@okyanus
|
"Cesaret zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ise ölüme götürür" Konuşmanın arasında komiserin baş komiser olduğunu, isminin Ayaz olduğunu öğrenmiştim Benim için komiser, komiserdi tabi Pek bir şey değişmedi Kıdemli biriyle saatlerce konuştuktan sonra "sana bir tanık koruma programı hazırladık Bir süre lojmanda benim evimde kalacaksın Eşyalarını hazırlasan iyi olur Bir süre dikkatli davranmak zorundasın Sivil polisler her zaman yanında olacak zaten" dediğinde sadece boş boş bakarak dinliyormuş gibi davranıyordum Sonunda sustuğunda "seninle mi yaşayacağım" diye sordum Bütün söylediklerinin arasında buna takılmama şaşırsa da "belli bir süre olması gereken bu En kısa sürede çözmeye çalışacağım" dediğinde aklımda düşünceler uçuşuyordu Kızlara ne diyecektim Ailemin seyahatte olması tamamen şanstı Defne' yi ne yapacaktım En önemli yabancı bir adamla bir evde nasıl yaşayacaktım Sonuçta dizi çekmiyorduk Komiser güvenilir gözükse de nasıl olacaktı İtiraz etmek istesem de bugün beni biraz korkutmuştu "Hadi eşyalarını almaya gidelim" dediğinde kafamı sallayarak peşine düşmüştüm "İlk olarak Defnemi okuldan alabilir miyiz" dediğimde kafa sallayarak yönlendirmeyi bekledi Arabaya yaslanıp Defne'nin çıkmasını beklerken ona yapacağım açıklamayı ve bu süreci nasıl atlatacağımı düşündüm Selin'i arayarak olayı üstün körü anlatıp Defne'yi bırakabilir miyim diye sordum Onlara kaçışlarımız meşhurdu ama bu süresizdi ve onların bakması gerekecekti Kabul etmesi ile rahatlarken Defne'yi gördüm Arkadaşı ile çok ciddi bir şey konuştuğu belliydi Büyük ihtimalle Arın'ın saçını nasıl çektiğini anlatıyordu Düşüncelerimle gülümserken Defne'nin beni görmesiyle yüzü aydınlandı Eğilip kocaman kollarımı açıp bekledim Koşarak bana sarılmasıyla kahkahalarımız duyuldu Ayrıldığımızda "minik kurabiyem nasılmış" diye sordum "Çok iyi" dediğinde komiseri fark ederek baştan aşağıya süzdü Bana soru dolu gözlerle bakarken "bir arkadaşım seninle belli bir süre firar etmemiz için yardımcı olacak" dediğimde gözleri büyüdü "Kaçıyor muyuz" dediğinde bu olayı çok ciddiye aldığını fark ettim "Tam kaçmak olmasa da güçlerimizi fulleyeceğiz" dediğimde hevesle başını salladı "Hadi bakalım" dediğimde arabaya binmesine yardımcı oldum Kafamı kaldırdığımda komiserin soru dolu gözlerini gözdüm Büyük ihtimal kızım olduğunu düşünmüştü "Kardeşim" diye açıkladığımda kafasını sallayarak arabaya geçtik Defne Ayazın polis olduğunu öğrendiğinde sayısız soru sordu En dikkat çeken üniformasız olmasıydı Polis ise polisliğini bilmeliydi değil mi Arka sokaklar çekiyor mübarek Komiser bıkmadan Defne'ye cevap vermişti Ben bile bayılacaktım bir ara Eve geldiğimizde çalışanlar haricinde kimse yoktu Hemen kendi çantamı ve Defne'nin çantasını hazırladım Anneme bahane dolu bir mesaj attım Kimseye yakalanmadan sessizce evden çıktım Defne'yi arabaya bindirirken komiser eşyaları yerleştiriyordu "Onu evde bırakamam Kızlara uğrayıp bırakırız değil mi" diye sordum Sonuçta onun vaktini alıyordum Başını da çoktan ağrıtmaya başlamıştım En nefret ettiğim şey başkasına yük olmaktı Komiser "saçmalama önlük tabi ki bırakırız Normal de onu da alırdık ama olaya bir de o dahil olmasın" dediğinde bu ihtimal beni de korkutmuştu Beni izleyerek ona ulaşabilirlerdi Kızlar tehlikede olabilirdi Kendimden çok onlara benim yüzümden bir şey olma ihtimali beni bitirirdi Defne'yi bırakıp eve geçtiğimizde "Ben aslında hastanede de kalabilirdim" dediğimde şimşek çakan gözlerle karşılaşmam beni susturdu Beni yani siz düşünün bakışı Odamı göstererek beni yalnız bıraktı Az eşya aldığım için kısa sürede yerleştim Ev iki oda bir salon kutu gibiydi Bizim evimiz bir saray olsa da burası daha çok bir ev gibi hissettirmişti Salona geçecekken komiserin konuşması duyuldu Belli bir süre sonra annesiyle konuştuğunu anladım Dinlemek istemesem de annesine olan tavrı beni gülümsetmişti Ses tonu bile farklıydı Konuşmalardan komiserin hala iyileşemediğini öğrenmiştim Öyle basit bir yaradan nasıl kurtulamamıştı ki Merakla konuşmasını bitirmesini beklerken salonda oturduğunu gördüm Bir şey söylemeden yaklaşıp tişörtünü kaldırdığımda hazırlıksız yakalanmıştı Yarasından ilaçlarını içmediği ve sayısız kere zorladığı belli oluyordu Pansuman yaptırmaması da cabası Onaylamayan bakışlarımı sunup cık cıklar iken odaya geçip ilk yardım çantamı aldım Yanına döndüğümde "ecza deposu gibi mi dolaşıyorsun" diye sordu "İnatçılar için lazım oluyor" diye cevabı yapıştırdım Yarasını güzelce temizleyip kapattım İlaçlarını önüne koydum "Sen bu şekilde davranıp kendine bile bakamazken sana güvenmem mümkün değil Sonuçta kendisine dikkat etmeyen biri beni nasıl koruyabilir değil mi" diye sevimli olduğunu düşündüğüm gülümsemelerimden birini sundum Büyüyen gözlerini gördüğümde sevimli gülüşümün korkunç olduğunu düşünmeye başladım Gece yemek yapmak yerine pizza tercih ederken doktor dizisi mi, polis dizi mi izleyeceğiz tartışmasını yaptık Kızların kalpler dolu mesajlarını çekerken Defne ile görüntülü konuştum Aynı evde olmamız garip olduğu için pizzadan sonra odalarımıza çekildik Nasıl yaşayacağımızı gerçekten bilmiyordum ve onu kendi evinde huzursuz etmek istemiyordum Komiser ile kısa sürede birbirimize uyum sağladık Sabahları kim önce kalkarsa kahve yapıyor Bende kahve altı sandviçlerimden yapıyordum Hastane de fazla vakit geçirip evde hayalet gibi yaşamaya çalışsam da bir gece orada uyurken yakalanınca vardiyan dolunca doğru evine Ortalarda fazla dolanma diye azar yemiştim Hastaneler güvenli desem de dizilerde ve kitaplarda neler olduğunu biliyorduk O yüzden şimşek gibi bakışların altında sustum Sonrasında komiserin ekip arkadaşlarıyla tanıştım Murat abi en büyükleriydi Üç tane çocuğu huzurlu bir yuvası vardı Ahmet Asya ile evliydi Asya ile çevirmede ceza keserken tanışmışlardı Asya trafik polisiydi yani Taze gelin ve damadın çocukları yoktu Yaman ile Aylin ekibin çiftiydi Birbirlerine de yakıştırmıştım yani Sankim kısmetse olur çekiyorum Bora ve Ela ekibin en genç çöpsüz üzümleri onları birbirlerine yakıştıramadığım için çöpçatan damarım söndü Ekip birbirlerine çok bağlıydı Sonuçta birbirlerine canlarını emanet ediyorlardı ama bir aile gibi oldukları belliydi Ekibin boş boğazı Bora idi Bir gece de bir çok gafa imza atmıştı Ela yaşından da dolayı ekibin afacan kızıydı Murat abi ekibin babası Yaman ateş topu Ahmet ise sert sessiz biriydi Mahşerin dört atlısı gibi olamasalar da giderleri vardı Evde yalnız kalabildiğim bir an hayatımın karışmasıyla boşladığım abimi aradım Açar açmaz "kalp doktorumuzun kalbini çalıyormuşsun" diye giriş yaptım Abim gülerken "biliyorsun kalpler bana dayanamaz" dedi "Dalgayı bırak da kızın avuçlarını kalbini bıraktın mı onu söyle" dedim Abimin uzun süre kimseyle bir ilişkisi olmamıştı Çapkın gibi gözükse de kendini mesleğine vermişti Selin de kardeşim gibiydi Olmayacak olsa bile aralarını yapmalıydım Abim derin bir nefes verirken "bilmiyorum Rü" dedi İsmim Rüyam olsa da abim rü kızlar rüya diyordu Amcam haricinde son harfi takan olmamıştı "Ne demek bilmiyorum abi ya" dedim "Kız sana aşığım demiş İlla bir yerden kendini sallandırıp Ömer'i buraya getirin diye mi bağırsın" dedim Abim bu önerimle şok olurken "sakın kıza böyle bir fikir verme Rü Sakın" dedi Sanki versem Selin yapardı da Herkes ben mi "Kız aşığım sana lafını diyeceğini bana söylemeden dedi Sence önerime ihtiyacı var mı" diye sordum Hayır yani niye kendini naza çekiyor ki sev işte gitsin Fıstık gibi kız "Onu bunu boş ver de Tamam mı devam mı" dedim "İnan bilmiyorum Rü" dedi "İlişkiler konusunda çok zayıfım Selin'i kıracak üzecek bir şey yapmak istemiyorum Bir kere mi üzülmesi iyi yoksa sürekli mi" diye sorduğunda onu sarsmak istedim Sesimi sertleştirirken "kendine gel artık Tek düşünmen gereken Selin'i sevip sevmediğin Elini tutup tutmayacağın Eğer kızı böyle boş nedenlerle bırakırsan ona en iyi kişiyi ayarlayacağımı da bil" diyerek telefonu suratına kapattım Ah karşımda olacaktı ki Şu komiserin kum torbası yok mu ya evde diye düşünmeye başlamam saniyelerimi aldı Hastaneye gittiğimde Selin'i hemen köşeye kıstırdım Yüzümde gene sahici gülümsemem siz anladınız onu "Selinciğim kahveler benden" diyerek aldığım taze kahveleri salladım Selin pek yutmasa da kahveye tav oldu Bizim aptal aşık hala bir adım atmamış "Şimdi tatlım" dedim Çok gizli bir bilgi verir gibi "Bizim oğlan biraz çekingen Kafası karışık ama sen bunu halledersin Benden sana tam izin Kopar kafasını" dedim Normal de hiç bir kıza böyle bir akıl vermezdim Erkek geliyorsa gelsin derdim ama iki sevene yol yapmasam da olmazdı Tabi Selin bu gazla "kalbini veriyor musun vermiyor musun" diye odaya dalmasaydı iyiydi Günlerimiz tabi ki çok sıradan geçiyordu Kimi kandırıyorsam Hastanede yine uçuşurken gelen vakaların bir çoğu mesaj niyetineydi Bıçaklanmış kişiler, boğazında morluk olanlar, vurulanlar senin de sonun böyle diyorlardı Bu mesajları komisere kahve içerken sıradan bir dizi anlatır gibi anlatıyordum Bu onu daha da delirtirken sıradan nutuklarımdan birini dinliyordum Hatta bir ara yıllık izin bile al dedi Tabi ki kabul etmedim Korkup saklanacak biri değildim ben Acile gelen hastaları da seçemezdim Sonuç olarak acil de dikilen bir korumam oldu Bu durum beni delirtse de en azından işimi yaparak kafamı dağıtabiliyordum Ben ise önlüğü nasıl koruyacağımı bilemiyordum Normal de insanların günlerce yataklarından çıkamamalarına sebep olacak olayları fıkra anlatır gibi anlatıyordu Ben tehlikenin ne kadar arttığını fark ederken onun umurunda bile değildi Ama bunun kısa bir süre sonra maske olduğunu anlamıştım Geceleri ağlıyor, kabuslar görüyor, hastanede gizli yerde oturup titremelerinin geçmesini bekliyordu Yüzündeki morlukların yanında kolunda sert tutuşlardan dolayı parmak izi morlukları vardı Bu sinirimi zıplatsa da o istemeden karışmam doğru olmazdı En azından artık yeni morluklar oluşmuyordu ama şimdi hayatı tehlikedeydi Odasının kapısını açık gördüğümde tereddütte kalsam da kafamı uzatıp baktım Yine huzursuz uykularından birindeydi Üstünü örttüm, düşen saçını düzelttim Elini tutup huzurla uyumasını bekledim Evimin içinde ilk defa bir taytı, dans ederek uyanan, rengarenk tokalar takan biri dolaşıyordu Normal de bunun beni rahatsız etmesi gerekir ama yıllardır beraber yaşıyor gibi uyum sağlayıp, alışmıştım Onu izlerken "ne yapacağım güzelim" dedim Hala adamlara bir adım bile yaklaşamamıştım Tehditleri gün geçtikçe ciddileşiyordu "Seni nasıl koruyacağım" dedim |
0% |