Yeni Üyelik
9.
Bölüm

Bölüm 9

@okyanus

Günler sonra vurduğum son fırça darbesi ile kendime geldim İnsanlıktan çıkan görüntüme baktıktan sonra kendi kendime bu yaptığın sadece kendine zarar diye söylendim Duşa girdikten sonra yatağa geçerken deliksiz bir uyku çektim Sabah kalktığımda artık bambaşka biriydim Camları açıp temiz havayı içime çekerken yenilenmiş hissediyordum

Üstümü değiştirerek aşağıya indiğimde kimseyi göremezken muhteşem kahvaltı sofrasının da üzerinde yeller esiyordu Hemen mutfağa giderken dertli dertli oturan ana kızları gördüm "Ama bu ne hal Nerede ilk günümdeki kahvaltı ah ah" dediğimde hepsinin yüzü aydınlanırken Emel abla "ah kendine geldin mi kuzum diye sarıldı "Geldim tabi ki ama çok açım ablam" dedim Emel abla hemen kolları sıvarken "hemen hazırlarım kızım İstediğin bir şey var mı Sen olmayınca Selim oğlum da bir şey yemedi" demesi ile şaşırsam da belli etmedim "Çalışma odasında mı" diye sorduğumda kafasını sallamasıyla mutfaktan çıktım

Hızlıca çalışma odasına giderken kapıyı çalarak girdim " Aaa ben bir şey yemeğinde sevgili kocacığımın da boğazından bir şey geçmezmiş Aman da aman" dediğimde inanmayan gözlerle bana bakıyordu "Bakma öyle takılıyorum sadece Kahvaltı biraz sonra hazır olur Geleceksin değil mi" diye sordum Selim yerinden kalkıp karşıma geçerken ateşime baktı "İyisin değil mi Beni çok endişelendirdin Ayrıca geleceğim tabi ki" dediğinde "iyiyim tabi ki Ayrıca kargolarım nerde benim Odaya sığmayacağını düşünüyorum Kredi kartı limitini aşmadım değil mi" diye sordum Bunu büyük bir sevimlilikle yapıyordum ki kendi kartımla yapsam yüreğime otururdu "Aşağıda biriktiriyorlar Sen kahvaltı yaparken odana çıkarmış olurlar Limitimin de çok altında bu alışveriş merak etme" diye gülerken ne kadar zengin olduğunu düşünmeye başlıyorum Babam böyle bir alışveriş görse iflas edeceği için endişe duyardı

Göz açıp kapayınca kadar mükemmel bir kahvaltı masası ile karşı karşıya kalıyorum Doğa çayları getirirken "bu kadar kısa sürede ne güzel bir masa" dediğimde Doğa afiyet olsun diyerek içeriye geçti Kıtlıktan çıkmış gibi bir bir her şeyi yutarken Selim in aç kalmasından korkar olmuştum Kendime baktığımda yediklerim nereye gidiyor bilmiyordum da

Selim e gülümserken "aç kalacağım diye korkmaya başladın değil mi Yemek değince gözüm dönüyor resmen" diyerek arkama yaslandım Selim de gülerken "merak etme senin ilk gün nasıl gözünün döndüğünü gördüm O yüzden fazla fazla hazırlatıyorum" dediğinde ufak bir tribe girsem de büyütmedim "Türkiye ye döndükten sonra hiç dışarıya çıkamadın Görmek istediğin biri ya da gitmek istediğin bir yer var mı" diye sordu Bunda düşünecek pek bir şey yoktu "Ben Roma ya gittikten sonra bir daha geri gelmediğim için pek arkadaşım kalmadı Okuldakilerde Türk değildi zaten O yüzden görüşecek biri yok Ama bir denizi görsem, başka bir zamanda eski Foça ya gitsem hiç fena olmaz" dediğimde "hiç mi arkadaşın yok" diye sordu Selim in amacı eski bir kalp yarası var mı onu öğrenmekti aslında Defne düşünürmüş gibi yaparken "babam beni özel okula gönderdi Okulun yarısı babam yüzünden benden nefret ederken, diğer yarısı yalakalık yapıyordu Bir kız grubum vardı ama iletişimim sonradan koptu Üniversite de kimse beni bilmediği için daha rahattım Ama uğruna yurt dışına çıkmam gereken kimse yok Babam yüzünden insan ilişkilerim zedelendi Yalnız kaldım" Selim bu cevapla hüzünlense de içi de rahatlamıştı Bir yıldır yanında birini görmemişti ama kalbini kaptırmış olabilirdi

"Hadi hazırlan o zaman kahvelerimizi deniz kenarında içelim" diyerek kalktı Defne "gerçekten mi" diyerek yüzü aydınlanırken "teşekkür ederim" diyerek koşar adım merdivenleri çıktı Spor bir elbise seçerken Roma da ki rahatlığından sonra denize gitmek için yaşadığı sevince inanamadı Hayat bir şekilde babasının yaptıklarının bedelini ödetiyordu

****

Ortalığı yakan danstan sonra şampanya kadehleri kaldırılmış, gece sorunsuz biterken herkes gittikten sonra bahçede biraz oturulmuştu Gecenin sessizliği dinlendi Herkesin biraz sessizliğe ve huzura ihtiyacı vardı

Güven "hadi içeri girelim" dediğinde Güneş ayaklandı Yürürken ayağını burkmasıyla kendini Güven in kollarında bulurken "üzgünüm alışık değilim" diyerek kendini çekecekken Güven izin vermedi Elini alarak koluna koyarken destek oldu "Bu gece hiç sorun çıkarmadın Bende sana destek olmalıyım" diyerek odaya kadar eşlik etti Elinden gelse elbiseyi de çıkarmasına da yardım ederdi ama bunun mümkün olmadığını biliyordu

Uyurken yine Güneş kollarına sığınırken o uyanıncaya kadar sesini çıkarmadı Saçlarını yüzünden çekerken izledi bir süre Saçlarına bakıp okşadığında o gün geldi aklına Zorla saçları kesilirken nasıl da bağırıp ağlamıştı O zaman intikam dese de şimdi içi acıyordu O kadar büyük ikilemdeydi ki Ne olursa olsun Güneş suçlu çıkmalıydı Yoksa yaptıklarının nasıl üstesinden gelirdi Güneş uyanıp kendine geldiğinde sıçrayıp titreyerek arkasını dönmüştü Evet bunu Güneş e ben yapmıştım Onun bu halinden ben sorumluydum

Sabah kahvaltıyı bahçede hazırlatırken Güneş i de çağırmalarını istedim Büyük bir bocalama içinde sabaha kadar uyuyamazken ne olursa olsun hislerimi atıp Güneş i konuşturmalıydım Güneş üzerinde spor kıyafetleriyle gelirken dün geceki halinden bile güzel gözüküyordu Acaba gülümsemesi nasıldı Bir gün onun gülüşüne tüm dünyayı yakar mıydım Neler diyordum ben

Sert bir şekilde "otur" dedim "Evliliğimizi duyurduğumuza göre artık birlikte hareket etmeli etrafımıza dikkat etmeliyiz" dediğimde sadece başını salladı "Gazetelerde boy boy resimlerimiz çıktı Artık tüm dünya Aslan ve Kaya ortaklığını konuşuyor Baban bayılmıştır eminim" diyerek gülümserken Güneş in yüzünün beyazlamasını izledim "Magazinden uzak dursam da zorda kalırsak fotoğraf çekimleri olabilir Ona göre sürekli hazır ol" derken bir şey yemediği dikkatimi çekti "Ye" dediğimde tabağına bir iki şey alırken sadece onlarla oynamakla yetindi Bu durum beni daha da sinirlendirirken üstüne düştüğüm belli olmasın diye sesimi çıkarmadım Kahvaltı toplandığında karşılıklı otursak da sadece önüne bakıyordu

Tekrar "kalk" dedim Güneş i konuşturmak için diğer planıma geçtim Beraber havuza yaklaşırken onu havuza ittim Yavaşça düşüp dibe çökerken, çırpınışı izlemeye dayanamayarak yanına gidip kafasını çıkartırken sabit tuttum "İşte Güneş aynı bende senin şimdi çırpındığın gibi çırpınıyorum Bir anda benim de hayatım tepe taklak oldu Babam bir anda ölürken birinin beni zehirlediğini hatta babamı öldürdüğünü öğreniyorum Ne yaparsam yapayım sen konuşmadığın sürece ilerleyemem Bana derdini, amacını söyle Güneş Söyle ki sana daha fazla zarar vermeyeyim Beni kötü adam yapma Güneş" dediğimde gözünden bir damla yaş düşerken "ben yapmadım" dedi sadece Onu kenara çıkartıp oturturken "bana hiç yardımcı olmuyorsun" diyerek havuzdan çıktım Artık bende kendimi tanıyamıyordum

Havuzda batıp batıp çıktıktan sonra Güven in kenara oturtmasıyla öylece kalmıştım O benden bir cevap bekliyordu ama ona verebileceğim bir cevap yoktu Olanlardan haberim bile yoktu Sadece her zaman ki gibi bana dayatılan hayatı yaşıyordum O depoda her aldığım darbeye direnirken Güven in yaptıklarını atlatamıyordum Her gece ona sığınıyor, her gece titreyerek ondan uzaklaşıyordum Ben bu zamana kadar kimseyle Güven ile kurduğum yakınlığını kuramamıştım bile Artık Güven beni nerede bırakırsa nereye atarsa orada kalıyordum Direnmeyi geçtim, kalkacak gücüm yoktu Bitmeyen bir kabusun içindeydim ve sonu yoktu biliyordum

Güneş saatlerce orada otururken bir çalışanın yardımıyla zorla içeriye girmesini sağlamıştım Ama bu da işe yaramamış gece cayır cayır yanmıştı Ne yapacağımı şaşırırken Güneş anne anne diye sayıklıyordu Bu hayatta sığınacağı kimse kalmamıştı Doktoru çağırmalarını söylerken üzerimdeki ceketi çıkartıp Güneş i kucağıma aldım Soğuk suyu açtıktan sonra itiraz etse de belli bir süre tuttum Çıkartıp havluya sararken kadın çalışandan üstünü değiştirmesi istedim Bende üzerimi değiştirip yanına geçerken doktor geldi Yetersiz beslendiği için de yorgun düşerken soğukta ıslak kalmasıyla ateşi çıkmıştı Serum ve ateş düşürücü verip çıktı Sürekli ateşini ölçüp düşmesini beklerken sabah olmuştu Serum bitmesiyle çıkartılırken Güneş hala kendinde değildi Yatağa yatıp onu kendime çekerek sarıldım Ne yaparsam yapayım, ona zarar veriyordum

 

Kendimi artık sınırda hissediyordum Artık olanlara ne kalbim, ne ruhum, ne de bedenim dayanabiliyordu Sadece balkonda hayatımı sürdürürken hayat akıp gidiyordu Artık sadece akıp giden hayatı değil, kendi hayatımı da uzaktan izler haldeydim Bu evden çıkışım yoktu Güven in beni öldürüp kurtarmak gibi de bir düşüncesi yoktu Bundan artık emindim Ne yapmalıydım Ne kadar dayanabilirdim Kaç yıl Rüyamda sürekli annemi gördüm Ona sığınmaya, saçlarımı okşamasına ihtiyacım vardı Sadece annemi istiyordum Öyle çok istiyordum ki Onun yanına gitmek için kendimi hazırlıyor gibiydim Güven ise sabaha kadar başımda beklemiş, hatta beni kollarına almıştı Bu adam hem aklımı, hem kalbimi karıştırıyor, beni bocalatıyordu

Güneş yine kendi kendine toparlarken sadece izledim Bu ikilemden kurtulmak istiyordum Yoksa vicdan azabım artacaktı Kafamı dağıtmak için aylardır peşimde olan kadını çağırırken yatak odasının tam karşısını hazırlattım Gökçe geldiğinde Güneş balkondan bahçeye bakıyordu Onu gördüğünde gözleri takılırken ben Gökçe yerine Güneş i izliyordum Gökçe yanıma gelip yanağımdan öperken Güneş gözlerini kapatarak başını çevirmişti Benim rahatlamam gerekirken neden içim acıyordu

Gökçe ile geç saate kadar bahçede oturup yılışık tavırlarını çekmiştim Daha fazla katlanamayacağımı anladığımda odaya çıkmaya başladık Merdivenlerin son basamağına geldiğimizde Güneş ile göz göze geldim Gökçe koluma asılmışken kalbimi değil aklımı dinleyerek diğer odaya doğru ilerledim Gökçeyi kapıdan geçirdikten sonra kapıyı örtmeden tekrar Güneş ile göz göze geldim Ne vardı o gözlerde acı, hayal kırıklığı Kapıyı acımasızca kapatırken kapıyı Güneş in suratına mı kapattım kendimim mi hiç bir fikrim yoktu Kalbim niye acımıştı Kafamı kapıya yaslarken kendimi yumruklamamak kendimi zor tuttum

Loading...
0%