Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1🏹

@olafsevdalisi

Ya Hak diyerek başlıyorum hayde bismillah🏹


..............................................................................


"Abi gözünü seveyim aç şu klimayı yaa eridik burda" diye bağırdı, şoföre Mine. Etraftan Mineyi desteklercesine mıtırıltılar gelince sonunda açabildi klimayı şoför. 30 derece sıcağın altında sıkış tepiş bir otobüse binmek  bir de klimaların çalışması kadar bunaltıcı bişey yok bence.


"Ulan adam zaten 40- 50  kilometre ile gidiyo birde kasislerde yavşlıyo şimdi in amca aşşağı ben süreyim şunu diyesim geliyo. " dedim o kadar otobüs tecrübem var bunun kadar yavaş gidenini görmedim ya 20 dakikalık yolu 40 dakikaya çıkardı iyi mi.


Kızların hepsi haklı olduğumu belirtircesine kafa salladılar. Klima açılınca bi rahatlama geldi sanki bi gözüm açıldı. Neyseki yolumuz az kaldı varmak üzereyiz heyecanla beklediğim yere.


"Bana bi heyecan basıyo bi elim ayağım hoş oluyo bee" dedim heyecanımı bastırmaya çalışırken.


"Kızım bi sakin ol ya sanki bana sevdiğine gidiyo at kızım bunlar bir heyvan heyvan. "dedi hafif gülerek Sare.


" Onun amacı farklı o ok atmak için gidiyo oraya ona bu heyecanı bilirim ben."dedi Sinem. Hıh ne var yani hem atı hem ok atmayı sevdiğim için 30 derece sıcakta 1 saatlik otobüs yolculuğu yaptırdıysam ne var yani ne güzel ter attılar.


"Bikerem atlar benim en sevdiğim ve en çok görmek istediğim hayvan  şu yaşıma kadar ilk kez  görücem illaki olucak heyecan okçuluğa gelirsek sizde istediniz ok atmayı tek sorumlu ben değilimkine" dedim trip atar gibi.


"Tamam tamam demedik bişey" dediler gülerek. Son kalan 10 dakikalık yolu da klimanın serinliğiyle biraz olsun rahatlayarak geçirirken, kızların benim için bu sıcakta otobüs yolculuğunu çekmelerini düşündüm her biri benim için ayrı değerdeler.


Sinem minnakımdır. Hep neşe doludur, herkese anında güvenir, güvendiği kişiler kötü insanlar olsalar bile kırılır üzülür ağır şeyler yaşar üzüntüden zayıflar ama kimseye bişey söylemez. Kendi içinde yaşar herşeyi. Açık kahve gözleriyle minicik burnu ağzıyla kısa boyuyla tam bir şirinlik abidesidir.


Sare tam bi aşko kuşko kızlardandır. Tek farkla sınırları vardır herkese karşı onu aşarsan farklı biriyle tanışırsın eğlencelidir yani ben çok eğlenirim onunla. Doğal güzeldir o ela gözleri pürüzsüz cildi vardır. Siyah giyimiyle gayet çekici görünür.


Ve Mine benim sırdaşımdır diğerlerine anlatamadığımı ona rahatça anlatırım tam bi abla havası vardır. Güvenirsin ona açıksözlüdür. Ama yufka gibi yüreği vardır kimseyi kırmaz kırarsa kendi üzülür dertlenir. Upuzun kirpikleri kahve gözlerini çevreler dolgun yüzlü ve dudaklıdır. Uzun boyludur.


Ve ben, ben Hare kendi halinde takılan sakın bir hayat süren tek derdi kitap ve çizgifilm karakterleri olan biriyim, biraz içe kapanık biriyim dinime dikkat etmeye çalışarak yaşamaya çalışıyorum, dobrayım. Eğlenceli ve deliyim ama sevdiklerime karşı, dışarıya sakin ve nazik olduğumu söylerler. Uzun boyluyum kahverengi çekik gözlerim dolgun dudaklarım ve hafif tombik yüzüm var.


Biz nasıl oldu da bu kadar zıt karakterliler olarak toplandık diye düşünürken ineceğimiz durağa yaklaştığımızı gördüm, kapıya doğru hep birlikte ilerledik ve düğmeye basmaya çalıştık ama sonuç başarısız şunları bi düzeltip tamir etseler şaşarım zaten.


"Abi durakta indirir misin! " diye bağırdım. "Düğme var bassana kızım ne bağırıyon " dedi. "Amca düğme çalılışmıyo çalışsa basacam." dedim adam bişey demeden açtı kapıları indik sonunda şu ağır vasıtadan.


"Sonunda indik yaa şükür eriyeceğim sandım  " dedi Sinem. Haklı.


Mine "Hadi beklemeyelim sıcağın altında hem zaman kaybediyoruz de hayde" dediği gibi koştur koştur çiftliğe doğru ilerledik. Çiftliğe girdiğimizde ilk önce solumuzda bizi kafe tarzı serinleyebileceğimiz bir yer karşıladı. Hemen yanında da sanırım çiftlik işletmecilerinin ofisi var. İleride atlara bine bilmek için alan ve uç sağ kısmında da ahır diye düşündüğüm büyük bir bina var. Benim için en önemli yer olan okçuluk alanı göremedim onu galiba arka kısımlara koymuşlar.


Hep birlikte ofise ilerleyip girdik içeri geniş bir alanla karşılaştık 3 yanımızda masalar var gelenlerle burada ilgileniyorlar galiba diğer 2 masa doluydu boş olana geçtik nazik bi beyfendi karşıladı bizi bizimle ilgilendi, ahırı gezdirdi üstünkörü. Tam içeri girip atları gösterecekken ben dayanamayıp okçuluk alanını sordum. Geliş amacım buydu zaten. Beyfendinin ismi Yağızmış galiba, şaşırdı ilk kez duyar gibi. Kendini toparlamak için kafasını salladı.


"Buyrun önce okçuluk alanını göstereyim o zaman" dedi ve ofislerin arkasına doğru yürümeye başladı. Yürürken buraya gelenlerin ok atmakla ilgilenmediklerini daha çok binicilik yaptıklarını şaşırmasının nedeninin bugün içinde okçuluk alanının çok kullanılmak istenmesindenmiş. Diye anlatarak şaşırmasının nedenini açıkladı.


Böyle konuşarak atış alanına vardık. Heyecanımı belli etmeden ilerlemek çok zor. Alan çok kalabalıktı buna üzüldüm kimse olmaz diye düşünüyordum. Biz alanı incelerken isimlerimizin seslenildiğini duyduk gördüğüm kişiler moralimin bozulmasına neden oldu.


...............................................................


İlk kitabım, nasıl yazmam gerektiği hakkında bir fikrim yok eğlence amaçlı yazmak istedim. Acemiliğim'den dolayı oluşan anlam bozuklukları yazım yanlışlarımı maruz görün 🏹🏹🏹


Loading...
0%