Yeni Üyelik
15.
Bölüm

Bölüm 15

@okyanus

"Ne tuhaf gezegen!" diye düşündü Küçük prens Her yer kuru, her yer sivri, her yer sert ve acımasız"

 

Bütün gün komiser ile uyumayı istesem de aklım Ahmet de olduğu için ara ara uyanıp kontrol etmiştim Sonunda Ahmet uyandığında hislerinin geri dönmesi hepimizi rahatlatmıştı Belli bir süre dinlenip, fizik tedavi görmesi gerekecekti ama çok iyi bir başlangıç yapmıştık Ahmet' i tedbir amaçlı o gece hastanede tutmuştuk Çıkışı ise ekip arkadaşları sayesinde baya görkemli olmuştu

Hastaneden neredeyse yıkılarak çıkarken Ayaz'ın arabaya yaslanarak beni beklediğini gördüm Durup ona bakarken ah be adam dedim Beni daha ne kadar aşık edebilirsin kendine Ona doğru yürümeye başladığımda beni fark ederek başını kaldırdı Gözleri parlarken, yüzünde büyüleyici bir gülümseme vardı

Yanına gittiğimde beni kollarına alırken "sensiz uyumak istemedim Seninle uyumama izin verir misin" dedi Ah nasıl izin vermezdim ki "Bende çok isterim" derken arabaya bindikten sonrasını hatırlamıyordum

Ne zaman eve geldik ne ara üstüme Ayaz'ın bana iki beden büyük gelen eşofmanlarını giydim Nasıl yatıp beni kollarına aldı tamamen boşluktu Rüyamda hep güzel ve huzurlu şeyler görürken saatler sonra uyanmıştım

Ayaz daha uyanmamışken onu izlemeye başlamıştım Sıcacık kollarından çıkmazken ilk saçlarını sonrada yanağını okşadım Alnından burnuna, dudağından çenesine yol çizdim Ona dokunurken çocuksu itirazlarına gülümsedim Uyurken o kadar masumdu ki

Ona gülerken "beni uyurken bile seven biri var galiba" diyerek gözlerini bir anda açtığında gülüşüm kahkahaya döndü Sonrasında beni gıdıklamaya başlarken ikimizin kahkahaları eve yayıldı

Zorlukla yataktan çıkarken açlığımızı yatıştırması için hafif ve basit şeyler hazırladık Onu da kendimiz yemeyip birbirimize yedirirken tatliş bir çifte dönüştük Gecenin sonunda battaniyemiz, kahvemiz ve sarmaş dolaş biz salondaki kanepeye yayılmıştık

Malefiz'in sevdiği adam tarafından kanatlarının kesildiği sahnede göz yaşlarına boğulurken, Ayaz beni teselli etmeyi seçmişti Ben burnumu çekerken gülmedi desem de inanmayın Onun yanından hiç ayrılmak istemesem de geç de olsa beni evime bırakmıştı Zorlukla arabadan inerken esaretime ayak basmıştım

Eve girdiğimde babam ile annemi salonda otururken buldum İlk babam geldiğimi fark ederken "doktorluk fazla zamanını alıyor ha" dedi, imalı bir şekilde "kardeşin Defne'nin sana ihtiyacı var Ayrıca abinin başı gene belada galiba" diye de ekledi Burada anlatmak istediği ne yaptığını biliyorum Yüz göz olmadan sonlandır, yoksa kardeşini göremezsin Abinin başına soktuğu belayı da beni uğraştırmadan çöz

Bu nasıl aile olmaktı Hayatımdaki en iyi şeyi benden nasıl almak isterdi Ayaz olmadan yaşayamazdım Artık olmazdı Sinirle solurken "Defne ile yeterince ilgileniyorum Ayrıca abimin sorununu yüklü bir havale çözer zaten" diyerek ayaklarımı vura vura odama gittim Babamın arkamdan bağırışını duysam da aldırmadım Bu bir baş kaldırıştı geç bile kalmıştım

O geceden sonra vicdan yaparken Defne ile daha fazla vakit geçirmeye başladım Ama Ayazla da babamın beklediği gibi uzak durmadım İstesem de Ayaz buna izin vermezdi zaten Her dakika bir bahane bularak ya geliyor ya da arıyordu

Yine sessizce eve girdiğimde ortalık sakindi Bunu fırsat bilerek taytımı ve polarımı üstüme geçirmiş, koca panduflarımı giymiştim Defne'yi kontrol ettiğimde çoktan uyuduğunu fark ettim Yapmış olduğu dağınıklığı toparladıktan sonra odama geçtim Bir kaç makale okuduktan sonra tam dizimi açacaktım ki bir gürültü koptu Yavaşça odamdan çıkarken ilk defa annemin sesinin çıktığını duyarken, geçen günkü baş kaldırışımın bir işe yaramış olması beni mutlu etmişti

En son babamın bağrışını duydum "Senin tecavüz sonucu doğan kızına bakıyorum ben Daha benden ne istiyorsun" diyordu Annem ise "tecavüz eden senin kardeşin beni suçlamaktan ne zaman vazgeçeceksin" diyordu Her gelen darbe beni biraz daha yok ederken konuşmaları devam etti Babam "sana kaç kez aldırmanı söyledim Onun yüzüne bakarken neler hissediyorum bir fikrin var mı En azından Ertan' a vermeği kabul edebilirdin Ona baba diyordu zaten" dedi ve devam etti "Bu halde olmamın tek sebebi sensin Olanları unutmak için, o kızı gördüğümü unutmak için, kardeşimin ölümünü unutmak için sürekli içiyorum Ancak o zaman her şey yok oluyor Ben böyle yaşamak istiyor muyum sanıyorsun" diye kükrerken benim içimdeki her şey tuzla buz olmuştu

Nefes alamadığımı hissederek duvara tutuna tutuna dışarıya çıktım Kafamı kaldırarak ay ışığına bakarken derin nefesler almaya çalıştım Sonrasında minik adımlarla bahçeden çıktım Kimse o saatte o üstüm ile dışarıda ne yaptığımı sorgulamadı Kimse nereye gittiğimi sorgulamadı Öylece çıkıp gittim

 

🎶 "Benim can kırıklarım var

Senin gördüğün Yanağımdan süzülenler

Asıl içimde İçinde yüzdüğüm bir deniz var"

 

Yürüdüm, yürüdüm, yürüdüm Sonrasında koşmaya başladım Nefesim kesilinceye kadar, ciğerim patlayıncaya kadar koştum Sırf bir yerde yığılıp kalmamak için koştum Ayağım takılıp yere düştüğümde zorlukla nefes alıyordum

Kulağımda babamın söyledikleri tekrar tekrar yankılanırken, gözümün önünden görüntüler geçiyor Etrafımızdakilerin beni Ertan babaya benzetmeleri, Ertan babanın baba değince dolan gözleri, beni parka götürüp sallayışı, lunaparka götürüp pamuk şeker alışı Çocukluğumdu o benim Beni gören, bana kol kanat geren tek insandı Amcam olmasına rağmen baba diyordum ona

Öbür tarafta abimin sen doğduktan sonra bu ev böyle oldu demesi Demek ki babam bunu başından beri biliyordu O yüzden beni sevememişti Peki ya annem Ondan mı uzak durmuştu Bana bakarken ne hissetmişti Tekrar tekrar o geceyi yaşamış mıydı Peki beni neden her şeye rağmen doğurmak istemişti Suçladığım ailemi ben mi bu hale getirmiştim

Peki ya Ertan babam bunu abisinin eşine nasıl yapmıştı Bana nasıl babalık yapabilmişti Bu kadar çok çocuk istese bile Neden annem, neden zorla Hata mıydı, içki mi içmişti

Ben sonuçta herkesin hayatını zorlaştırmış bir hata olarak tam ortada duruyordum ve bu çok ağardı

Zorlukla yolun ortasından kalkarak bir kaç adım attım Yürüyemeyeceğimi anlayınca kaldırıma oturdum Üstümde polar, altımda vazgeçemediğim taytım, ayaklarımda tavşanlı panduflarım ile kaldırımda absürt bir görüntü oluşturduğuma eminim Dizlerimi kendime çektim, kollarımı sardım O kadar şok olmuştum ki ağlayamıyordum bile

Sonrasında bir gölge yaklaşarak önümde eğildi Kendimi koruyacak, korkacak ya da kaçacak halim bile yoktu O an beni orada bıçaklasa umurumda olmazdı Gölge yaklaştı yaklaştı göz göze geldiğimizde Rüyam dedi Bende istemsizce Ayaz dedim Beni nasıl bulmuştu Onu görünce gözyaşlarım sanki bu anı beklemiş gibi tek tek düştü

İlk elimi tuttu Sonrasında eli uzanıp yanağımı okşayıp, yaşlarımı sildi "bu saatte burada ne işin var, biri bir şey mi yaptı, birinden mi kaçıyorsun, evde mi bir şey oldu, donmuşsun da" diye üst üste sorularını sıraladı Belli bir süre sonra ne dediğini takip edemedim bile Üstündeki montu çıkartarak sırtıma koydu Tekrar göz göze geldiğimizde ne diyeceğimi bilemedim Ne diyebilirdim ki

Sadece küçük bir kız gibi "kayboldum" dedim Cevabım ile afallasa da o da bir çocuğa anlatır gibi tane tane "eve götürmemi ister misin" dedi Hangi eve gidecektim Ben artık nereye aittim

Başımı eğerken "Evim neresi bilmiyorum" dediğimde elini uzatırken "ben neresi biliyorum" dedi

Loading...
0%