Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1 bölüm . İhanet ve operasyon

@okyanusetkisi

Geldiğimiz yerde bolca dans edip eğleniyorduk. Kızlar, elimden tutup etrafımda döndürüp dans etmeye devam etti. Benimle çok fazla dans etmiştik; bütün gözler bizim üzerimize dönüyordu. Arada oldukça yüksek kahkahalar atıp dans ederek içiyorduk. Özellikle sağ masamızda oturan 5 adam bize bakıp konuşuyor, bir yandan da telefonlarına bakıyorlardı. Şüphelenmiştim. Sol tarafta da aynı şekilde 5'li grup şeklinde oturan, ciddi bir şekilde bizi ve etrafı kolaçan eden bir grup vardı. Ortalarında oturan adam, kafasındaki şapka ve üstündeki deri siyah ceketiyle rahat bir şekilde oturmuş, gözlerini sağ masadaki gruba dikmişti. Her hareketlerini inceliyor, elindeki içkisinden yudumlar alıyordu. Ben de yorulmuş gibi durarak ortadaki masaya geçtim. Telefona baktım; zamanı gelmişti. Hepimiz sarhoş olmuş, dans ediyorduk. Üzerimde göz hissedince gülümseyerek o tarafa baktım. Elime içkimi alıp ona doğru kaldırdım; o da bana aynısını yapmıştı. Başından beri biliyordum grubun gözleri bizim üzerimizdeydi. Ben ona içki kaldırınca cesaretlenmişti; ayağa kalkıp benim yanıma geldi ve oldukça dibime gelerek oturdu. Elini belime sarıp beni kendine yakınlaştırmıştı. Ona baygın gözlerle baktım; adam benim sarhoş olduğumdan emin gibiydi. Oltaya gelmişlerdi; hepsi kulağıma yaklaşıp...

Serhan - Sakin bir yere gitmeye ne dersin, güzellik?

  

D - Olur, gidelim. Kızlar n'olacak?

  

Serhan - Onları bizim çocuklar alacak. Hadi gidelim.

  

Dediği ile çantamı alıp ayağa kalktık. Akşın ile göz göze gelmiştik. Ona kafamı salladım, gülümsedim; anlamıştı. Ben yalpalayarak yürümeye başlamıştım. Giderken sol masadaki o adamla göz göze gelmiştim. Fazla takılmadım; adam beni mekandan dışarı çıkarmıştı. Kenarda duran siyah Audi A8'e bindirmiş, kendisi de şoför koltuğuna geçmişti. Kısa süre sonra yola çıkmıştık. Ben onun yanında sızmış gibi kendimi koyvermiş, gözlerimi kapatmıştım. Adam bana doğru bakıp telefonla birini aramıştı.

  

Serhan - Beyaz, iyi iş çıkardın. Oldukça güzel kızlar. Asker mi bunlar? Bir de kolayca elimize düştüler, hepsi.

  

B - Dikkat edin, onlar Türk askeri. Kolayca uyumuş olamazlar. Götürdüğünüz zaman ellerini ve ayaklarını bağlayın sıkıca. Özellikle senin yanındaki kızın elini ve ayağını bağla. O kız onların lideri. Siz onları esir almış gibi görünebilirsiniz ama her an yerleriniz değişebilir. Bir anda onlar sizi esir alabilirler.

  

Serhan - Hah, merak etme. Biz de o kadar acemi değiliz. İçtikleri içkilere kuvvetli bir ilaç kattım. Ruhları duymaz, bir anda kendilerini yataklarda bulacaklar ve oyun bitecek. Bizden gidecek büyük patrona.

  

Adamın dedikleri ile kısa bir şok geçirmiştim. Gerçekten beyaz hain, vatanına ihanet ediyordu ve bizi kendi eğitmişti. Babamlar küçük yaşta beni onun yanına vermişti ve babamların dedikleri doğru çıkmıştı. Beyaz bize ve ona ihanet etmişti. Sırf onun için bile elimdeki tüm detayları, belgeleri verecektim Niran komutana. Bize de bunun için bu göreve vermişlerdi. İhanet üstüme öyle bir yük yapmıştı ki bu, ikinci ihanete uğrayışımdı. İlki, canımdan çok sevdiğim sevgilim Doruk'tu; o da bana ihanet etmişti. Kardeşim olan Defne ile aldatmıştı beni. Elime fotoğrafları gelmişti görev esnasında ve ben o anda yaşadığım şok ile vuruluyordum. Ama benim önüme minel geçmişti. Neyse ki sadece kolunu sıyırmıştı kurşun. Adam bir anda arabayı durdurmuş, benden tarafa gelip beni kucağına alıp indirmişti. Bizden başka dört tane daha araba sesi duymuştum. Adam önden yürüyüp ilk içeri girmişti. Yukarı çıkınca beni bir odaya. Sokmuştu, sonrasında adamın ceketini çıkardığında hışırtılar gelmişti. Ben de yavaş yavaş ayılıyormuşum gibi yapıp kısık gözlerle adamı izledim. Küçük cihazı tablonun üstündeki bölmeye yerleştirmişti. Gömleğinin düğmelerini çözdüğüne dair sesler geliyordu. Ayağa kalkıp adamın arkasına gittim. Adamın beline ellerimi dolayıp başımı yasladım, kusmamak için zor duruyordum. Adam arkasını dönüp elimden tuttu, beni kendine çekip başını boynuma yaklaştırdı. Tam o sırada kapı alacaklı gibi çalınmaya başlamıştı. Adam ellerini ve başını çekip kapıya gitti. Açtığında suratına yumruk yemişti. Gelen kişiler korumalardı ama kimindi? Adam kendini toparlayıp adamlara korku dolu şekilde bakıyordu. İçeri giren adamla büyük patronu görmüştüm. Adamı boynundan tutup duvara yaslayıp boğazını sıkarak konuştu:

  

- Sen ne cüretle bana getireceğin kadına el sürmeye kalkarsın? Lan, ben sana demedim mi oraya gidin ve beyazın kızları bana getirin, dokunmadan diye? Şimdi cezanın zamanı, alın bunu, işini bitirin.

  

adamı korumaların önüne atıp bana doğru döndü, beni süzmeye başladı. Üstümdeki deri elbiseyi, dudaklarımdaki kırmızı ruju, koyu makyajımı baştan sona beğeni dolu gözlerle inceledi. Bana yaklaşmaya başladı, ben ona korkulu gözlerle bakıyordum. Geriye adım atmıştım, titremeye başlamıştım. Adam, ben duvara yaslanınca yanıma kadar sokulup iğrenç nefesini yüzüme doğru üflemişti. Elime saçımı dolayıp yarım gülümsemesiyle bana bakıyordu. Kızlar ne haldeydi bilmiyorum ama benim dayanma noktam bitiyordu. Bir adama, bir de korumalara baktım; iki kişi adamdan gelecek emiri bekliyorlardı. Adam, eliyle dışarı çıkın işareti yapınca adamlar dışarı çıkıp kapıyı kapatmışlardı. Adamın belinde silah olduğunu görmüştüm.

  

Adam, saçımı bırakıp belimden tutup beni kendine yaklaştırmıştı. Ben de adamın sırtına elimi götürüyordum. Adam, başını boynuma eğmiş, burnunu sürtüyordu. Tam o sırada belindeki silahı alıp kafasına doğrulttum. Adam duraksamıştı. Adamı tek elimle hızla ittirdim, başına elbisemin altından çıkardığım susturucu takılı olan silahı dayadım. Adamın gözleri sinir ve korku doluydu. Şimdi sıra bendeydi. Göğüslerimin ortasından çıkardığım ilacı adamın boyun kısmına sapladım ve enjekte ettim. Adam bana sağ lazımdı; olduğu yerde bayılmıştı. Şimdi sıra dışarıdaki. Korumalardaydı, silahı arkama sakladım. Kapıyı açtım, adamlar bana dönünce iki sinede bir el ateş ettim, öldüler. Sırayla olan odaların kapıları açılmış, kızlar ellerinde silahlarla çıkmışlardı. Hepsinin üzerinde göz gezdirdim, hepsi yara almamış, sağ salim çıkmışlardı. Sıra büyük patronun getirdiği korumalardaydı ve ekip çağırıp büyük patronu karakola almaktı. Silahları tutup planlı bir şekilde aşağıya inerek adamlarının arkalarından yaklaşıp teker teker avlıyorduk. Adamların hepsi bitmişti, bu kadardı plan. Kızlara baktım, bakışlarımız aynıydı; kırgın ve nefret dolu. Yukarıdaki odalardan çantalarımızı ve ceketlerimizi alıp üstümüze giyindik. Arabalara baktık, tek bir arabaya binip telefondan Niran komutanı aradım.

  

"D- burası temiz, büyük patron içeride paketlendi. Ölmedi ama 2 saat uyutacak ilaç enjekte edildi kanına. Diğerleri ölü. Merkeze tüm belgeleri vermeye geleceğim. Kendimi tutamadım, kusura bakmayın komutanım."

 

 

n- önemli değil evlat, göreviniz bitti, tebrikler. Turna timi, 15 gün izinlisiniz. Oldukça olay yaşadınız.

  

Telefonu kapatıp yanıma koydum ve ekipler gelene kadar bekledim. Ekipler gelmişti, bize gitmek düşerdi. Artık hızla oradan ayrıldık, merkeze doğru yola koyulduk. Buradan merkeze 2 saat sürmüştü ama varmıştık. Arabadan inip aşağıdaki bize özel olan odaya girdik. Hepimiz sırayla duş almış, makyajlarımızdan, peruklarımızdan ve elbiselerden kurtulmuştuk. Üniformalarımızı giyip saçlarımızı sıkı at kuyruğu yapıp maskelerimizi giymiştik. Postallarımızı giyip odanın benden tarafındaki duvarın gizli yerine dokunup açılmasını sağladım. İçindeki flaşı ve kâğıtları alıp çantaya kattım ve dışarı çıktık. Tuğgeneralin odasına kadar 20 dakikalık yol yürümüştük. Kapıyı üç kez tıklattım, kapı içeriden açılınca içeri girdik. Komutanın yanına yürüyüp elimdeki belge dolu çanta ve flaşı verdim. Kafamı kaldırınca gördüğüm kişilerle şok olmuştum. Karşımda barda olan 5'li grup, ailem, başka bir albay ve teyzem vardı. Kızlar da benim durumumdalar ama yüz ifademi sabit tutup Niran komutana döndüm.

Komutanım, elimizde olan toplanan tüm belgeler bunlar. Beyaz nerede, yakalandı mı? İzin verirseniz, sorgusuna ben girmek istiyorum.

  

- Oturun evlat. İlk önce beyaz yakalandı, iki odada tutuluyor. Sorgusuna ben Mithat Albay ile Alçin Albay girecek.

  

Albayın dedikleriyle oturduk ve karşımızdaki adamlara diktik gözlerimizi. Onların yüzlerinde gözlerini kapatan maskeler vardı ama gözlerinden seçebilmiştim. Onlardı oraya, onlardan mı görev için gelmişti yoksa basit bir eğlence için mi, çözememiştim. Dikkatimi teyzeme vermiştim. Teyzem, komutanın yüzüne bakıp izin istemişti. O ayaklanınca ona baktım; elleri titriyor, gözleri ruhsuz bakıyordu. Göz altları kızarmış, sürekli dalıyordu. Kolay değildi onun içinde sevdiği kişinin vatanına ihanet etmesi ve bebeklerini kaybetmesine sebep olması. Beyaz, onun kocasıydı ama sahte kocası. Onların evlilikleri ne kadar gerçekçi olsa da, Beyaz'ın ayarlamasıyla nikahlarını sahte bir memur kıymıştı. Şimdiye kadar nasıl görmemiştik bilmiyorum ama Beyaz hepimizin ruhunu öldürmüştü. Bizim ruhumuz, ailemizin bizi eğitmesi için ona vermesiyle ölmüştü. O zamanlar teyzem evde olmuyordu; hep göreve giderdi. Geldiğinde yaralı 5 çocuk bulurdu, hepsini tedavi ederdi ama yaralarımız, ruhumuzdaki yaralar hep aynı kalırdı. Bir gün gittiği görevde, teyzemin bile haberi olmayan çocuğu, Beyaz'ın çatışmaya dahil olması ve karnını isabet almasıyla ölmüştü. Teyzem ağır yaralı gelmişti; o gün ameliyata alındığında bebek çoktan ölmüş, anneyi zehirlemeye başlamıştı. O ameliyathaneden teyzem sağ çıkmıştı ama ruhu orada kalmıştı. Bugüne kadar yapılan tüm baskınlarda daima bir tuzak bulunuyordu veya destek ekip gelip bizi zorluyorlardı. Her seferinde çoğu kez yaralanmıştık ama her seferinde kurtulmuştuk. Beyaz'ın ihanetini bir telefon görüşmesinde duymuştum; Karakurt timini öldürmelerini emretmişti ama o beni görmemişti. O günden sonra onunla ilgili her bilgiyi, telefon görüşmelerini toplamıştım ve Niran komutana söylediğimde, onun da şüphelendiği konuların olduğunu söylemişti. Biz de Niran komutan ile bu operasyonu organize etmiştik. Kızlarla birlikte teyzemin evinde yemekteyken bara gidip eğleneceğimizi söylemiştik. Sonrasında Beyaz aniden kalkıp odasına gitmişti. Teyzemle o gün göz göze geldiğimizde bir şeyler planladığımızı anlamıştı ama ses etmemişti. Sonrasında teyzem beni köşeye çekip her şeyi bildiğini ama sustuğunu, zamanı geldiğinde elindeki belgeleri vereceğini söylemişti. Operasyondan sonra odadaki bilgilerin içinde teyzemin de topladığı bilgiler vardı. Hepsini vermiştik ve Beyaz yakalanmıştı. Sevdiği adamın sorgusuna o girilecekti ama dayanır mıydı bilmiyorum. Ama tek bildiğim, şehitlerimizin ve teyzemin bebeğinin intikamı alınmıştı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%