@okyanus
|
"Birinin beni çok sevmesi; benim için pek bir şey ifade etmiyor, Ben daha çok nasıl sevdiğiyle ilgileniyorum Mühim olan yormadan, kırmadan, dökmeden sevmek, güzel sevmek" Komiser beni arabaya yerleştirdikten sonra kemerimi bağlayıp hızlıca kendi tarafına geçti Kısa sürede eve gelirken yine inip benim tarafıma geçerek beni indirdi Beni kucağına aldığında midem bulanmaya, başım dönmeye başlamıştı Hızlı gitmenin sonucu "Midem" dediğimde "eve kadar dayanabilir misin" diye sordu Başımı sallarken dünya da dönüyordu Uçar gibi eve gittik Beni banyoya götürürken "sen izleme bırak beni git tamam mı" desem de ittirsem de kusarken saçlarımı tutmuş, sırtımı sıvazlamıştı Midem rahatladığında gücüm tükenmişti Beni kaldırdı Ağzımı çalkalamamı sağladı Beni sıkıca tutarken odama geçtik O tutmazsa ben kesin yere yığılırdım Beni yatırdı Çizmelerimi çıkardı Üstümü örttü Ben yumuşak ve sıcak yatağı bulunca mayışarak uyudum Ayaz Rüyam'ı yatırdıktan sonra izlemeden yapamadı Gözüne düşen saçları kenara çektim Saçlarından öptüm Onun masumluğuna ve savunmasızlığına bakarken ne kadar güçlü durmaya çalışsa da minnacık bir kadın olduğunu gördüm Onunla ne yapacaktım Sabah uyandığımda başım kazan gibiydi Midem de çalkalanıyordu Zorlukla gözlerimi açarken baş ucuma bırakılmış ağrı kesici ve soda limonu gördüm Yüzümde ister istemez gülümseme belirirken zorlukla içip kendimi banyoya attım Bir daha pazar günü böyle bir şey yapmaya tövbe etmek üzereydim Sıcak su beni kendime getirirken kısa sürede hazırlanıp çıktım Kızlar da gurupta isyan ederlerken onlara gülmeden edemedim Tabi onlarda soda limon hazırlayacak kimse yoktu Acile gittiğimde akşam olanların kısa bir özeti aldım Yapmam gereken ufak tefek işleri hallettim Şeflerin toplantısı için kendimi hazırladım Ekibimde özel yetiştirdiğim iki kişi vardı Onların dışındakiler kemik kadrom sorunsuzdu Yetiştirdiklerim de canavar gibilerdi Yanlış bir teşhis ya da sorunlu bir vaka yoktu İlk şef olduğumda diğer doktorla çok uğraşmam gerekmişti ama sonunda alt etmeyi başarmıştım Hastane de tek anlaşamadığım doktor vardı Onu da değiştirmem mümkün değildi Her önerdiğim tedaviye karşı çıkarken sonunda aynı yola giriyordu Çok acınası Toplantı odasının önünde kızlarla karşılaşırken bitik halleri beni güldürdü Selin "bugün olmak zorunda mıydı yani" diyerek şikayet ederken Eylül "herkesi bayıltsam mı kolayca kurtuluruz" diyerek öneride bulunuyordu Zaten üniversitede ondan korkuyorduk Anestesi ile bilinmedik bir bağı vardı Kolumu Eylül'ün omzuna atarken "Şehrad'a yakışır şekilde masallarını anlatmaya başla bakayım" dediğimde elimi omzundan atarken "ne zaman bu lakaptan vazgeçeceksin" diye sordu Ben "hiç bir zaman" derken beni bırakıp odaya geçti Sonunda toplantı başlarken beklenenden uzun sürmüş, hiç bir sorun gene çözülememiş, niye böyle vakit kaybettiğimizi kimse anlamamıştı Sonunda Selin'in meşhur ameliyat saati gelmiş Ne olursa olsun o kalbi kurtar demiştik Asistan yerine biz bile kabloyu kesebilirdik Başhekim beni yanına çağırırken kendisine çok yakın birinin acil müdahaleye ihtiyacı olduğunu ama buraya gelmek istemediği için ona gitmem gerektiğini bana güvendiğini söylemişti Böyle bir duruma şaşırsam da hasta hastadır diyerek yola çıktım Evi şehir dışı denebilecek bir noktadaydı Ben gidinceye kadar hava kararacaktı Kendimi güven altına almak için bana atılan konumu komisere yollayıp durumu açıkladım Durup dururken ve tehlikedeyken cengaverliğe ihtiyacım yoktu (Arada bende mantıklı davranabiliyorum :)) Sonunda adrese geldiğimde hem gerginlikten hem de yolun uzunluğundan sıkılmıştım İçime çöreklenen anlamsız ağırlıkla yavaş yavaş ilerledim İki katlı havuzlu, büyük bir bahçenin ortasında kurulmuş bir villaydı Kapıyı çaldığımda bir çalışan açıp içeriye girmem için yolu açtı Salonda beklerken yukarıdan gelen ayak seslerini duydum Eğer ayaktaysa neden gelmiştim Arkamı döndüğümde karşımda Berke'yi görmemle donup kalmıştım Bana gülümseyerek bakarken bir insanın anca bu kadar yüzsüz olabileceğini düşünüyordum Kendimi toparlarken "bu sürprizi neye borçluyuz" diye sordum Bana doğru gelip sarılacakken onu durdurdum "O kadar yakın olduğumuzu düşünmüyorum Berke Bu anlamsız hareketinde çok tatsız" dediğimde "sadece seni görmek istedim Seni çok özledim" dediğinde kusmamak için kendimi zor tuttum "Sen karıştırdın galiba Biz arkadaşça falan ayrılmadık Bu kadar zaman sonra evlenecekken beni özlemen de hiç hoş bir davranış değil Bu oyununda çok anlamsız Başhekime bunun hesabını soracağım" diyerek telefonu çıkardım Bakışlarından ve tavırlarından hoşlanmamıştım Başhekim yerine komiseri hızlıca arayıp, ses kayıt edicisini açarak telefonu kilitledim Berke telefonu elimden alıp koltuğa atarken "senin bu atarlı hallerini de özlemişim Rüyam" dedi "Anca senin gibi biri bana ihtiyacı olmasına rağmen arkasını dönüp gidebilirdi Ama eğer sen istersen ben o evliliği yapmaya hazırdım" diye eklediğinde ben kimi kaçış biletim olarak görmüşüm diyerek kendimle hesaplaşmasına giriştim "Sen ne dediğinin farkında bile değilsin En yakın arkadaşımla yatarken benle evlenecektin öyle mi Bir benle bir onla oh ne ala" dediğimde üstüme gelmeye başladı "Şimdi de onunla evlenip benimle mi yatacaksın Ben o kadar aşağılık biri değilim hala anlayamadın mı" dediğimde yüzünde sevimsiz bir gülümseme belirdi "Yıllardır senin hayalinle yatıp kalkıyorum Rüyam Hira altımdayken bile seni hayal ediyorum Bana edepliymiş gibi davranma Bir adamla beraber yaşadığını biliyorum" derken duvarla onun arasında sıkışmıştım çoktan "O adam yerine ben olmalıydım Senelerce bekledim seni Bana bunu borçlusun" diyerek öpmeye çalıştı İttirmeye çalışmam onu oynatmıyordu bile Başımı çevirdikçe boynuma gömülüyordu Dokunduğu yeri yakıp geçiyordu Çoktan ağlamaya başlamıştım Sesim kısılıncaya kadar bağırdım Sözde çalışanlar çoktan kayıp olmuştu Sonunda dizimi geçirdiğimde kıvranarak uzaklaştı Koşarak çıkacakken kapının kilitli olduğunu anladım Berke kendini kolayca toparlayıp yanıma gelirken beni tutup yüzüme okkalı bir tokat atınca yere düşmüştüm Başım kapıya çarparken dudağım ve kaşımın patladığından emindim Bana birden tekme atmaya başlarken başımı korumaya çalıştım Karnım ve göğsüm her aldığım darbede sarsılırken çığlıklarım tüm evi inletti "Sen anca bundan anlarsın Baban seni döverek en doğrusunu yapıyormuş Laftan sözden almıyorsun" dedi Bu darbelerden bile çok canımı yakmıştı Beni kaldırıp, kolumdan sürükleyerek salona geri götürdü "Bu iş çok uzadı Sanki hiç yapmadın Sen de zevk alacaksın Bu kadar direnmek niye" dediğinde elinden kurtulmaya çalışsam da işe yaramadı Beni koltuğa atarken tüm kemiklerim sızlıyor, nefes alamıyordum Üstümdekileri yırtarken boynumdan aşağıya doğru yol yapıyordu Çaresizce etrafıma bakınırken sehpada ki su bardağını gördüm Zorlukla uzanıp alırken sütyenimi açmaya çalışıyordu Elimdeki bardağı bayıltacak noktalardan birine geçirdim Üstümde yığılıp kalırken zorlukla üstümden attım Anahtar aramak yerine sandalyeyi alıp boydan boya cama geçirdim Dikkat ederek camların arasından geçerek çıktım Göğüs kafesimi tutarken rahatça nefes almaya çalışıyordum Arabama doğru hızlıca giderken gözüm hiç bir şeyi görmüyordu Hızla gelen polis arabası önümde dururken nefes almaya çalışarak ellerimle öne eğilerek tutundum Arabadakiler hızlıca inerlerken biri tutup beni kendine çevirdi Çok sonra kim olduğunu anlarken karşımdaki Ayazdan başkası değildi Bir şeyler söylüyordu Dudağının kıpırdadığını görüyordum ama duyamıyordum Şokta olduğumu anlayarak tane tane anlatmaya başladı "Güvendesin" dedi Ben boş boş bakarken yüzümdekileri görmesine rağmen "yaralandın mı" diye sordu Görmediği bir hasar var mı onu anlamaya çalışıyordu Göğüs kafesimi tutarken yutkunduğunu gördüm "Şimdi" dedi "Böyle üşürsün üstünü değiştirelim Arabamıza binerek hastaneye gidelim olur mu" dedi Sanki içeride kafasına vurmuş olduğum biri yokmuş gibi, kabul ederek başımı salladım Üstündeki kazağı çıkardı Benim parçalanmış gömleğimi çıkardıktan sonra üstüme yavaşça giydirdi Her hareketimde yüzüm buruşurken o da kasılıyordu Kazağı giydirdikten sonra saçları içinden çıkardı. "Şimdi arabaya binelim" dedi Yavaşça beni yönlendirdi Binerken başımı korudu Oturduktan sonra "su ister misin" dediğinde başımı hayır anlamında salladım Şuan bir şey içebileceğimi sanmıyordum "O zaman kemerini takalım" diyerek yavaşça taktı "Kapıyı kapatıyorum" şimdi dedi Yavaşça beni korkutmadan kapattı Ayaz sırf ben korkmamayım yine dokunmaya çekinirken hayvan herif sen bunu hak ediyorsun diyerek dövdü Bu düşünce ile gözümden bir damla yaş süzülürken Ayaz ile göz göze geldim Kendini zor zapt ettiğini biliyordum Gözleri ile sözsüz izin alırken başımı arkaya yasladım Gözlerimi kapattım Elimle de üstüne koydum 🎶 "Artık beni asla yaralayamaz Hayat eğer istemezsem" Pisliğin en azından sağ çıkmasını diledim Kimsenin başına bela olmasını istemiyordum En azından bu kadarını yapabilir, pisliği içinde yaşayabilirdi |
0% |