@okyanus
|
"Bazı adamlar, incitmeden sevemezdi... Kırardı, dökerdi, yangınlar bırakırdı arkalarında. Bazı adamlar ise tüm geçmişi unutturur... Parmak uçlarından öperdi." Cemal Süreya
Salonda kanepede battaniyemiz ile sarılıp otururken ikimizde televizyona bakıyorduk Ama ne izliyorduk, film mi dizi mi onu bile bilmiyordum Yanımda Ayaz vardı ve bana sıkıca sarılmıştı benim için tek önemli olan oydu Kızlara mini bir açıklama ile ses kaydını atarken sayısız mesaj atsalar da bakmayı sonraya ertelemiştim Bundan sonra ne yapacaktım Ne yapmam gerekirdi Ayaz ve kızlar yanımdaydı Bunu biliyordum ama nasıl yaşamalıydım İlk etapta hastaneden izin alırken Ayaz'ın yanında kalmıştım Aklımı toparlamam ve yol çizmem gerekiyordu Ayaz da ben bir karar verene kadar beni yalnız bırakmak istemiyordu Bir kaç gün sonra gece yapılan hali saha maçına bile zorla yollamıştım Onun yokluğunda duş almaya karar verirken keyif yaparak biraz uzatmıştım Bulduğum havluya sarınıp çıktığımda Ayaz ile burun buruna gelmiştim İkimizde nefes almayıp birbirimize bakarken Ayaz yavaşça eğilip kulağıma yaklaşırken "çok yorgunum ve çok terli Duş almam gerekiyor ama benim tek istediğim seni öpmek Fakat sanki hala zamanı değilmiş gibi... Şimdi banyoya gideceğim ve çıktığımda lütfen uyumuş ol" deyip yanımdan geçerken yüzüm kıpkırmızı olmuş, gittiğinde zorlukla nefes almıştım Ayaz duştan çıkmadan kızların sayesinde kavuştuğum taytlardan birini geçirmiş, saçımı kurutup yatağa kıvrılarak yatmıştım Kendimi tutamayıp gülerken zorlukla uykuya dalmıştım Belli bir süre sonra Ayaz yanıma gelirken beni kollarına alarak kendine doğru döndürmüştü Saçlarımdan öperek "seni seviyorum Rüyam" dedi "Bende seni seviyorum" diyerek daha da sokularak kendimi uykuya bıraktım Hayatımın en huzurlu uykusunu uyurken uyandığımda beni izleyen Ayaz ile karşılaşmıştım Bana gülümseyip "günaydın uykucu" derken bende karşılık verdim Saate baktığımda çok geç olduğunu fark ederken Ayaz alnımı öperek "hadi hazırlan bugün dışarıda güzel bir kahvaltı yapalım" dedi Hevesle "olur" derken Ayaz hazırlanmam için odadan çıkmıştı Sonunda hazırlandığımda Ayaz "aşağıda bekliyorum" diyerek çıkmıştı Bende peşinden gittiğimde üstünde takım elbise elinde güller ile arabaya yaslanmış bir Ayaz vardı Bir süre nefes alamadan onu izledim Beni hissetmiş gibi kafasını kaldırdığında göz göze geldik Bana bakıp içten bir gülümseme yayılırken bende gülümseyerek yanına gittim Çiçekleri bana uzatırken gülerek "bu kadar romantik biri olacağını düşünmemiştim Aman Bora duymasın" dediğimde o da "aman aman" demişti "Çiçekler ne için" dediğimde "yüzündeki bu gülümseme için" dediğinde gözümden kesin kalpler fışkırmıştı "Hadi gidelim" diyerek ilk benim kapımı açarak binmemi bekledi Sonra hızlıca kendi tarafına geçti Yol boyunca nereye gideceğimizi sorsam da bir cevap alamamıştım Sonunda vazgeçerek radyodan müzik açıp akışına bırakmaya karar verdim Sonunda durduğumuzda geldiğimiz yere bayılmıştım Bir taraf orman bir taraf deniz mükemmeldi Kendimi tutamayarak "Ayaz burası mükemmel" demiştim Tepkime gülerek yanıma geldi Yavaşça elimi sararken sıkıca tutmuştum El ele yürüyerek denize yakın masalardan birine geçtik Kısa bir süre de masa doldurulurken sanki yıllardır bir şey yememiş gibi silip süpürmüştüm Arada Ayaz da beni elleri ile beslerken o bir şeyler yiyebildi mi hiç emin değildim Sonunda karnımı tutarken arkama yaslandım Ayaz sırıtarak "doydun mu" diye sormuştu Bende bu halime gülerken "doydum" diye cevap verdim Karnım doymuştu belki ama bu adama hiç doyamayacaktım biliyordum Ayaz'ın gülümsemesi silinmezken "seni doyurmak için ek işte çalışmalıyım galiba" derken kaşlarım çoktan çatılmıştı Ayaz uzanıp eli ile yanağımı sararken çoktan neye kaşımı çattığımı unutmuştum Belli bir süre birbirimize bakarak oturduk Onunla birlikteyken konuşmaya ihtiyacımız yoktu Ben onunla sonsuz sessizliği bile paylaşabilirdim Ben gözlerimi kaçırıp denize bakarken Ayaz "deniz kenarında yürümek ister misin" dediğinde hevesle kabul etmiştim Mekandan çıkar çıkmaz ellerimi ellerine hapis ederken tadını çıkararak yürümüş, denizin kokusunu içimize çekmiştik Denize bakarak dururken Ayaz "bir dakika burada bekler misin" diyerek ortadan kayboldu Geri döndüğünde elin minik kalpli bir pasta vardı Üzerindeki mum sayesinde doğum günüm olduğunu hatırlarken gözlerim dolmuştu Yıllardır kızların zoru ile doğum günümü kutluyordum Onlardan başka iyi ki doğduğumu düşünen yoktu Ama bu başkaydı Sevdiğim adam iyi ki doğdun İyi ki hayatımdasın diyordu O böyle düşündüğü sürece dünya umurumda değildi Hevesle dilek tutup mumu üfledikten sonra Ayaz'a kocaman sarılmıştım Sayısız teşekkür ederken seni seviyorum diye karşılık veriyordu Bu adamı hak etmek için ne yapmıştım acaba Ayaz pastayı kenara koyarken elini cebine atarak bir kutu çıkardı Kutuyu açtığında ay şeklinde çok zarif bir kolye vardı Ayaz kolyeyi boynuma takarken "seninle ilk defa böyle bir ay ışığında karşılaştık İşte ben o ay ışığının altında sana vuruldum" dediğinde gözlerim dolmuştu Gözümden bir yaş süzülürken Ayaz şaşırarak silip yok etmişti "Ne oldu güzelim sorun ne" dediğinde "adam" dedim "Seni daha fazla sevemem Dur artık" dediğimde sözüme gülerken "buna alışman gerekecek güzelim Çünkü seni kendime her gün daha fazla daha fazla aşık edeceğim" dediğinde kalbimi tutarak belli bir süre bekledim Bu hızda atmaya devam ederse kısa bir süre sonra duracaktı Bu adam kalbe zarardı Denizin kenarında pastamızı yedikten sonra hava kararınca tekrar arabamıza binmiştik Ben eve gideceğimizi zannederken farklı bir yola sapmıştık Nereye gidiyoruz desem de bir cevap alamamıştım Sonunda durduğumuzda ortalık karanlıktı Burada ne işimiz olduğunu anlayamasam da arabadan inen Ayaz ile bende indim Yanıma gelip elimi tuttuğu an bir anda ışıklar yanarken lunapark da olduğumuzu anladım Ertan baba ile ilişkimizi anlatırken lunaparktan da bahsetmiştim Ayaz yaralarımı sarmak için böyle güzel bir günü seçmişti Gözlerim dolu dolu Ayaz'a dönerken iyi ki doğdun Rüya sesleri yükselmeye başladı Bora Eylül Dünya Mete Selin Ömer Ahmet Asya Yaman Aylin bana doğru geliyordu En önde de el ele tutuşan Öyküm ve Defnem vardı Defnem elindeki pamuk şekerini bana uzatırken çoktan ağlamaya başlamıştım bile Benim bir aileye ihtiyacım yoktu Benim zaten bir ailem vardı Ayaz göz yaşlarımı silip kızların itiraz dolu sesleri yükselirken kısa zamanda eğlence başlamıştı Benim için bir araya gelmiş olsalar da benden daha fazla eğlendikleri ortadaydı Hiç birini es geçmeden binmiş, korkutucu olanlarda çığlıkları basmıştık Hem eğlenmiş, hem de deşarj olmuştuk Ayaz ile beraber dönme dolaba bindik Yan yana sarılarak otururken ayaklarımızın altındaki manzaranın tadını çıkardık Dönme dolap en üstte dururken birbirimize baktık O bakışlarda o kadar büyük bir sevgi vardı ki O anın bu an olduğunu biliyordum Ayaz bana yavaşça yaklaşırken resmen nefesim kesiliyordu Dudakları dudaklarımı bulurken sıcak ve baskılı dokunuşun tadını çıkardım Nefes alışım gittikçe zorlaşırken yavaşça dudaklarımı araladım Ayaz o aralığa sızarken öpüşümüz derinleşti Kalbim yerinden çıkacak gibi atarken daha fazlasını istiyordum Onu daha fazla hissetmek, onunla daha fazla bir bütün olmak istiyordum Dönme dolabın hareket etmesiyle ayrılsak da birbirimizden uzaklaşamayarak alınlarımızı birleştirip öylece kaldık İkimizde derin nefesler almaya çalışırken, kalbimiz yerinden çıkacak gibi atarken, gözlerimizi açmadık Bu büyülü an devam etsin istedik Bu benim ilk öpücüğümdü Berke ile el ele tutuşup sarılmanın ötesine geçmemiştik Belki onu bu denli delirten de oydu Kendimi böyle özel bir anı Ayaz ile paylaştığım için şanslı hissettim Bana dokunurken elleri titreyen bu adamı delicesine seviyordum Defnem ve Öykümün uykusuzluktan bayılması ve havanın çok soğuk olmasından dolayı yavaş yavaş dağıldık Yarın iznimin son günüydü Bu geceyi de Ayaz da geçirmeyi tercih ederken yarın için kızlarla sözleştik Ayaz ile sarılarak yatarken yüzümdeki gülümseme hala silinmemişti O kadar mutluydum ki Hayatım boyunca bunun yakınından bile geçemediğimi biliyordum Ayaz'ın ritmik kalp atışlarını dinleyerek huzurlu bir uykuya kendimi bıraktım Ben bu adamı seviyordum Ben bu adamı çok seviyordum |
0% |