@okyanustutkunu
|
Lordla birlikte kalkmış ve kahvaltı yapıyorduk. Sessiz ve güzel geçen kahvaltımızı bölen bir muhafızın gelmesi oldu.
"Lordum sizinle görüşmek isteyen bir leydi var."
"Bu saatte mi?" diye sormuş bulundum. Umarım aptalca bir şey yapmamışımdır ki lord sormamdan hoşlanmış gibiydi ki çok rahattı. Konuşmayı bana mı bırakmıştı? Tabağına yemekleri almaya devam etti.
"Vârisim kendisine lordumuzun uygun olmadığını ve rahatsız edilmek istemediğini ilettik lakin çok ısrarcı."
"Neden görüşmek istemediğini söyledi mi?"
"Hayır, sadece çok acil olduğunu belirtti."
"Daha önce görmediğiniz biri mi?"
"Yeni gelen alfinlerden olduğu için kendisini tanımıyoruz lakin Ateş Krallığından."
"Lordum eğer kabul ederseniz buraya gelsin mi?" soruyu sadece bizi dinleyen lorda yönelttim.
"Öyle uygun görüyorsan güzel vârisim, gelebilir." Muhafız onayı almış bulunduğundan eğilip gitti ve sonrasında da kısa bir süre içinde kızıl saçları belinden aşağıya doğru uzanan uzun boylu kahve kızıl gözlere sahip bir kadın girdi. Sanırım Ateş Vârisiydi aksi takdirde Su Lordunu bu saatte rahatsız etme cüretinde bulunması imkansızdı. Herkes ondan korkardı.
"Majesteleri bu saatte sizi rahatsız ettiğim için bağışlayın lakin ciddi bir mesele." sonra da bana baktı kısaca ve geri döndü.
"Mümkünse sizinle yalnız konuşmak isterim."
"B-"
"Dışarı çık." sadece iki kelimeyle içerisi buz tuttu. Lord konuşmaya sadece bu iki kelimeyle dahil oldu ve herkese karşı olan duruşuna öfke de katılmıştı.
"Sizi dışarıda be-"
"Sarayımdan defol git ve bir daha gelme."
"Mesele çok ciddi majesteleri lütfen dinleyin."
"Hadsiz birini dinleyecek değilim. Bir daha tekrar etmem, bu defa muhafızlar tarafından çıkartılırsın." Kadın yerinde donakaldı ama hemen toparlandı.
"Bakın ben Ateş Vârisiyim ve şamanların soyundan geliyorum. Görüşüm var ve bunu Ateş Lordu kullanırsa diyar için tehlikeli olur. Kötü bir niyetim yok."
"Sadakatsiz olabilirsin." dedim ben de lordum gibi onu hiçe sayıp kahvaltımı yaparken.
"Sizinle konuşmuyorum Vârisim." dişlerinin arasından tiksinerek konuşmuştu. Lord tam konuşacakken ondan önce davrandım.
"Haddini bil zavallı vâris. Karşında Su Krallığının Lordu ve Vârisi var. Ateş Krallığı bizi zerre kadar ilgilendirmez. Şimdi çık dışarı."
"Neden majestelerinin sözünü kesiyorsunuz?"
"Sana mı soracaktım? Hadsizliğin artıyor. Muhafızlarım tarafından krallıktan atılmak istemiyorsan-"
"Majesteleriyle konuşuyorum." tamam bu kadar yeterli.
"Muhafızlar!"
"Emredin Vârisim."
"Leydi krallığımızı terk edene kadar kendisine yolu gösterin ve bir daha krallığa girmesin."
"Baş üstüne Vârisim." muhafız önümde eğilip kadının kolundan tutarak onu çıkardı. Tekrar yalnız kaldık.
"Güzel vârisim gerçek anlamda bir kraliçesin. Seninle gurur duyuyorum." sözleri istemsizce içimi kıpır kıpır etmişti.
"Yanlış bir şey yapmadım mı yani?"
"Tek bir yanlışın bile yoktu. Gerçi sinirlerin benimkilere göre gayet kuvvetliymiş. Ben olsam çoktan cezasını vermiştim ama krallıktan atıp girmesini yasaklaman çok daha güzel oldu."
"Teşekkür ederim. Bir şeyleri yapmak özellikle de doğru olanı yapmak benim için çok önemli. Bana daha fazla bilgi vermelisin. Krallığımız için daha fazla şey yapmak istiyorum."
"Benim güzel vârisim elbette sana her şeyi öğreteceğim sabırlı ol. Bu kadar zamanda çok fazla bilgilendin. Her şeyde mükemmelsin." gülümsedim ona. Lord yemeğine devam etti ben de aynı şekilde devam ettim.
Yemekten sonra bazı işleri olduğu için çalışma odasına gitti ben de ona sorup Ayzer'i ziyarete gittim. Yanımda iki muhafızım vardı ve birlikte toprak sarayına gelmiştik.
"Vârisim hoşgeldiniz."
"Teşekkürler. Toprak Vârisi ile görüşeceğim."
"Ana salona geçebilirsiniz kendisine haber vereceğiz." dediğini onaylayıp ana salona gidip bekledim. Çok sürmeden Ayzer geldi.
"Seni gördüğüme çok sevindim Nova." hızla ona sarıldım o da hemen karşılık verdi.
"Çok özledim seni."
"Bende seni özledim. Gel odama gidelim daha rahat sohbet ederiz."
"Olur gidelim." muhafızlarım lordumdan aldığı emirler doğrultusunda Ayzer'in kapısının önünde durdular. Diğer muhafızlar bundan hoşlanmasa da bir şey demediler. İçeriye bir tılsım yaptım böylelikle Amon duymadan rahatça sohbet edebilecektik.
"Birileri sihri çok güzel kullanıyor ha?"
"Senin kadar yetenekli olmayı isterdim."
"Kraliçe olan sensin."
"Kraliçe olmaktan çok Su Vârisi olmak güç veriyor bence. Neyse boşver bunları sen ne yaptın? Nasıl geçti günlerin?"
"Sıkıcı eğitimler veriyorlar. Amon bir şaman getirtti bana ders vermesi için. Arada da o bir şeyler anlatıyor. Sende nasıl gidiyor?"
"Seninkine benzer ama ben şamanlardan ders almıyorum. Su Lordu kendisi bana her şeyi anlatıp öğretiyor."
"Tek bahtsız benim! Çok saygı gösteriyorlar çok da nazikler ama çok sıkıcı. Arada Daren ile sohbet etmesem Amon'u sıkardım konuşmaktan." ikimizde birlikte güldük dediğine. Cidden Amon çok sıkıcı.
"Daren Ateş Lordunun kardeşi değil miydi? Buraya mı geliyor?"
"O, Amon'un oğlu. Hem Ateş hem de Toprak krallığının veliahtı."
"Vay canına. Bu çok tuhaf. Aynı anda iki krallık... ben biriyle zor ilgileniyorum çok zor olmalı. Sonuçta bizim gibi eğitim almıştır eskiden."
"Amon onunla çok ilgileniyor. Sert ama güçlerini kullanmada mükemmel olmasını istiyor."
"Anladım. Sende farklı kişiler varmış bende bir Lord bir de Lala var."
"Lala mı?"
"Benim peri yardımcım."
"Benim bir sürü yardımcım var peri olan. Altı tane falan."
"Bu çok güzel olmalı."
"Öyle. Senin neden bir perin tek var? Lordun sana daha fazla peri hizmetkâr vermeliydi."
"Aslında yirmi civarı peri ve beş altı tane alfin kız göndermişti ama ben istemedim. Lala ile mutluyum."
"Alfin hizmektar mı? Yirmi peri bir de? Lordun seni el üstünde tutuyor anlaşılan."
"Öyle yapıyor. Çok iyi biri. Sohbet etmesi çok zevkli."
"Çok korkutucu ve ketum görünüyor. En ufak bir hatada öldürebilir."
"Bir caniymiş gibi konuşma ve korkutucu ve ketum görünmesi benim dışımda herkese karşı."
"Amon da bana karşı farklı. Daha anlayışlı ama hiç sevmiyorum bu herifi. Sanırım ortalığı karıştırmayı planlıyor."
"Bir halt yapamaz."
Bir süre daha birlikte sohbet etik. Güldük eğlendik eskiden olduğu gibi. Kapı tıklatılınca ikimizde yataktan kalkıp hazır olunca Ayzer girmeleri için izin verdi.
"Vârisim lordum sarayda sizi bekliyor. Arzu ederseniz gidelim."
"Tabii gidelim. Sonra görüşürüz Ayzer." sarıldım o da karşılık verdi.
"Görüşürüz Nova." ayrıldık ve o istese de ısrar edip yalnız indim muhafızlarımla. Krallığı geçince iki tarafımda da atların üzerinde olan muhafızlara sormam gerektiğinden onlarla konuştum.
"Krallığımızla ilgili bir sorun yoktu umarım. Lordum çok endişeli miydi?" muhafızım sorduğum soruya karşı yüzünde mutlulukla bana baktı. Krallığı hemen benimsemem ve lordum için de meraklanmam hoşlarına gitmişti.
"Endişeniz olmasın vârisim. Krallığımızda bir sorun yok ve lordumuz da pek endişeli değildi. Önemli bir görüşmesi olduğundan sizin de gelmenizi istedi."
"Anladım. Teşekkür ederim Poyraz."
"Emrinizdeyim vârisim."
Acaba nereye gidecektik lordumla? Resmen bir kaç saat olmuş olsa bile hemen onu görmek istiyordum. Sanki yol uzuyordu da ona ulaşmamı geciktiriyordu. Hemen özlemiştim sevgili lordumu. |
0% |