"Geri ver, Geri ver Bana düşümü"

Mezarlığın ucuna kıvrılıp yatarken sürekli ben senin rüyandım baba diye tekrar edip, ağlıyordum Belli bir süre sonra yağmur yağmaya başlarken üstümden geçip gitmesini izledim

Okuduklarımda annemin aslında Ertan baba ile bir ilişkisi olduğunu ama hırslarına yenilerek babamı seçtiği yazıyordu Ama evliliklerinde de rahat durmamış Ertan babayı da bırakmamıştı Onunla olmasa da başkasının onun parçasını taşımasına dayanamazmış Eğer ona bunu vermezse kendini öldüreceğini söylemişti Ertan baba onunla sadece bir kez beraber olurken onda bile dayanılmaz acılar çekerek ağladığını yazmış

O birliktelikten ben dünyaya gelirken babamın tesadüf eseri olanları duyması ile olay tecavüz olarak değiştirilmiş, Ertan babayı öldürecekken son anda elinden kurtarılmıştı Ertan baba beni sürekli istese de annem beni onu görmek için bahane olarak kullanmayı seçmişti Seçtiği bu yol yüzünden ben babamın nefretini kazanmış, Ertan babaya hiç dolu dolu baba demeyerek acı çekmesine sebep olmuş, cehennemi yaşatmıştım

Annem günahının bedelini kendi ödemesi gerekirken bunu hep beraber ödemiştik Ne için Sadece saçma hırsları yüzünden hepimiz acı çekmiştik Şimdide kendi kızı olan Defne'yi bana karşı kullanıyordu Bu kadın gerçekten inanılmazdı

Şuan ise tek düşündüğüm babam ile kavuşmaktı Hayat benim için bitmişti Artık benim için ölümden başka bir yol yoktu Saatlerce orada yatarken ölümü bekledim

Hava karardı Yağmur yavaş yavaş dinmeye başlarken, hafif bir rüzgar esmeye başladı Kendimden geçmek üzereyken biri üzerime sıcak bir şey örttü Bir şeyler söyledi ama ne gözümü açabiliyor, ne de onu duyabiliyordum

Sonrasında beni kucağına alıp taşımaya başladı Bir yere oturturken saçlarımı okşuyor, bana sesleniyor, üstümü daha sıkı örtmeye çalışıyordu Ya gerçekten ölmüştüm Ya da istediğim gibi hayatla bağım kopmuştu

Ayaz'ın operasyonu biterken aklı sürekli Rüyam da olduğu için kendini çok zorlamıştı Döner dönmez ona koşarken onu hiç bir yerde bulamamış, kızların bir şey bilmiyor olması daha da panik yapmasına sebep olmuştu

Tüm ekip şehrin dört bir yanına dağılırken saatler geçmişti Ayaz tüm şehri yakacak duruma gelirken Bora'nın aramasını cevapladı Bu kadar zaman bulamamalarının sonuçları başını döndürüyordu Belki dün geceden beri kayıptı Artık en kötüsünü düşünmeye başlamıştım Son zamanlarda iyi değildi zaten Kesin kendini yaralamanın yolunu bulmuştu

Telefonu açarken "yaşıyor mu" derken ağzından acı bir tat oluşmuştu Bora' dan duydukları ile hızlıca yola çıkarken kendine kızmadan edemiyordu İyi olmadığını bile bile kendini toparlaması için yalnız bırakmıştı Bir yandan gerçeklerinde peşine düşmeye çalışmıştı ama öğrenebileceği bir yol yoktu

Sonunda mezarlığa gelirken arabadan inip koştu Hemen nabzını kontrol ederken atması ile rahat bir nefes aldı Vücudunu bir yara var mı diye kontrol etti Bora'nın uzattığı battaniye ile sarıp kucağına alırken "ah Rüyam" dedi "Rüyam bir gün aklımı kaybetmeme neden olacaksın" diye söylenirken arabaya doğru geçti

Rüyam'ı yavaşça oturturken saçlarını çekti Ona seslendi ama titremesinden başka bir belirti yoktu Üstünü biraz daha örterken yerine geçerek arabayı hızlıca sürmeye başladı Eve kısa sürede gelirlerken Rüyam'ı tekrar kucağına aldı Eve girdiklerinde üstünden battaniyeyi alarak kucağında banyoya götürdü Ilık bir duş aldırdıktan sonra kuruladı, üstünü değiştirdi

Yatağa yerleştirdikten sonra sayıklamalarını dinlemeye başladı Ağlayıp Ertan baba diyordu sadece Kızlar gelip kontrol ederlerken ciddi bir sorun olmadığını sadece ruhen ve bedenen acı çektiğini söylemişlerdi Bunun bir tedavisi ile yoktu İlerleyen saatlerde ateşi de çıkarken cayır cayır yanacaktı Gece boyunca Ayaz başında bekledi Soğuk bezi sürekli değiştirse de sonuç değişmedi

Kızlar en sonunda serum takarlarken kendine gelmesini beklemeye başladılar Ailesi dışında herkes perişandı Kendine gelsin diye Defne' yi bile getirmişlerdi Ama Rüyam ona karşı bile tepkisizdi

Diğer gün hava kararırken gözlerini açarken üstünden tır geçmiş gibiydi Sanki tüm kemikleri teker teker kırılıyordu Zorlukla Ayaz derken boğazı resmen isyan ediyordu Ayaz Rüyam'ın uyandığını fark ederken eğilerek "iyi misin" diye sordu

Rüyam'ın iyi olmakla alakası olmasa da cevap vermek yerine elini sıktı Ayaz boğazı rahatlasın diye ılık su içirirken Rüyam saatler sonra kendine gelebildi Serumu çıkartılırken Ayaz'ın zoruyla çorba içti

Çorba midesini rahatlatırken ilaçlarını alarak tekrar uyudu Güçsüz düşmüştü Gece boyunca kabuslar görürken her uyandığında Ayaz'ı başında gördü Ayaz rahatlatıp tekrar tekrar uyuttu Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu Ayaz başımda perişan bir şekilde uyukluyordu Bunu ona yapma hakkım yoktu

Onunla karşılaştığımdan beri onu üzmüş ve hırpalamıştım Ona sadece kalbimi vermek istemiştim Çünkü onu o kadar çok seviyordum ki kalbim acıyordu Bu durum beni tekrar ağlatırken Ayaz uyandı Telaşla bana yaklaşırken "ne oldu Rüyam kabus muydu Bak geçti yanımdasın" dediğinde zorlukla kalkarak ona sarıldım

Sayısız kere özür dilerken sesim kuyudan geliyordu Ben özür diledikçe o geçti diyerek saçlarımı okşuyordu

Ayaz bana çok iyi bakarken ki bunda kast ettiğim sürekli ağzıma vitamin bu diyerek bir şeyler sıkıştırması Kızlar da onun altında kalmayarak sürekli ensemdelerdi Sancılı bir süreç olsa da sonunda tamamen iyileşmiştim

Salonda camın önünde karşılıklı otururken benden bir açıklama beklediğini biliyordum Telefonumun ses kayıt edicisini açarken kızlara ayrıca anlatıp tekrar aynı şeyleri yaşamamak içingece evde olan kavgayı sonrasında yaşadıkları, araştırmalarımı ve defterde yazılanları tek tek anlattım Bittiğinde ses kaydını durdurarak göz yaşları içinde Ayaz' a baktım

Tek kelime etmeyip, bölmeden beni dilemişti Korku içinde "Ayaz" derken beni istemezse ne yapardım Ayaz yerinden zorlukla kalkarken bana doğru gelip sarıldı

Acı içinde "ah Rüyam" dedi "Tüm bunlar yaşanırken ne kadar zorlanıp, ne kadar acı çektin" derken kollarını gevşeterek önümde oturdu Başımı eğerken "Sendeki değerimi kaybetmedim, seni kaybetmedim değil mi Beni, böyle bir anneye sahip olmama rağmen seversin değil mi" dediğimde "ah be kadın" dedi "Sen benim nefesimsin İnsan nefes almadan yaşayabilir mi ki"