ise ilk günlerin acemiliği sonunda rayına oturmuştu En azından sabah uyandığımızda birbirimize garip garip bakmıyorduk Kayalar olmanın bir artısı olarak da yanan arabamın yerine sıfır lüks bir araç gelmişti

Eve ve aileye yavaş yavaş alışmıştım Aslında kendi başlarına ayakta kalmaya çalışan üç kardeşlerdi Hepsi yaraları ile başa çıkmanın başka yolunu bulmuştu

Anıl konuşmamış, Aras duygularını saklayan ruhsuz birine dönüşmüş, Alaz ise tek başına yurt dışında yaşamaya zorlansa da tüm sıcaklığını etrafına yaymaya çalışmıştı Ben ise hepsinin yarasını görürken onları bir aile yapmanın yollarını arıyordum Normal insanlar gibi yaşayabilmeleri için bir yol Babaları çamura batmış olsa da babaları uğruna onları harcayamazdım Yeterince bedel ödemişlerdi zaten

Alpaslan Kayalar ise eve nadir de olsa geliyordu Genel iş toplantıları için şehir ya da ülke dışında oluyordu Onun olduğu günler evde bir gerginlik olsa da bunu kırmak için elimden geleni yapıyordum

Akşam yemeğinde hep bir araya gelirken Aras yeni aldığı projeyi heyecanla anlatıyordu Bunu aldığım davaları heyecan ile anlatmamla sağlamıştım Ayrıca Aras' ın projelerini incelerken ki hevesim onun da anlatmaya itmişti

Her şey keyifli ilerlerken Alpaslan beyin gelmesi ile sessizliğe gömüldü Herkes yemek bitsin diye hızlı hızlı yemeye başladı Anıl elinin çarpması ile meyve suyu bardağını yere düşürdü Alpaslan bey "kaç defa sana dikkatli olman gerektiğini söyleyeceğim" diye bağırmasıyla saçlarım diplerine battı

Anıl' a baktığımda titrediğini ve gözlerinin dolduğunu gördüm Dokunmadığım meyve suyu bardağını alarak Anıl' ın yanına gittim Onu kendime döndürerek "prenses şimdi prensini kurtaracak yakışıklı Sonra da meyve suyu içerken ona vermek için yaptığın resmi görmek için odana gelecek Yanında hamburger de olsun mu" soruma hevesle başını salladı

"Tamam o zaman hamburger de olacak" onu sandalyeden indirerek bardağı dikkatli tutmasını sağladım "Hadi bakalım şimdi odana" dediğimde bardağa bakarak yavaş hareketlerle odasına gitti

Yavaşça sandalyeme oturup arkama yaslandığımda Alpaslan bey ne yapmaya çalıştığımı sordu Alpaslan beye dönerken "bende tam olarak onu soracaktım Ne yapmaya çalışıyorsunuz Anıl daha altı yaşında bile değil Anlatamadığı yaralar ve travmaları yüzünden sesini kaybetmiş bir çocuk Onun bir aileye, sevgiye ve güvene ihtiyacı var Ama siz böyle davranarak onu korkutarak daha da içine kapanmasına sebep oluyorsunuz

Ona bir baba, evim diyebileceği bir yer sunamayacaksınız bırakında biz bunu sağlayalım Aras abim evli olmadığına göre şuanlık evin büyük gelini ve hanımı ben oluyorum Kayalar erkekleri ile savaşmama gerek olacağını sanmıyorum" diyerek masadan kalkarken

Alpaslan bey "bakıyorum da Kayalar olmayı fazla benimsemişsin Süveyda Ama geçen gün yapmış olduğun açıklama pek de ailemize yakışmadı" derken adliye önündeki açıklamamdan bahsediyordu Herhalde onun dünyaya masum olduğunu açıklamamı bekliyordu

Adliye de muhabir "ölümüne savaş ilan ettiğiniz Kayalar' ın gelini oldunuz Bunun insanların kafasında bir çelişki yaratacağını ya da güven sarsacağını hiç düşündünüz mü" sorusuna "aksine insanların bana daha çok güven duyacağını düşünüyorum Çünkü ben Kayalar olmama rağmen yakaladığım tüm suçları, usulsüzlükleri açığa çıkartacağım Alpaslan Kayalar biz ne konumda olursak olalım benim gözümde bir davalıdır ve ben ne olursa olsun davacı olduğum kişinin savunmasını delillerimle karartmak için burada olacağım" sözlerini kararlı ve dik duruşumla net bir şekilde söyledim

Muhabir "bu tavrınız Alaz bey ile aranızda sorun olmayacaktı mı Sonuçta Alpaslan Kayalar onun babası Et tırnaktan ayrılmaz derler" yüzümde bir gülümseme oluşurken "Alaz benim için çok başka bir yerde Biz onunla bir yola çıkarken Alaz ve Süveyda olarak çıktık Parmağımıza taktığımız halkalar bizim koruyucu çemberimiz oldu ve kimseyi içeriye almadık Bunu sağlayabildiğimiz için evliyiz Ayrıca eğer Alaz babasının bir usulsüzlüğünü yakalasa benden önce ifşa edecek tek kişidir Onun dürüstlüğü ve güvenirliğinden bahsetmeme gerek yok

Et tırnaktan ayrılmaz sözü çok doğru bir söz İnsan ailesini seçemiyor ama ben ne olursa olsun Kayalar ailesinin birbirlerine olan sevgilerini ve bağlarını korumasını istiyorum Alpaslan Kayalar suçlu olsun ya da olmasın bir aile babasıdır Bu değiştirilemez Biz sadece suçlarını ve hatalarının farkında olmasını sağlayabiliriz sadece Her zaman dediğim gibi adalete güveniyorum Alaz ve ben bunun için buradayız Gerçekler er ya da geç ortaya çıkacaktır Teşekkürler"

Uzun bir konuşma sonrasında topuklu ayakkabılarımın sesi ile koridorda yürürken rahatlamış hissediyordum Bu konuşma hem bir başkaldırı hem de bir aileyi koruma temennisi barındırıyordu Kayalar erkekleri gerçekten çok seviyorum Eğer babaları bir çınar olup onları koruyamıyorsa bunu ben yapmalıydım

Alpaslan beye dönerken "ben ise orada gayet Kayalar' a yakışır bir şekilde konuştuğumu düşünüyorum Ayrıca bir baba olarak da sizi korudum Üzgünüm ama elimden daha fazlası gelmez Masumluğunuzu benim üzerimden sağlamak yerine kanıtlamayı tercih edin" arkamı dönüp yürümeye başladığında Süveyda diye kükrediğini duysam da ben o ara hamburger siparişi vermekle meşguldüm Alaz yeter artık baba diye karşında dururken Aras da destek çıkmıştı

Alpaslan Kayaların vermesi gereken büyük bir karar vardı Ya benim yüzümden oğullarını karşısına alacak ya da benim Süveyda Devrim Kayalar olduğumu kabul edecekti

 

Derfin ise kilometrelerce uzağa giderken kalbini orada bıraktığını çok iyi biliyordu Burada geçirdiği ilk haftayı sadece yatağında yatıp tüm duygusal şarkıları dinleyip, filmler izleyip ağlayarak geçirdi Sonrasında bu ağlayışları sadece yağmur yağdı diye ya da su geç ısındı diye başlarken on beş gün odasından çıkmadı Doğru düzgün yemedi içmedi Sadece kendini bir odaya hapis etti

Sonrasında Yamaç a güçlü olmasını ve kendi için savaşmasını söylerken kendi yaptığını doğru bulmadı En azından gündüzleri ayakta durup geceleri ağlayan birine dönüştü Okuldaki arkadaşlarının buradaki çalışmalarını duyup onlarla iletişime geçerken çeşitli workshoplara katıldı Mesleği ile ilgili araştırmalar yaptı

Elimde tutunacağım tek şey mesleğim kalmıştı Zaten severek okumuştum Babamdan uzak yaşayabilirsem belki de yapabilirdim bile Kendime inanamazken bundan kısa bir süre önce tek düşündüğüm hangi gece kulübüne gitmek iken şimdi geleceğimi düşünüyordum

Yamaç ise işlerini yoluna koymaya ve tüm sorunları çözmeye çalışıyordu Her şeyi yoluna koymalıydı ki Derfin in gittiğine, onsuz yaşamak zorunda olmasına değsin Ah Derfin Derfin Derfin i o kadar çok özlemişti ki Sadece uzaktan bakacak olsa da Roma ya gitmeye karar verdi Onsuz bir ay ölümden farksızdı Hele ki son akşamlarında tek bir beden olmuşken onu hissedememek azap vericiydi

Sonunda Roma ya geldiğinde zaten Derfin in nerede olduğunu biliyordu Çünkü uzun zamandır Roma ya gidip geliyor Onu uzaktan izleyip adımlarını takip ediyordu Zaman kaybetmeden Derfin in yanına gitti Onu en uzak noktada bile fark ederken hızlı adımlarla yanına gitmeye başladı Derfin bir toplantı sonrasında elinde kitaplarla arkadaşlarıyla konuşurken gülüyordu Bu gülüş Yamaç ı olduğu yere çivilerken belli bir süre onu izledi Derfin burada mutluydu Bir gün onu alacağını söylese de Onun karşısına çıkması ya da onu götürmesi üzmekten başka bir şey yaramayacaktı Onun yanı kaostu

Tam dönüp gidecekken en azından biraz daha uzaktan izlemeliyim diyerek en uzak noktaya geçti Derfin belli bir süre konuştuktan sonra ona doğru gelmeye başladı O kadar çok özlemişti ki onu Gözleri ile sevdi Derfin köşeyi döndükten sonra yere çökerek ağlamaya başladı Onun ağlayışı Yamaç ın canını yakarken daha fazla dayanamayarak olduğu yerden çıkarak Derfin in karşısına dikildi "Ne o gecelerin kadını Roma sokaklarında çocuk gibi ağlıyor mu" diye sorduğunda Derfin inanamayarak başını kaldırdı "Seni o kadar çok özledim ki" dediğinde Yamaç "bende seni çok özledim güzelim" demesiyle Derfin elindeki kitapları atarak ayağa kalkıp boynuna atlayarak sarıldı "Beni almaya mı geldin" diye sorarken Yamaç gülümsedi "Evet seni almaya geldim"

Loading...
0%