Yeni Üyelik
13.
Bölüm

Bölüm 13

@okyanus

"Keskin bir koku. Yağmurdan sonra toprak kokar ya...

Öyle bir koku. Huzurlu, sıcak..."

 

Masaya döndüğümde herkesin keyfi yerindeydi Komiser ile kaçamak bakışlar dışında bir daha konuşmadık Masada konuşanlar arasında Eylül ve Bora' nın yakınlaşması da gözümden kaçmadı tabi Benden bahsediyoruz burada Çöpçatan damarlarım kabarır iken çenesi düşen ile bayıltıcı etkisi olan bir çiftin ne kadar hayırlı olabileceğini hesaplamaya çalışıyordum

Bir kaç saat daha takıldıktan sonra hesap konusunda bir arbede yaşayarak sonunda çıkmıştık Kızlar birlikte eve geçerken onlara yavru kedi bakışları atarak yolumda ilerlemeye başladım Görende onlar beni evden attı sanacak Oysa neredeyse kalayım diye zincirleyecekler

Kulaklığımı takarak müziği son ses açtım Hevessiz yavaş adımlarla eve doğru ilerledim Komiseri gördüğüm şu iki dakika bile bana iyi gelmiş, güçlenmiştim Ayrıca onu çokta özlemiştim Neredeyse keşke hala tehlike de olsaydım diye düşünmeye başlayacak vaziyetteydim

Eve gittiğimde aynı manzaralardan biriyle karşılaşsam da akıllanmıştım İlk geldiğim zaman yaptığım diklenmeyi tekrarlamak gibi bir düşüncem yoktu Hatta parmak uçlarıyla ilerlemiş, sessizce odama geçmiştim

Kaçmak için kendime tanıdığım süre bitmişti Hayatım dışarıdan bakıldığında normal düzenine dönmüştü Her akşam hastane çıkışında Defnemi okuldan alıyor, anne ve babamla göz göze bile gelmeden odama kapanıyordum Günümün büyük kısmını hastanede geçirirken ne yapmam gerektiğini düşünüyordum

Nöbetlerin birinde sedyelerin birinde uyurken uyandığımda üstümün örtülmüş olması bu sefer şaşırtmamıştı İçimden yapma Ayaz dedim Böyle yapma Bu işin sonunda ikimizde yanarız

Komiser ise benden sadece iyiyim mesajı beklerken "Sadece başına bir şey gelmediğini bileyim yeter" demişti Bende birinin beni merak etmesinin mutluluğu ile her gün mesaj atmaya devam ettim

Diğer gün akşam yemeğinde kızlardaydım Yine aynı restauratın paketleri vardı Dünya' ya kinayeli bir bakış atarken paketi göstererek "bu ismi de çok görür olduk Duyduğuma göre sahibi Mete bey çok yakışıklıymış Doğru mu Dünya" diye sordum Dünya karşımda kızarırken "öyle miymiş Hiç haberim yok" dese de ona yaklaşarak ürkütücü bir şekilde "anlatmak ister misin Yoksa Mete bey ile mi görüşmeliyim" dediğimde gözlerini sonuna kadar açarak beni öldürecek bakışları attı Tabi bu beni pes ettirmek için yeterli değildi

Sonunda pes ederek masaya otururken "hiç bilmiyorum Rüya" dedi "Mete ile restaurantta bir davette tanıştım Sonrasında bir kaç kere de tesadüfü bir şekilde orada yemek yedim Bir kaç kere de bir yerlerde karşılaştık Sonrasında beni düşünen paketlerle hastaneye gelmeye başladı Şuanlık ciddi bir şey yok ama yıllardır hissetmediğim duyguları hissetmek beni bocalatıyor Ayrıca daha Öykü' yü de bilmiyor Onu nasıl karşılar, bu sorumluluğu almak ister mi bilemiyorum" dediğinde "of Dünya çok derin düşünüyorsun bebeğim" dedim

"Senin de gerçek bir şeyleri yaşamak hakkın Sadece flört edeceksin Yarın nikah masasına oturmayacaksın tatlım" dediğimde oflayarak karşılık verdi "Eğer kızımı bilsin ona göre yaklaşsın diyorsan söyle gitsin Hislerin derinleşmeden ya da güveni böyle sağlayacaksan söyle En fazla ne olabilir ki Pollyannamıza bu haller hiç yakışmıyor, mutlu olacakken kendi kendini mutsuz ediyorsan bu daha kötü Kalbini onun avuçlarına koy bebeğim" dedim Sanki ben vermiştim de Laflara bak laflara

Kızlarla yemek ve kahve keyfi gayet iyi geçerken Selin' in daha çok abime yaptıklarını dinliyordum Acaba abimi ateşe atarak doğru mu yapmıştım Eylül' ün ise çaktırmadan Bora ile mesajlaştığını fark ettim Aman da aman kızlarıma bak sen diye duygulansam da kendi halime ağlayacak bir hale gelmiştim

 

Komiser ise Rüyam gittikten sonra eve geldiğinde, ev o kadar boş gelmişti ki Bir çok kere dağınık topuzu, taytı ve çıplak ayakları ile Rüyam' ı görmüştüm Film izleyen Rüyam, kahve yapan Rüyam, yemek yapan Rüyam, bana sarılıp uyuyan Rüyam, operasyondan dönüşümü bekleyen Rüyam Her yerde onun izleri vardı

Kısa süre bir arada yaşamamıza rağmen, ben bunun sonsuz olacağını düşünerek hor kullanmıştım Hep yanı başımda olacağını onu sarıp, sarmalayacağımı düşünmüştüm Ne büyük yanılgı Yıllardır sevgili olanlardan daha derin bağlarımız vardı

Biz tamamen yabancı olmamıza rağmen, ilk etapta iki iyi arkadaş olmuştuk Karakterimiz ve alışkanlıklarımıza saygı göstermiştik Adım adım bir olmuştuk Ama şimdi iki ayrı uç noktadaydık

O gece odamda değil, Rüyam' ın kaldığı odada kalmıştım Hani insan birini kayıp edince kafasına bazı şeyler dank edince anlarmış ya Bende o gece kütüğü sallayıp benimle göz göze gelince vurulmuştumHislerimden, kalbimden emin olduğum anda onun yok olması tam kabustu

Onu cafede gördüğümde yine hayal olduğunu sanmıştım Gerçek olduğunu anladığımda kaşlarım çatılmış, dudağındaki yara benim canımı yakmıştı Bana hala iyiyim diyordu Benden uzakta zarar gördüğünü bilmek cehennem gibiydi Buna daha fazla katlanmayacaktım

Bundan sonra en güzel anda, en güzel şekilde duygularımı itiraf etmeyi bekleyecektim

 

Pastaneden sonra komiser ile tesadüfi karşılaşmalarımız çoğalmıştı Bu işin içinde ekip ve kızların olduğunu anlasam da belli etmedim Sonuçta çöpçatan kariyerim ortadaydı Hatta ufaktan mesajlaşmaya başlamıştık bile

Sonraki günler komiser ile kısa konuşmalar dışına çıkmazken görüşmemiştik bile Suç örgütlerinden birinin peşine düşmüşlerdi ve ciddi operasyonlar düzenliyorlardı Onu özlemiştim Ona gidecek cesaretim olmasa da yokluğu zor gelmişti

Hastaneden çıkarken komiseri karşımda görürken yüzünde ciddi bir ifade vardı Direk "büyük bir operasyona gidiyorum Rüyam Ama seni görmeden gitmek istemedim" dedi Bu o kadar özeldi ki "Ayaz" diyerek sarılırken "gittiğin gibi geleceksin tamam mı" dediğimde "tabi ki" dedi Benden ayrılırken "döndüğümde sana güzel bir sürprizim var" dediğinde gülümseyerek "sadece bu düşünmeye odaklanacağım o zaman" dedim

Birbirimize bilerek veda etmezken ilk onun gitmesini istedim Arkasından gidişine bakarken içimden aynı yoldan bana geri dön dedim

Nöbet çıkışında abime yakalanırken "bir kahvaltı yaparız değil mi Sırf bu yüzden erken geldim" dedi "Tabi" diye gülümsediğimde hastaneye yakın deniz kenarında bir mekana geçtik Ben denizi izlerken kahvaltı tabaklarımız geldi

"Evdeki şeytan ve avukatı nasıl" diye sordu Ona göre şeytan babam avukatı ise annemdi Bu lafına gülerken "iyiler herhalde Pek görmüyorum" dedim Abim düşünceli bir şekilde "ne yapsak Rüyam" dedi "Bir eğitim programı ya da seminer falan mı bahanesi bulsak Böylece bende ya da kızlarda kalırsın" dedi Abim Berke ile yaşananlardan sonra ailesine katlanamadığı için ayrı eve çıkmıştı Hatta o evi beraber döşemiştik O zor zamanlarda Defnem doğana kadar ara ara onda kalır olmuştum

Uzanıp abimin elini tutarken "böyle kaçmak istemediğimi biliyorsun O kesin çözüm neyse bulacağım Ayrıca birbirimizi görmeden gayet de iyi yaşıyoruz" dediğimde "ya evet hastanede yatarak ya da kendine yüklenerek" diye söylendi Onun bu hali beni güldürürken Selin masamıza bomba gibi düştü "Dışarıdan yüzün görünmüyordu Rüya Ömer'in elini kim tutuyor diye aklım çıktı" dediğinde abimle güldük Selin'in bu kıskanç halleri ile abim nasıl baş ediyor diye düşünmeye başlamıştım

Günler işkence gibi geçerken sonunda komiserin operasyonu başarılı bir şekilde bitirmişti Bana her şeyin bittiğini ve sürpriz için hazırlanmamı söylemişti Kalbim pır pır atarken özenerek hazırlanmıştım

Komiser geldiğini haber verirken evden çıktığımda arabaya yaslanmış bir Ayaz bulmuştum Onu baştan aşağıya süzerken onun da özendiğini anlamıştım Merhabalaşırken kapımı açarak beklemişti Yol boyunca tek kelime etmezken gerginlik üst seviyedeydi

Sonunda deniz kenarında bir yere gelirken Ayaz hızla gelip kapımı açtı Elini uzatarak tutmamı istedi El ele deniz kenarında yürürken resmen titriyordum Belli bir süre sonra mumlar ve özel ışıklar kullanılmış bir yere gelirken durup Ayaz' a baktım Emin adımlarla yürümeye devam ederken fonda Köfn Bir tek ben anlarım çalışıyordu

Mumların içinden geçerken gül yapraklarından yapılmış kalbin içine geçtik Ayaz iki elimi tutarak ona dönmemi sağlayarak gözlerimin içine baktı O da tir tir titriyordu "Rüyam" dedi "Seninle ölümle burun burunayken karşılaştığımızda hayatımı yerle bir edeceğini hissetsem de bunun gerçek olması o kadar güzel ki

Rüyam artık bana seni uzaktan izlemek yetmiyor Senin peşinde koşarak yıkıldığın anda yanında olmaya çalışmak yetmiyor Ben başına bir şey geldiğinde ilk bana gel istiyorum Seni sarıp saklamak, kalplerimizi bir araya getirmek istiyorum" dedikten sonra elimi tutarak kalbine götürüp bastırdı "Rüyam" dedi acı çeker gibi "Duy beni" dedi

Kalbi o kadar hızlı atıyordu ki Duymamak imkansızdı Gözlerim dolarken "bende seni seviyorum Ayaz" dedim "Senden uzak durmaya çalışmak o kadar zordu ki" diye ekledim Ayaz bana kocaman sarılırken onun huzur kokan kokusunu içime çektim Bu zamana kadar boşuna direnmiş, boşuna acı çekmiştik

Şarkı tekrar başa dönerken dans etmeye başlamıştık Göz göze kalplerimiz birbirimize doğru koşuyordu Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum Ayaz elimi tutarken bizim için hazırladığı masaya geçtik ikimizde de bir şey yiyebilecek hal kalmasa da zorladık

Havadan sudan bahsederken uzun süre birbirimizi izledik Her şey rüya gibiydi Deniz kenarında yürüyüş yaparken Ayaz'ın ayarladığı kamp sandalyeli yere geçtik Ayaz kahveleri bile düşünerek termos getirmişti Elbise giydiğim için üşürken benim için getirdiği battaniyeyi üzerime örttüm Kahveler içimizi ısıtırken asıl içimizi ısıtan aşkımızdı

Sonraki günleri leyla bir şekilde geçirirken ayaklarım yere basmıyordu Ayaz benim için erken kalkarken beni işe bırakıyor, nöbetim olmadığı zamanlar almaya geliyordu Zaten sevgililerin yaşadıklarından daha derin şeyler yaşamıştık

Şık bir restoranda yemek yerken omzumun arka tarafındaki rengarenk kelebek dövmesini sormuştu Onu Ertan babayı kaybettikten sonra onun tavsiyelerini üstümde taşımak için yaptırmıştım Kelebek gibi bir gün ömrüm olmasını ve o günü doyasıya yaşamak isterdim Kendimi hiç bir zaman kelebek gibi özgür hissetmemiştim

Ayaz bana zamanı, etrafımızdaki ve tüm olanları unutturabileceğini söylerken ona gözlerimden kalpler çıkararak bakıyordum

Loading...
0%