Yeni Üyelik
23.
Bölüm

Bölüm 23

@okyanus

"Ne kadar yaşarsan yaşa,

Sevdiğin kadardır ömrün...

Gülebildiğin kadar mutlusun.

Üzülme, Bil ki ağladığın kadar güleceksin

Sakın bitti sanma her şeyi.

Sevdiğin kadar sevileceksin..."

Can Yücel

 

Yol boyunca ikimizde konuşmazken ben şu eski arkadaş olayını kenara atarken Ayaz'ın kendini toparlamasını bekliyordum Onun üstüne giderek kendimi çaresiz biri gibi göstermeyecektim Onunla arasında ne geçti bilmiyordum ve beni taparcasına sevdiğine emindim Bunun ilişkimize zarar vermesine izin vermeyecektim

Beynimdeki ses ya onu seçerse diye bangır bangır bağırıyordu Ama yanılıyordu Her şeyden önce ben zaten bir seçenek değildim ve o beni tüm kalbiyle sevmek istemişti Eğer bu o kadar güçlü değilse ve gitmek isterse kendi bilirdi Tamam bunu yaptığında yerlerde sürüneceğime eminim ama çaresizce gitmesin diye koluna bacağına da yapışmayacaktım

Ayaz sonunda bana doğru dönerken "özür dilerim sevgilim" dedi "Bu halimle senin de tadını kaçırdım değil mi" dediğinde hayır demek için başımı sallamak istesem de açıkcası bu hali beni daha fazla düşündürür olmuştu

"Yıllar sonra karşılaşmayı beklemiyordum sadece Onunla ilgili olmayan göreve ilk başladığımdaki anılara gittim Bir kaç operasyona katılmıştım Daha sonra sana da anlatabilirim" diyerek uzanıp elimi tuttu Ayaz'a gülümserken tüm eski arkadaşlara dil çıkardım

Gecenin geri kalanı keyifli geçti Önce yemek yedik Sonra bir mekanda ben sıcak çikolata içerken o kahve içti Bir anda sinemaya gitmeye karar vererek Benden ne oluru izledik Çok keyifli, sıkmayan bir filmdi Sonrasında beni kızlara bırakırken başlangıcı telafi eden bir öpücük bıraktı

Kızlar ise tamamen Dünya'nın nikahına odaklıydı Biz düğün istesek de Dünya'yı ikna edememiştik Hatta gelinliği bile zorla giyiyordu Mete'nin ailesi çok sıcak kanlı insanlardı Sadece oğulları mutlu olsun isterlerken Öykü'yü torunları olarak çoktan kabul etmişlerdi Dünya ailesini küçükken kayıp etmişti Onu deli dolu olan teyzesi büyütmüştü O da bir kaç güne burada olacaktı İşlerin bu ciddi boyutu gerici olsa da sonu mutluluktu

Sonraki günler aynı sıradanlıkla devam etti Acilde estirdim, Defne'nin derslerine yardımcı oldum Fırsat buldukça Ayaz ile yan yanaydık Dünya'nın hazırlıkları neredeyse tamamdı

Mete geleneklere uyarak kızımızı bizden isterken Dünya çoktan ağlamaya başlamıştı Onu istenmeden vereceğimizi ne düşündürdüyse artık Nikahtan bir gün önce kızlarla etrafını sararak yüksek yüksek tepelere demiştik Bu onu bir kez daha ağlatırken ama bu son olsun bak demiştik

Gece çocukları uyutup teyzeye emanet etmemizle bekarlığa vedaya dönüştü Hazırlanıp gecenin bir yarısı Dünya'yı zorla dışarıya çıkardık Bir gece kulübünde hiç bir şeyi düşünmeden dans ettik Son limite kadar içerek dağıttık Ama baş komiser sevgilim sayesinde kaçamağımız kısa sürdü

Mete Dünya'yı Ömer Selin'i Bora Eylül'ü ve tabi ki Ayaz beni kucağına aldığı gibi çıkmıştık Çünkü hiç birimiz ayaklarımızın üzerinde duramıyorduk Selin ve Eylül birbirinden alakasız şarkıları bağırarak söylüyorlardı Dünya çoktan Mete'nin omzunda uyuyakalmıştı Ben ise sürekli seni çok seviyorum ben ha diye sayıklıyordum

Sonunda kendimi sıcak bir yatakta bulurken kendimi uykunun kollarına bıraktım Sabah büyük bir baş ağrısı ile gözlerimi açmaya çalışırken beni sıkan şeyden kurtulmaya çalışıyordum Onu ittirdiğimde elim kaslara değerken gözlerimi sonuna kadar açtım Ayaz ile burun burun gelirken "gecelerin kraliçesi uyanmış" diye dalga geçerken kollarından çıkmaya çalıştım

Beni sıkı tutarken "nereye bakalım" diye sordu "Ayaz lütfen" derken "büyük ihtimal leş gibi kokuyorum Saçım kim bilir ne halde, akan makyajımdan bahsetmek istemiyorum bile Benden soğumanı istemiyorum" dediğimde "senden asla soğumam" diyerek uzanıp kalbimin üzerine elini koydu "Çünkü ben burayı seviyorum" dedi Gel de şimdi bu adama bir şey de

Sabah öpücüğünü verdikten sonra kendimi zorlukla duşa attım Üstüme elime ne gelirse giyerken koşarak Dünya'ya bakmak için indim Kızlar yerlerde sürünseler de hepsi kalkmıştı Kahvaltı hazırlamak için uğraşamayız dediler ve kendimizi en yakın yere attık

Ayaz çoktan Mete'nin yanına gitmişti Onların böyle iyi anlaşmaları bizi de mutlu ediyordu Ailemiz büyüyordu Kahvaltımız sessiz, kendimizi toparlamak üzerine geçerken kendimizi kuaföre attık Dünya başından ayağına kadar bakıma girerken bundan pek hoşlanmayan ben basit ve kısa sürecek işlemleri seçmiştim

Sonunda hepimizin hazır olması saatlerimizi almıştı Damadımız gelini buradan alırken fotoğraf çekimine gitmişlerdi Bizde onların peşine takılırken bir çok poz ile dalga geçmiştik Belli bir süre sonra hazırlıklar için önden yola çıktık Dünya bilmese de Nazlımın pastanesinin bahçesinde küçük bir kutlama ayarlamıştık Nazlım hamile haliyle fazla yorulmasın diye ona destek olup eve geçmiştik E damat bey kızımızı evden almalıydı

Dünya'nın evden çıkma zamanı gelince hepimiz hüzünlendik Yıllardır beraberdik Şimdi ise kızımızı evlendiriyorduk gibiydik Gözümüzden düşen bir kaç damlaya engel olamazken makyaj bahanesi ile evden çıktık

Dışarıda ise resmen bir düğün vardı Kaç tane davul olduğunu sayamadık bile Şöyle iki döndükten sonra arabalara geçtik Ayaz çok güzelsin demeyi atlamazken ona gözlerimden kalpler çıkararak baktım

Dünya nereye gideceğimizi anlamazken Nazlımı gördüğünde gülümsemesi büyüdü Kısa zamanda bahçeyi kapladık Gelin ve damat görkemli bir şekilde gelerek birbirlerine evet dediler Selin ve ben ayağına bas diye bağırdık ilk danslarında yalnız bırakırken sonrasında bizde eşlik ettik Gecenin sonunda kendimi halay başı olarak bulurken kahkahalar havada uçuyordu

Dünya'yı yolcu ettikten sonra beyler bizi eve bıraktılar Üstümüzü değiştirdikten sonra salonda toplandık Hiç birimizden tek kelime çıkmazken sonunda Selin dayanamayarak "aa çatlicam ama artık Dünya orada sevişirken ben burada yas tutmayacağım" dediğinde hepimiz ilk etapta şok olsak da sonrasında gülmeye başladık Selin ile baş edilmezdi O gece üçümüz Dünya'nın yatağında yattık Bol dedikodu yapmak için Dünya'nın balayından dönüşünü bekleyecektik

 

Acilde resmen can pazarının ortasında kalmıştım Yakınlardaki bir mekan taramalı tüfekle taranmıştı En yakında biz olduğumuz için hepsi bize geliyordu Oradan oraya koşarken bir an kendimi kaybedeceğimi sanmıştım

Her yerde bağıran acı çeken kanlı insanlar Ekibim herkes ile tek tek ilgileniyor, zaman kaybetmeden diğer kişiye geçmeye çalışıyorlardı Sedyeler ameliyat ve röntgenler için sürekli oradan oraya giderken herkes o kadar dikkatli çalışıyor ki bağırmama gerek kalmıyordu Tüm olanları kontrol altında tutmaya çalışırken her gelen ambulansı ilk karşılayıp doğru yönlendirmeyi yapmaya çalışıyordum

Bir hastanın ambulanstan indirilirken yarası açılıp kan fışkırmaya başlamıştı Onun yarısına hemen tampon yaparken sedyenin üzerine çıktım Kısa sürede içeriye geçerken etrafımda bağıracak kimse kalmamıştı bile

Sonunda doktorlardan biri gelirken üstünde olduğum hasta, ben üstünden çekilerek ameliyata alındı Arkamı döndüğümde Ayaz'ı görürken beni baştan ayağıma kadar süzdü "Kan benim değil" dediğimde bir kaç adımda yanıma gelerek sarıldı "Bir an nefes alamayacaktım" dedi Belli bir süre öylece kaldık Bu durma bana da çok iyi gelmişti

Kısa bir süre sonra acil normale dönerken tüm yönlendirmeler yapılmış, ayakta tedavi görenler taburcu edilmişti Başhekim "iyi işti Rüya" diyerek çıkarken bende ekibime teşekkür ettim Hepsine kahve yolladım

Geç olsa beni bekleyen Ayaz'ın yanına geçerken bir şey söylemesine izin vermeden yanına oturup başımı omzuna yasladım Hiç bir şey yapmasa, hatta konuşmasa bile, bu verdiği huzur bile yeterdi

Loading...
0%