@okyanustutkunu
|
"Nova uyansana! Nova! Ya kalksana be kızım!"
Gözlerimi zar zor açtım ve karşımda Ayzer'i buldum. Direkt kendime çekip sarıldım.
"Ayzer! seni çok merak ettim."
"Bende seni Nova. Özellikle de inadın yüzünden merak ettim."
Sarıldık doya doya. Su Lordu dediğini yapmıştı.
"Lordun seni bayağı sevmiş gibi. Amon'u ikna etmek için bayağı uğraştı. En son kral olarak emrettiğini söyleyince kabul etmek zorunda kaldı."
Vay canına. Hepsini benim için mi yaptı?
"Hey! Varis olduğunu da söyledi. İnanamıyorum alfinlere zırvalık ve saçma diyen sen vârissin. Bu harika."
"Kalıbımı basarım sen de vârissin!"
"Daha ortaya Toprak Vârisi çıkmadı. Olabilir sonuçta gayet güçlüyüm bence ama şu Lord ve Vârislerin evlenme olayından hoşlanmadım."
"Lordum gayet anlayışlı ve istemediğim sürece asla bunun için zorlamayacağım söyledi."
"Gerçekten şanslısın Nova. Ama bende şanslıyım çünkü senin gibi bir arkadaşım hayır hayır biz kardeş gibiyiz."
"Öyleyiz. Sen ne zaman geldin?"
"Az önce. Gelir gelmez de buraya geldim Su Lorduna odanı sorarak."
"İyi yaptın. Ne kadar kalacaksın?"
"Bir süre yanındayım." İşte bu harika!
"Bu arada Su Lordu kahvaltıya inmemizi istedi. Hadi kalk bakalım da hazırlan."
Başımı salladım ve banyoya gidip üstümü değiştirdim. Geldiğimde Ayzer beni bekliyordu onaylamazca baktı.
"Bir katır kadar inatçısın Nova."
"Öyleyimdir." Dedim ve birlikte aşağıya indik. Salona geçtiğimizde Lord bizi bekliyordu.
Ayzer selam verdi. Asla eğilmem hala bana saçma geliyor. Gerçi Lord da gülümseyerek geçemizi istedi.
Geldiğimizde kalkmıştı.
"Buyrun geçin hanımlar ben de sizi bekliyordum." Fazla mı nazik ne bu adam?
İkimizde karşı karşıya geçtik. Benim önümde yine insanların yemeğinden vardı.
"Teşekkür ederim." Anlayışı karşısında tepkisiz kalmak istemiyordum.
"Teşekkür etmene gerek yok. Senin iyi olman yeterlidir benim için." ve hepimiz yemek yemeye başladık. Ayzer sessiz sessiz duruyordu. Ne o çekindin mi yoksa?
Ne yapabilirim acaba Ayzer'i gıcık etmek için? Buldum Lorda adını sorabilirim ama rahatsız da olabilir sonuçta Ayzer onun için bir yabancı ve onun yanında vârisinin adını sormasından rahatsız olur bence.
"Nova arkadaşın bir kaç hafta burada kalacak. Tabii sen de istiyorsan Ayzer idi değil mi?"
Ayzer'in gerildiğini gördüm. Kız korkma ya nazik centilmen adam.
"Evet majesteleri çok isterim." Dedi nazikçe. Kendimi tutmayacağım basacağım kahkahayı o olacak. Bana çemkiren Ayzer nerede bu nerede?
"Pekala buna sevindim. Senin bir isteğin var mı güzel vârisim?" bana daha sıcak ve gülümseyerek konuştu.
"Aslında saraydan çıkmamız sorun olur mu diye merak ediyorum? Ayzerle dolaşmayı çok isterim. Sana söylediğim gibi benim kardeşim gibidir."
"Tabii ki nasıl istersen. Ama bir şartım olacak."
"Ne şartı?" Ayzer patavatsızca konuşmama öfkeyle baktı. Omuz silktim ben buyum Ayz!
"Bir muhafız da sizinle gelsin yalnız gitmeyin."
"Gerek yok aslında böyle iyiyiz." Ayzer kriz geçirecek gibi duruyor.
"Krallıkta size zarar gelmez ama kaybolmanı istemiyorum Nova ayrıca her duruma karşı iyi olur."
"Tamam öyle olsun." Dedim. Ne yapalım el mahkum kabul edeceğiz.
Yemeği yedikten sonra Ayzerle dışarı çıktık. Muhafız arkamızdan geliyordu.
"Nova sana inanamıyorum! Nasıl bir lordla hele ki diyarın kralıyla böyle patavatsızca konuşuyorsun?"
"Karşılaştığım andan beri böyle davranıyorum ve şikayet etmedi hiç."
"Aptal kız Vârisi olduğun için sana böyle davranıyor! Artık kraliçesin bir nevi ona göre davran."
"Ayz lütfen ama. Bak ne güzel krallıkta dolaşıyoruz fırçalamayı saraya bıraksan." İç çekti ve konuyu kapattı.
"Su krallığı gerçekten çok güzel değil mi?" Dedi sonra.
"Bana korkunç geliyor. Biliyorsun."
"Su Vârisi sudan korkuyor ha? Bak işte buna katıla katıla gülerim." Dedi ve gülmeye başladı. Sonra gezmeye devam ettik.
Bir süre sonra saraya döndük.
"Bu gün çok güzeldi Ayz."
"Evet öyleydi." Dedi. İkimizde benim yatağımda sırtüstü yatarak konuşuyorduk. Biz öyle uzanırken kapı tıklatıldı. Ayzerle toparlandıktan sonra gir komutunu verdim ve giren kişiye baktım.
"Nova umarım seni rahatsız etmedim?"
"Hayır gelebilirsin. Bir şey mi oldu?"
"Hayır endişeleneceğin bir şey yok. Biraz gelebilir misin diye soracaktım."
Ayzer'e baktım sonra da Lorda dönüp kabul ettim.
Odasına gidiyorduk. Neden ama? Gerilmeye başladım içeri girdiğimizde.
"Sana vâris partisi düzenleyeceğim aynı zamanda da taç giyme törenin olacak. Bu elbiseyi senin için yaptırıyorum ama sana tam olur mu bilemedim. Deneyebilir misin lütfen?" Dediğinde yanındaki elbiseye baktım.
Mavinin en güzel tonlarındaydı. Okyanus gibiydi çok asil ve narindi. Şeffaf ama iç göstermiyordu. Dekoltesi yoktu ve mavi taşlarla işlemeli desenleriyle tam bir okyanustu. Çok güzeldi.
"Bu benim için mi?" Dedim şaşkınlıkla. Büyülenmiştim.
"Eğer beğenmediysen ona göre değiştirilecek. Bu konuda senin düşüncen önemli." Dedi. Ama ben elbiseye aşık oldum.
"Değiştirilmesine gerek yok elbise çok güzel." Dedim büyülenmiş şekilde. Bana gülümsedi.
"Eminim sen giydiğinde çok daha güzel olacaktır." Dedi. Bu adam nasıl iltifat ediyorsa artık beni bile kendine yaklaştırdı.
"Bir partiye gerek var mıydı? Dikkat çekmeyi pek sevmiyorum aslında ama."
"Her vâris için yapılır. Tabii seninki diğerlerinden daha güzel olacaktır emin olabilirsin çünkü benim vârisimsin. En iyisi senin olacak." Dedi. Ya ama sen çok iyisin. Fazla iyisin. Ve ben bundan hoşlanmadım.
"Teşekkür ederim. Deneyeyim o zaman elbiseyi." Dedim. Bana banyonun yerini gösterdi ve içeriye girip giyindim. Elbise tam bana göreydi ve çok rahattı. Tamamen su gibiydi. Dışarı çıktığımda bana döndü. Döner dönmez baştan aşağıya beni süzdü gülümseyerek.
"Seni bütün diyardan saklamam lazım. Zaten güzelsin ve bu elbise bütün güzelliğini ortaya çıkarıyor." Dediğine gülümsedim.
Odasındaki aynaya baktım gerçekten çok güzeldi. Aynadan bana olan bakışını gördüm. Hayranlık doluydu. İstemsizce gerildim.
Sonra bana yaklaştı ve yatağın üzerinden aldığı takı kutusunu açtı. İçinden çıkardığı mavi taşlı asil ve çok güzel olan kolyeyi kutuyu bırakarak yanıma geldi. İzin istercesine baktı bana aynada. Başımla onayladım ve saçlarımı çektim.
Kolyeyi boynuma taktı ve omuzlarımdan tuttu.
"Senin kadar güzel bir kadın daha olduğunu hiç sanmıyorum. Her şey bir kadına ancak bu kadar yakışabilir diyemeyeceğim çünkü senin gibi güzeli ve yakışanı yok." Dedi. Kalbimin yerinden çıkacak gibi attığını hissettim.
"Teşekkür ederim. Elbise ve kolye çok güzel çok beğendim." Dedim ona dönerek.
Gözlerime baktığında aramızda güçlü bir enerji hissettim. İki okyanusun çarpışması gibiydi. Gözlerini çekti sanırım rahatsız olacağımı düşündü. Yani yeni tanışmıştık ve gerçekten yakın olmak istemiyorum.
Bir adım geri çekildi rahat etmem için sonra tekrar bana baktı.
"Tacını sana törende göstereceğim eğer kabul edersen?" Dedi.
"Taç mı?"
"Benimle evlenmemen kraliçe olmadığın anlamına gelmiyor güzeller güzeli vârisim. Sen artık tüm diyarın da benim de kraliçemsin." Bak adam kalbim yerinden çıkacak şimdi. Bu hisler hiç hoşuma gitmedi.
"Anladım. Ne diyeceğimi bilemiyorum ama gerçekten hepsi çok güzel en çok da..." devamını getirmeye çekiniyordum. Ama bana soran gözlerle baktığında tamamladım.
"En çok da senin davranışların ve tutumun. Ve sözlerin." Dediğimde gülümseyerek baktı bana.
"Senin bu sözlerinin yanında bir hiç olduğuna emin olabilirsin kraliçem."
"Ayzer'in yanında neden söylemedin?"
"Elbiseyi sadece senin görmeni istedim. Sadece sen ve ben. Herkes törende görsün diye. Eğer istiyorsan arkadaşına gösterebilirsin."
"Hayır o da o zaman görsün." Dediğimde birbirimize gülümseyerek baktık. Sonra üstümü değiştirmek için banyoya girdim ve çıkıp elbiseyi ona verdim. Sonra da izin isteyip odama gittim. |
0% |