Yeni Üyelik
26.
Bölüm

Bölüm 26

@okyanus

"Her acı kendinde saklıdır.

Her yıkım kendinden ağırdır ve her vedanın bir merhabası yoktur aslında."

 

Uyandığımda Ayaz yanımda yoktu Saat ise öğleni geçmişti Baş ucunda bir not bulurken hemen okudum Notta "seni çok seviyorum Seni öyle çok seviyorum ki Kalbim ancak bu kadar sevebilir" diyordu Bu bana kara sevda dizisini hatırlattı O da seni sevmek istiyorum Kemal Sadece seni kana kana sevmek istiyorum demişti

Bu not benim yüzümü gülümsetirken yataktan kalktım Üstüme başıma çeki düzen verdikten sonra kızlara geçtim Önce kendimi şımartacak bir şekilde duş aldım Kahvaltımı yaptım Bir kaç kadın programı seyrederek ona buna sövdüm Kızlar geldiğinde çok ciddi bir şey yapıyor gibi davranırken anime seyrediyordum Onlar bu halime gülerken Selin ile odasına geçtik

Ona dün gece ve sabah olanları anlatırken bol bol Aden'e sövüp gömdük Bu beni daha da ateşlendirirken mini bir elbise giydim Saçlarımı üstten toplayıp dalgalı bir şekilde bıraktım Gözlerimi ortaya çıkaran makyajımı vişne çürüğü ruj ile tamamladım Selin'in de benden altta kalır bir yanı yoktu E ne demişler göze göz, dişe diş

Bizimkiler geldiklerinde montlarımızı alarak çıktık Ayaz ve Ömer bizi gördüklerinde ufak çaplı şok yaşasalar da kısa sürede toparlayıp kapımızı açtılar İkisi de "bu gece yanımızdan bir adım bile ayrılmak yok" derken biz gülümsemekle yetindik

Deniz kenarında meşhur restaurantlardan birine gitmiştik Sayısız fotoğraf çekinip hem kendimiz hem de kavalyelerimizin paylaşmasını sağlarken keyfimize diyecek yoktu Yemekler çok lezzetli, manzara mükemmeldi

Yemek ilerken slow bir parça çalınırken çiftler bir bir dansa kalkmaya başladılar Centilmen kavalyelerimiz hemen bizi kaldırırken yine Ayaz'ın gözlerine bakarken etrafımızdaki her şey silinmiş Sadece o ve ben kaldık

Gecemiz güzel geçerken aynı mekanda kahvelerimizi içerek kalktık Hava soğuk olduğu için kısa bir sahil turundan sonra arabalarımıza geçtik Evin önünde durduğumuzda "çok teşekkür ederim Ayaz" dedim "Çok keyifli ve güzel bir geceydi" O da "benim içinde öyleydi" derken dudaklarıma yakıcı bir öpücük bıraktı

 

Günler birbiri sıra geçerken o geceden sonra bir daha Aden'i görmedim Ne Ayaz'ın yanına gittiğimde ne de ekiple bir araya geldiğimizde yoktu Ayaz bana bir şey demese de o gün ciddi bir konuşma yaptığını tahmin edebiliyordum

Haftalar sonra annem beni arayarak sözde babamın benimle konuşacakları olduğunu söyleyerek eve çağırdı İş çıkışım geç olsa da eve giderken ikisinin de salonda beni beklediğini gördüm Baba direk söze başlarken "kafana estiği gibi yeterince davrandın Rüya, artık yeter Defne'yi alıp eve dönüyorsunuz Berke de yakında hapisten çıkıyor Onun evliliğinin bozulmasına sebep olduğun gibi onunla evlenen kişi de sen olacaksın Hem ismimizi hem de abini kurtaracaksın" Artık abimin başının dertte olmasına o kadar çok alışmıştım ki Bu sefer ne yaptığını sormadım bile Sözde ceza olarak Fransa'ya gönderildi Orada da rahat durmadığı belli oldu

Derin bir nefes alırken söylediklerini sindirmeye çalıştım Ama bu ne yaparsam yapayım mümkün değildi "Bunu kim olarak söylüyorsun" dedim Sözde babam öfkelenirken "ne demek istiyorsun sen" dedi Başımı dikleştirirken "senin gerçek babam olmadığını biliyorum Ayrıca keşke bu kadarla kalsam Annemin sana bana Ertan babaya oyun oynadığını biliyorum Tecavüz sonucu olmadığımı biliyorum" diyerek bunların olacağını bildiğimden yanımda getirdiğim annemin günlüğünün kopyasını önüne attım

"Senin babam olmadığın halde yaptıkların yeter de artar bile Benim sana hiç bir şey için borcum yok Asıl sen bana bir baba borçlusun Çocukluğumu, bana hayatımı borçlusun sen Defne'nin vasisi benim ve buraya dönmüyoruz Berke ile de asla evlenmiyorum Onun bu halde olmasının suçlusu ben değilim Onun bu halde olması tamamen kendi sorunu" dediğimde baba öfke ile kalktı

Ne söylediklerime ne önüne attığım günlüğe aldırmazken sadece "Berke ile evlenmiyorsun öyle mi" diyerek üzerime yürümeye başladı Ben buna takılmasına inanamazken "evet evlenmiyorum" dedim Yüzüme okkalı bir tokat yiyerek savrulurken başımı sehpaya çarptım Babamı bu kesmezken "evlenmiyorsun öyle mi" diyerek hırpalamaya devam etti

Tekrar tekrar tekmeleyip, tokatlar attı Sarstı, sürükledi Ağzımdan kan gelinceye, kendimden geçinceye kadar devam etti En sonunda yorulup bir kenara atarken gözlerimi açacak bile halim kalmamıştı

Bu dayağın sebebinin sadece evliliği kabul etmemem olmadığını biliyordum Gerçekler ağır geldiği için sadece onun arkasına sığınmıştı Olanlar için hesap soracağı kişi ben değildim Annemin hesabını da benim üstümden görüp yüzleşmeyi ertelemişti Ne kadar annem bilmiyor diye düşünse de babamın içten içe gerçekleri fark ettiğini ama bunu görmezden gelip kendine yediremediğini biliyordum Annemin yazmış olduğu hikaye onun da işine gelmişti Kardeşinin çocuğuna sahip çıkan abi Karısı en yakınından tecavüze uğrarken onun yanında olan sevgi dolu koca Sahtelik ve mutluluk akan hayatlarımız

Kendime zorlukla gelirken son bir gayret Rüyam dedim Hadi ne olur Yoksa burada ölüp gideceksin dedim Annem nasıl olduysa vicdan yaparak yanıma geldi "Rüyam iyi misin" dediğinde iyi olmadığımı o da biliyordu Fısıltı şeklinde "lütfen" dedim "ne olur Ayaz" dedim Cümle kuracak halim bile yoktu Kelimeler ağzımdan zorlukla çıkıyordu

Annem telefonumun sesini duyarken cebimden çıkartarak açıp kulağımın altına koydu Ayaz'ın bağıran sesini duyarken ağlamaya başladım Fısıltı şeklinde "Ayaz" dedim "Yardım et" gel beni kurtar Sonrasında gözlerim kapanırken, tüm dünyam karardı

Ayaz'ın Rüyam ile ilişkisi gün geçtikçe derinleşirken, onu üzebilecek herkesi, anıları, hatta düşüncelerini bile ortadan kaldırmaya çalışıyordu Rüyam onun için o kadar özel ve önemliydi Gözleri bile bulutlanmayacaktı

Tam tehditleri ortadan kaldırmış, ailesi ile ilgili problemleri çözdüm derken Aden bizi yıkmak için pusuda beklerken bulmuştum Ona aldırmazken pusuda beklemek yerine Rüyam'ı üzdüğünü görünce onu yok etmek istedim Sanki hiç karşılaşmamışız gibi sanki hiç hayatımda olmamış gibi yok olsun istedim

Onu şimdilik tamamen yok edemesem de Rüyam'ın karşısında yok etmiştim Rüyam'ı kimsenin üzmesine dayanmazken benim yüzünden üzülmesine asla katlanamazdım

Ama Rüyam bana inat yapar gibi annesinin çağırdığını onlarla görüşmeye gideceğini söyledi Ben diyorum ki seni ben üzsem bile sağ bırakma Rüyam ise üzsünler diye ayaklarına gideceğim diyor Yüksek tansiyonlu uzun süren kavgaların ardından zorla kabul ettirirken şimdi ise saatlerdir ondan haber alamıyordum Telefondaki takip programına baktığımda hala evde gözüküyordu Ama ne telefona cevap veriyor, ne de tek kelimelik bir mesaj atıyordu Reddetse bile razıyım ama telefona dokunmuyordu bile

Odamda her şeyi dağıtıp, ortalığı birbirine katarken, tam ekiple evi basacakken Rüyam telefonu açtı Öfke ile bağırırken "neredesin sen Rüyam Amacın beni öldürmek mi Sana oraya gitme, en azından yalnız gitme dedim dimi Ama beni dinleyen kim Ne dediler sana Canını yaktılar mı Dokundular mı"

Loading...
0%