Yeni Üyelik
29.
Bölüm

Bölüm 29

@okyanus

Bölüm şarkısı: Aleyna Tilki - Yalnız çiçek

Dikeni zehirli yalnız çiçek

 

O anda hayat benim için akmayı durdurdu Bu zamana kadar sayısız suçlu görürken, sayısız masum kişiye savunma yapmıştım Ama şimdi ben birbirini öldürmekle suçlanıyordum Hem de çocukluğumun katilini öldürmekle Bunu gerçekten yapmış olsam bile kimsenin beni suçlamamasını isterdim O sayısız masum çocuğa acımadan, pişmanlık duymadan dokunmuştu Ama ben şimdi suçluydum

Etrafımda birileri çırpınıyordu Ama ben o an sağır ve dilsizdim Elime kelepçeler geçirilirken çekiştirilerek götürüldüm Arabaya tıkıldıktan sonra hızlıca yola çıktık Haber kısa sürede yayılırken arkama baktığımda Alaz, Aras, Aslan, Nil, Eylül, Derfin ve Yamaç geliyordu

Bir zamanlar yaşamak için ambulansı kendi kendime çağırırken şimdi suçlu olmama rağmen arabalarla karakola gidiyorduk Her şeye rağmen bu beni gülümsetti Öfke dolu Alaz ile göz göze geldiğimde gözlerimi kapatıp açtım İyiyim ben dedim Bunun yara almadan kapanacağını düşünmek aptallık olurdu zaten

Önüme dönerken kendimi hazırladım Gözümün önündeki sis perdesini kaldırıp tüm gerçekleri, tüm olabilecekleri hesapladım Ben Süveyda Devrim Kayalar kendimi nasıl savunacaktım

Karakola vardığımızda Alaz ve Aslan hemen yanıma geldiler Sakın korkma dediler ama korkmak gibi hakkım olmadığını biliyordum Beni direk sorguya alırlarken hakkımdaki suçlamaları dinledim Söylenene göre Orhan Ayaz' a verilen yemek ile onu zehirlemiştim

Onun görüşüne gelmediğimi, o günlerce hapiste iken nerede olduğumu saat saat söylesem de inandıramamıştım Onunla olan zıtlaşmamın koridorda yaptığımız seni daha önce öldürebilirdim konuşmasına sıkı sıkıya bağlılardı Ne söylesem karartıyorlardı O yüzden belli bir süre kendimi savunmayı bile bıraktım Ne dersem ne söylersem söyleyeyim suçlu olacaktım

Uzun saatler süren sorgudan sonra nezarethaneye alındım Üstüme kabanımı bile giymeme izin vermemişlerdi Ayağımda ev botlarım vardı Bir pisliğin ölümü ile elimi kolumu bağlayıp beni dibe çekmişlerdi Çünkü örgüt ile daha fazla uğraşacağımı biliyorlardı Örgütün her gün bir kolunu kesecektim Bunu biliyorlardı Beni etkisiz hale getirmişlerdi

Zorlukla Alaz' ın sesini duyduktan sonra başımı kaldırarak ona baktım Saçı başı dağılmış yorgun gözlerle bakıyordu Gülümseyerek ona doğru yürüdüm "Sen gitmedin mi Ben Aslan gelir diye düşüyordum"

Alaz kabanını çıkartıp parmaklıklar arasından geçirip bana giydirirken "sen buradayken nereye gidebilirim ki Herkes dışarıda seni bekliyor Sana azılı suçlu gibi davrandıklarından görüş hakkını sadece ben alabildim O da eşin ve baş savcı olduğum için" sözleri ile başımı salladım sadece

Gözlerine bakarak "ben yapmadım Alaz" dedim "Buna herkesi inandıracaklar ama ben yapmadım" diyerek gözümden bir damla yaş süzülürken Alaz yaşımı silerken "saçmalama tabi ki sen yapmadın Buna beni kimse inandıramaz Seni kurtaracağım buradan Ne yapıp edip kurtaracağım Bana güven olur mu" uzanıp elimi tutarken, sorusuna başımı sallayarak cevap verdim Beni artık kimse kurtaramazdı

"Aslan ile görüşmemi sağlayabilir misin Ona söylemem gerekenler var" Alaz "bana söylesen olmaz mı Görüşmeni sağlarım ama zamanına söz veremem" cevabına karşılık derin bir nefes aldım "Ona ilk baş sözümüzü hatırlat Benim için kendini tehlikeye sokacak, fedakarlık yapmasına gerek olacak hiç bir şey yapmayacak En başta herkes kendi başının çaresine bakacak demiştik buna bağlı kalması önemli" derken Alaz gerildi "Güvenlik şirketi ile anlaşsın Tüm ekip, Aras, Anıl, hatta sen korunun Derfin' i Yamaç korur ama uzaktan birileri korusun

Ben Orhan Ayaz' ın öldüğüne inanmıyorum Ceset teşhis edilmesi için elinden gelen yapılsın Gerekirse mezar kontrol edilsin ama güvenilir kişilerle Bu dava sıradan bir cinayet davası olmayacak Benim saygınlığımı kaybedip, bütün geçmişim ortaya dökülecek o yüzden eğer tutuklu yargılanırsam sana göndereceğim anlaşmalı boşanma evrağını imzala Sana sorular sorarlarsa bilmediğini, anlatmadığımı, kandırıldığını söyleyebilirsin Ne söylersen kabul edeceğim" derken gözümden bir damla yaş süzüldü

"Eğer tutuklanırsam bürom Nil ve Aslan' ındır Arabam Nil' indir Derfin için de Aras ile görüştüm Bir iş görüşmesi ayarlayacak Bunları belirttiğim bir kağıt yazacağım zaten Ama aklımdayken söyleyeyim" diyerek derin bir nefes aldım

Alaz sadece "ne saçmalıyorsun Süveyda" dedi "Ölecekmişsin gibi tüm bunlar ne demek oluyor Her şeyden önemlisi bu boşanmada neyin nesi Senden boşanacağımı nasıl düşünebilirsin Böyle kolayca tüm suçlamaları kabul mü edeceksin Nerede benim tanıdığım savaşçı Süveyda' ya Ne yaptın ona" dediğinde başımı eğerek "yoruldum Alaz" dedim

"Bu hikayede en masum kişi benim ama ne yaparsam yapayım suçlu çıkmaktan yoruldum Beni öldürecekler Beni öldürecekler ki ayaklarının altından çekileyim" Alaz elini uzatıp yanağını okşarken "buna ben izin verir miyim Süveydam Sen benim karımsın Sen Süveyda Devrim Kayalarsın Sen her zaman hayatta kalmanın yolunu buldun Bu sefer yolu ben sana bulacağım"

Yüzümü ellerinin arasından çekerken üşüdüm "Yapma Alaz Gerçek beni, bana olanları, bana yapılanları bilsen zaten yanımda olmazdın"Gözümden bir damla yaş düşerken bileğimi ovaladım "Babamı aldılar benden Alaz Babamı bile aldılar benden Seni nasıl yanımda tutabilirim ki" Alaz uzanıp bileğini kendine doğru çekerken bileğimde yıllar önce yaptığım izi öptü Başını hayır anlamında sallarken "anlat bana Süveydam Anlat ki öyle olmayacağını gösterebileyim"

"Çalışma masanın kilitli çekmecesinde kara kaplı bir defter var Eğer beni görmek istersen onu bana getir Getir ki sana neden sevemeyeceğini göstereyim" dediğimde Alaz "neden benim çalışma masam" sorusuna "benim eşyalarım karıştırıldı Ofisim ve evim sayısız kere dağıtıldı Tek güvenebileceğim yer orasıydı"

Alaz gülümserken "sırrını saklamak için bana güvendin ha Tamam onu sana getireceğim Süveydam Biraz sonra kıyafetlerinde gelir Aç mısın Yemek de yiyememiştin Sana yiyecek bir şey yollayayım" başımı hayır anlamında sallarken "aç değilim yollama" dedim

Alaz "ben şimdi gidiyorum Hem Aslan' a söylediklerini ileteceğim, hem de bir çözüm yolu bulmaya çalışacağım Nil zaten ortalığı birbirine katıyor Sen hiç bir şey düşünme Sadece dinlen, uyumaya çalış tamam mı"

Alaz gittikten sonra kabanını tamamen giyerek kokusunu içime çektim Duvar kenarına geçip kıvrıldım Alaz yanımda olamasa da varlığını hissettirdiği kabanına sığındım Belki de bunu düşündüğü için kabanını vermişti

Saatler sonra memur gelerek babamın bilekliğini geri verdi Bunun yasak olduğunu biliyordum ama Alaz ne yaptıysa bir çözüm bulmuştu Babamı bana geri verirken özgürlüğümü de verebilir miydi

Taktığım bilekliğe bakarken yeni iki figür eklendiğini gördüm Biri gelin damat diğeri evdi Niye saatler sürdüğü belliydi Memur çaktırmadan elime kağıt sıkıştırırken "senin evin benim, benim evim sen kalp ağrım Ne olursa olsun biz evsiz kalmayacağız" yazıyordu Ah Alaz ah

Sabaha karşı tekrar sorguya alındım Bu sefer avukatım olarak Nil de yanımdaydı Ben kendimi savunmaktan vazgeçmişken o benim yerime savunuyordu Hep aynı sorular sorulurken Nil' in gittikçe sabrı taşıyordu Ama benim üzerimde beklenmedik bir sakinlik vardı

Saatler sonra sorgu tamamlanırken Alaz geldi Demir parmaklıklar açılırken yanıma gelerek botlarımı giydirdi Önümü kapatarak kazağımı giymemi sağladı Tekrar kendi kabanını giydirirken ikimizden de tek kelime çıkmadı

Elime kara kaplı defteri verirken yiyecek poşetini kenara bıraktı Deftere şöyle bir baktıktan sonra ona uzattım "Bunu benim bakmam için değil Senin görmen için istedim Burada hayatımın en karanlık tarafı var" defteri ona uzatırken almasını bekledim

Defterde benim çok küçükken yaptığım kara kalem çalışmalarım vardı Tüm bana yapılanları içimi kanatırcasına tek tek karalayarak çizmiştim

Alaz kenara geçerken pamuk şekeri ile başlayan çizimim onu duraksatırken göz göze geldik İlk yaramı ilk sebebimi görmüştü Tek tek tüm sayfalarına baktı Her sayfa da yüzünün rengi değişirken Orhan Ayaz' ı en ince ayrıntısına kadar çizdiğimi biliyordum, anlamıştı Orhan Ayaz ile savaşımın sadece şiddet ya da yurt müdürü olmasından kaynaklı olmadığını anlamıştı O mağdurlardan birinin de ben olduğumu biliyordu artık Bitirdikten sonra defteri kapatırken gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı Bende başımı eğerek derin bir nefes aldım Artık tüm çıplaklığım ile onun karşısındaydım

Alaz "seni seviyorum" dediğinde başımı hızlıca kaldırarak ona baktım Gözünden yaş süzülürken tekrar "seni seviyorum kalp ağrım" dedi Ben ise sadece "yapma Alaz bana acıma" diyebildim Alaz önüme gelip ellerimi tutarak çömelirken "Ah Süveydam Keşke benim gözlerimden kendini görebilsen Sen sana yapılanlara rağmen hayatta kalmışsın Sen dimdik ayaklarının üzerinde dururken ben sana nasıl acıyabilirim ki Ben sadece sana daha fazla hayran olabilirim Ben sadece sana daha fazla aşık olabilirim Süveydam" dedi

Ağzımdan bir hıçkırık kaçarken tüm geçmişime, tüm acılarıma, tüm bunlara rağmen Alaz' ın beni sevmesine Alaz' ın omzunda ağladım

Loading...
0%