Yeni Üyelik
25.
Bölüm

Bölüm 25

@okyanus

"Kuyruklu yıldızlar vardır, dünyaya yetmiş yılda bir gelirler, insanlar onu hayatları boyunca ya bir kez ya da hiç göremezler Ben gördüm O da sensin"

 

Günler hızla akarken Dünya balayından ışıl ışıl dönmüştü Hem Oğuz meselesinin çözülmesi, hem de hayal ettiği aileyi kurması inanılmazdı Rahatlığı ve mutluluğu yüzünden okunuyordu Bize balayından kısaca bahsederken sıkıştırmalarımızı hep boşa çıkarmıştı

Aramızda bir adamla özel anlar yaşayan tek kişi oydu ama ağzından laf alamıyorduk Sonunda pes ederek arkamıza yaslanırken o yokken olanların kısa özetini geçtik Dünya aramızda en duygusal olanımızdı O yüzden sorun yaşadığımızda duygularımızı anlatmadan çözerdi Bu dönem onsuz zor geçmişti

Dünya Öykümü de alıp giderken neredeyse annesinden ayırarak vermeme yolundan son anda döndük Kendimizi yatıştırırken bir anne ile kızın arasına giremezdik Kendimizi toparlayarak mutfağa girdiğimizde bir orduya yetecek kadar yemek yapmıştık Özenle soframızı kurduğumuzda Eylül tüm hazırlıklar kendine sansa da ona göz devirmekle yetindik

Gece ise film yerine ortak seyrettiğimiz komedi dizilerinden birini seçtik Mısır patlatıp, abur cuburları önümüze yığdıktan sonra keyfimize diyecek yoktu Defnem de bu eve kesin olarak taşındığımızdan beri daha mutluydu Daha konuşkan, daha çok gülen biri olmuştu Annem ve babamla görüşmelerine asla karışmasam da annem sadece bir kaç kez görüntülü aramakla yetinmişti Şaka gibilerdi resmen

Eylül telefonda Bora'ya bugün için trip atarken Selin ve ben oldukça eğleniyorduk Dizimiz bittikten sonra sevgililerimizle konuşmak için dağıldık Ayaz evdeki yokluğumdan bahsederken aslında beraber yaşamamızı istiyordu Ama ben buna sıcak bakmıyordum Zaten ona giderken ya da kaldığımda sorun olacak bir şey yoktu Ama bunu sürekliliğe döndürmek istemiyordum Bu ilişkiye yeni bir boyut kazandırıyordu Şimdilik böyle bir adım bana fazla geliyordu Defnemin düzeni de yeni yeni oturuyordu Onu bir eve bir kızara götürerek fazlaca hırpaladım zaten Peşimde daha fazla sürüklemek istemiyordum

Yarın nöbetim olduğu için diğer gece şık bir yerde yemek için sözleştik Selin ve Ömer de bize eşlik edeceklerdi Ayaz ben uyuyuncaya kadar telefonu kapatmayacağını söyleyerek beni izlemeyi seçmişti Onunla yan yana olduğumuzu hissederken kolayca uyumuştum

Sabah evden çıktığımda Ayaz'ın arabasını görürken, göz göze gelmemizle arabadan inerek kocaman sarıldı Kulağıma "sadece izlemek yetmedi Kokunda lazım" dedi Kızların gelmesi ile ayrılırken bu sefer hepimizi hastaneye bıraktı

Bugün nöbetçi olduğum için kendimi fazla hırpalamazken curcuna olmaması büyük sansımdı Evrak işlerini hallederken ara ara Selin yanıma gelerek hastane dedikodularını anlatıyordu Geçen gün asistanla aşk yaşayan kalp hastası sorunsuz taburcu olmuştu Bu hepimizi rahatlatırken asistanı çiçeklerle almaya gelmesi çok tatlıydı

Aynı zamanda asistanların fırtınalı aşkları da gündemdeydi Tabi onlar benim gibi kütük sallayarak başkalarını kendine aşık edemiyorlar, yanı başındakileri seçiyorlardı Neyse Bu yaşanan aşklar asistan şefini delirtirken daha fazla terör estiriyordu

Gecenin ilerleyen zamanlarında kahvem ile dışarıda basketbol maçı yapan doktorları izliyordum E doktor olmamız kaçamak yapamayacağımız anlamına gelmiyordu Tam kendimi kaptırmışken karşıdan gelen Aden'i gördüm Bu saatte burada ne işi vardı ki bunun şimdi

Direk bana doğru gelirken özellikle bu zamanı seçtiğini biliyordum Önümde dikilip "merhaba Rüya" derken bende hiç duruşumu bozmadan "merhaba Aden Bir sorun mu var" dedim Sonuçta burası acildi "Yok sadece seninle konuşmak istedim" dedi "Arkadaş olduğumuzu sanmıyorum ama ne konuşacaktın" diye tavrımı belli ettim

"O zaman direk konuya gireyim Ayaz bahsetti mi bilmiyorum ama biz çok eski arkadaşız İlk polislik zamanlarımızda bir aradaydık Tam aramızda bir şey olacakken ben başka bir görev için gitmek zorunda kaldım Senin de arkandan iş çevirmiş olmamak için gelip söylemek istedim Rüya Ben buraya Ayaz için döndüm Onu unutamadım, onu istiyorum, ona aşığım" dedi

Ben sadece "bitti mi" dedim Başını sallarken yerimde arkama yaslandım "Şimdi" dedim "Birincisi Ayaz ile sizin gibi eski arkadaş olmasak aramızdakiler sizin arkadaşlığınızdan çok öte İkincisi Ayaz tabi ki benden bir şey saklamadığı için senden bahsetti Ama senin gibi sana duyguları olduğunu sanmıyorum Eğer olsaydı beni hayatına alacak adam değil Üçüncüsü ve en önemlisi biz seninle birer rakip değiliz Aynı adama aşık olup onun cevabını da beklemiyoruz Ayaz tüm kalbi ile beni seviyor Aşık olduğum adama başkası da aşık diye triplere falan girmeyeceğim Arkamdan iş çevirmemek için konuşmaya gelmeni taktir etsem de bir daha Ayaz ile ilgili problemini benle çözmeye çalışmazsan sevinirim"

Deyip havalı bir şekilde gidecekken, "en çok ne yapmayı sever" diye sordu Bu iş çirkinleşecekti Belli olmuştu Ya da "en sevdiğin yemek ne, en sevdiğin renk ne" dediğinde derin nefes aldım "Bana bu basit soruların cevaplarını bile vermezsin" dedi Onu öldürmemek için kendimi zor tutarken "sen biliyordun da ne oldu" diye sordum "İlişkimi sana ispatlamak ya da sorularına cevap vermek zorunda değilim Adamı cebimde de saklamıyorum Adam ortada ve beni sevdiğini söylüyor Bu neyin kavgası" diyerek bir şey demesine izin vermeden içeriye geçtim

Ona belli etmesem de dokunsan ağlayacak noktaya çoktan gelmiştim Tam tüm sorunlarımız hal oldu İlişkimize önem verebiliriz derken bu kadın nasıl böyle huzursuz edebiliyordu Nasıl kendinde bu hakkı görebiliyordu Buna Ayaz'ın da sebep olmadığını biliyordum ama onu aramızda problem haline getirmeyecektim Böyle insanlar her zaman etrafımızda olacaktı

Nöbet bitinceye kadar sesimi çıkarmadım, hiç bir muhabbete katılmadım, uyumadım bile Sonunda sabah olurken sakin geçen gecenin özetini geçtikten sonra özgürdüm Neredeyse koşarak Ayaz'ın evine giderken kapıyı kırarcasına çaldım Kapıyı açtığında beni görmesi ile şok olurken ona aldırmayıp yanından geçerek salona yürüdüm

Kapıyı kapatıp yanıma gelirken sakin bir sesle "neler oluyor Rüyam" diye sordu Dağılmış, göz altındaki morluklarla, salonda volta atıyordum Bu deli kadından beni kurtarın demesi an meselesiydi

"Şimdi sorduklarıma cevap ver" dedim "En çok ne yapmayı seversin sen" dediğimde hiç düşünmeden gülerek "gözlerine bakmayı" dedi Bu cevap volta atmamı durdursa da vazgeçmedim "Ciddi cevap ver bana En sevdiğin yemek ne" dediğimde derin bir nefes alarak "güzelim cidden sabahın bu saatinde gözünden uyku akıp ayakta zor dururken bunları mı sormak istiyorsun Daha sabahın yedisi farkında mısın" diyerek koltuğa çöktü Bana ilk defa güzelim demişti

Bende yanına çökerken sakinleşsem bile yine de vazgeçmedim "Söyle" dedim "Ne seviyorsun sen" o da hiç düşünmeden "seni" dediğinde artık gözlerimden yaşlar süzülmeye başlamıştı "Düzgün cevaplar ver" dedim "En sevdiğin renk ne" bana bakıp ağladığımı fark ettiğinde onun da yüzü değişti Göz yaşlarımı silerken gözelerimin içine bakarak "gözlerinin karası" dedi

Bu ağlamamı daha hızlandırırken "sorun ne güzelim söyle bana" dedi "Ayaz" diyebildim sadece Halimi görüp sakinleşmem için bana sarılırken ona sığındım "Dün gece" dedim "Aden geldi Seni istiyormuş Bende alabiliyorsan al dedim ama sorduğunu hiç bir soruya cevap veremedim" dedim

Ayaz "ah be güzelim Buna mı takıldın Bu yüzden mi saatlerce kendine işkence yapıp uyumadın Kendine eziyet etmek yerine beni arasaydın saat kaç olursa olsun ben gelirdim Kimsenin seni böyle üzüp, kırmaya hakkı yok Ben seninim Tamamen senin tamam mı Üç tane anlamsız soruya cevap veremedin diye bu değişmez Seninle benimle ilgili bildiklerin bu anlamsız sorulardan çok daha fazlası" diyerek benden ayrılarak göz yaşlarımı sildi

"Şimdi hadi gel seni yatıralım Bu halde bir de kızlara gitmekle uğraşma" diyerek elimden tutarak beni yatağa götürdü Beni yatırdı Üzerimi örttü Saçlarımı okşarken "verdiğim cevaplarda ciddiydim En sevdiğim yemek de tavuk pilav" dediğinde gülümsedim

Saatine bakıp "daha erken seni uyutup öyle gideyim" diyerek yanıma yatıp beni kollarına aldı Kokusunu içime çekip daha fazla sokuldum Aden bizi ayırmak isterken bilmeden ilişkimizi daha da güçlendirmişti

Loading...
0%