İki ayrı yerde birbirinden habersiz doğan iki kız kardeş Güneş ve Defne Anneleri onları sevgi dolu bir ailede büyütmek için hevesli ve heyecanlıydı İlk kez kucaklarına alıp kokularını içlerine çektiklerinde yaşadıkları tüm acıya değer olduğunu düşündüler

Çocuklukları evlerinin bahçelerinde koşarak, yatıp yuvarlanarak geçirirken on üç yaşına geldiklerinde hayatları alt üst oldu İki ayrı evde tek bir kavga vardı Babaları annelerini aldatırken iki kadında aynı anda bunu öğrendiler

İki kadın aynı anda yağmurlu bir günde bir elinde bavulları bir elinde kızları ile eve bir daha dönmemek üzere çıkarken son yolculuklarına çıkacaklarını kim bilebilirdi ki

Ağlayarak son hızla arabalarını sürerken yerlerin ıslak olmasından dolayı arabanın hakimiyetini kaybederek sayısız takla atarak şarampolden yuvarlandılar Arkadaki arabaların görüp sağlık görevlilerini aramasıyla hemen müdahale edilmesine rağmen anneleri orada hayatlarını kaybettiler

9 yıl sonra

Babaları iki kız içinde ayrı bir hayat kurarken kızlar annelerine yaptıklarından ötürü babalarını sorumlu tutarak tavır alıp uzaklaştılar Güneş kendini tamamen dünyaya kapatırken kitaplarının ve bir balkonunun olduğu bir odada yaşamaya başladı Bir daha evden dışarıya adım atmadı Defne ise tam tersi babasından almadığı sevgiyi ve ilgiyi başkalarından tamamlamaya çalışırken tüm yaralarının üstünü gülümsemesiyle kapatmaya çalıştı Zorlayıcı astım krizleri de o geceden hatıra kaldı

Defne Roma da güzel sanatlar okuyup sayısız tablo yaparken Güneş liseyi zorlukla dışarıdan bitirmişti

ve kader onlar için yeni bir oyun hazırlamanın peşindeydi Hayatlarını alt üst edecek olan olaylar dizisinden bir haberdiler

Bir gün kendilerini bir depoda elleri kolları bağlanmış halde buldular Daha ne olduğunu çözemezken karşılarındaki adamın verdiği emri anlamaya çalıştılar "Benimle evleneceksin"