Yeni Üyelik
22.
Bölüm

Okyanus’un Çağrısı

@okyanustutkunu

Ve gözlerimi açtım. Tam karşımda duruyordu. Suyun içinde duruyordu tüm mükemmelliğiyle. Bana doğru geldi. Gitmek istiyordum ama hareket bile edemiyordum. Bana geldi ve gözlerime baktı. Ağlayarak hızla boynuna atladım.

 

"Nasıl...nasıl oldu bu?" hıçkırıklarımın arasından zar zor sormuştum. Elleri çoktan beni sarmıştı.

 

"Şşş sakin ol Nova. Nasıl olduysa oldu. Sonuçta oldu ve yanındayım. Asla yalnız boğulmana izin vermem. Ya birlikte ya da hiç." sesi suyun içinde kulaklarıma büyük bir huzur bırakıyordu. Ruhumuzla birlikte birbirimizi sarmıştık. Hafifçe ayrıldık ama hâlâ ellerimiz birbirimizi sarıyordu. Elini yüzüme götürüp gözlerimden çıkmaya başlayan yaşlarımı sildi.

 

"Geleceksin değil mi? Bu bir rüya değil. Değil mi? Arın yaşıyorsun değil mi? Ben yine hayalini görmüyorum değil mi?" çaresizce fısıltılarla sesim çıkmıştı. Korkuyorum. Çok korkuyordum yine hayal olmasından.

 

"Gerçek. Buradayım sevgilim tam yanında. Ama..."

Gözlerini kaçırdı. Bana tekrar döndüğümde gülümsedi.

 

"Ama ne?"

 

"Yanına gelemem. Buraya hapsoldum sudan çıkamıyorum. Çıktığımda bu sefer gerçekten öleceğim."

 

"Yanında olacağım."

 

"Taç sahibini bulmuş. Krallığımıza iyi baktığını biliyordum. Affet beni. Daha önce sana haber veremedim. Elimde değildi."

 

"Biliyorum. Sen beni bırakmazsın ki."

 

"Benim güzel sevgilim." alnımdan uzunca öptü.

 

"Şimdi gitmem gerekiyor. Affet beni Nova'm. Sadece hayatta olduğumu ve direndiğimi bil. Mezarımda beni hissedemezsin çünkü ben buradayım. Okyanusta. Bir daha beni burada arama çünkü bulamazsın. Seni seviyorum Nova. Herkesten ve her şeyden çok seviyorum. Bağışla beni sevgilim ama gitmek zorundayım."

 

"Hayır... hayır gidemezsin. Hâlâ gerçekliğini bile idrak edemiyorum." geriye çekildi ve burukça gülümsedi tekrar.

 

Hemen elinden tuttum.

 

"Lütfen gitme. Beni sensiz bırakma. Lütfen."

 

"İstesem de kalamam. Geri döneceğim ama ne zaman ve nasıl olur bilmiyorum. Beni beklemek zorunda değilsin. Mutlu ol. Sen mutlu olmayı hak ediyorsun. Bana takılı kalma."

 

"Bunu gerçekten istiyor musun benden? Sana ihanet mi edeceğim? Sen ne dediğinin farkında mısın Arın?"

 

"Hâlâ yastasın. Mezarımdan ayrılmıyorsun. Uyuyamıyorsun... Nova yemek yemiyorsun ne kadar zayıfladığının farkında mısın? Gözlerinin nasıl kızardığını bilmiyor musun? Sana acı veriyorum. Belki de en doğrusu tamamen ölmektir. Direnmem boşundadır."

 

Hızla yüzüne bir tokat attım. Başı sola doğru hızla döndü. Yavaşça bana baktı. Gözlerimden suyun içinde görünmese de şiddetle akan gözyaşlarımla ve kızarmış gözlerimle ona bakıp işaret parmağımı ona doğru yönelttim.

 

"Sen nasıl olur da ölmekten bahsedersin? Sakın Arın! Sakın buna cüret etme. Öldürürüm seni!"

Artık dayanamıyordum. Başım yere eğilmişti hüzünle, gözlerine bakmak bile istemiyordum çünkü kararlılığını görmek canımı daha çok yakardı. Çenemden beni tutup birden gözlerimi kendi gözlerine kilitledi.

 

"İlk ders Nova. İlk ders." kaşlarımı anlamazca çattım.

"Başını dik tut ve eğme. Su krallığı boyun eğmez. Karşındaki ben bile olsam dik tut başını."

 

"Gitme."

 

"Beni kurtarmanı bekleyeceğim. Öncelik zamanının gelmesini beklemek olacak sonra sana beni nasıl çıkaracağını söyleyeceğim. Anlaştık mı?" başımla onayladım.

 

"Aferin sana. Şimdi gitmem gerekiyor. Seni tekrar bulmaya çalışacağım."

 

"Arın."

 

"Seni dinliyorum."

 

"Bir daha bana veda etme."

 

"Etmeyeceğim. Bu bir daha geleceğimin sözü."

 

"Seni çok özledim."

 

"Çektiğin bütün acıları görüp de güçsüzlüğümden yanında olamamak çok acıttı canımı. Yalnız boğuldum okyanusta ama sen nefes verdin. Peki ben? Seni yalnız bırakmak zorunda kaldım. Sözümü tutamadım."

 

"En güzel şekilde tuttun. Hadi ama ölmedin. Sen hâlâ buradasın."

 

"Her zaman döneriz." güldüm.

 

"Her zaman. Peki hemen gitmek zorunda mısın?"

 

"Maalesef öyle."

 

"Anladım."

 

"Yastan çık artık. Ölmedim." ay gibi parladı gülümsemesi.

 

"Hele bir daha ölmeye cüret et. O zaman bilirim sana yapacağımı. Deli kimmiş görürsün!"

 

"Ona ne şüphe!" aynı neşeyle cevaplamıştı beni. Son kez sıkıca sarıldım ona ve elimde yok olmaya başladı.

 

"Arın... bu?"

 

"Gitmediğim için ölüm beni çekiyor Nova. Bir dakikam kaldı en fazla sonra kendim gideceğim ki ölmeyeyim."

 

"Bir an geç oldu diye korktum. Hadi git artık." elimle yüzünün iki yanını tutup öptüm. Ayrıldık ve gözlerime derince baktı.

 

"Bunu ben hayata ciddi anlamda döndüğümde de tekrarla."

 

"Süründüreceğim seni. Git şimdi."

 

"Kıyamazsın ki!" bir şey dememe fırsat bırakmadan bir ışık parıltısıyla yok oldu.

 

"Gıcık herif! Yine de seviyorum seni deli lordum." peşinden bir süre okyanusa baktım sonra da odasında tekrar kenara yaslandım. Birden yağmur bastırdı. Sanırım deli lordu öptüğümü babası öğrenecekti. Okyanusun üzerinde yürümeye başladım. Tıpkı o gün olduğu gibi kulağıma suyun melodisi ulaşıyordu.

 

Hava vârisinin kutlamasından döndüğümüz gün. Nehre doğru yürümüş ve Arın biz suyun üzerine geçtiğimizde gökyüzüne bakışlarını çevirmişti. Bir saniye içerisinde hızla yağmur yağmaya başlamıştı ben ne olduğunu anlamaya çalışıyordum.

 

"Yağmurun altında benimle dans eder misin Novam?" ve o sözü... ona yağmurun altında dans etmeyi çok istediğimi söylemiştim ve o bunu unutmamıştı.

 

"Arın... sana inanamıyorum unutmamışsın."

 

"Unutmam. Seninle ilgili hiçbir şeyi unutmam." Bana uzattığı elini tutmuştum. Hızla yağan yağmur ve nehre düşmesiyle çıkan sesler... bunlar bizim müziğimizdi.

 

Deli gibi o yağmurun altında dans ettik o gece. En son hızla beni tekrar uzaklaştırıp kendine çektiğinde iki elimde göğsündeydi.

 

Kirpikleri ve saçları yağan yağmurla sırılsıklamdı. Benim de ondan bir farkım yoktu kıyafetlerimiz üzerimize yapışmıştı. Mavi gözleri resmen aşkla bakıyordu gözlerime. İki eliyle yüzümü avuçları arasına aldı ve yaklaştı. Tek bir adım bile geriye gitmedim. Nefes nefese kalmıştık dans etmekten.

Ve yağmurun altında dans etme hayalimi gerçekleştiren lordum dudaklarımızı birleştirmişti. Bana duygularını açması da böyle olmuştu.

 

"Alfin seni seviyorum der o direkt öpmüştü. Deli lord."

 

Yağmurun altında deli gibi eğlenmiştik o gün. Benimle ilerleyip geri gidiyor sürekli gülümseyerek bana bakıyordu. Gözleri hep aşkla bakıyordu. En başlarda elbette aşk değildi ama bakışlarının değiştiğini çok sonra farkettim. Herkesin içinde bana bağlılık yemini etmişti.

 

Ah! Bir de sürekli benimle uğraşması yok mu! Kendi kendime kıkırdadım. Herkesin korktuğu diyarın en güçlü lordu benim yanımda eğlenceli küçük bir çocuk gibi oluyordu

 

Arın'ın dönmesi onun hatıralarını daha da çok aklıma düşürdü. Yağmurun altında deli gibi gülmeye ve lordumdan bir haber beklemeye başladım. Yağmurun altında deli gibi gülüyordum.

 

Bedeli neyse ödeyecek ve sevgilime kavuşacaktık. Deliyim ben! Her şeyi yaparım. Saatlerce yağmurun altında durmuştum. Yavaşça Arın'ın odasına gittim ve aynı yere oturdum. Bacağımda hissettiğim tanıdık sızıyla hemen elbisemi biraz sıyırıp baktım.

 

"Seni bekliyorum."

 

"Hemen geliyorum!" Şimdi artık onu geri getirme vaktiydi. Su Lordu geri dönecekti. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi.

Loading...
0%