Yeni Üyelik
27.
Bölüm

Bölüm 27

@okyanus

"Kim bilir kaç kişi Senin zarif hallerini sevdi Kaç kişi Güzelliğini sevdi Belki gerçek aşkla; belki değil

Ama tek bir kişi seni sevdi Bir tek kişi Değişen yüzünde ki hüznü sevdi..."

William Butler Yeats

 

Sonunda sakinleştiğimde uzun bir sessizlik oldu Nefes alışverişini duyabiliyordum Nefes alıyor olması bunu duymak bile yeterdi bana ama sorun ne anlayamıyordum Sonunda fısıltı şeklinde Ayaz dedi Onu iyi duyabilmek için çıt çıkarmıyordum Acı içinde yardım et dediğinde müdürlükten nasıl çıktım O eve nasıl gittim hiç bir fikrim yok

Kapıyı neredeyse yıkarak içeriye girdiğimde, yerde kanlar içinde kıvrılmış yatan Rüyamı gördüm Bir an kaskatı kesilip öylece kalakaldım Kendime geldiğimde hızlı adımlarla yanına gittim Dokunduğumda acı dolu inlemesi canımı yakarken çok dikkat ederek kucağıma aldım

Yine dikkatli bir şekilde arabaya yerleştirdim Bu evi yakmayı daha sonraya bırakacaktım Arabayı canı yanmasın diye son derece dikkatli kullanırken, öbür yandan da sürekli sesleniyordum Ama bir cevap alamamak beni korkutuyordu

Arabada kızları ararken hazırlık yapmalarını istedim Ne kadar zarar gördü, bu durum ne kadar ciddi olabilir bilemiyordum "Rüyam ne olur gözlerini aç güzelim Beni korkutma, beni sensizlik ile sınama güzelim" diye diye hastaneye vardım

Onu çok dikkatli bir şekilde çıkartıp sedyeye yerleştirdim Halini gören kızlarında yüzü bembeyaz olurken hemen kontrollere başladılar Ben ise sadece koridorda volta atabiliyordum Sonunda vazgeçerek sırtımı duvara dayayarak oturdum Daha önce görev icabı bir çok kez yaralanıp, vurulmuştum Ama hiç biri canımı bu kadar yakmamıştı

Ekiptekiler haberi alıp yanıma gelirlerken Ahmet "yapabileceğimiz bir şey var mı Bir şey ister misin" diye sorduğunda "onun yerine o sedyede yatmaya ihtiyacım var" dedim Cevabıma o da bir şey diyemezken yanıma çökerek oturdu Bora bile sesini çıkarmadan bir köşe de oturuyordu

Sonunda Selin yanımıza gelirken yüzünden her şey anlaşılıyordu Yüzü bembeyaz, acı içindeydi Hepimiz kalkıp bir araya geldiğimizde "Beyninde bir hasar olmaması en büyük şansımız Kafasını korumayı başarmış demek ki Ama vücudunda kırık olmasa da sayısız çatlak, sayısız morluk ve açılmış yaralar var Şimdilik acı çekmesini engellemek için uyutuyoruz ama onunda uyanmak istediğinden emin değilim İlaçlar kesildiğinde tepkisine bakacağız"

Duyduklarım ile yerime dönüp tekrar çökerken "en azından onu görebilir miyim" diye sordum

 

Selin "başındaki kalabalık gidince sana haber vereceğim" deyip tekrar Rüyamın yanına gidecekken Ayaz dan farklı olmayan Ömer'i gördüm Ona kocaman sarılırken "Rüyam neleri atlattı Bunu da atlatacaktır Onun ne kadar güçlü olduğunu söylememe gerek yok" diyerek teselli vermeye çalıştım Ama içten içe kalbim kırıktı Bir insanın ailesi nasıl bunu yapabilirdi Onu bu hale getirdikten sonra nasıl öyle bırakıp gidebilirlerdi

Benim bir ailem yoktu Çocuk esirgeme büyümüştüm ama böyle bir aileye sahip olmaktansa böyle büyümeyi tercih ederdim Rüyam ile üniversitenin ilk günlerinde kanımız kaynamış bir daha da ayrılmamıştık O Benim kardeşimdi Onun bu hali canımı yakarken ona nasıl dokunabildiler

 

Rüyamın uyutulduğu süre boyunca terör estirdim Operasyonlarda canımı hiç düşünmeden ortalara atarken, ekip arkadaşlarımın koruması sayesinde hayatta kaldım Ama Rüyam olmadan benim yaşamamın anlamı yoktu

Bu gün Rüyamsız bir hafta olmuştu Sonuçta ilaçlar kesilirken uyanmasını bekliyorduk Vücudundaki yaralar daha iyi olsa da görebildiğim morluklar bana yetiyordu Acı içinde "Rüyam" dedim "Sence fazla uyumadın mı Hem sen hareketsiz kalmayı hiç sevmezsin ki Rüyam ne olur aç gözlerini Senin gözlerin olmadan dünyam karanlık, senin ellerin olmadan ellerim soğuk, sen olmadan yarım bir adamım Rüyam Beni tamamlamana ihtiyacım var" derken gözümden bir damla yaş süzüldü Sonra bir tane bir tane daha O an erkekler ağlamaz sözünü üstüne basa basa çiğnedim Canım yanıyordu, onsuz kalabilme düşüncesi beni yiyip bitiriyordu Kalbim paramparçaydı

Orada elini tutup ağlarken bir ses duydum "Sonunda" dedi "Kafamı kaldırıp baktığımda sonunda kara kocaman gözlerini gördüm "Günlerdir söylediklerini duymak için bekliyorum" dediğinde gözyaşlarımın içinde gülmeye başladım İkimiz aynı anda "seni özledim" ve "seni seviyorum" dedik

Rüyam elini uzattığında eğilip istediğini verdim Parmakları yüzümde dolaşırken gözyaşlarımı sildi "Gizli bir yanının romantik olduğunu bilmiyorsundur Benim için ağlaman son noktaydı" dedi Saçlarını okşayıp dudağından masum bir öpücük çalarken "ben doktoruna haber vereyim" dedim Rüyam "ah sonunda sırtımdaki ağrıdan ölüyorum" diye şikayet etmesi gerçekten hayata döndüğünün kanıtıydı

Oda kısa sürede doktorlar, kızlar, ekibi, asistanlar ve hemşireler ile dolarken Rüyam'ın ne kadar sevildiğini işte o an görmüş oldum Rüyam bu dünya da yapayalnız olduğunu düşünürken koca bir dünyası vardı ve bende bu kadar çok sevgiye karşılık onu daha fazla daha fazla sevmeliydim Sanki bu mümkünmüş gibi

Belli bir süre hastanede kalırken ne kadar dinlenmemi söylese de onu asla yalnız bırakmadım Sonunda bende doktorum diyerek isyan bayrağını çekmesi ile eve geçtik Kızlar ile etrafında pervane olurken aslında hepimiz yüzeyler yaraları ile ilgileniyorduk Peki ya ruhu Rüyam gerçekten iyi miydi

 

Bilincim açıldığında ölecek kadar şanslı olmadığımı biliyordum ama acı çekmiyor olmam beni rahatlatmıştı Etrafımdaki tüm olanları biliyor, tüm konuşmaları duyuyor ama gözlerimi açamıyordum Uyanmak istiyor muydum, ondan da emin değildim

Ayaz'ın beni sürekli izlediğini, yanımdan ayrılmadığını biliyordum Arada benimle konuşuyor, yokluğumda olanları anlatıyor, hatta beni güldürmeye bile çalışıyordu Ama benim hiç gücüm yoktu Onu böyle eksik bırakmamın doğru olmadığını biliyordum ama saklanmaya devam ediyordum Ayaz'ın bir gün ağladığını duyduğumda daha fazla dayanamadım Gözlerimi araladığımda onun dağılmış hali beni de dağıttı

Sonrası hem odada hem de hastanede bir bayram havasıydı Kaçınılmaz olan ifadem alınırken babamdan şikayetçi olmuş, onun kara para hakladığı belgeleri teslim etmiştim Ayaz bana inanamayan gözlerle bakarken "o eve sadece babamın anlamsız konuşmasını dinlemek için gitmedim" dedim "Bazen yeni bir başlangıç için kökünden kazımak gerekir" Ayaz ise "ah be sevgilim Evrakları beraber de alabilirdik Bu kadar acı çekmene değer miydi" diye sordu

"Aslında konuşmamızda bir şey yoktu Benim söylediklerimin üzerinde durmadı bile Tek düşündüğü Berke ile evlenmem gerektiği idi Büyük ihtimal sakladıkları ifşa olmuştu Benim bunu kabul etmem mümkün değildi Şimdi ise benim söylediklerimin farkına vararak ortalığı yıkacak biliyorum" dediğimde "şu Berke itinden de bir türlü kurtulamadık" dedi

Başımı eğerken "tanıştığımızdan beri sana sadece sorun ve acı getirdim değil mi" diye sordum Ayaz yatakta önüme otururken elini çeneme koyarak kaldırdı "Sen bana ne getirirsen benim başım gözüm üstüme Yeter ki getiren sen ol" dediğinde gözümden kalpler çıkıyordu

Hastanede yatmamı gerektiren ağır bir durum olmadığı için çıkalım diye sızlanıyordum Hastane yemeklerinden de bezmiştim Ayaz kaçamaklara çok az izin veriyordu Sonunda homurdanmam işe yararken çıkışta Çınar abim ile karşılaştım Yurt dışından dönmüş, dağılmış halde karşımda duruyordu

Ayazdan yalnız bırakması için izin isterken "bu sefer başında hangi bela var" dediğimde başını eğdi Bu hiç de onluk bir hareket değildi "Rüya ben çok üzgün ve pişmanım" dedi "Biliyorum çok geç ama bunu söylemek istedim" diye ekledi "Biliyor musun abi" dedim "Hep senin babamın karşısında durabilmeni, senin annemle arasına girip onu korumanı bekledim En azından tüm kavgalardan sonra Defneme sarılıp sakinleştirmeye çalışırken bize sarılmanı bekledim Yanımda olduğunu bir abimiz olduğunu hissetmek istedim Ama sen sadece bir korkak gibi kaçmayı, doğduğum için beni suçlamayı seçtin O zamanlar nasıl sen beni ezip geçtin Şimdi de benim senin abiliğine ihtiyacım yok" diyerek omzuna çarparak geçip gittim

Ayaz benim ona doğru yürüdüğümü görünce gülümseyerek elini uzattı Onun elini tutup yürürken arkamızdan Ömer abim, kızlar ve ekip gelirken gürültülü bir şekilde hastaneden çıktık

Loading...
0%