Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Bölüm 3

@okyanus

Defne anlamayan gözlerle bakarken "neyimmişsin" diye sordu Selim kollarını açarak "müstakbel kocan" dediğinde Defne nasıl bir manyağın eline düştüğünü anlayamadı Dışarıdan bakıldığında diye düşünerek baştan aşağıya süzdüğünde yakıcı, geniş omuzlu, yakışıklı bir adımdı Ama tabi dış görünüş her şeye yetmiyor, kapatmıyordu

Başını sağa sola sallarken "sen aklını kaçırmışsın" diyebildi sadece Selim "yo aklım gayet başımda Bugün evleniyoruz Nikah memuru yukarıda bekliyor" dediğinde inanmayan gözlerle bakıyordum Bir rüyada falan olmalıydım Okuduğum en trajik romanda bile böyle bir şey olmuyordu

"Seninle evleneceğimi düşündüren nedir Ki benim öyle bir niyetim yok" dediğimde tamamen önüme gelerek "evlenmiyorsun yani benimle öyle mi" diye sordu "Tabi ki de evlenmiyorum Bir anda bayıltılarak bir depoya getiriliyorum Elim kolum bağlı Kim olduğunu bilmediğim bir adam evleniyoruz diyor Buna karşılık benim ne demem gerekiyor Tabi hayatım deyip boynuna falan atlamam mı" dediğimde o eğlenen adam bir anda yok olurken, gözleri nefret dolan biri geldi "Telefonu getirin" diye bağırdığında yerimden sıçramıştım

Birini aradıktan sonra telefonu bana doğru çevirdi Ekrana baktığımda babamı gördüm Etrafında adamlar başında silah İnanmayarak gözlerimi açıp kapattım Tekrar tekrar baktım Ama görüntü değişmedi "Ne yaptığını sanıyorsun sen" diye adama bağırdığımda "çok bile oyalandık Babanın hayatına karşılık evlilik Karar senin Açıkcası babanın ölmesi benim daha çok işime gelir" dediğinde ona sadece bomboş baktım Baktım ama onu görmedim bile

Babamla yıllardır görüşmüyordum Annemin kazası için onu sorumlu tutarken Roma ya gitmem de ayrı trajik bir olaydı Gittikten sonra bir daha Türkiye ye dönmemiş, onunla da görüşmemiştim Öylece ölüp gitmesine izin verebilirdim Sonuçta benim hayatımı kaç kere alt üst etmişti Onun bir daha hayatımı alt üst etmesi yerine buradan öylece çıkıp gidebilir miydim Kafamda milyonlarca düşünce aynı anda geçerken hepsi birbirine karışmıştı Bu durum geriyor ve nefes almamı zorlaştırıyordu

Selim sabırsızca verecek cevabı beklerken babasını öldürmeye hevesli olsa da bu kadar kolay kurtulmasını istemiyordu Ayrıca Defne ile yollarının böyle ayrılmasını istemiyordu Bir daha karşısına çıkacak bahanesi kalmazken babasının ölümünden sorumlu kişi olarak nefretini kazanmak istemiyordu Şuanda kazandığı nefreti bir gün bitirme ihtimali vardı

Selim en sonunda "gerektiğinden fazla bekledim Senin dilin söyleyemiyor sanırım İşini kolaylaştırayım Sıkın kafasına" diye bağırdığında Defne anında kafasını kaldırırken "hayır hayır yapmayın Kabul ediyorum Kabul ediyorum Evleneceğim Lütfen lütfen" diye sayısız kere bağırırken gözlerinden yaşlar bir bir düşmeye başladı

Selim çoktan durdursa bile Defne onu duymuyordu Bağırması biterken nefes alamaz hale gelirken Selim çökerek Defne nin kafasını kaldırdı "Tamam sakin Defne durdurdum onları" dese de Defne kendine gelemiyordu Zorlukla "ilaç" derken babası "Astım hastası o Çantasında ilaç olmalı Astımı var onun" diye telefonun bir ucunda çaresiz bağırırken Selim "çantayı getirin hemen" diye kükredi Öbür yandan Defne nin gözyaşlarını silerken "tamam güzelim geçecek Sakin olalım Nefes almaya çalışalım" diye sakince konuşmaya çalıştı Sonunda nalet çanta gelirken Volkan içinde ilaç arıyordu Selim "dök şunu yere" diye bağırınca Volkan anında dökerken Selim çevik bir hareketle ilacı alarak oksijeni almasını sağlamaya çalıştı Volkan a "çöz ellerini" diye bağırırken Defne ellerini çözülür çözülmez ilacına sarılarak nefes almaya çalıştı Gözyaşları düşse de aldırmadı Sonunda sakinleştiğinde Selim "iyi misin" diye sorduğunda sadece başını sallarken zor bulduğu sesiyle "babam" diyebildi Selim telefondan babasını gösterirken "hayatta Benden ona bir zarar gelmez ama yaptığı kötülüklerle çok yaşayacağını sanmam" diyerek telefonu kapatırken "hadi kıymamız gereken bir nikah var" diyerek depodan çıktı

***

Güneş "tuzak derken" diye sordu Güven sinirle kalkıp yanına gelirken "bir de soruyor musun Ben böyle bir pişkinlik görmedim Babamı öldürürken amacın neydi Neden beni de öldürmeye çalıştın" diye kükrerken yerimden sıçradım "Ben bir şey yapmadım" dediğimde alayla gülerken "babamı neden öldürdün" "Benden ne istedin" diye sayısız kere sordu Benim ise verdiğim tek cevap "ben yapmadım" oldu

Bilgisayar ekranını bana doğru çevirirken "bu da sen değilsin yani öyle mi" diye sordu Ekrana inanamayan gözlerle bakarken benimle aynı olan kadını gördüm Adamın söylediği doğruydu Ama benim buraya gelmiş olma ihtimalim yoktu Bu evi hayatımda ilk kez görüyordum ve ormanın içinde olduğuna göre şehre de uzaktı

Başımı kaldırıp onunla göz göze gelirken "tamamen benimle aynı görünüyor ama ben bu evi ilk defa görüyorum Benim bunları yapmam mümkün değil" dediğimde sert bir tokat atmıştı Tokatın sertliği ile dudağım patlarken kendimi toplayarak tekrar ona baktım "Sen benimle dalga mı geçiyorsun Ne demek ilk defa gördüm bu evi Ne demek sadece bana benziyor" diye bağırırken devam etti "Senin buradan artık çıkışın yok ve ben gerçekleri öğrenebilmek için her şeyi yaparım Kendine işkence çektirmeden söyle amacın ne senin" dediğinde buradan çıkamamayı umursamıyordum bile Zaten istesem de buradan çıkamazdım "Ben değilim" dedim sadece

Adam kapıyı açıp bağırırken "alın bunu depoya kapatın Konuşması için ne gerekiyorsa yapın yemek yok sadece su Hayatta kalsın dediğinde ister istemez gülümsedim Zaten yaptığım bu değil miydi

Apar topar depoya indirilip bir köşeye itilerek atıldım Depoyu sadece sorgu odasındaki lambalar gibi bir lamba aydınlatırken karanlık korkumda tetikleniyordu Saatlerce öyle köşede oturmuşken soğuk yavaş yavaş içime işliyordu Büyük ihtimal korkarak ya da dayanamayarak bir şeyler söyleyeceğimi düşünüyorlardı ama beni hiç tanımıyorlardı

Sonunda bir kadın bir erkek içeriye girerken ilk baş tatlı dille amacımı, neden Hikmet Kaya yı öldürdüğümü, neden Güven Kaya yı öldürmeye çalıştığımı sordular Eğer hemen cevap verirsem buradan zararsız çıkabileceğimi söylediler Ama benim her soru için tek bir cevabım vardı Ben yapmadım

Kadın saçımı çekip tehdit ederken ağzımdan çıkan çığlığı durduramamıştım Saç diplerim yerinden sökülürcesine acırken çekmeye devam ediyordu Sonunda bıraktığında rahatlayacağımı düşünürken adamın attığı tokatla yere düşüp öylece kalmıştım Beni kaldırıp tekrar tekrar tokat atarken "bu daha başlangıç" diyerek çekip gitti Saçlarımın ve yüzümün acısı içimi yakarken ne kadar süre öylece kaldım bilemiyorum bile Sonunda kendimi toparlayıp köşeye tekrar sinerken bir şişe su verildi

Deponun bir köşesinde klozet de vardı Bu haliyle tek kişilik hücreyi andırırken en azından kendi pisliğimle ölmeyeceğim dedim Belirli saat aralıklarıyla birileri gelirken her seferinde dövmeseler de psikolojik baskı uyguluyorlardı

İkinci işkence olarak su seçilirken derin bir kova getirildi İlk baş normal sorulurken sonrasında kafam suya batırılıp çıkartılarak sorulmaya devam edildi Benim verdiğim tek cevap ben yapmadım diye devam ederken suyun içinde nefes alamamak bile korkutmadı beni Hiç çırpınmadım Sonuçta cevaplarını almaları için yaşamalıydım

Sonunda beni bir köşeye atıp giderlerken ıslak saç ve soğuk birleşirken titremeye başlamıştım Bu da diğer bir sınavdı sanırım Ara ara yaşayabilmek ve açlığımı bastırması için su içerken yere kıvrılarak titremelerimin geçmesini bekliyordum

Sonraki gelişlerde artık sormayı bırakırken beni tekmeliyorlar ya da kaldırıp yumruk atıyorlardı Beni kollarımdan tutarak sarsmaları da buna ekti Bu sayısız kere devam ederken artık gücümün kalmadığını hissediyordum Sonunda beklediğim ölüme yavaş yavaş yaklaşıyordum

Artık yanımda biri olmasa da ben yapmadım diye sayıklamaya devam etmeye başlamıştım Üstümdeki lambanın ışığı da sönerken korkum ikiye hatta üçe katlanmıştı Ben karanlıktan korkarım Ben yapmadım diye ağlamaya başladım Ellerimle gözlerimi kapatıp geçmesini beklesem de geçmiyordu Kapını tekrar açılmasıyla artık gücümün bittiğini hissederken aldığım tekme darbesinden sonrasını hatırlamıyorum

Loading...
0%