@okyanustutkunu
|
Nefesim kesiliyordu! Hani okyanus benim sözümü dinlerdi. Birden bana yaklaşan bir karaltı gördüm ve korkuyla geri çekilecekken daha da yaklaştığında bunun Su Lordu olduğunu gördüm. Yanıma gelip elimi tuttu ama ben nefes alamıyordum hâlâ.
"Nefes al Nova." bu adam cidden delirmiş! Suyun altında nasıl nefes alayım?'
"Nova suyu içine çek nefes al." Başımı korkuyla iki yana salladım. Lord beni yukarıya çekiyordu ama nefesim yetmeyecekti. Durdu ve bana baktı.
"Bunun için beni öldürme lütfen." ne diyor bu? Bana yaklaştı geri gittim ama yüzümü tutup beni öptü! Öldüreceğim onu! Kurtulmaya çalıştım ama bırakmadı sonradan fark ettim. Suni teneffüs gibi bir şey yapmıştı nefes almam için. Geri çekilip elimden tutarak hızla ikimizi de suyun yüzeyine çıkardı. Derin bir nefes aldım. Derin bir nefes aldı.
"Ne yapıyordun sen orada? Madem korkuyorsun neden yaklaştın?"
"Beni azarlama! Sadece... istemsizce çekildim bilmiyorum. Nereden bileyim senin birdenbire uyanıp bana sesleneceğini?"
"Odamda ne işin vardı?" He? Okyanusa geri mi girsem acaba? Şu an bulunduğum konumdan daha aşağısı okyanusun dibi çünkü.
"Sana soruyorum Nova."
"Önce buradan mı çıksak?" Elini etrafımızda çember gibi hareket ettirdi ve okyanus bizi yükseltip çıkabileceğimiz şekilde odaya yaklaştırdı. Odanın kenarında oturduk. Gerçi nefes nefese kaldığım için biraz yığılmıştım ama lordda hiçbir şey yoktu. Su Lordu olduğundandır ama ben de Su Vârisiyim. Ben neden nefes alamadım?
"Nefes al Nova."
Hatırladım. Adam bana suyun içinde nefes al diye boşuna dememişti ya! Alsaydım ben de onun gibi rahat olabilirdim. Ona baktım ve gözlerimi hızla geri çektim adam yarı çıplaktı... ben neden girdim bu odaya ya! Ama güzeldi de şimdi... Nova saçmalama! Ama...
"Daha iyi misin?" lordun sesiyle kendime geldim.
"Evet evet iyiyim. Cidden suyun içinde nefes mi alıyorsun?"
"Su Lorduyum Nova ve bunu tüm su halkı yapar. Sana nefes almanı söyledim keşke beni dinleseydin."
"Boğulmaktan korktum."
"Yalnız boğulmayacaktın. Eğer sen boğulsaydın ben de boğulurdum Nova. Artık yalnız olmadığını anla lütfen. Ayrıca boğulacak olsaydın seni okyanusa değil bir su birikintisine bile yaklaştırmazdım."
Ne kadar da düşünceli ama Vârisi olduğum için böyle. Acaba başka türlü de beni önemser mi? Öf ben ne saçmalıyorum ya!
"Yalnız bırakmayacağını söylemen biraz iyi geldi. Bu arada şey..."
"Ne?"
"Beni kurtardığın için teşe-"
"Ne teşekkürü Nova? Saçmalama lütfen bunun için teşekkür etmene gerek yok." içtenlikle gülümsedi.
"Hayatımı kurtardın."
"Evet. Seni kurtardım ama bunun için teşekkür etmene gerek yok ben senin lordunum."
"Sen bilirsin. Neyse ben gideyim de üstümü değiştireyim." kalkıyordum ki kolumdan tutup geri oturttu.
"Ne?"
"Odamda ne işin vardı?" bunu zevk alarak söylemişti. Vay seni su çapkını vay!
"Neden sordun?"
"Oda bana ait olduğu için olabilir mi?"
"Haklısın."
"Cevabımı alabilir miyim?"
"Sana sormam gereken bir şey vardı da ondan gelmiştim."
"Seni dinliyorum."
"Unuttum desem?"
"Yemedim ama yemiş gibi yapacağım desem?"
"Anlaştık ve gidiyorum ben!" kolumu ondan kurtarıp odadan dışarı kaçtım. Duyduğum tek şey yüksek sesli kahkahalarıydı. Harika rezil oldum! Muhafızlar da dik dik bakıyorlar. Umarım farklı anlamamışlardır ölümden döndüm!
"Nefret ediyorum! Sudan nefret ediyorum! Lorddan nefret ediyorum! Vârislikten nefret ediyorum! Lanet olsun hepinizden nefret ediyorum!"
"Ne yapıyorsun sen yine deli kız?"
"Bana bir havlu getir Lala buz tutacağım." Parmağını şıklatıp havluyu verdi.
"Ne oldu ki? Arın Lordumla çalışacaktınız o yüzden mi ıslaksın?"
"Suya düştüm. Aslında okyanusa düştüm. Lordun odasında okyanusa düştüm. Neden odanın her yeri açık ki? İlla okyanusu görmesi mi gerekiyor?"
"Lordumun odasına mı gittin?" Merakla ve imayla sordu. Ben olsam ben de öyle sorardım.
"Düşündüğün gibi bir şey yok. Soracağım bir kaç şey vardı içeri girdim sesi gelmeyince ama uyuyordu. Okyanusu görünce istemsizce çekildim sonra da ayağım kaydı ve düştüm."
"Hii! Nasıl çıktın peki? İyi misin?"
"Gördüğün gibi peri kızı fiziksel olarak iyiyim. Lord kurtardı beni." yüzüm kızardı. O adam ilk öpücüğümü almıştı! Bunun hesabını sorasım var ama bu işi kendi lehine çevirirse iyi olmaz. Yerin dibine girerim utançtan. İyice kurulanıp ısındıktan sonra aşağıya indim. Değişiklik olsun diye de bu gün beyaz giydim. Kefen gibi oldu.
Şaka bir yana üzerine de çok güzel mavi bir pelerin giydim Lala verdi çok güzeldi. Kapıdan çıktım tam o sırada lord da çıktı. Birbirimizi süzdük. Aynı giyinmiştik... yuh! Beyaz gömlek ve pantolon üzerine beyaz tunik ve mavi pelerin.
"Çok güzel olmuşsun." dedi tatlı tatlı gülümseyerek.
"Teşekkür ederim." gülümsesi büyüdü ve yanıma geldi.
"Seni krallıkta dolaştırayım istersen. Halk seni gördüğü için mutlu olacaktır."
"O kadar çok mu önemliyim?"
"Evet o kadar çok önemlisin."
"Seninle aynı anda odadan çıkmamız ve aynı kıyafetleri giymemiz tesadüf değil. Olamazda. Peki neden oldu bu?"
"Hislerimiz aynı çünkü. Hislerimiz zevklerimiz anlık olarak yaşadığımız duygular... her şeyde biriz Nova. Elbette farklılıklarımız var ama birbirimizi tamamlıyoruz. Lordlar ve Vârislerin bağı böyle bir şey."
"Çok tuhaf bir bağ. Sanki evliyiz ama değiliz. Birbirimizin yansıması gibi benziyoruz ama farklılıklarımız da var. Ve..."
"Ve sanki bana aşıksın ama aslında olmadığını da hissediyorsun."
"Evet. Öyle." ve ben bundan korkuyorum. Bir süre sessizce yürüdük. Saraydan çıkmış bahçesinde gidiyorduk.
"Saçlarındaki mavi tutamlar artmış." dedi sessizliği bozarak.
"Gittikçe sana benziyorum."
"Sandığından daha çok benziyoruz."
"Tabii öyledir."
"Ciddiyim. Yüz yıl önceki hâlini çok iyi hatırlıyorum."
"Dur ne?"
"Sana tekrar doğduğunuzu söylemediler mi?"
"O zırvalıkları biliyorum ama yüz yıl önce beni gördün mü?"
"Şu an kaldığın oda sana aitti Nova. Çok güzel bir bebektin."
"Bebek miydim?"
"Evet hem de en güzeli. Şu an o zamanki hâline yani ilk doğduğun görünüşüne kavuşuyorsun."
"O yüzden nefret etmedim yani? İnsanların arasında hiç sevmezdim bedenimde bir değişiklik yapmayı ama bundan rahatsız olmadım. Çünkü bu zaten bendim. Yoksa ortalığı birbirine katmasını bilirdim ama sadece hoşlanmamıştım. Yani bu ben olduğum için nefret etmedim. Öyle mi?"
"Kesinlikle öyle güzel vârisim."
Çok tuhaf hissediyorum kendimi. Beni buraya o mu bağlıyor yani? Ben... ben değişmekten nefret etmedim ve onlardan biri mi olacağım şimdi? Babam ve büyükbabam beni unuttular ve bir daha hatırlamayacaklar mı? Kimsesiz mi kaldım ben? Ölmek gibi bir şey bu!
"Kolumu kanatacaksın güzel vârisim."
"Ne? Pardon." Elimi gevşetmek yerine direkt çektim. Tuhaf bir şekilde baktığını farkettim ama önemsemedim. Bir şekilde gitmem gerekiyor.
"Ah iyi misin ufaklık?" küçük bir çocuk bana çarpmıştı birden bire. Yere düşünce eğilip ona baktım. Ne kadar da tatlı ve güzelsin sen öyle.
"Bağışlayın vârisim."
"Önemli değil. Sen iyi misin? Bir yerin acıdı mı?" kolu kanıyordu. Lorda döndüm.
"Yarasını sarabileceğim bir şey var mı?" şaşkınlıkla bana baktı lord. Sonra gülümsedi. Cebinden bir mendil çıkarıp bana verdi.
"Gel bakalım ufaklık." koluna uzandığımda çekinerek uzattı. Yarasını temizlemem gerekiyordu. Acaba elimle su oluşturabilir miyim? Bir deneyeyim. Parmağımı yaranın üzerinde tutup su oluşturmaya çalıştım galiba bocalıyorum... yok hayır parmağımdan su damlaları çocuğun yarasına doğru akmaya başladı. Bir dakika yarayı temizleyecektim ama su yarayı iyileştiriyordu. Siktir! Böyle bir gücüm mü var? Demek ki varmış. Yaranın hepsine suyun değmesi için elimi hafifçe dolaştırdım ve başka yerinde yara olmadığına emin olunca çocuğu kaldırdım. Şaşkınlıkla bana bakıyordu.
"Siz şifalısınız... teşekkür ederim vârisim."
"Ben neyim?" Arın elini omzuma koyup çocuğa gülümsedi.
"Daha iyi misin?"
"Evet lordum. Vârisimiz sağolsun çok iyiyim." Sonra da muhafızlar gibi eğilerek selam verip gitti.
"Bu inanılmazdı Nova."
"Ne inanılmaz?"
"Sen şifalısın. Buna sahip bir alfin yok ve sen ilksin."
"Bu iyi bir şey. İyi bir şey değil mi?"
"Fazlasıyla inanılmaz derecede iyi bir şey Nova. İnanılmaz derecede bir güç bu."
Şimdi beni asla bırakmak istemeyecek...
Gerçi gidersem de sözüne sadık biri gibi duruyor ya da hissediyorum her ne haltsa artık beni özgür bırakacak. Gitmek istediğimde gitmemi istemeyecek ama gidersem de beni durdurmayacak. Kalmam için çok uğraşacaktır belki ama yine de beni zorlamayacak. Umarım hislerim yanılmıyordur. |
0% |