Yeni Üyelik
11.
Bölüm

Bölüm 11

@okyanus

Selim ile Defne'ye sahildeki konuşmaları çok iyi gelirken aralarında ki iletişim de güçlenmişti İlişkilerinde yeni tanışmış gibi davranırlarken konuşup birbirlerini tanıyorlardı Selim Defne nin üzerindeki tüm kısıtlamaları kaldırırken o istediği için değil Kendi istediği için bu evde kalmasını istiyordu Selim öbür taraftan işine dönerken, Defne de sergi için çalışmaya başlamıştı

Kahvaltı ve akşam yemeklerini beraber yemeğe özen gösterirken arada kahveyi de beraber içiyorlardı Selim çalışırken bazen Defne yanına uğruyor, yaptığı binalar hakkında yorumda bile bulunuyordu Selim in mimarlık şirketi vardı Yaptığı işler de hep gözde işler olmuştu

Defne istediği zaman tedbir amaçlı korumalarla evden çıkarken, sergileri geziyor, deniz havası alıyor, çarşıda dolaşıp dönüyordu Arada Selim de ona katılırken akşam yemeğini dışarıda yiyerek dönüyorlardı Sıra akşam uyumaya geldiğinde aynı anda yatağa giriyor Ayrı köşelerde uyuyorlar Selim Defne yi izlerken bir gün kollarında uyumasının hayallerini kuruyordu

Defne Selim ile kahvaltı ederken aklına gelen soruyu sormayı istiyordu Ama çekiniyordu Hem vereceği tepkiden hem de babasının yaptıklarından utanıyordu Selim garipliği fark ederken "ne soracaksın bakalım" dedi Defne gülümsemeye çalışırken "şey kilitli oda ablanın mı" diyecektim Selim kafasını sallarken "sakıncası yoksa nasıl biri olduğunu sorsam Çalışanlar arasında da hiç konuşulmuyor Belki yüzsüzlük diyeceksin ama ondan bahsedilsin isterim Ara ara anılarını konuşabilelim Biz bir aileyiz ne de olsa" dediğinde Selim duygulanmıştı

"Yüzsüzlük olamaz asla" diye söze başladı "Ablam hayat doluydu Benden büyük olmasına rağmen arada abilik yapmam, onu koruyup kollamam bile gerekmişti Ele avuca sığmazdı çünkü Kötülük bilmezdi Odası gibi pespembe bir hayatı vardı Aileden bir tek biz kaldığımız için birbirimize çok bağlıydık Onu çok özlüyorum" dediğimde Defne kalkıp sarıldı Belli bir süre öylece kalırken ablamın artık acı çekmiyor olmasını diledim

Her şey yolunda giderken beklenmeyen misafir tüm düzeni alt üst etmek üzereydi Defne Selim in kapıda kiminle konuştuğunu merak ederek yanına giderken "misafirimiz mi var" diye sordu Selim kenara çekilirken Defne gördüğü kişiyle olduğu yere çivilendi Düşmemek için Selim in kolunu tutarken Selim hem Defne nin tutuşundan hem de bembeyaz olan yüzünden şüphelenmişti Defne sayıklar gibi "Özcan" derken karşısındaki adam "ya Özcan abin tabi Hadi babanla aran bozuldu Benimle neden iletişime geçmedin Ben sana sahip çıkardım Defne Baban ayrı ben ayrı bilirsin" diye söylerken Defne nin midesi kalkmıştı bile

Selim in elini tutarken ondan güç almak istedi "Zaten bana sahip çıkan biri var Özcan abi Babamı hatırlatan kimseyi istemiyorum hayatımda Selim ile evlendiğimizi duymuşsundur Selim benim için yeterli" dedi Ne olursa olsun bu adama yenilmeyecekti Bu sözlerle Özcan ın gözünden ateşler çıkarken Selim sadece ikisini izlemekle yetindi Bu Özcan da kimdi Neden şimdi ortaya çıkmıştı Defne titrerken Selim e dönüp gülümsemeye çalıştı "Hayatım kusura bakma direk lafa daldık Özcan babamın manevi oğlu Ben on üç yaşındayken babam yanına aldı O zamandan beri yanından ayırmaz" diye açıkladı Selim bir şeylerden şüphelense bile sesini çıkarmadı "Memnun oldum Yalnız bizim şimdi biraz acelemiz var Haberli geldiğiniz bir zaman ağırlamak isteriz" dedi Yani kısaca elini kolunu sallayıp gelebileceğin yer değil dedi Özcan mesajı alırken "tabi neden olmasın Görüşürüz sevgili kız kardeşim" diyerek iğrenç bakışlarıyla süzerek gitti

Selim adamdan rahatsız olsa da sesini çıkarmadı Hala titreyen Defne ye dönerek "sorun ne Defne" diye sordu Defne kendini toparlayıp içinden güvendeyim güvendeyim derken "sorun yok Selim Sadece biz hiç iyi anlaşamazdık Roma ya gittikten sonra da bir daha görmedim Birden karşıma çıkınca gerildim o kadar" diyerek geçiştirmeye çalıştı Gerçek olduğunu düşündüğü gülümsemesini takınırken onu tanıyan Selim in buna inanmayacağını bilmiyordu "Hadi yemek hazır ve ben çok açım" diyerek masaya doğru ilerledi Selim " sen başla ben hemen geliyorum" diyerek içeriye geçti Volkan ı bulup Özcan denen herifi araştırıyorsun Sünnet olduğu yere kadar bilmek istiyorum Anlatabildim mi " diye sinirle söylerken kendini yatıştırmaya çalışarak masaya doğru ilerledi

Defne ise Selim in gitmesi ile nefes aldı Ne düşünüyordun Defne diye kendi kendine kızdı Bir daha onu görmeyeceğini mi Roma ya gelmemesi bile bir mucizeydi Selim in geldiğini fark ederken kendimi toparladım Beraber yemeğe başladığımızda hiç iştahımız yoktu İkimizde tek kelime etmedik Ben tabağıma aldıklarımla oynarken bir iki lokma yiyerek kalktım

Kafamı dağıtmak için tuvalimin karşısına geçerken fırça darbesi vurmak için elimi kaldıramazken boş tuvalde gördüklerim ağlamama sebep oluyordu Ben sırf bu yüzden kaçıp Roma da zor zamanlar geçirdikten sonra tekrar olmazdı Tekrar başa dönemezdim Elimden fırça düşerken, başımı eğerek ağlamaya devam ettim

Bu gece çalışamayacağımı anladığımda yatak odasına geçerek kıvrılarak yattım Hiç bir şey düşünmeden kendime uykuya teslim etmeliydim Selim ise gece boyunca neler olduğunu düşünüp Defne nin ne sakladığını bulmaya çalıştı Ama ne yaparsa yapsın bir sonuç elde edemiyordu Sonunda pes ederek odaya geçti Defne uyumuştu Onun tarafında yatağa oturarak saçlarını okşamaya başladı "Derdin ne güzelim Neden bana anlatmıyorsun"

Selim zorlukla uykuya dalarken ağlama ve sayıklama duymaya başladı Yanını baktığında Defne ağlayarak hayır yapma diyordu Hemen kalkıp onun tarafına geçtiğimde "Defne uyan güzelim" dedim İşe yaramayınca sarsarak tekrar ettim Sonunda uyanıp etrafına bakarken göz göze geldik Kalkıp boynuma atlayarak sarıldı Bende onu sarıp saçlarını okşarken "geçti" diyebildim sadece "geçti güzelim güvendesin"

****

Sabaha kadar ikimizde kapının iki tarafında ağlarken havanın aydınlanmasıyla kapının kilidini açarak ittirdim Güneş kapının arkasında kıvrılmış yatıyordu Onu kucağıma alırken tüm yaptıklarıma rağmen yine bana sığınmıştı Bu gözlerimi doldururken kendime nalet ettim Onu yatağa yatırıp üstünü örttükten sonra kendi tarafıma geçerek örtünün altına girdim Belli bir süre Güneş i izlesem de dayanamayarak kollarıma aldım Bir iki saat huzurlu bir uyku çektikten sonra Güneş uyanmadan kalkarak evden çıktım

Bana ne oluyordu böyle Neler yapıyordum Bu yaptıklarım hem kendime hem de Güneş e haksızlıktı Şirkete geçtikten sonra uzun zamandır gelmediğim için biriken işleri halletmeye çalıştım Hatta şuan gelecekteki işleri bile halledebilirim. Geç saate kadar şirkette kaldıktan sonra pes ederek rahatlamak için bir iki kadeh bir şeyler içtim

Duygularım, Güneş e yaptıklarımı düşündükçe kadeh sayısı baya artmıştı Bu işi bitirmeliydim Ne olursa olsun bir sonuca ulaşmalıydım Hatamı alt üst eden bu durumdan kurtulmalıydım Belki Güneş ile mutlu bile olurdum neden olmasın Onu özlüyordum da Hayal meyal hatırladığım ateşli geceleri hissetmek istiyordum

Güneş ise Güven ile kavgalarını düşünüyordu Onu kıskanmış mıydı Sorun bu muydu Ona bu kadar eziyet eden adamı seviyor muydu Yok artık dedi kendi kendine Kafası karıştığı gibi kalbi de karışmıştı Hepsi bu

İnsan kendine eziyet eden birini nasıl sevebilirdi Ona hiç dokunmamış ve vurmamıştı ama buna izin vermişti Sürekli ona psikolojik baskı uygulamıştı Karanlık, havuz, kadın, yataktan atışı her gün hazır ol demişti Her gün farklı bir şey yapacağım

Güneş tüm bunları unutmak için kendini duşa attı Uzun bir süre kaldıktan sonra havluya sarılarak çıktı Kıyafetlerini alacakken Güven i odaya girmesiyle gerilse de belli etmemeye çalıştı Güven onu baştan aşağıya süzdükten sonra kapıyı kapattı Güneş tam yanından geçip giysi odasına gidecekken Güven durdurdu Kolu ile sarıp kendine çekerken kafasını uzattı Kokusunu içine çekerken "dayanamıyorum Güneş Çiçek kokunla benim şampuan kokum karışmışken yapamıyorum" diyerek teninde oyalandı Güneş kafasını geriye attığında başındaki havlu düşerken saçları dökülüp koku tüm odaya yayıldı

Güven i bu anı durum daha da delirtirken "seni istiyorum" dedi "Artık bölük pörçük hatırladığım anlarla idare etmek yerine seni hissetmek istiyorum Güneş" diyerek Güneş i tamamen kollarına alarak elleri ile keşfe çıktı Güneş ittirmeye çalışıp "yapma Güven istemiyorum" dese de Güven duyacak gibi değildi

Güvenden gelen alkol kokusu midemi bulandırırken o anki güçsüzlüğümden nefret ettim

Güneş i yatağa doğru götürürken aklı iyice karışmıştı "Sen her zaman beni istedin Güneş Benim olmak istedin Gecelerce yaşadıklarımız hayal olamaz" dediğinde aralarında çekişme başladı O arbedeye havlu dayanmazken havlunun düşmesi Güven için son noktaydı Güneş i istiyordu

Güneş i süzdükten sonra kucağına alırken ilk duvara yaslayıp öpmeye başladı Güneş in ona karşılık vermeyip ittirmeye çalışması, ağlaması, onu daha da öfkelendirirken Güneş in sırtını duvardan ayırırken yatağa yatırıp üzerine çıktı

Güneş ağlarken bir yandan çırpınıyor, öbür yandan Güven e sesini duyurmaya çalışıyordu "Yapma Güven pişman olacaksın yapma" diye bağırıyordu "İstemiyorum yapmaa"

Loading...
0%