@olafsevdalisi
|
HOŞGELDİNİZZZ.. HAYDE BİSMİLLAH. Otobüsün bir anda fren yapmasıyla yanımdaki kızın üstüne savruldum. Zaten savrulacak olsam da savrulamam, mübarek otobüs tıklım tıklım olunca. Ya bu otobüslerde oturduğumu göremeyecek miyim bu saatlerde. Neyse kafamı bunlarla meşgul etmemeliyim, 2 gün sonraki yarışmayı düşünmem lazım. Oyy çok heyecanlıyım. Nasıl olucak, nasıl bitecek. 2 gün sonra Bursa da Geleneksel Türk okçuluğu yarışması var 30 metreden atış yapacağım. Birkaç gündür atış için antrenman yapıyorum. İnşallah kazanabiliriz topluca ya. Kulübümle birlikte gidiyorduk. Takım olarak kazanmalıyız. Kendi kendime düşüncelere dalmışken arkamdan biri dürtükledi. Arkamı döndüm adam geçmek için yol istiyor baktım benim geçeceğim yer yok arabadan indim aşşağıya adamın geçmesi için yol açtım. Eve yaklaşmıştım şükür. Adam indi geri binmek için bir hamle yapacaktım ki fazla dolu olduğunu gördüm. Binmekten vazgeçtim, geri dönüp evden tarafa doğru yürümeye başladım. Aman 10 dakikalık yol yürüme mesafesiyle bir şey olmaz. Hem yürüyüş yapmış olurum (asla otobüsün sıcaklığı ve kalabalığı bunaltmadı yok yok ya ondan kaçmadım). Az yorulmamışım gibi. Yürürken müzik dinlemek isterdim ama kulaklık çok uzak bir yerde. Cebimde. Şimdi kulaklığı çıkarda kabloyu çöz de şarkıyı seç. Ohooooo çok zaman alır aman bir şey olmaz sessiz sessiz yürürüm işte daha ne olsun. Hava kararmaya başlamıştı. Annem kesin kızacak geç kaldım diye, ama ne yapayım otobüs gelmedi. Yolun yarısını kendimle konuşarak yarılamıştım. Kendi kendime şarkı mırıldanmaya başladım. "Bu kente yalnızlık çöktüğü zaman, dırırım Sesin geldiği yöne doğru baktım. Bir kız iki adam tarafından kovalanıyordu. Yolun ortasında durmuş sokak arasına bakıyordum o sırada kız beni gördü ve bana doğru koşmaya başladı. Kıza döndüm tamamen. Yardım et yardım et diye bağırarak geliyordu. Koştu geldi benim arkama saklandı. Koşan iki adamı "Hop hop, bir sakin olun ne oluyor ya akşam akşam ne diye kovalıyorsunuz kızcağızı." Diyerek durdurdum. Kızın arkamda titrediğini hissediyorum o kadar mı korkuyor. "B-beni kaçırmak istiyorlardı kaçtım bende. Gerçekten benim bir suçum yok tanımıyorum adamları. Yardım et lütfen. " Dedi kız arkamdan. Adım adım bize yaklaşan adamları durdurdum elimle. "Hanımefendi, çekilir misiniz. Bizim kardeşimiz o biz neden kardeşimizi kaçıralım. Yalan söylüyor çekilin de alalım kardeşimizi. Söylemesi ayıptır, kafadan gidik biraz. " Eliyle deli der gibi işaret yaptı. Hiç inanasım gelmedi niyeyse. "Vallahi tanımıyorum onları. Lütfen onların eline verme beni yardım et." Bırakmam zaten kızı da ne ayak bunlar. Polis gelsin kardeşlerini ki gerçekten kardeşleriyse polisten alsınlar. "Bu zamanda kardeşim diyene de güvenemem ben. Ne derdiniz varsa polis gelince çözün. Gerçekten kardeşiyseniz uzatmadan biter zaten bu iş. Kızı size veremem." Bende çok güçlü bir şeymişim gibi. Ama ne olursa olsun benden yardım isteyene yüz çeviremem. Lügatımızda yok böyle bir şey. "Hanımefendi!! Kardeşim diyorum, hasta diyorum siz polis diyorsunuz. Karıştırmayın polisi işin içine. Uğraştırmadan verin kardeşimizi bize." Alttan alttan bir tehdit seziyorum sanki. Bu sözlerden sonra hiç vermem kızı bu adamlara. "Ben onu bunu bilmem işinizi polisle halledin. Polis gelene kadar buradayım. " Konuşurken bir yandan da 112'yi aradım. Bir kaç çalışta açıldı telefon. "Alo iyi günler-" Bir şey söylememe fırsat vermeden adamlar üstümüze doğru gelmeye başladı. Omzumu tutan kişi iri yarı olan adamdı. Eli hala omzumdaydı. Onun bir şey yapmasına fırsat vermeden yayı tutan elimle yayı bırakmadan burnuna yumruğu geçirdim. Adam biraz sersemledi. Kıza baktım diğer adam da kızı tutmaya çalışıyordu. Diğer adamın arkası bana dönüktü, diz kapağının arkasına tekmeyi bastım. Adam dengesini kaybedip yere düştü. Düştüğü anda kafasına yayın kabzasını geçirdim ve kızın da kolunu tutup koşmaya başladım. Ulan adamlar bizi çiğ çiğ yiyecekler. Telefonum orda kaldı. 112 inşallah anlamıştır da bir ekip göndermiştir. Koşmaya devam ederken arkamı kontrol etmek için bir döndüm ki dönmez olaydım. Adamlar toparlanıp da koşmaya başlamışlar bile hatta baya bir yaklaşmışlar. "Kız koş koş yaklaştılar. Canın pahasına koş!" Deyip kızı sürüklemeye devam ettim. Kız korkudan sadece ağlıyordu. Tam neredeler diye arkama bakacaktım ki enseme inen sert cisimle arkama bakamadan düştüm yere. Çok fena başım dönüyordu. Yere düştüğüm şekilde kaldım. Kafamı çevirip kıza baktım. Yanımıza gelen arabanın içine bindiriyorlardı. Bir yandan da bağırıyordu, "Ne olur bırakın bizi o kızın hiçbir suçu yok bırakın lütfen." Diye bağırıyordu. Gözlerim kararmaya başladı. Ama ayağa kalkmam lazım. Pes edemem. Tam ayağa kalkmak için hamle yapmaya çalışırken, burnunu, büyük ihtimalle kırdığım adam beni sırt üstü çevirdi. Yüzüne baktı ama ben yüzünü göremeyecek kadar bulanık görüyordum. "Ahmet hadi oğlum polis geliyor, oyalanma. " Dedi sağ taraftan biri. Tepemde dikilen adam iğrenç bir sesle konuştu. "Sadece kızı almamız gerekiyordu. Ama seni de almaktan büyük keyif duyacağım. " Demesiyle bu duyduğum sesin son ses olduğunu bildiren bir tokat yedim. Kafam çok sert bir şekilde asfalta çarptı. Son gördüğüm yüz burnu kanayan adamın yüzü oldu. Sonrası yok. YORUMLARINIZI BEKLİYOR OLACAĞIM |
0% |