@okyanus
|
Selim çalışma odasına çıktığında ilk olarak Defne nin söylediklerini iletti Sonrasında rahatlayarak arkasına yaslanırken Defne yi ilk gördüğü anı düşündü Kapıdan ilk çıktığında ağlamamak için kendini zor tutmuştu O kadar güzeldi ki Şuan hayatının sonuna kadar pişman olmayacağı bir adım atıyordu Eğer seçim hakkı olsa yine intikamı seçerdi Defne nin tutması için elini uzatırken gözlerinde ki tedirginlik içini acıtsa da maskesini takarak tutturmuş, elinin bir ömür boyu eline hapis olmasını istemişti Hele buz gibi olan elleri, hayatı boyunca o elleri ısıtan kişi olmak istedi Nikah tamamen aşık bir çifte aitmiş gibi ilerlerken Defne nin gözünden akan yaş her şeyi durdurma isteğimi arttırsa da teslim olmadım Alnını öperken aslında bana aitsin desem de daha çok çabalamam gerekecekti biliyordum Artık birbirimize ait olduğumuzu gösteren yüzüklerimiz bile vardı Elimi havaya kaldırıp bakarak bir kaç dakika bu anın tadını çıkardım Adamlarım her şeyin hazır olduğunu sökylediklerinde camdan Defne ye baktım Bıraktığım yerde öylece oturuyordu Onu biraz izledikten sonra yanına gitmek için aşağıya indim Selim in gelmesiyle düşüncelerimi kovalarken ayağa kalktım "Gidiyoruz" dediğinde başımı sallarken "üstümü değiştirmeli miyim" diye sordu Onu biraz daha melek gibi görmek istediğim için yanına giderek kulağına yaklaştım "Kalsın akşam kendi ellerimle çıkarmalıyım" deyip göz kırparken bembeyaz olmuş bir yüzle karşılaştım Onun bu hali canımı sıkarken "sadece takıldım Üstünde kalsın Zamanımız yok" diyerek önden gitmeye başladım Defne elindeki çiçeği bahçedeki sehpaya bırakırken tüm umutlarını orada bırakarak çıktı Arabalara yerleşip hızlıca havalimanına giderken Selim e ait özel uçağa binmiştik Roma yı tepeden de görüp veda ederken derin bir nefes aldım Yeni hayatımın canımı yakmamasını diledim Sonunda İzmir e iniş yaparken hızlıca uçaktan çıktık Tek düşündüğüm eve gidip uyumaktı Tüm bu olanlar buraya dönüşüm çok yıpratıcı ve yorucuydu Selim elini uzatırken "magazincilerin olma olasılığı yüksek" dediğinde bir kez daha elini tuttum Elleri hala sıcaktı Hep mi böyleydi acaba Hayat boyu ellerimi ısıtır mıydı Neler düşünüyordum ben Bu olanlar beni yormuştu kesin Yoksa zorla evlendiğim bu adamla ilgili böyle düşünmem akıl karı değildi Sonunda havaalanında çıkarken iki araba bizi bekliyordu Selim birinci arabanın ön koltuğuna beni oturttururken hızlıca yerine geçti Belli bir süre sonra denizi gördüğümde dayanamayarak camı açtım O kadar özlemiştim ki Deniz ile ben ayrılmayan ikiliydik her zaman Selim "duralım istersen" derken başımı hayır diye sallayarak "yorgunuz Hem ben denizi günışığında daha çok severim Şimdilik bu yeter" dediğimde yola devam ettik Uzun bir yolculuktan sonra Roma da ki gibi bir eve geldik Sonunda arabadan indiğimizde vücudumu esnetirken bahçeye bayılarak içeriye girdim Selim takip ederken öbür yandan etrafa bakıyordum Eşyalar çok modern, sade ve canlıydı Sonunda bir odadan içeriye girdiğimizde ikimizin de bakışı ortadaki yatağa kaydı Defne ye baktığımda gözlerinden o kadar çok duygu geçiyordu ki Ama bunların en baskını korku idi Defne ye dönerek "diğerlerinin anlamaması için aynı odayı kullanmalıyız ve küçücük koltukta yatamam" dediğimde göz göze geldik Kısık bir sesle "tabi öyle olması lazım Belirsiz sürede koltukta yatamayız" dediğinde yanına giderken korku ile geriye gitmesi içimi acıtmıştı Durup "elbisene yardım edeyim" elimle göstererek "şurası giyinme odası sana uygun eşyalarla dolu orada değiştirirsin" dediğimde rahatlayarak durdu Ben yan taraftaki fermuarını yavaşça açarken yakınlığımız ve beni etkisi altına alan kokusu, kendimi kaybetmeme yol açıyordu İşimi bitirdiğimde Defne kaçar gibi giderken arkasından gülmeden yapamadım Defne ise üstünü değiştirmeye gittiğinde eli ile yelpaze yapıyordu Niye burası bu kadar sıcak olmuştu ki Uzun bir süre oyalandıktan sonra başka çaresi olmadığını anlayarak çıkarken Selim koltukta oturuyordu Sağ tarafta iki bavulunun da getirilmiş olduğunu görürken "bavullar için teşekkürler" dediğinde "yapmam gereken oydu İkimizde yorgunuz hadi yatalım" dediğinde Defne titreyerek yatağın en ucuna geçmiş kıvrılarak yatmıştı Uyurken dönse düşecekti Selim belli bir süre bekledikten sonra Defne nin titremesini de görmesiyle daha fazla dayanamadı "Yataktan düşeceksin Defne" dese de Defne ona aldırmadı Selim kolunu tutup çekerken Defne nin sıçrayarak kalkması ile gerilirken gözleri dolmuş bir Defne beklemiyordu Selim yatakta oturur pozisyona gelirken "sorun ne Defne" diye yumuşak bir ses tonuyla sordu Defne gözlerini kaçırırken "bir sorun yok üşüdüm herhalde" dediğinde Selim "beraber yatmamız gerçekten sorunsa bu gecelik kanepede yatabilirim Bugün zor bir gündü" dediğinde Defne Selim e dönerken "buna gerek yok" diye kuyruğu dik tutmaya çalıştı "Sadece" deyip devamını getiremezken Selim "Sadece" diye tekrarlayıp merakla bekledi Defne Selim ile göz göze gelirken "sadece aramızda bir şey olmaz değil mi Evlendik ama gerçek bir evlilik değil Canımı babam da acı çeksin diye yakacaksın ama bununla olmaz değil mi Belki zorla" dediğinde Selim devam etmesine izin vermedi Defne nin elini tutarken "bak güzelim babanla aramızdaki dava başka Yaptıkları karşılığında kızını ondan almak istediğim doğru Ama bunun binlerce yolu var Ne gerektiği için ne zorla ben böyle bir şey yapacak adam değilim Sana söz" **** Güneş tam Güven çıkacakken "ben yaptım" dedi Güven öfkesi ile geri dönerken kızı duvarla arasında sıkıştırdı "Neyi sen yaptın" "Seni zehirleyip babanı öldürmeği" dediğinde yumruğunu duvara vururken "nasıl yaptın" diye sordum "Babana yüksek dozda sakinleştirici verdim İntihar gibi gözükmesini istedim Sana da uyuşturucu verdim Amacım bağımlı edip seni ortadan kaldırmaktı Böylece tüm miras bana kalacaktı" Güven Güneş in dediklerine gülerken "Güneş Aslan sanki hiç parası yokmuş gibi bizim mirası istiyor ha" diyerek uzaklaşırken "iyi denemeydi Kesin saçlarını" diyerek odadan çıktı Güneş arkasından "saçlarım olmaz" diye bağırdı Çığlıklar atıp ağlamaya başlarken, sonuna kadar direndi Bir kolunu biri, diğerini başka biri, kafasını da birinin tutmasıyla saçlarına ilk darbe geldi Güneş bunu hissettiğinde acı ile gözlerini kapatırken gelecek diğer darbeleri bekledi Sonunda işleri bittiklerinde yere çökerek saatlerce ağladı Hava kararmaya başlarken iki bayan çalışan gelerek onu yerden kaldırdı İlk baş banyoya götürerek yıkadılar Saçlarından köpükler akıp giderken bu zamana kadar yaşadığı tüm acımasız olayların akıp gitmesini diledi Banyodan çıktıktan sonra kuruladılar Beyaz kısa bir elbise giydirdiler, saçları yapıldı Makyajla morluklar kapatılırken güzelleştirildi Tamam olduğuna karar verdiklerinde hep beraber salona geçildi Güneş masaya oturtulurken Güven çoktan yerini almıştı Güneş in önüne defter atılırken Güven otoriter sesiyle "imzala" diyerek kalemi verdi Güneş derin bir nefes alıp titreyen elleriyle imzayı atarken defter önünden alınıp cüzdan Güven e verildi Güneş in almak gibi bir niyeti yoktu zaten Salondaki herkes dağılırken Güven kalkarak odaya girecekken sert bir şekilde "kalk" dedi Güneş yavaşça kalkarak Güven i takip etti Geldikleri yer yatak odasıydı Tüm odaya Güven in kokusu sinmişken Güneş burada ne yapacağını bilemedi Onunla beraber olmasını mı isteyecekti Güven dolaptan çıkardığı mini tül geceliği Güneş in önüne atarken "bunu giy" dedi Sonrasında ceketini çıkartırken Güneş eğilerek varla yok arası olan geceliği aldı "Ben bunu mu giyeceğim" diye sorarken Güven sadece "çabuk ol" dedi Güneş bu anlamsızlığı çözemezken "ben bunu giymem" diyebildi Güven yanına gelip kolunu sıkıca tutarken "daha önce böyle demiyordun Hatta bunu bile üstüne giymek istemiyordun" derken Güneş anlamayan gözlerle bakmaya devam etti Bu adam neler diyordu Aralarında neler geçmişti böyle Güneş "ben yapmadım" derken Güven sinirle soludu "Fikirlerin ne çabuk değişiyor" diyerek banyoya doğru ittirdi "Giy şunu" Güneş banyoya girerken giyilecek yeri olmayan geceliğe baktı Nasıl birinin eline düşmüştü böyle Lavaboya ellerini dayayarak nefes almaya çalışsa da değişen bir şey olmadı Üzerindeki elbiseyi çıkartıp geceliği giyerken kendi kendine sahilde olduğunu düşün Güneş Hiç bir farkı yok diye sakinleşmeye çalıştım Güven ise odada volta atmaya devam ediyordu Güneş in kapıdan bembeyaz bir kar tanesi gibi çıkışı, ondan gelen şampuanının kokusu, yaprak gibi titreyişi Neden böyle olmak zorundaydı Neden bunları bana yaptırıyordu Sadece itiraf etse, bir itiraf Her şey bitse Güneş Çekinerek içeriye girerken Güven yatağa uzanmıştı bile Güven baştan aşağıya Güneş i süzerken güzelliğinin yanında vücudundaki yaralar ve çürüklere canı sıkılmıştı Ama bunu tabi ki belli etmedi "Evlendiğimize göre bundan sonra aynı yatakta yatağız Ben başkalarının ağzına laf veremem Ayrıca tüm gece boyunca hiç bir yerin bana değmeyecek Eğer bana değersen sonuçlarına katlanırsın" diyerek arkasını dönerek yattı Güneş sessiz olmaya çalışarak yatağa doğru yürüdü Yavaşça oturarak örtüyü kaldırıp kıvrılarak yattı Bir an önce bu kabus gibi günün bitmesini bekliyordu Uyumaları saatler sürerken Güven üstündeki ağırlıkla uyandı Gözlerini açtığında sarıp sarmaladığı Güneş i gördü Kollarında uyuyordu Kendi yaptığına inanamazken Güneş i sertçe iterek yataktan düşürdü Güneş çığlık atarak uyanırken Güven onun tepesine giderek "sana bana dokunursan sonuçlarına katlanırsın" demiştim diyerek adeta kükredi Güneş göğüs kafesini tutarken hem nefes almaya hem de acının geçmesini dilemeye çalışıyordu Sonunda dayanamayarak ağlamaya başlarken Güven bir gariplik olduğunu anladı Kapıyı açarak "doktoru çağırın" diye bağırdı |
0% |