@okyanus
|
Uyandığımda Perim kollarımda, Ayaz arkamdan sarılmış, Defnem ise Peri'nin arkasında uyuyordu Biz zaten kocaman bir aileydik ve bunu fark ederek artık toparlanmalıydım Yataktan sessizce kalkarak duşa girdim Sıcak su beni kendime getirirken, yeniledi Hemen üzerime Ayaz'ın gömleklerinden birini ve taytımı geçirdim Saçlarımı dağınık toparlarken mutfağa geçmiştim Güzel bir kahvaltı için müziğimi açtım ve kollarımı sıvadım Kısa sürede masa hazır olurken uyandırmak için gidecekken Ayaz ve kızlar karşımdaydı Bana inanamayan gözlerle bakarken eğilip kollarımı açtım "Sarılmak yok mu" dediğimde Defnem ve Perim koşarak sarıldılar Onları kahvaltı masasına yollarken ayağa kalktım Bu sefer Ayaz kollarını açarken boynuna atlayarak sarıldım Ayaz "çok özledim güzelim" dediğin de "bende çok özledim" dedim Hem seni hem de ailemi İki yıl sonra Defnem beşinci sınıfa, Perim ise anaokuluna hazırlanırken, bende eğitim vakfımız için yeni döneme hazırlanıyordum Biz bir eğitim tutkunu aileydik Ayaz bu halimize gülerken ona kötü bakışlar atarak önümüze döndük Ben kızları okula bıraktıktan sonra vakıf toplantıma geçtim Vakıfta her sene destekçimiz ve bağışlarımız artarken her sene daha büyük yardımlar yapıyorduk Kadın sığınma evimizdeki bazı kadınların iş yeri açarak ya da ekip kurarak evdeki kadınları iş sahibi yapmaları ayrı bir gurur verici olaydı Ancak bir kadın kadını kurtarır diyerek yolumuzu güçlü adımlarla atıyorduk Kitap evim ise gün geçtikçe büyürken, yayın evleri ile aram çok iyi olmuştu Bazen onlara internet ortamındaki kitapları bile öneriyordum Uzun saatler üst tarafa yaptırdığım büromda kalıyor, bazen çocuklar için etkinlik çalışıyor, bazen saatlerce kitap okuyor, bazen de sadece denizi izliyordum Koltuğuma yayılmış elimi karnıma götürürken her zaman ki gibi ikizlerim ile konuşmaya başladım Görkem ile Esila bugün altı aylık olmuşlardı İlk acı tecrübemizden sonra bize hediye gibi gelmişlerdi İlk Ayaz'a söylediğimde balkonda dans ediyorduk Bir an balkondan atlayacak diye korkmaya başlamıştım İkiz olduğunu öğrendiğimizde ise bana sarılarak öldürmeye çalışmıştı :) Bu sefer ikizlerim olmasına rağmen beni ilk hamileliğim kadar zorlamadılar Sabah bulantılarım çok az olurken tersine iştahım açılmıştı Bol bol Ayaz' a sen beni sevmiyorsun Fil gibi oldum beğenmiyorsun diye ağlamaya başladım Ayaz "sen benim ikizlerimi taşırken nasıl sevmem, nasıl beğenmem" dese de pek inanmıyordum Bu atışmaların sonu derin öpücüklerle sona ererken gülümsemeden edemiyordum Aşermelerim son hız devam ederken bazen Ayaz'ı uyandırmak zorunda kalıyordum İki gece önce gecenin dördünde iskender canım çekti Ayaz hava aydınlandığında eve gelirken Bursa' ya gitsem daha kolay olurdu diyerek dalga geçti Dünya Hakan' a Eylül Berfin'e kardeş geleceği için Selin de hamileliğinde onu yalnız bırakmadığım için mutluydu Kimse varil gibi halinle mutlu musun demiyordu tabi Bazen üstüme geldiklerin de anayım ben ana diyordum Hem Perimin hem de ikizlerin anası Benim bu hallerimle en çok Kenan mutlu olurken ben onu baş göz edemediğim için mutsuzdum Bu çöpçatan olan bana hakaret gibiydi Ama hangi kızı ona ayarlamaya çalışsam olmamış, o ise kendi seçtikleri ile yola çıkamamıştı Yakında ona kurşun döktürecektim Vardı bir bahtsızlık :) Salonda karnımın üzerine koyduğum çilekleri yerken Aslan Kral seyrediyordum Ayaz yanıma gelip beni kollarına alırken en acıklı sahne gelmişti Yavru aslanın babasının ölümü Baba öldüğünde artık hıçkırarak ağlıyordum Ayaz beni kendine çevirirken "ne oldu güzelim" diye sordu "Babası çok acıklı öldü ama Ayaz" dediğimde kaşlarını çatarak "bir daha animasyon izlemek yok" diyerek kapattı Elinden kumandayı kaparken "var" diyerek tekrar açtım Animasyon izlemesem ne olacak geçen gün reklamda evine gidemeyen penguen görünce ağlamıştım Ondan önce balıklar annelerini tanımıyorlar dile ağladım Sınır tanımıyordum resmen Ayaz bebeklerimizin her hareketini eli ile hissetmeye çalışırken, çoğu zaman kulağını karnıma koyarak dinliyordu İkizlerle uzun uzun konuşuyor, masallar anlatıyor, hatta beni şikayet bile ediyordu Bebeklerimin doğumu gittikçe yaklaşırken Ayaz bana çok dikkat ediyor, çoraplarımı o giydirirken, yataktan kalkmama, ayakkabılarımı giymeme, hatta benim yerime Defnemin aşk acısını Perimin arkadaş kavgalarını bile çekiyordu Sırf ben daha fazla üzülmeyeyim diye Ama ben bu tarafta doktorlardaki Levent Elayı terk etti diye ağlayabiliyordum Ya da Ömer öldü diye Kısaca artık Ayaz için ev tam bir tımarhaneye dönüşmüştü Hangi kapıdan kimin nasıl çıkacağı belli değildi Yine de Ayaz hiç şikayet etmiyor, hepimizi tek tek sakinleştiriyordu Doğumdan sonra ona da bir psikolog ayarlayacaktım Doğum için bebek çantam, hatta oda süsleri için ayrı bir çantam bile vardı Onlar Ayazın arabasında duruyordu Ayaz ile Peri'yi aldığımız yurda gideceksin, gitmeyeceksin kavgası yaparken, oraya gidince günlerce ağlıyordum bir anda şiddetli bir sancı hissettim Bir an bacaklarıma baktığımda suyumun gelmesi ile "bebekler geliyor Ayaz" diye bağırdım Ayaz beni hızlıca kucağına alırken derin nefesler almaya çalışıyordum Ayaz "merak etme güzelim" hemen hastaneye geçeceğiz diyerek kızlara bağırarak evden çıktı "Her şey çok güzel olacak güzelim" derken beni mi ikna etmeye çalışıyordu kendini mi hiç bir fikrim yoktu Ayaz hastaneyi arayarak bilgi verdiğinde herkes bizi bekliyordu Canım yanarken Ayaz'ı korkutmamak için kendimi sıkıyor, soğuk terler döküyordum Sonunda hastaneye geldiğimizde hemen sedyeye alındım Kontrollerden sonra doğuma alınırken Ayaz elimi tutarak "buradayız güzelim Sizi bekliyor olacağız Bizi çok bekletme Seni çok seviyorum" dedi Bende gülümseyerek "çabuk gelmeye çalışacağım Seni çok seviyorum" dedim Ellerimiz ayrılırken bebeklerim ile baş başa kaldım Doğum çok zor gerçekleşti Bebeklerim inatçı çıkarken, yerlerinden memnun olmalılar ki gelmek istemediler Saatler sonra doğum gerçekleşip ağlamalarını duyduğumda bitmiştim ama onları kucağıma verdiklerinde her şeye değer demiştim Bebeklerim kontrol için kucağımdan alınırken işler ters gitmiş kanamam durdurulamazken, bedenimdeki son kalan gücümde çekilip gitmişti Geriye sadece bağırışlar ve aletlerin sesleri kalmıştı Ayaz ise dışarıda beklerken öfkeden deliye dönmüştü Herkes haberi alıp hastaneye gelse de gözü kimseyi görmüyordu Saatler olmuştu ama ne Rüyamdan ne de Görkem ve Esila dan haber yoktu Kalbinde dakikalar geçtikçe büyüyen sızı bir şeylerin ters gittiğini söylüyordu En sonunda duvara yaslanıp yere çökerken lütfen dedi Onlar olmadan olmaz Lütfen Doktor sonunda çıktığında herkes başına toplandı Doktor Ayaz'ın bitmiş haline bakarken "zor bir doğum oldu" dedi "Bebeklerimiz iyi ve sağlıklı ama" dediğinde herkes sonrasından korkuyordu Ayaz "ama ne doktor" derken "Rüyam hanım çok kan kaybetti Bir kere kalbi durdu Onu zorlukla hayata döndürdük Şimdi yoğun bakıma alınacak Biz elimizden geleni yaptık Gerisi Rüyam hanımın direncine bağlı" dediğinde Ayaz duvar dibine çöktü Selin bayıldı Dünya ve Eylül ağlayarak oldukları yere çöktüler Rüyam yoğun bakıma alınırken Ayaz hızla kalkıp elini tuttu Elleri buz gibi, yüzü bembeyazdı Yatakta sanki gittikçe küçülmüştü "Sakın" dedi "Sakın Rüyam beni sensiz bırakma" diyerek alnını öptü O yoğun bakıma yerleştirirken onları ayıran camdan izledi "Ben buradayım" dedi "Senin kucağında bebeklerimizi almadan çıkış yok" Rüyam yoğun bakıma alınalı üç gün olmuştu Ayaz yemiyor, içmiyor, uyumuyor yoğun bakımın önünde bekliyordu Sanki ayrılırsa Rüyam fark edip kalbi duracakmış gibi hissediyordu Bebeklerini bir kere bile görmeye gitmemişti Rüyam olmadan, onunla olmadan göremezdi Yine camdan bakarken doktor gelmiş, içeri girmesine izin vermişti 🎶 "Evumuzun önünden dere akar denize Yaşlansayduk sevduğum senun ile diz dize" Ayaz gerekli kıyafetleri giyip içeriye girdiğinde acı dolu "Rüyam" dedi Gözünden bir damla düşerken elini tuttu "Rüyam kalbim seni böyle delicesine severken gidemezsin Aşağıda bize ihtiyacı olan yüzlerine bile bakamadığım ikizlerimiz varken gidemezsin Peri'yi sen olmazsan toparlayamam, Defne'nin sen istemezsen aşk acılarını dinleyemem Selin hayalet gibi gezip Rüyam olmazsa doğurmam diyor, abin öfke nöbetleri geçiriyor, Dünya ve Eylül zaten perişan" Ayaz derin bir nefes alırken "Her şeyi boş ver Rüyam Selin'in Ömer'i Eylül'ün Borası var Dünya'nın Mete' si Ama benim senden başka kimsem yok Onların yanında yine de bir yol arkadaşı var Ama sen olmazsan ben kimsesiz kalırım Rüyam Benim sana ihtiyacım yok Rüyam Ben sen varsan varım sen yoksan yokum Uyan artık Rüyam ha Sana doya doya sarılmayı özledim Uyurken saçlarını okşayıp, öpmeyi özledim En beklemediğin anda dudaklarından öpüp seni şaşırtıp, utandırmayı özledim Gömleklerimi tayt ile giyip dağınık topuz yaparak çıplak ayak dolaşmanı özledim Çen Cedric e yüz vermedi diye ağlayışlarını bile özledim be Sesini özledim Gülüşünü özledim En çok da kahkahalarını özledim" Dedikten sonra birden aletler ötmeye başladı Rüyamın kalbi hızlı daha da hızlı atarken bir anda durdu ... |
0% |