Yeni Üyelik
12.
Bölüm

Bölüm 12

@okyanus

Sabah uyanıp aynaya baktığımda kan çanağı gözlerim gecenin nasıl geçtiğini belli ediyordu Böyle dağılamazdım Tekrar hayatımı mahvetmesine izin veremezdim Selim de şüphelenmeye başlamıştı Bu halimle onu artık geçiştiremezdim

Balkonda temiz hava alırken kendime gelmeye çalışıyordum Duş alıp makyaj ile dünün izlerini silmeliydim

Selim ise önüne gelen araştırmayı okurken öfkeden deliye döndü Kağıdı buruşturup atarken şerefsiz diye koltuğu ittirerek kalktı O adamı hemen istiyorum diye kükrerken Defne nin yanına geçti

Ne yaparsa yapsın sakinleşemezken kapıyı çarparak içeriye girdi Defne duyduğu sesle korkarak odaya girdiğinde sinirden deliye dönen Selimden başkası yoktu Ne oldu diyemeden Selim bağırmaya başladı "Neden bana söylemeden Defne O Özcan denen şerefsizin sana neler yaptığını neden anlatmadın" diye kükrerken koltuğa çökmüştüm "Eğer bana anlatsaydın o adam kapımıza bile gelemezdi Sana bunları yapan adamın karşısında ne konuma düştüm Saf saf sizi konuşturdum ben ya" diye elini saçlarına daldırırken odada dolaşıyordu

Kafam yere düşerken "bana inanmazsın diye anlatamadım" dedim fısıltıyla "O pis depoda bunlar olurken on sekiz yaşındaydım Onun kafasına sopa ile vurarak babama gitmiştim Olanları anlattığımda yanlış anladığımı böyle bir şeyin olamayacağını dikkat çekmek için böyle bahaneler uydurmamam gerektiğini söyledi Tecavüzü nasıl yanlış anlayabilirim diye sorduğumda sevdiğim için böyle naz yapıyorsam gerek olmadığını, istersek beraber olup evlenebileceğimizi söyledi Ona olan güveni benden her zaman fazlaydı Ben üvey kızı gibiydim Olanlardan sonra başka yerdeymiş gibi gösterip Roma ya kaçtım" diye anlatırken göz yaşlarımı tutamamıştım

Selim duydukları ile buz keserken ne yapacağını, ne düşüneceğini şaşırmıştı Defne ye kıyamazken önünde çöktü Gözyaşlarını parmakları ile silerken "ben sana nasıl inanmam güzelim" dediğinde gözlerim tekrar dolmuştu "Lara ya daha kötüsü yapılmışken onu hatırlatmak acını deşmek istemedim Dosyada olan Lara Kara ablandı Biliyorum" dediğimde Selim "asıl bu yüzden seni en çok ben anlarım Kardeşim gözümün önünde erirken onun için bir şey yapamadım Onu koruyamadım Ama seni ne olursa olsun koruyacağım Defne Belki de bana hatalarımı düzeltmem için geldin" diyerek kollarına aldı beni Bende güvende olduğumu hissettiğim bedene kocaman sarıldım

Hani böyle yere düşersin, dizlerin acır ve gözlerin dolmaya başlar ya, işte o an biri gelir ve dizlerine üfler Gözlerin yine dolu doludur ama tebessüm edersin Çünkü dizindeki acı her ne kadar varlığını sürdürmeye devam etse de artık yarana üflenen bir ferahlık vardır Sanki o kişi dizine değil de kalbine üflüyordur Acımasın da geçsin diye İşte Selim üfleyen kişiden başkası değildi Birileri kalbimi acıtıyor Selim de geçsin diye kalbime üflüyordu

Selim kollarını çekerken "hadi bakalım bu saatte bu kadar duygusallık yeter Toparlan da kahvaltıya inelim Dün de bir şey yemedin zaten" diyerek kalkarken "bahçede bekliyorum seni" diyerek çıktı Dün bir şey yemediğime dikkat etmesi yüzümü güldürürken tekrar aynanın karşısına geçerek yüzümü düzeltmeye çalıştım Oyalanmadan hazırlanıp aşağıya indim Üstümden bir yük kalkarken rahatlamış, adeta kuşa dönmüştüm

Merdivenleri birer ikişer inerek bahçeye çıkmıştım Kahvaltı her zamankinden daha özenli gözükürken, tüm yiyecekler adeta ayağa kalkmış dans ediyordu Portakal suyumu içerken "hadi gel Selim" diye bağırıyordum Hepsini silip süpürmeliydim

Keyifli bir kahvaltı ve kahve den sonra beyimi işe yolcu ettim Bu düşünce bile beni güldürürken tuval in karşısına geçtim Bugün benim için güneş çok başka doğmuştu İçimde yeşeren gökkuşağını herkese göstermeliydim Attığım ilk fırça darbesinden sonra saatler süren çalışmam başlayacaktı

Selim ise Özcan ı depoda bekletirken sabırsızca yanına gitti Depoya girer girmez gördüğü adamla yüzüne bir tane geçirirken "hangi elinle dokundun ona" diyerek elini bükerken "bu burunla mı kokusunu içine çektin" diyerek kafa attı "Bu dudaklarınla mı dokundun" diyerek dudağını patlattı "Bundan sonra " dedi "Bundan sonra seni değil Defne nin yakınında görmek en uç noktada bile dolaştığını duyarsam, aklından geçirdiğini bile hissedersem ölümlerden ölüm beğen Kimse benim sevdiğim kadını, karımı üzemez, rahatsız edemez, aklından bile geçiremez" diyerek kükredi

****

Hayatımdaki en büyük acının annemi kaybetmek olduğunu düşünüyordum Annemden sonra kendimi bir eve hapis etsem de, kimseyle konuşmasam da bunlar benim tercihimdi Ama bu evde yaşadıklarım bana seçme şansı bile vermemişti Masumdum ve kimin yaptıklarının bedelini ödüyordum Hiç bir fikrim yoktu

Güven e sayısız kere "yapma" deyip yalvarıp ağlasam da bir işe yaramamıştı Hissettiğim acı ve dolulukla çığlık atarken bile, Güven beni umursayarak devam ederek hayatımda bana ait olan tek şeyi yıkıp geçmişti Zorlukla kendimi toplarken üzerimi örterek kıvrıldım Artık gözümden yaş bile akmıyordu Benim için zaman o anda durmuştu

Güven sabaha kadar arkamda uyurken bana bir daha değmesin dokunmasın diye en uca geçmiştim Sabaha kadar gözümü kırpmazken artık nasıl devam edeceğimi düşünüyordum Bir daha bana dokunmasını geçtim Yaklaşmasına katlanamazdım

Yataktan zorlukla kalkmaya çalışırken Güven kendine gelmeye başladı Güven büyük bir baş ağrısı ile uyanırken, yanındaki dağılmış örtüye sarılıp kalkmaya çalışan kıza baktı Dün akşam neler olmuştu Çatlayan başını zorladığında gelen bölük pörçük görüntülerle kanı dondu Yataktan apar topar kalkarken, ne diyeceğini söze nereden başlayacağını bilemedi

Güneş in örtüyü çekmesiyle kan lekesini görürken, başından vurulmuşa döndü "Ama biz sayısız kere seviştik" dediğinde Güneş başını eğerken "o ben değilim dedim sana" dedi fısıldayarak Ayağa kalkarken sendelemesiyle Güven atılarak tutacakken elini kaldırarak "sakın" dedi "Sakın bir daha bana dokunma" diyerek duvara tutuna tutuna banyoya geçti

Güven ise kafası karışık bir şekilde odada öylece kaldı Bu nasıl olabilirdi Eğer Güneş dediği gibi masumsa ne yapacaktı Bu zamana kadar yaptıkları zaten korkunç iken dün gece yaptıklarını nasıl telafi edecekti Sinirle odadan çıkarken çalışanlarını topladı Kadını araştırıp Güneş i getirene güzel bir yumruk atarken "Bunları yapan kadın Güneş değil Nasıl araştırma yapıyorsunuz siz Hemen bana o kadını bulup getiriyorsunuz" diyerek kükredi

Koltuğa çökerken artık getirseler de her şey bitmişti Güven kendi elleri ile Güneş ile küçük ihtimalini yok etmişti

Güneş ise banyoya girdiğinde suyu açarak küveti köpük ve kokularla doldurdu Her şey hazır olduğunda üstündeki örtüyü atarken gözünden bir damla yaş süzüldü Kendine sıcak suya bırakırken Güven in tüm izlerini sildi

Bihter gibi banyomu yaparken tüm hayatım, esirliğim, yalnızlığım gözümün önünden geçti Anne dedim Anne dayanamıyorum Senin küçük kızın tüm bunlarla başa çıkamıyor Sensiz yapamıyorum anne Öyle yalnızım ki derken gözyaşlarım bir bir düşüyordu

Yorgundum, tükenmiştim Artık yaşamak istemiyordum

Yıkanıp durulandıktan sonra küveti boşaltıp tekrar berrak tertemiz bir su ile doldurdum Üzerime bembeyaz bir elbise giydim Esir olduğum odada dolaştım Balkondan bahçeye baktım Artık hazırdım Vedalaşacağım bile kimse yoktu

Dün gecenin eseri yatağa baktıktan sonra tekrar banyoya geçip kapıyı kilitledim Elime jileti aldım Ilık suyun içerisine girdiğimde bedenim rahatlarken kafamı soğuk fayansa dayadım Buraya kadar dedim Bittim

Kız çocukları annelerinin kaderini yaşarmış diye bir söz vardır Belki de ben bunun için hayatta kalmıştım

Annem Gülfem Aslan Babam ile hem şirket hem de güç birliği için evlendi Babamı hiç bir zaman sevemedi Babamın tek gecelik ilişkilerini görmezden gelirken bana dokunmasın yeter diye düşündü

Evlilikleri sayısız sinir krizi, antideprasanlar ve intihar girişimleri ile geçti Mutsuz bir kadındı Babamın sadece başka bir kadınla ilişki ile kalmayıp aile kurduğunu öğrenince delirip kendini ölüme götürmüştü Bu melankolim ondan geliyor olmalı

Şimdi küvetin içinde anneme yakışır bir şekilde davranacaktım

Bileğime soğuk jileti değdirdikten sonra tüm vücudumdaki kanın çekilmesini bekledim Su kanım ile karışırken kendimi hayatım boyunca korktuğum karanlığa teslim ettim

Güven ise gün boyu deli danalar gibi dolaşıp herkese kök söktürmüştü Odaya çıkamıyor Güneş in ne durumda olduğunu bilememek onu delirtiyordu Onun yüzüne bakacak cesareti bile yoktu Sonunda kaçamayacağını anlayarak odaya çıkarken Güneşi göremedi Balkon ve giyinme odasına baktıktan sonra banyo kapısının kilitli olduğunu fark etti Su sesi gelmezken sayısız kere çalmasına rağmen Güneşten cevap gelmemesi onu delirtirken lütfen dedi Bununla başa çıkamam

Sonunda kapıyı açtığında gördüğü manzara karşısında bacaklarının bağı çözülürken olduğu yerde öylece kalakaldı

 

🎶 Öldürdüm çiçeğimi yaşatamadım

Loading...
0%