Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Bölüm 5

@okyanus

Bölüm şarkısı: Badem - Bir an için

Bir an için ümitlendim Belki beni seversin diye


Ofise gittiğimde sadece Eylül ve Nil'in olduğunu gördüm Alaz odasına kapanmıştı Dünkü gerginliği yok etmek için kendime ve ona kahve yaparak kapısını çaldım Girin demesi ile kapıyı açarak geçtim

Kahveyi uzatarak "kendime yaparken sana da yaptım" Alaz gülümseyerek kahvesini alırken teşekkür etti Tam çıkacakken "dün için" dedi Sözünü keserek "dün hakkında konuşulacak bir şey yok Kahveyi dünün telafisi olarak getirdim Ofiste gerginlik olmasını istemiyorum" dediğimde Alaz "Sadece üzgünüm diyecektim Ben de aramızda sorun istemiyorum" Kafamı sağlayıp çıkacakken masasındaki isimliği dikkatimi çekmişti Alaz Kayalar

Kafamda Kayalar Kayalar diye yankılanırken Alaz' ın yüzüne baktığımda neye takıldığımı çözemediğini fark ettim "Acaba" dedim "Acaba Alpaslan Kayalar ile bir yakınlığın olabilir mi" içimde ne olur sadece isim benzerliği olsun diye geçirirken Alaz "kendisi babam olur" demesi ile elimden kahve düşerken kupanın parçaları dağıldı

Kapıyı açıp Nil diye seslenirken sesimin çıkmadığını fark ettim Boğazımı temizleyip Nil, Eylül diye bağırdım Alaz yerinden kalkıp yanıma gelirken "neler oluyor" sorusunu es geçtim Kızlar geldiğinde Nil' e dönüp "hemen tüm dava dosyalarını toplayıp arabama yerleştiriyorsun Eylül sende kişisel eşyaları topla lütfen Yeni bir ofis buluncaya kadar evden çalışılacak" kızlar anlamayan bir ifade ile yüzüme bakarken "hadi kıpırdayın" bağırışım ile kendilerine geldiler

Odadan çıkacakken Alaz önüme geçerek kapıyı kapattı "Çekilir misin lütfen" sözüme aldırmazken "yeni bir ofiste ne demek oluyor Ne saçmalıyorsun Süveyda" sorusuna "Saçmalıyorum öyle mi Alpaslan Kayalar burnumun dibine kadar girmiş, ama ben saçmalıyorum" Alaz çıkmayayım diye odanın kapısını kilitlerken "neler olduğunu anlamıyorum Süveyda Lütfen otur ve konuşalım"

Hareketleri beni daha da sinirlendirirken "anlamıyorsun öyle mi Ben babanın bir bir yurtlarla bağını kopartırken, ona büyük bir savaş açmaya çalışırken birden oğlu burnumun dibine kadar giriyor" yüzüme alaylı bir gülümseme yerleşirken "bende diyorum ki neden geçmişim tekrar ediyor Neden her şeyi baştan yaşamaya başlıyorum diye Meğerse baban çoktan oyunu kurmuş"

Tüm gücüm çekilirken koltuğa oturuyorum Dirseklerimi dizlerime koyarken ellerimi saçlarımdan geçiriyorum "Buradan bir an önce gitmeliyim O çok sevgili babana söyle beni böyle oyunlar durduramaz Beni öldürmek dışında durduramaz Çünkü daha fazla canımı yakacağı bir şey kalmadı"

Resmen öfke patlaması yaşıyordum Alaz yanıma gelip önümdeki sehpaya otururken "bak nasıl göründüğünün farkındayım ama ben böyle bir adam değilim Süveyda Ben lisede yurt dışına gönderildim ve bir daha geri dönmedim Babamla doğru düzgün bir ilişkim yok Sadece aile bağları Burada kendi evimde yaşıyorum Babamla görüşmedim Bunu istediğin şekilde ispatlarım sana Telefon kayıtları, kamera kayıtları, abim ya da kardeşimle görüşme hangisini istersen" kafamı kaldırıp Alaz' ın gözlerine baktığımda samimiydi

Başımı tekrar eğerken Alaz nazikçe çenemden tutup kaldırdı "Bana inanman için ne istersen yapabilirim Süveyda Bende babamla savaş başlatmak üzereyim Bende onun karanlık işlerinin peşindeyim Annem için Ben annem için avukat oldum Çünkü ona kendini savunma şansını vermedi Şimdi ise babamın karşında gücümü toplamaya çalışıyorum"

Alaz elini uzatırken "gel beraber çıkalım bu yola Ben çok iyi ve güvenilir yol arkadaşı olabilirim"


Derfin in ise gözü kulağı ihaledeydi Babasının alacağını bilse de bir umut diyerek beklemeye başladı İhale bitimiyle beklenen sonucu aldığında acaba babam konuştu mu Yamaç ne tepki verdi diye içim içim yerken beklemeye dayanamayarak daha önce adresini aldığım Yamaç ın evine gitmek için yola çıktım

Yamaç ın ise tüm bu sorunların içinde aklını tek meşgul eden Derfin idi Daha önce sayısız kişiyle öpüşse de onun hissettirdikleri çok başkaydı Ayrıca karşısına nasıl bir cesaretle çıktığı ya da hissettiğini nasıl sakladığı ise merak konusuydu

Günlerdir beklediğim ihale günü geldiğinde babamın hayatım dediği bana ondan tek kalan ve benim de hayatım olan şirket ellerimden kayıp gidiyordu Kim alırsa alsın geri almak için her şeyi yapmalıydım Sonuç Derfin in dediği gibi olurken babası hiç gerilmeden oyuncak biblo almış gibi alıp gitmişti

Yardımcılarından biri görüşmek istediğini söylerken en azından söyleyeceklerinin farklı olmasını diledim Karşılıklı otururken ne kadar karanlık ve tehditkar bir adam olduğu belli oluyordu "Delikanlı şirketin senin için değerini bilmeyen yok ve ben de sana şirketi kolaylıkla verebilirim" Yamaç duyduğu ile rahatlarken Derfin e göre babası daha aklı başındaydı sanırım "Bunu duyduğuma çok sevindim Kalkınma planım çoktan hazır Kısa zamanda fazlasını size kazandırıp şirketi alabilirim" dediğimde "ama tabi ki bir şartla Kızımla evlenirsen Nikah olduğu an senin üstüne geçer" duyduklarımla aklımı kaçıracakken "bunu nasıl teklif edebiliyorsunuz Hem kızınıza hem bana bunu nasıl yapabiliyorsunuz" Ömer bey ayaklanırken "karar senin delikanlı sana iki gün süre veriyorum" diyerek kestirip atarak odadan çıkıp gitti


Duruşmadan önce müvekkilimin annesiyle görüşmek için yola çıktım Müvekkilim Çağla'nın annesinin önüne kanıtlarımı atarken her birini gördüğünde yüzündeki değişimi keyifle izledim "Bilirsin çocuk ve annesinin arasında olan bağ anne karnında başlar Anne bebeğini karnındayken bile korur Ama sen yanı başında kızının çığlıklarına sağır kalmışsın Korunmaya muhtaç kızını kimsesiz bırakmışsın Şimdi ben kızını savunurken beni izle olur mu Çünkü harika bir iş çıkaracağım"

Kanıtlarımı topladıktan sonra ölümcül bakışlarımla anneyi arkamda bıraktım Koridorda beni bekleyen Çağla'ya güven verici bir gülümseme gönderdim ve soluksuz, itirazsız, boşluk bile bırakmayan bir savunma hazırladım Annesi duruşma çıkışında boşanma davası için yanıma geldi Çağla'ya dönerek "herkes hata yapar Çağla Ama annen diye onu affetmek ille onunla gitmek zorunda değilsin İstersen aynı yerde kalabilirsin Ama anne de olsa onun önce insan olduğunu unutma olur mu" Çağla bana sıkıca sarılırken teşekkür etti Ben bunun için buradayım diyerek göz kırkıp anne kızın yanından ayrıldım

Bazen dava kazanmak değil Sadece müvekkilini savunabilmenin rahatlığı beni kuşatıyor Hele de cinayetle suçlanan ya da tecavüz ile suçlanan birini aklamak bana neden bu mesleği seçtiğimi hatırlatıyor

Araba geçtiğimde topuklulardan kurtularak spor ayakkabılarımı giydim Saçlarımı topladıktan sonra ofise geçmek için yola çıkıyorum Herkes davayı alacağımı bilseler de yine de beni bekliyorlardır

Ofisin kapısından girdiğimde başka bir kutlama olduğunu görüyorum Yanlarında giderken "neler oluyor, yoksa Pamir Nil' i bu sefer Paris' e mi götürüyor" derken geçen hafta sonu gittikleri romantik dağ tatiline vurgu yapıyordum Soruma Nil "Süveyda ya" diye cevap verirken umduğumu bulamamıştım

Elvan söze atılırken "bugün Alaz beyde davasını kazanmış onu kutluyorduk Senin de aldığını düşünüyorum" dediğinde yüzümde bir gülümseme oluşurken "şüphen mi var Yine salondakileri ezip geçtim" Alaz' a dönerken "demek gümüş kaşık da dava kazanmayı biliyormuş ha Ben babası için formaliteden avukat olduğunu düşünmüştüm"

Alaz' ın kaşları havalanırken "gümüş kaşık ha Sen bana bir isim taktığına göre ben de sana kalp ağrım diyebilirim sanırım" sözleri ile Aslan gerilse de üzerine düşmedim Alaz konuşmasına devam ederken "ve tabi ki dava kazanmayı biliyorum Aldığım davaları incelememen beni biraz kırdı" dedi tüm alaycılığıyla

Gülümsememi bozmazken "ben rakip avukatın bile davalarını araştırmam Ben notumu duruşma salonunda veririm Bir sonra ki duruşman da savunmanı dinlemek için sabırsızlanıyorum" dedim Tüm sahteliğimle

Evren aradaki gerilimi yok etmek ister gibi "mekana gidiyor muyuz" diye sordu Ben "tabi ki Hadi toparlanın kurt gibi açım" yerimden kalkıp Alaz ile göz göze gelirken "seni de davet ederdim ama bizim mekanlar seni pek açmaz gümüş kaşık" Alaz da yerinden kalkarken "bunun notunu da ben görerek vereyim" derken sözde bana laf dokundurdu Umursamazca omzumu silkerken çantamı alarak kapıya doğru yürüdüm Gümüş kaşık ile inatlaşmamız bir Kayalar olduğunu öğrendiğim anda başlamıştı Benim kalbimi attırmış, arkadaş olma yolunda ilerlerken ezeli düşmanlara döndürmüştü Peki biz bu yolun sonunda kendimizi ne olarak bulacaktık

Mekana geldiğim de ilk etapta deniz ile birleşmiş köfte kokusunu içime çektim Kemal abiye selam vererek sahil kenarındaki taburelerinden birine oturdum Kalabalık olduğumuz için masaları birleştirirken birbirimizle uğraşmadan da edemiyorduk

Aslan çaktırmadan kulağıma doğru yaklaşarak "o neden sana kalp ağrım diyor" sorusu ile Alaz kast ettiğini biliyordum Aldırmaz gözükmeye çalışarak "ona isim taktım ya Kendince kısasa kısas yapıyor Üstünde durulacak bir şey değil" diyerek geri çekilecekken beni durdurdu "Daha önce sadece babam bana öyle seslenebilir diye ağlamıştın Süveyda Şimdi nasıl önemsiz olabilir" dediğinde Alaz' ın söylemesi neden çok doğru gelmişti Sanki yıllardır hayatımdaydı ve bana böyle sesleniyordu

Aslan' a "o zamanlar on yaşındaydım Aslan Ayrıca bilirsin insanlara zayıf noktalarını gösterirsen ilk oradan vururlar" diye durumu toparlamaya çalıştım Aslan "yine de bir Kayalar' ın ofisimizde olması hiç hoşuma gitmiyor bilesin" diyerek geri çekildi Kafamı kaldırdığımda Alaz ile göz göze geldim Eli yumruk olmuştu Ya Aslan' ın sözlerini duymuştu ya da benimle yakınlığı hoşuna gitmemişti Şimdilik bunu görmezden gelmeyi seçtim

Kemal abi aç olunca kendimi kaybettiğimi bildiği için hemen bizim siparişleri alarak işe koyuldu Pamir de aramıza katılırken Nil' in gözlerinin içinin gülmesi görülmeye değerdi Nil Pamir' e neden geç kaldığını sorarken bürosunda çalıştığı avukatın ayak işlerinden şikayet ediyordu Avukat Caner beyi tanıyordum Gerçekten angarya işlerle insanı bunaltan bir tipti Ama aynı zaman da çok donanımlı ve başarılı bir avukattı

Pamir' e doğru dönerek "Pamir bence Caner seni zorlasa bile ondan ne kapabiliyorsan kapmaya bakmalısın Caner' in karakteri zor olsa da imza attığı davalar her zaman ses getirir Özellikle iki yıl önce aldığı sosyete boşanma davasına bakmalısın Yaptığı savunma ile elinde kanıt olmamasına rağmen kanıt elde etmeyi başardı Alanlarımız aynı olsaydı zorlayıcı bir rakibim olabilirdi O yüzden ben senin şanslı olduğunu düşüyorum" dediğimde Nil hemen "benim kadar olamaz" dediğinde ona göz kırptım

Yan tarafımda üşüdüğünü düşünen Aslan Eylül' e montunu veriyordu Ah bu adam ne zaman duygularını göstermeye cesaret edebilecekti ki Aslan ve Eylül, Nil Pamir, Elvan Evren sayesinde etrafımın çiftler tarafından çevrildiğini gördüm Masa da sap gibi kalan Deha ve ben olsam da Deha kız arkadaşının telefonunu hackleme derdindeydi Ona inanmayıp başımı sallarken Alaz ile göz göze geldim Bu son zamanlarda çok sık olmaya başlamıştı

Gözlerimi etrafı gösterirken "nasıl kendini uzaylı gibi hissediyor musun gümüş kaşık" soruma "hayır yaşıyor gibi hissediyorum" cevabı ile gözlerimiz bir an öylece kaldılar

Köfte ekmekten sonra müdavini olduğumuz yine sahil kenarında karavanında kahve yapan Mira' nın yanına geçtik Bizi gördüğüne çok mutlu olurken çaktırmadan Alaz' ı kesmesi beni güldürdü Kahvelerin ardından Eylül Aslan' ın omzunda uyuyakalırken diğerleri de ayakta uyuyordu Toparlanıp evlere dağılacakken herkes partneri ile arabalara dağıldı Aslan arabasız geldiği için benimkini onlara verdim İlk baş itiraz etse de ayakta zor duran Eylül' e dayanamadı Deha evi yakın olduğu için yürüyerek giderken Alaz dönerek "kalp ağrım seni de ben bırakayım" itiraz kabul etmezken arabaya geçtik

Ben günü bitip kendimi yatağa atmak için can atarken telefonum acı acı çaldı Arayan müdür baba idi Yine bizim asi kızın isyan çıkardığını söylüyordu Alaz' a dönerek "benim acil bir yere gitmem lazım Senin evine çok ters kalır Taksi durağında bırak beni olur mu" dediğimde "saçmalama bu saatte seni asla bırakmam" dediğinde uzun bir gecenin beni beklediğini anladım

Loading...
0%