Yeni Üyelik
30.
Bölüm

Bölüm 30

@okyanus

"Üzülme" der Mevlana ve devam eder;

"Kaybettiğin her şey, başka bir surette bir gün mutlaka döner."

 

Adım adım mezarlığa giderken dün akşamki kalabalık bana eşlik ediyordu Annem ve babamda Ertan babanın yanında daha önce alınmış yerlerine gömüleceklerdi Sonunda gerçekler ortaya çıktıktan sonra bir araya geleceklerdi Onları büyük bir hesaplaşma beklerken Ertan babanın artık üstündeki yükün gitmesini diledim

Etrafımda babamın ya da annemin şaşalı hayatından kimse yoktu Sadece mirası merak eden akbabalar gelmişlerdi Çınar abime baktığımda hastanede olduğu gibi en uzak noktada durduğunu gördüm

Topraklar atılıp, dualar edilip, ortalık sakinleştiğinde Defnemi arabadan indirerek gösterdim Eğer mezarları görmezse aklındaki parçalar hiç oturmayacaktı Uzun uzun isimlere baktıktan sonra ağlamaya başladı

Önünde diz çöküp ona sarılırken "bu acı hiç geçmeyecek bir tanem ama bununla yaşamayı öğreneceğiz" dedim

Haftalar sonra

Cenazemizden sonra babamın avukatları gelerek babamın tüm mirası bana bıraktığını söylemişti Buna inanamazken babamın mirası abimden korumak istemesi ve Defne' ye bırakamayacak olması büyük etkendi Defne on sekize gelene kadar yönetim ve idareyi bana bırakmıştı

Kara paraya bulaştığı ihalenin paralarına devlet el koysa da dedelerimin bıraktıkları ile koca bir servet benimdi Çınar abim ile konuştuğumda şaşırtıcı bir şekilde hiç bir şey istememişti İsterse yaşadığımız villayı ona bırakabileceğimi söylesem de sat onu dedi Zaten benim de orada yaşamayı bırak önünden geçmek gibi bile bir düşüncem yoktu Ona bir ev ve arabasını bırakırken babamın yine de onun geleceği için bıraktığı parayı gönderdim

Abim aslında mimarlık okumuştu Küçükken tek istediği hayalindeki gibi binalar yapabilmekti ama büyüdükçe her şey değişmişti İlk baş kendini bulmak istediğini benim zaten kendi ayaklarımın üzerinde durarak Defne'ye bakabileceğimi söyleyerek tekrar yurt dışına gideceğini söyledi Ne yaşanmış olursa olsun Onunda kendi yolunu bulmasını istedim İnsanın kendini bulması kendi için yaptığı en özel yolculuktu Onun yerine bunu yapabilmem mümkün değildi

Şimdilik tüm bu mirası görmezden gelerek güvenebileceğim bir avukat bularak detaylı araştırma yapmasını istedim Babamın avukatı bile bir şeyler saklıyor olabilirdi

Parça parça da olsa bir ay sonunda işime dönebilmiştim Kapıda ekibim tarafından çiçeklerle karşılanırken duygulanmadım desem yalan olur İlk şımardıktan sonra "tamam artık bu kadar şamata yeter" diyerek herkesi yolladım

Her şeyi kontrolüm altına almam öğleni bulunurken, ekibimin yüzünde güller açıyordu Ben yokken psikoloji bölümünden pollyanna onlara şeflik etmişti Tam herkes bileklerini kesecekken gelmiştim

Öğle arasında kızlarla yemekhanede buluştuk İlk konumuz Mete'nin ikinci çocuk istemeseydi Dünya bu fikirden mutlu olsa da istemem yan cebine yapıyordu İkinci konumuz Bora'nın hala ceza alıp Eylül ile az zaman geçirmesiydi İlgi prensesimiz bu kadarıyla yetinemiyordu Selin ise halinden memnun olsa da hala evlilik teklifi alamadığı için dertliydi

Ben ise tüm olanlara inat dertsizdim Kızlar bana inanamazken omuz silktim Ayaz ile ilişkim yolundaydı Öyle evlilik teklifi falan beklediğim de yoktu Birbirimize ait olduğumuzu adım gibi biliyordum Defnem ise ilk baş bocalasa da beklediğim gibi içine kapanmayıp hayatına kaldığı yerden devam etmişti Yine de ben hem çocuklukta yaşadığı travmalar hem de son durum için pedagoga götürmeye başladım Aslında buna hepimizin ihtiyacı vardı Her gün kendimizi biraz biraz kayıp ediyorduk

İş çıkışında kahve için sözleşirken kızlar ile ayrıldık Acil bugün daha çok ayakta tedavi ile ilerlerken bu sakinlik kuzuların sessizliğini andırıyordu İş çıkışında Ayaz'ı beni beklerken bulmuştum Koşarak gidip boynuna atlarken hafif sendelese de toparlamıştı Gülerek "bende seni çok özledim güzelim" dedi Buna bende gülerken birbirimizin gözlerine bakarak kaybolduk

Ayaz ile çok lezzetli bir yemek yedikten sonra kahve için kızlara katıldık Kızlarda beyleri de getirirlerken masaları birleştirmek zorunda kalmıştık Herkes halinden memnun eğlenir iken başımı Ayaz'ın omzuna yaslayarak izledim Bugünlere gelebilmek böyle kocaman bir aile olmak için çok emek vermiştik Şimdi ise kendimi evimin bahçesinde çocuklarının koşuşturmasını izleyen anneler gibi hissediyordum

Bir kaç gün sonra Ayaz'ın verdiği yedek anahtarı ilk kez kullanarak ona sürpriz yapmak için kapısına dayandım Evine gizlice ve sessiz bir şekilde girerken karşımda baş komiser olması beni fazlasıyla korkutuyordu

Yavaşça odasına gidip baktığımda hala uyuduğunu gördüm Kalktığında onunla bolca dalga geçecektim Hırsız olsam evdeki her şey gidecekti Ses olmasın diye kulaklığımı takarak müziğimi açtım Yerimde sallana sallana basit bir kahvaltı hazırlarken elimdeki tepsi ile Ayaz'ın odasına geçtim

"Hadi uyan artık uykucu" diye bağırdıktan sonra ağzıma gülü koyarak bekledim Ayaz yerinde zıplayarak kalktı Bana boş boş baktıktan sonra bir kaç kere gözlerini kapatıp açtı Gerçek olup olmadığımı anlamaya çalışıyordu Bu uyku mahmuru hali o kadar tatlıydı ki

Sonunda gerçek olduğumu anladığında gülmeye başladı Elimde tepsi ağzımda gül içler acısı bir haldeydim Sonunda yatağında öne gelerek ağzımdaki gülü alırken sonunda nefes alabilmiştim "Ya ne zormuş bu işler" derken karşılıklı gülüyorduk Ayaz'ın yatağa yerleşmesi ile tepsiyi ona verdim

Ortaklaşa minicik tepsiyi anında yok ederken "ayrıca sevgilim baş komiserliğini sorgulamak zorunda kalacağım Hırsız olsaydım şimdi yerde yatıyordun" dediğimde aramızdaki tepsi anında yok olurken "ne dedin bakıyım sen bana" dedi Bende "o kadar şey söyledim ki tekrar edemem" dediğimde üstüme üstüme gelerek beni yatağa yatırıp üstümden bakmaya başladı Tehlikeli bir şekilde "edersin edersin" dediğinde "sevgilim demiş olabilirim belki" dedim

Ayaz bana gittikçe yaklaşırken nefeslerimiz birbirine karışıyordu "dedin tabi sevgilim" diyerek dudaklarıma yapıştı Öpüşü tatlı bir dokunuştan yakıcı bir öpüşe geçerken kendimi kaybetmiştim Ağzımdan bir inleme kaçarken Ayaz'ın telefonun sesiyle kendimize geldik Ayaz zorlukla üzerimden kalkarken telefonuna baktığında Boraya okkalı bir küfür gönderdi Onun bu haline kızarmış yanaklarım ve şişmiş dudaklarımla gülüyordum

Sonra ki günlerde Ayaz sürpriz tiyatro biletleri ile gelirken güzel bir yemek sonrası çok eğlenceli bir oyun izlemiştik Hatta sesli gülüşlerimi saklamadım bile Evet ben artık suçluluk hissetmeden, kaçmadan, saklanmadan gülebiliyordum Artık yarın başıma ne gelecek diye düşünmüyordum

Yaşadıklarımın hepsini kabul edip hazmetmiştim Geçmişimle, köşede ağlayan kız ile gelinlikle dikilen o kız ile barışmıştım Artık tamamen özgür, delicesine aşık bir kadındım sadece

Loading...
0%