Yeni Üyelik
2.
Bölüm

1.Bölüm☽

@olafsevdalisi

Öncelikle selamın aleyküm.


Hayde bismillahirrahmanirrahim başlayalım.


Bu duyduğum sesin son ses olduğunu bildiren bir tokat yedim. Kafam çok sert bir şekilde asfalta çarptı. Son gördüğüm yüz burnu kanayan adamın yüzü oldu. Sonrası yok.


......................... .........................................


Yanımdaki hareketlilikle uyandım. Başım çok kötü ağrıyor, niye böyle oldu kii. Gözlerimi açmadan elim başıma gitti. Uyanmaya çalışırken son olaylar aklıma tek tek düştüğünde bir anda dikildim oturduğum yerden, gözlerimi açıp etrafıma baktım. Bir arabadaydım. Karşımda adını bilmediğim kız oturuyor yanında arabadan inen pis adamlardan biri var ama kapıdan dışarıya doğru dönük. Benim yanımdaki adam varmış galiba o da indi büyük ihtimalle.


Kimse görmeden geri döndüm eski oturuşuma hala baygın olduğuma inansınlar. Ah be kardeşim uyanık olsan ya şimdi tam kaçma sırası. Ama ben tek başıma kaçamam bu kızı tek başına bırakamam alamam bu riski. O yüzden beraber kaçmanın yolarına bakacağız. İlk amacımız bu insanların kim olduğunu öğrenmek olmalı. Ya da kaçmak.


Ben düşüncelere dalmışken adamlardan biri arabanın içine girip karşımdaki kızın kolundan tutup kapıya doğru çekti. O sırada kız uyandı. Kendine gelmeye çalışırken çoktan kolundan tutup sürüklemeye başlamıştı bile. Diğer adamda benim kolundan tutup arabadan çıkarmak için sürükledi.


O sırada kızla göz göze geldik. Ona bir kafa işareti yaptım. Anlamadı ama bana uymasını isterim doğrusu kaçma şansımız varken kaçmalıyız. Etrafıma baktım ne kapıda biri vardı ne de etrafta, sadece kocaman bir konak vardı, ha bir de bu iki adam. Bu adamların amacı ne kimse de yok. Hayır hayır kötü düşünmek istemiyorum. Ama düşünülmeyecek gibi de değil ki.


Bu sefer kıza baktım. O da korkuyla bana bakıyordu. Adamların bize bakmadığından emin olduğumda kıza dudaklarımı hareket ettirerek, 'KAÇMALIYIZ!' dedim. Kafamla da arka tarafı işaret ettim. Adamlar'ın biri arabadan bir şeyler alıyor, diğeri de etrafı kolaçan ediyor ve kulağındaki kulaklığı ayarlıyordu. Bellerindeki silahlar beni korkutsa da denemekten başka şansımız yok.


Araba'nın geliş yönünde bir köy vardı eğer oraya ulaşırsak yardım bulabiliriz. Tekrar kıza baktım, kız benden hareket bekliyordu. Adam işini bitirmiş benim koluma tekrar yapışmıştı. Allahtan ki ellerimiz bağlı değildi. Başlayalım bakalım. Haydi bismillahirrahmanirrahim.


"Size bizi bulacaklar demiştim değil mi!! Buldular işte şansınız yok." arkama bakmaya çalışarak söylediğim şeyle ikisi de bellerindeki silahları çıkarıp etrafa bakınmaya başladılar. Kıza bakıp baş selamı verdim kızda anlamış gibi onu tutan adama döndü...


................................Asker................................


Biraz olsun gözlerimi kapattığım anda kapının açılmasıyla, daldığım uykudan uyandım. Şerefsiz Cafer geldi gene.


Kollarımdan asılı olmama rağmen dikleştim biraz. Vücudum bu hareketlerime hoş tepki göstermese de onun karşısında bitmiş şekilde duramam. Cafer'in adamları içeriye televizyon getirdiler. Baya büyük ekran.


"Yine neyin peşindesin Şerefsiz Cafer?" zor çıkan sesimle sordum sorumu. Odayı inleten mide bulandırıcı kahkahası beni daha da sinir etti. Bu kadar keyifli olmasının altında kötü şeyler yatıyor hissediyorum.


"Ya keyifli bir video buldum beraber izleyelim dedim. Kötü mü etmişim. Çay kahve falan ister misin." En son böyle dediğinde köydeki kadın ve çocukları toplatmıştı. Gözümün önünde onlara zarar vermişti. İnşallah bu kadar ağır bir şey değildir.


Cevap vermedim. Adamları televizyonu kurup gittiler. Sadece biri kaldı o da televizyon bağlama işlerini yapmak için. "Her şey hazır abi, başlatalım mı?" Kafa işaretiyle açtı televizyonu. Ekranda bir evin kapı önünü gösteren kamera vardı, kamerada siyah bir araba duruyordu. Önünde iki tane adam bekliyordu. Ne yapmaya çalışıyor bu adam. Birde büyük ekran getirmiş Şerefsiz.


Yanındaki adam telefondan bir yeri aradı ve adama verdi. "Çıkarın dışarı! İçeri girmeyin." kim vardı o arabada benden bilgi almak için elinden geleni yapıyor şerefsiz ama bir sonuç alamıyordu. O da her yolu deniyordu.


"Özlemişsindir. Dedim nişanlından daha fazla ayrı kalma diye hemen yanına getirdim. Bak bu kıyağımı unutma kimse yapmaz böyle."


Telefonu hoperlör'e verdi. O sırada dışarıya iki kadın çıkardılar. Kim bunlar tek gözümle görmek çok zor. Açık olan gözümü kısarak baktım sanki bu.. Şerefsiz pislik Ceylanı getirmiş, yanındaki kim Ceylanın.


"Ulan ulan! ne istedin lan zavallı kızlardan ha! Yetmedi mi yaptıkların ben varım ya köydeki insanları topladın ya daha ne istiyorsun şerefsiz."


Zincirlerden bir kurtulsam canını alacağım onun canını. "Niye zincirledin beni korktun değil mi? Senin canını alırım, kelleni uçururum diye. Bıraksana beni HADİ LAN BIRAK!! BIRAK DA SANA GÖSTEREYİM CEHENNEMİ!" o sırada telefondan ses geldi. Adam sesleniyordu.


"Bekleyin az daha." Adamlara verdiği cevaptan sonra bana döndü tekrar. "Bak diyorlar ki ne yapalım. Desem mi öldürün diye ister misin" Kızlara bakıyordum o sırada sanki kendi aralarında haberleşiyorlar gibi mi, yoksa bana mı öyle geliyor. Başörtülü kadın etrafı kolaçan edip. Onu tutan adama baktı. O sırada hoperlörden gelen sesin o kapalı kıza ait olduğunu anladım.


"Size bizi bulacaklar demiştim değil mi!! Buldular işte şansınız yok." ne yapmaya çalışıyor bu kız. Etrafında kimse de yok. Keyfi yerinde olan Cafer ekrana bakma gereği bile duymadan benim verdiğim tepkileri izliyordu.


Kızın söyledikleriyle adamlar direk geldikleri yola doğru silahlarını çektiler. Başörtülü kız Ceylan'a kafa işareti verdi. Yanındaki adama döndü. Biraz uzaklaşıp adamın elindeki silaha tekme attı. Silah fırlayıp gitti. Gülümsedim yaralı ağzım acısa da gülümsedim.


Başörtülü kızın yaptığıyla şaşıran adam daha şoku atlatamadan Başörtülü kız adamın kafasına tekmeyi bastı. Adam tek dizi üzerindeki duruşundan direk yere yığıldı. Kız adamın elinden düşürdüğü silahı aldı. Yerdeki adama doğrulttu.


Ben artık kahkaha atmaya başladım. "Evet ilk kez bir konuda haklıymışsın Cafer! Keyifli bir video. Sende izle bak çok keyifli bu anı kaçırma. Bak bak çabuk kaçırıyorsun, can alıcı yerini." Benim sözlerimle neye uğradığını şaşırdı Cafer. Ekrana baktığında yerde adamını beklemiyordu. Caferin yüzündeki o pis sırıtışın yok olması daha da keyiflendirdi beni.


Kız beklemeden yere düşürdüğü adamın yüzüne topuğunu geçirip bayılttı. Aa dur hayır bayıltamamış. Bayılmadığını anlayınca bir kez daha vurdu. Bu sefer hareketsiz kalldı yerdeki adam. Beklemeden Ceylan'ın boğuştuğu adama gitti.


"Şşşt aloo!! bak bak buraya bak bi, arkadaşın bayıldı kaldır öyle devam ederiz." adam Başörtülü kıza döndü. O sırada Ceylan bu fırsatı değerlendirip adama bir yumruk attı. Tamamen başörtülü kıza döndü. Adam beklemeden kıza yumruk attı kız atik hamleyle yumruktan kaçtı ve yumruğunu geri çekmesine fırsat vermeden kolunu kavradı ve büktü. Adamın arkasına geçip diz kapağının arkasına vurdu adam ilk vuruşta düşmedi kız hırslanıp daha sert vurdu sesi buradan ben bile duydum.


"Ne yapalım kıralım mı kolunu HAA! " bağırarak tuttuğu adamın kolunu iyice büktü adam iyice kıvrandı. Bu şerefi sana bırakıyorum tatlım diyerek Ceylan'ın yumruk atmasına fırsat verdi.


Ceylan adama öyle bir yumruk attı ki adamın dişleri kırılmış olabilir. Yetmedi karnına, ayağının ucuyla vurdu. Adam iki büklüm oldukça başörtülü kız daha da kaldırıyordu. "Çok oyalandık hadi gidelim!" Ceylanın sözleriyle başörtülü kız kolunu tuttuğu adamın kolunu iyice büktü ve kırıldığını duyduğumuz bir ses ardından acı bir yakarış. Adam yere yığıldı. Kız adamın yüzüne vurup adamın sesini kesti.


"Diğer adamın üzerindeki silah şarjör ne varsa al." ikisi de adamların üzerindekileri alıp arabaya bindiler.


"Ne duruyorsunuz yakalasanıza kızları. Beni mi bekliyorsunuz. Beceriksizler!!!" son kez arabanın arkasından bakıp Cafer'e döndüm.


"Ne oldu Cafer muradına eremedin mi. Ama harika videoymuş bayıldım çok kısa sürmüş ama fragman mıydı bu. Sanki devamı çok yakında gelecek gibi. Ya hani demiştin ya çay kahve ister misin diye şuan demli bir çaya hayır demem, aşırı keyiflendim. Bu arada sağ ol acılarım biraz olsun dindi." Hiçbir yaram ilk zamanki kadar acımıyor keyiftenmidir nedir.


Gelip zaten dağılmış yüzüme bir yumruk daha attı." Kes sesini yoksa o ses tellerini koparırım." 32 diş gülümsüyordum. "Sustum sustum. Merak etme bu keyifi uzun süre unutmayacağım, sana da unutturmayacağım." Ben kahkaha atarken o odadan hızlı ve sinirli bir şekilde çıktı.


"Kızlar inşallah kaçar da kurtulurlar. Onlara hiçbir şey olmaz." ama keyfim yerine geldi o yüzden birazcık dinlenebilirim artık.


...............................Kızlar..................................


"Sen kimsin böyle ya. Adamları yere serdin. Kaçtık kurtulduk." yanımdaki kız kadar rahat olamıyordum malesef.


"Tam anlamıyla kurtulmuş değiliz. Ya peşimize düşerlerse." Dikkatli şekilde rampa aşşağı inerken. Biryandan da gelen var mı diye kontrol ediyordum. Köye bir varsak orada yardım bulabiliriz.


"Yerle bir ettik onları nasıl gelsinler hem arabayı aldık neyle gelecekler." Hala gerginliğim devam ediyordu. Bu işte bir iş var.


"Bilmiyorum. İçime sinmeyen birşeyler var. Sanki daha kalabalıklar gibi geliyor. Polis ya da Jandarmanın yanına gitmeden de rahatlamayacağım." O sırada köyün ışıklarını daha yakından görür olduk.


"Bu arada ben Ceylan adlarımızı bilelim bari birşey olursa diye. Hem kurtulmasakta biraz olsun engelledik." haklı sanki.


"Bende Açelya. Şimdi rahatlamanın zamanı değil. Kim olduklarını bulmamız lazım. En azından seni neden kaçırmak istediklerini. Kimsin sen onu söyle, seninle ne gibi bir dertleri olabilir." arkayı kontrol ede ede ilerliyordum. Gelen olacak olursa basacağım gaza ölürsek de yolda ölelim. Köye az kaldı zaten.


"Ben Ceylan Tuna. Kimya mühendisiyim. Ankara da ilaç üretim firmasında çalışıyorum. 6 aydır nişanlıyım. Nişanlım asker. Ankara da görev yapıyor. Ama şuanda göreve çıkmış olması lazım." Nişanlısı asker olduğu için kaçırmak istiyor olabilirler mi.


"Aa Turan abi düşmanın elinde esir olarak tutuluyor bununla ilgili olabilir mi?" Bence tam olarak bu yüzden.


"Tam olarak neyin oluyor bu abin senin onu anlat. Çabuk anlat köye girmek üzereyiz."


"Yakup'un timden arkadaşı ama benimde çok sevdiğim abimdir. 2 hafta oldu galiba düşmanın elinde esir düşmüş onu arıyorlar. Evet, tabii ya onun ailesi şuan koruma altında. 2 ihtimal var bence ya ailesi koruma altında diye timden herhangi birini tehdit etmek için kaçırdılar beni ya da beni Turan abinin nişanlısı sanıyorlar. İkisinden biri de olabilir."


O durumu anlatırken köye geldik. "Bunu biraz rahatlayıp tekrar konuşacağız anlaştık mı? Unutma sözlerini." Köy meydanına gelip arabayı durdurdum. Birkaç kez kornaya bastım kim varsa çıksın ortaya diye. Evlerden erkekler çıkıp geldi bir süre sonra. Ne oluyor der gibi baktılar.


Arabadan inip adamlara doğru ilerledim. "Abi yardım edin bize bizi kaçırdılar. Zor kurtulduk ellerinden başkaları var mı bilmiyoruz. Lütfen yardım edin." Abilere söylememizle koşup geldiler yanımıza.


"Tamam kızım sakin olun siz. FATMA NİNEEE!" seslenmesinden bir süre sonra arka tarafımızdaki evin kapısı açıldı. Yaşlı başında oyalı beyaz yemenisi ile bir nene geldi ağır ağır. Elini öptük, "Derdiniz nedir kuzular. Bu haliniz ne sizin." nenenin sözleriyle üstüme başıma baktım. Kir pas çamur içindeydi kıyafetletim. Zaman kaybetmeden derdimizi anlattım.


"Nenem bugün iki adam bizi zorla kaçırdı. Şu tepede bir konak var oraya götürdüler. Kim olduklarını bilmiyoruz, zor bela arabalarını alıp ellerinden kaçtık ama kim olduklarını bilmiyoruz başkaları da var mı onu da bilmiyoruz. Yardım edin bize, lütfen." konuyu kısaca anlattım. Nenem dinledi sadece, biraz yüzümüzü inceleyip yanındaki adamlara yapmaları gerekenleri söyledi.


"Ne durursunuz Ahmet! Arabayı saklayın iz bırakmayın bu köyde bu kızları kimse görmedi söyleyene hakkım helal değildir. Bari bu kızcağızları kurtaralım. Hayde!" nenenin sözleriyle herkes bir iş peşine düştü.


"Kızlar gelin benimle iz bırakmayın arkanızda." Arkasından yürüdük. Eyvah Adar, onu almadan gidemem. Arabada olması lazım. "Nenem Adar'ı almam lazım. Arabadadır herhalde. Alayım hemen." Bir şey demesine fırsat vermeden koştum arabanın bagajına. Bagajı açtım içinde Adar'ım ve yarenleri duruyordu öylece. Geriye kalan çantaları da aldım bagajı kapatır kapatmaz nenenin yanına koştum. Amcalar ben arabanın arkasından çekilir çekilmez hızlı hızlı götürdüler arabayı.


Nene az önce çıktığı eve soktu bizi, kapıyı kapatıp beklemeden kapı'nın önündeki halıyı kaldırdı. Halının altında sığınak tarzı bir kapı vardı. Orayı açtı bizi içeri soktu. Kendisi de arkamızdan girdi.


"Şimdilik burada saklanın tamam mı? Sakın çıkmayın dışarıya. Bunlar terörist topluluğu devamı vardır bu namussuzların. Günlük gelir kontrol ederler bizi telefon elektronik ne varsa aldılar hepsini kimseye haber veremiyoruz belki sizin sayenizde bizde kurtuluruz. Hem siz anlatın, nasıl oldu da bu adamların eline düştünüz." Teröristlermiş tahminimiz doğru çıktı adamlar şantaj yapmak için kaçırmışlar bizi.


Ceylan'a baktım o da anlamış gibi korkuyla bakıyordu bana. "Nenem ben Açelya bu da Ceylan. Ben konuya tam hakim değilim Ceylan anlatsın." Ceylan hızlı hızlı anlattı bende o sırada düşünüyordum nasıl kurtulacağız, bizim yüzümüzden ya köylülere zarar verirlerse. Viicdan azabından ölür giderim herhalde.


"Ah be kuzularım demek esir tutulan asker sizin askeriniz ha. Bu şerefsizler köyümüzde ne kadar kadın çocuk varsa Türkler'e şantaj yapmak için kaçırdılar. Ne yaptılar onlara bilmiyoruz içimiz yanıyor. Köylü perişan halde Türkler gelip'te kurtarsın diye bekliyoruz. O asker bizi korumak için çok yara aldı ama o kadar teröriste dayanamadı. " Nenem acılara dayanamayıp ağlamaya başladı. Demek tek tutsak bizler değiliz ha. Asker'in durumu nasıl acaba. Yaşıyor mu ki ama yaşıyordur bizi kaçırdıklatına göre.


"Nenem çok geçmiş olsun inşallah Türkler gelip kurtaracak bizi buradan hiç tasa etme sem. Allah'ın izniyle gelicekler onları yok edip çocuklarımızı kadınlarımızı kurtaracaklar. Siz kimsiniz burası neresi onu anlat hele." Her ne kadar kötü bir durum olsa da en azından bir şeyler yapmamız lazım. Kurtulmak için çabalamak lazım.


"Biz Özbekistan dan gelmişiz yıllar önce. Özbek göçmeniyiz biz. Burası da Türkiye'nin Niğde şehri." E yok artık biz o kadar nasıl geldik ya. Hadi geldik biz o yolda hiç mi uyanmadık. Var bunda da bir iş.


"Nenem biz de Ankaradaydık nasıl oldu da bizi bu kadar yolu uyandırmadan getirdiler anlamadım. Hem bak biz kardeş ülkelermişiz. Kanımız çekmiş herhalde." dedim gülümseyerek.


"Nenem bizi burada bulurlar mı? Ya da bizi bulmak için size bir zarar verirler mi?" Ceylan'ın sorduğu soru hepimizin olmayan keyfini de kaçırdı. Nenem eğdi kafasını yere.


"Sizi bulurlar mı bilmem kızım ama yavrularımızı bizden aldılar, sizi almalarına izin veremeyiz korkmayın siz." Diyecek bir şey bulamadım ki ne diyeyim. Boğazım düğümlendi ama benim yüzümden zarar görecek olurlarsa dayanamam ki.


İçim burkuldu. O sırada dışarıdan araba sesleri geldi. Ceylan ve neneyle göz göze geldim içimi bir korku kapladı..


YORUMLARINIZI BEKLİYORUM


Loading...
0%