@okyanus
|
Bölüm şarkısı: Dedublüman - En dibine kadar Derfin odasında volta atıyordu Evleniyordu Daha doğrusu babası yerini başkası alacaktı Şirketle beraber hediye kutusunda verilecekti Al ben baş edemedim Sen ne yaparsan yap denilecekti Bunu nasıl kabul eder dayanırdım Bu durumu hemen çözmeliydim İlk olarak babamın çalışma odasına gittim Raporlardan birini inceliyordu Direk lafa girerek "baba ne kadar düşünürsem düşüneyim bu evlilik olacak iş değil Ayrıca evlenince durulacak biri değilim ben Sen başa çıkamazken benimle başka biri başa çıkabilir mi Hem onun isteyeceğinin bir garantisi de yok Ne yapmaya çalışıyorsun gerçekten" diyerek karşına oturdum Babam sabırla "ismin artık tüm erkeklerin dilinde Ne kadar ileriye gittiğini neler yaptığını düşünemiyorum bile Sendeki bu ün varken normal birinin senle evleneceğini mi düşünüyorsun Yamaç için o şirket hayatı Bu yolla olmasa bile onun kabul etmesini sağlayacak bin bir yol bulabilirim" dedi Tehditkar bir şekilde "Yani sevgili kızım bu evliliğe hazırlansan iyi edersin En kısa zamanda nişan yapılacak Okul bitince de düğün" benden bir cevap beklemeden rapor okumaya devam etti Ben bu zamana kadar onu nasıl delirttiysem o da beni delirtmeye çalışıyordu Ama ben bu kadar kolay pes etmeyecektim O gece Bihter gibi yatağa yatmış saçımla oynayarak planlar kurmaya başladım Kararımı çoktan vermiştim Alaz gözlerinin içine bakarken "kalp ağrım" dedi Bu söz kalbimin deli gibi atmasına sebep olurken söyleyişindeki tonlamadan özlemim kabardı Çünkü babam beni söyle severdi Saçlarımı okşarken kalp ağrım benim demeden edemezdi Ben düşünlerimde kaybolurken Alaz toparlamaya çalışarak "yani isminizin anlamı kalp ağrısı demek istedim Çok farklı, eşsiz bir isim" Sözlerini duymazdan geldim Kalbimin sesini sustururken boğazımı temizleyerek "isterseniz odanızı göstereyim" diyerek yönlendirdim Odaya geçip ışığı yaktıktan sonra "burası sizin İsterseniz eşyaları da değiştirebileceğiniz söylendi Alt katta depo var Oraya alınabilir" Alaz odayı incelerken "istersem Lütfen bana sen diye hitap et Resmiyetten hoşlanmam Hem aynı ofisi paylaşırken zor olur" Gülümserken "nasıl istersen Bende resmiyeti sevmem Ekibim biraz gürültücüdür Daha önce kimseyle ofisi paylaşmadık O yüzden bir rahatsızlığın olursa çekinmeden gel Ve belli olduğu üzere ekipçe oburuz Mutfakta sürekli yiyecek bir şey olur Rahatça kullanabilirsin Ben seni yalnız bırakayım Pizza canın çektiyse benim için önemli olsa da paylaşabilirim" Alaz "teşekkür" ederken bende odama geçtim Ama ondan aldığım tarçın kokusu aklımı karıştırmıştı Elim vücudumda yaptırdığım lotus çiçeği dövmeme giderken neden böyle hissettiğimi sorguladım İlk defa karşılaştığım adam beni etkileyemezdi Pizzama kaldığım yerden devam ettim Sonunda Aslan geldiğinde suçu olmamasına rağmen ona söylendim Sonunda meşhur tatlımızı da yiyerek eve geçtik Alaz için ise oda umurunda değildi Sonunda yıllardır uzaktan izlediği kalp ağrısının hayatında olacaktı Sonunda onun karşısına çıkacak cesareti bulabilmişti Peki ya o yıllar önce ki çocuğu hatırlayacak mıydı Üzerinde bir kaç beden büyük kazağı, kocaman gözlükleri ve dağınık saçlarıyla o kadar tatlıydı ki İstesem bile onu böyle görme fırsatını yakalayamazdım Elinde pizza dilimiyle ilk baş benden utansa da sonrasında kendiyle dalga geçmişti Benim yanımda rahat ve doğal haliyle olmasını isterdim Bu şekilde tanışmamız ileride daha samimi olmamızı sağlayabilirdi İlk adımım mükemmel sonuçlanmıştı Süveyda ise evde Derfin' i göremezken hemen mesajı geldi Bu akşamda babasında kalacaktı Uyuma sorunu olan benim için uzun bir gece olacaktı Daha önceden haberim olsaydı ofiste çalışabilirdim Şimdi ise kendimi oyalayacak bir şeyler bulmalıydım Bir çok filmi eleştirerek izlemiş, kitaptaki karakteri yerden yere vurmuştum ki bu yetmemişti Beni hiç bir şey kesmiyordu Biraz dart oynayıp ortasına kocaman yazdığım örgüt ismini vurdum Bir gün yok olsam bile o örgütü de yok edecektim Bunun için yaşıyordum Sonunda sabaha karşı uyuyabilmiştim Alarm sesi yine beni mutlu etmezken kendi ofisim olmasına rağmen kendime acımasız davranarak uyumaya izin vermedim Kalkıp spor bir tarz seçerek ofise geçtim Bugün topuklu üzerinde dikilmek istemiyordum Sonuçta sürekli klasik giyinemezdim Ofise geçtiğimde bizimkilerin çoktan Alaz ile tanıştığını gördüm Hatta hep beraber kahkahalarla kahvaltı ediyorlardı Alaz ilk gördüğümde aramızdaki elektirikten duraksasam da düşüncelerimden uzaklaşarak "günaydın" diye şakıyarak yanlarına geçtim Eylül hemen portakal suyumu getirmişti Ona minnetle bakarken kafamı çevirdiğimde Alaz ile göz göze geldim Gözlerinde, bana bakışlarında bir yoğunluk, bir farklılık vardı Bakışmamıza son vererek "ekip arkadaşlarımla tanışmışsınız dediğim gibi gürültücüler değil mi" hepsi bu yorumuma homurdanırken Alaz "gürültücü olsalar da çok iyi anlaşacağımızı düşünüyorum Beni hemen aralarına almaları beni mutlu etti" sözlerine Aslan söylenirken Alaz da hoşlanmadığı bir şeyler olduğunu anlamıştım Bunu sormayı sonraya ertelerken "bizde anlaşamayacağımız bir kişi olmadığı için memnunuz Burası ikinci evimiz huzursuz olmak istemeyiz" Herkes bana katılırken Deha'nın Nil ile uğraşmaya başlamasıyla rahat konulara geçmiştik Kapının çalması bile onları susturamazken kapıda gördüğüm kişiyle ciddileştim Kapıdaki kişi yurtları denetleyen doktor Dünya idi Herkese günaydın dedikten sonra "biraz konuşabilir miyiz Süveyda" demesi ile ayaklanıp masama geçtim Toplantı masasından uzak olsak da ses tonumuzu düşürdük Dünya "gittiğim Güneş çocuk yurdu Orada yolunda gitmeyen şeyler var Kız öğrencilerin yanı sıra erkek öğrencilerde de morluklar var Bazılarından darp izleri de var ama tecavüzden şüpheleniyorum Bana çaktırmadan çektiği fotoğrafları verirken ellerim titriyordu Fotoğraftaki gördüklerim hayal ettiklerimin çok çok fazlasıydı Kafamı kaldırdığımda Alaz ile göz göze gelirken o da bir terslik olduğunu anlamıştı Diğer taraftan ise Aslan beni izliyordu Ona baktığımda yüzünde ne olduğunu anlayan bir ifade vardı Bana gözleriyle canını sıkma çözeriz diyordu Ona yarım bir gülümseme gönderirken elimdeki fotoğraflara döndüm Bir zamanlar benimde böyle fotoğraflarım vardı Bana neler yapıldığını yıllar sonra fark edebildiğim sadece canımın çok yandığını bildiğim fotoğraflar Böylece gücü elimi aldığımda tüm yurtlara ışık olmak istedim Olanları mümkünse engellemek, engelleyemesem bile ayaklarının üstünde nasıl duracaklarını göstermek Şimdiki hedefim belliydi Güneş çocuk yurdunu yıkacaktım "Bunlar bende kalsın Dünya İyi iş çıkarmışsın gerisi bende" diyerek Dünya'yı geçirdim İlk olarak yurda diğer görevli psikolog arkadaşımı yolladım Sonrası çocukları koruması ve ifadeler için gönüllüleri Asır' a durumdan bahsederek hazır olmasını istedim Bu yolları sürekli tekrarladığım için bazen arkadaşlarım onları aradığımı görmek bile istemiyordu Ben arıyorsam kötü haber verirdim çünkü Peki bunlara göz yumanlar, sessiz kalanlar onlar ne olacak dersiniz Onlarında avukat Süveyda olarak canlarına okuyacaktım Deha'nın üvey babasından şikayetçi olan kız için gönderdiği kanıtlar daha çok bilenmeme sebep olurken hedefim duruşma salonunu uçurmak oldu Kesinlikle bunu yapacaktım Yavaş yavaş günü bitirirken balkonda hava almaya çalışıyordum Aslan yanıma gelirken "fotoğraflarda istemediğimiz görüntüler vardı değil mi" sorusuna sadece başımı sallayarak cevap verdim Ona doğru dönerken "bu ne zaman bitecek Aslan" dedim "Yıllar önce bunları yaşarken hala bunların devam etmesi dayanılır gibi değil" Aslan beni kendine çekerek kafamın omzuna yaslanmasını sağlarken "biliyorum Süveyda Bende katlanamıyorum Savunmasız, kimsesiz çocuklara, onlara sığınmışken bunları nasıl yapabiliyor Aklım almıyor Hepsini kum torbasına çevirmek istesem de kendimi tutmaya çalışıyorum Sen zaten yaptıklarında bunu başarırsın çünkü" derken gülümsemeden edemiyorum Çocuklara kalpleri gibi tertemiz bir dünya bırakmak istiyorum Onların masumiyeti kararmasın istemiyorum ama o kadar çoklar ki Bazen umutsuzluğa kapılmadan edemiyorum Sessiz çığlıkların olma düşüncesi, onları duyamama ihtimalim uykularımı kaçırıyor İçimdeki sıkıntının geçmesi için yurttaki minik kahramanlarımın yanına uğradım Bu sefer kızların günü olduğu için Efe biraz bozulsa da razı oldu Kızlarla ilk baş ip atlamaya başlarken yakar top, sek sek ile devam ettik Yemek saati geldiğinde birbirimizle uğraşarak yemek yedik Onlara güzel bir film seçerek yanlarından ayrıldım Ofise bir dosyayı almak için uğrarken kapıda Alaz ile karşılaştım Elinde pamuk helva vardı Bana uzatırken tüm vücudumun titrediğini hissettim Alaz gülümseyerek "kardeşime alıyordum Bugün seni keyifsiz gördüğüm ve tatlıyı sevdiğini fark ettiğim için sana da almak istedim Belki mutlu eder diye" o açıklamasını yaparken benim gözümde pamuk şeker alev alev yanıyordu Önümde küçük kız çocuğu belirdi Pamuk şekerlere hayranlıkla bakan kız çocuğu Sonra karanlık kocaman bir gölge üzerine geldi "İster misin" sorusuna büyük bir gülümseme ile başını salladı O gölge ona pamuk şekerini verdi Ama onu hak etmek için bir oyun oynamasını gerektiğini söyledi Küçük kız hem pamuk şekeri alacağı hem de gölge onunla oynayacağı mutlu oldu Büyük bir hevesle oynayacakları oyunu kabul ederken pamuk şekerini yedi Gölge oyun için onu ıssız, karanlık bir yere götürürken küçük kız farklı bir oyun öğreneceği ve arkadaşlarına farklı bir oyun öğretebileceği için meraklıydı Ama o küçük kız o oyunu kimseye anlatamadı Süveyda o gün bazı oyunların can yakacağını ve karşılıksız hiç bir iyilik yapılmayacağını fark etti Süveyda o günkü pamuk şekerin acı tadını hiç unutamadı |
0% |