@olafsevdalisi
|
Hayırlı Ramazanlarrrrrr ve iyi okumalar. Binanın önünde öylece bekliyordum. Neden bilmiyorum ama bekliyordum. Ne düşünmem gerekiyor, sanırım fazla dozda mutluluk aldım. İyice delirdim ya çok yoruldum galiba ondan. Kendime geldim şöyle bi. Silkelendim kafamı boşalttım. Zile bastım annemin kapıyı açmasını bekledim. "Kim o? " Diyafondan meşhur ses yükseldi. "Aç!" Dedim kapı açılınca girdim içeri. Biz Türkler beenn ya da aaç kelimelerinden ses tanıması yapıp ona göre kapıyı açıyoruz ya. Bayılıyorum bu kendimize has özelliklerimize. Ben kendi kendime düşüne düşüne 2. Kat'a çıkmıştım bile. Asiye teyzenin evinin önünden çıkarken kapı açıldı. "Hare, kız dur hele bi bekle beni. " Deyip durdurdu beni. İçeri geçti, muhtemelen anneme vereceği birşey var. "Bekliyom bekliyom. " Diye seslendim içeri doğru. Oy yorulmuşum ben ya heryerim ağrıyor. Elimde su toplamış, su toplayan yer de patlamış. Acısı daha yeni yeni geliyor. Ha bide açım. Yorulunca teyzem gelene kadar oturdum merdivene. Başımı merdivenin soğuk fayansına dayadım. Evet pis farkındayım ama hem sıcakladım hem yoruldum mecbur. Oturmuş dinlenirken geldi Asiye teyzem. "Al kızım kabartlama yaptıydım. Götür de yersiniz. " Mis gibi koktu miss yesem mi birtane. "Sağ olasın Asiye teyze eline sağlık mis gibi kokuyo. " Deyip kokladım şöyle bi. "Afiyet olsun. Hayırdır nereden böyle elinde poşetle. " Hiç kaçmaz gözünden hele hele. "Arkadaşlarla gezmeye gitmiştim de oradan geliyorum. Sen nörüyon bakim." Pek tatlı bu kadın ya ama tam bir gözcüdür. Kimse kaçmaz gözünden kamera gibi. "Napim kız evdeyim bende. Dedim bi kabartlama yapayım hep beraber yiyelim. " Hamarat kadın seni, 5 dakika boş durmaz helal olsun. "Vallahi iyi etmişsin eline koluna sağlık. Neyse ben çıkayım artık Allah'a emanet." El sallayarak merdiveni tırmanmaya başladım. "Annene selam söyle hadi görüşürüz." "Aleyküm selam onunda selamı vardır. Hayırlı akşamlar. " Deyip. Çıktım yukarı. Dayanamayıp kabartlamalardan birtane aldım. Yiyerek eve çıktım. Ayakta yenmez biliyorum ama tansiyonum düşerse ya. Ya merdivenlere bayılır kalırsam. İç sesim, Ay bide bayıl istersen Feriha diyerek bozdu gene beni. Bazen çok gıcığım bu iç sesime. Ya binayı yaparken niye asansör koymazlar ki yukarı çıkana kadar benim canım çıktı. Acaba şu boşluğa yapılır mı? Yok ya küçük kalır olmaz buraya. Ben böyle kendi kendime konuşurken bizim kata çıktım annem kapıda bekliyordu. "Selamın aleyküm anacığım. Asiye teyzenin de selamını getirdim sana." "Ve aleyküm selam. Nerde kaldın kız. Kaç oldu saat. " Saat hakikaten kaç oldu bilmiyorum ama bakacak dermanım yok. Ayakkabılarımı çıkarttım içeri girdim. Ağzımdakini yutup konuşmaya başladım. "Bilmiyorum ki saat kaç oldu. Anca geldim. Sen nöördün söyle hele." Üstelemeden kapattı konuyu anacığım. "Ne yapayım, evde yemek yaptım komşulara gittim. Oturduk öyle. Senin nasıl geçti günün anlat bakayım. Ok atmışsın yine, Sare dedi. " Ne ara konuştular kız bunlar neyse. "Elimimi yüzümü yıkayayım geleyim bekle. " Önce şalımı açtım bone mi çıkardım Allah'ım bu ne sıcaktır. Yandım yandım. Şalım su gibi olmuş direk banyoya attım. Soğuk suyla bir abdest aldım. Kendime geldim. Direk odaya gidip saate baktım. İkindi vaktinin çıkmasına az zaman kalmış. Hemen üstümü çıkartıp pijamalarımı giydim. Namaz kıyafetlerimi giyip ikindi namazına durdum. Namazı ağır ağır kıldım. Dinlendirdi beni namaz kılmak. Namazımı bitirip seccade de duamı ettim, tesbihimi çektim. Üstümdeki bütün kötülüklerin gittiğini hissettim resmen. Namaz kıyafetimi çıkardım ve rahatlamış bir şekilde salona hoplaya zıplaya gittim. Namaz olmayan enerjimi yerine getiriyor var mı bundan daha güzeli. "Ben geldimmmm. Özledin demi beni doğru söyle. " Diyerek annemin yanına oturdum. Elinde benim börküm vardı. Meraklı Melahat ım bekleyememiş beni. "Yo niye özleyecekmişim ne güzel ev sessizdi. " Tabi canım yolda 2 kere arayan annem mi diyor bunu. Şakasına "Aa aa neden öyle diyorsun alındım gücendim." Diye karşılık verdim. Bende oda güldü. "Ne yaptın bakayım anlat yarışma yapmışsın aldım haberini. Yarışma yaptığın kişi kimdi, neyin oluyordu. Tanışıyormuydunuz. " Eveett soru yağmuru başlamıştır. Ben erkek olan ortama pek girmem.Tabi elimden geldiğince. Haram kardeşim haram. Ama bugün çok bile durdum Allah'ım sen affet beni. "Yok annem tanışmıyorduk. Orda tanıştık o da geleneksel okçulukla ilgileniyormuş. Dedi uzun süredir kimseyle yarışmadım yarışalım mı dedi. Normalde kabul etmeyecektim ama çok ısrar ettiler bende kabul ettim. " Elimle saçlarımı geriye doğru savurdum. Havalanırmış gibi. Annem merakla bakıyordu. "Tabi sonra ne oldu kızın bütün hünerlerini sergileyip atış yaptı ama kazanamadım. Berabere kaldık. Sonradan öğrendim ki bu çocuk atış yaptığımız mesafede çok iyi atış yapıyormuş berabere kalmam bile çok iyi bir şeymiş. " üstünkörü anlattım anneme olanları. Kafa salladı ve sorularına devam etti, "Ee, sonra kim kazandı bir yarışma varsa ortada kazanan da vardır değil mi? Sen mi yendin onu?" Maalesef be annem, adamı yenmek kolay mı. Mübarek Osmanlı askeri gibi. "Yok yenecek kadar kalmadım, geçe kalmayalım diye erken çıktık. Ama ama kızları küçük gören biri vardı orda ben de kızların her şeyi yapabileceklerini sadece biraz çalışma gerektiğini gösterdim oradakilere. En azından çeneleri kapandı." Annemin yüzünde bir gülümseme oluştu. "Eline koluna sağlık helal olsun kızım. Sözlerinle değil yeteneğinle ağızlarının payını vermişsin." Hehehe evet oldu öyle şeyler. Ama o yüzündeki ifadeyi görmek çok iyi geldi bana. "Peki bu ne nereden aldın bunu?" Elindeki börkü işaret ederek konuştu. "Bu da orada yarışırken oranın sahibi geldi yanımıza. Benim atışlarımı izlemiş bide bi kaç olay daha olduydu, onlara dayanarak gerçekten yürekten atış yaptığımı söyledi. En son giderken de bana hediye etti bu börkü. Gerçek tilki kuyruğu ve deriden yapılmış. Güzel değil mi." Annem gülümseyerek baktı yüzüme. Ama sonra bir şey fark etmiş gibi kaşları çatıldı. "Sana bunu verme nedenlerine sevindim ama dedin ki gerçek malzemelerden yapılmış çok pahalıdır. Her ne kadar hediye olsa da çok fazla." Annem de benim dediğimi dedi. İşte kimin annesi aynı bana çekmiş. "Bende bu yüzden almamak için çok ısrar ettim ama dinlemedi Hasan amca, azarladı hatta. Kızlara da küçük bir hediye verdi. En son bari birazını ödeyeyim dedim. Ona daha çok kızdı. Senin gibi okçuların yükselişinde katkıda bulunmak benim için en büyük ödenek zaten dedi. Senden tek istediğim kendinizi geliştirin ve adınızı tüm dünyaya duyurun. Köklerinize sahip çıkmaya devam edin gibi şeyler söyledi. Daha doğrusu ben öyle yorumladım. Böyle olunca bir şey diyemedim." Annem de gülümsedi. "Helal olsun adama. Adam sana güvenmiş daha çok çalış bundan sonra sözünü tut. Maşallah sana." Mutlu olmuştum. Annem verdi elime börkü, "Gözünün göreceği bir yere koy hatırladıkça daha çok çalış çabala." deyip verdi elime. Kitaplığımın en üst rafına koydum gözüm sürekli görür onu. Bir süre börke öylece baktım. Neden baktığımı bilmiyorum sadece bakmak huzur ve mutluluk veriyor. Bir anda kendime geldim anneme yardım için mutfağa gittim. "Anne ne yapıyorsun?" diye sorup yaptığı şeye bakmak için ocağa eğildim. "Pilav yapacaktım yemeğin yanına." dedi. Annemin elinden aldım kaşığı ve içeri gönderdim onu. Enerjim varken yapayım. Pilavı yapmaya başladım. Arkada şöyle güzel bir ilahi çalmasın mı mis gibi. Telefonum odada kalmış bir koşu gidip alfım telefonu. Müzik yerine girerken ekrana bir arama düştü. Ablam arıyordu. Açtım hemen. Bir yandan da pilavı yapmaya devam ettim. "He abam ne oldiiii." Onu gıcık etmek hoşuma kaçıyor ya. "İllaki bişey mı olması gerekiyor. Cık cık cık ben normal zamanda aramıyormuyum seni niye öyle diyorsun ki. Siz beni istemiyosunuz anladım ben." Sesi kısıldı sonlara doğru. Allah'ım biraz uğraşmaya gelmiyo ben sevmedim bu halini ya bu ne herşeye bi ağlamalar sinirlenmeler. Napacam artık işin ucunda yigenimiz var dayanacaz biraz. Ablam hamileydi. E haliyle hormonlar bozuk ama ne bozuk yani. Bize çektirmediği kalmıyor. Güzel söylüyoruz kötü anlıyor. Kötü söylüyoruz yine kötü anlıyor. Değişti be iyice. Yaramadı bu hamilelik. Allah enişteme sabır versin. Hiç kolay değil ablamın bu haliyle uğraşmak. "Ablacığım öyle demedim ya. O zaman söyle benim bideneciğim emrine amadeyim. " Dedim. Ne kadar hızlı küsüyorsa bize, aynı hızda da geri barışıyor. Bu yönü güzel oldu şükür. Yoksa işimiz çok zor olurdu. "Tamam tamam. Ne yapıyorsun bakayım." "Ne yapayım akşama pilav yapıyorum sen ne yapıyorsun. " "Bende yemeğimi yaptım da oturuyorum. Şey diyecektim ya akşama biz size geliyoruz ya." Tepkimi ölçmek için benden gelecek cevabı bekledi. O sırada pilavı ocağa koyup ortalık toplamaya başlamıştım bile. "Bize mi geliyomuşsunuz. Bilmiyordum eve geleli çok olmadı öğrenemedim daha evdeki haberleri. " Sabırsızca cevap verdi. "Tamam benden öğrendin işte, şey diyecektim hazır sen mutfaktayken yiğeninin canı revani çekmiş yaparmısın bir revani. " Veee geldi o istek vakti. Her bize geldiğinde farklı tatlı çekiyor canı. Tabi tatlıyı yapan bir kardeş olunca.. "Doğruyu söyle bidenecik yiğenimin mi yoksa senin mi canın çekti." "Ha benim ha onun fark etmez sen yapacakmısın onu söyle. Ay düşündükçe ağzımın suyu akıyor. Nam nam" Yav ablaaaaaaaa. "Tamam bakarız. Yemeğe gelir misiniz? " "Geliriz geliriz ona göre hazırlayın ortamı bakayım, bideneniz geliyo sonuçta. Ay güzel yap ama tamam mı?" Kendini övmeye de bayılır premses. "Beğenmiyor musun yaptıklarımı da güzel yap diyorsun. Beğenmiyorsan yapmayayım." "Yok yok şaka yaptım yap sen yap mis gibi böyle yumuşacık miss. Yapacaksın değil mi?" Hemen de nasıl korktu bak hele bak. "Yapayım bari tamam. Hadi selametle daha tatlı yapmam gerek." "Selam söyle evdekilere. Birtane olduğunu söylemişmiydim." "Tamam sende selam söyle ordakilere. " Deyip kapattık. Hep işi düşünce yalakalık zaten. Anneme söylemeye gittim. Tabi biliyor o ama olsun. "Anne ablamlar geliyormuş akşama yemeğe. " "Evet biliyorum konuştuk bugün geleceklermiş. " Bana da söylememiş ki hiç. "Hayırdır seni aradıysa bir şey istiyordur ne istedi bu sefer. " Bak nasıl da tanımış kızını. Güldüm ve kafa salladım. "Evet zaten beni başka aramaz ki, unutturma akşamleyin başının etini yiyem bunun için hep o mu trip atacak birazda biz atalım. Revani istiyormuş canı çekmiş hanımefendimizin. Yiğenim olmasaydı hergün hergün tatlı yapmazdım, dua etsin yiğenim var. " Dedim anneme annemde güldü. "Hatırlatırım hatırlatırım merak etme. Revaniyi herzamanki gibi yapacaksın dimii. Çok yapta hepimiz yiyelim. Özlemiştik. " Kafa salladım ve anneme el sallayıp mutfağa geçtim tekrar. Neyseki yemekler bütün aileyi doyurur birtek salata ve tatlı yapmak lazım. Yemek işi aradan çıkmış oldu yani. Önce tatlımızı yapalım. Tezgaha bütün malzemeleri çıkartıp başladım yapmaya. Yaparken canım sıkılmasın diye müzik açtım. Tabiiki benim çalma listem çorba gibi olduğu için her çeşit müzik çalıyordu. Ama bugün ilahiler dinleyesim geldi. İlahilerin olduğu çalma listemi açıp koydum kenarıya. O orda çalarken ben işimin çoğunu hallettim. Aklım sürekli bugün olanlara gidiyordu. Bugün çok güzeldi atlara bakamadım göremedim ama okçuluk için çok güzel bir gündü. Her açıdan harikaydı. Gün içinde olanları düşünürken tatlıyı bitirmiştim bile keki fırına koydum. Şerbetini önceden hazırlamıştım zaten. Ortalığı toplamaya başladım, bulaşıkları yıkadım toparladım. İşimi bitirip salona geçtim kekin daha zamanı vardı. Anneme haber verip biraz dinlenmek için odama geçtim. Keki fırında unutursam annem bakar olsun diye söyledim anneme. Ki ben unutkan bir insan olduğum için kesin unuturum. Kimse yanık kek sevmez yani. Odama geçtim. Yatağıma uzandığımda tam karşımda, kitaplığın üzerindeki börk ilişti gözüme. Yine aklıma gün içinde olanlar geldi, uzun süre böyle olacak galiba. Biraz gözlerimi kapatayım dedim. Ayaz Alp le atış yaptığımız anlar geldi gözümün önüne. Sanki o andaymışım gibi. Her zaman yaptığım gibi bu düşüncelerden kaçmak için telefonumla ilgilendim. Telefonun ekranını açtığımda kızlarla olan gruptan birsürü mesaj geldiğini görüp mesajlara girdim. Bugünden kalma fotoğrafları atmışlardı. Şuan tek tek bakamayacak kadar kafam dolu sonra bakarım deyip kızlarla olan sohbetten çıktım. Devremimden mesajlar gelmişti onları cevaplarken gözlerim kapanır gibi oldu. Uyanık kalmak için sırtımı yatak başlığına yasladım. Yoruldum galiba ya ama ben yemek yiyemeden uyuyamam ki. Açız aç aç kendine gel Huriye. Hem fırında kek var uyumamalıyım. Yarım kalan mesajımı günü kısa özet geçerek devremime attım. Aslında çok yakınımda hemen karşı binada çıkıp gelse ya ne güzel yüz yüze anlatırım. Ama düşündüm de şuan ona bile halim kalmadı ve gittikçe gözlerim gidiyor. Aman ya birşey olmaz herhalde yarım saat uyusam annem var bakar keke. Ama yok olmaz ya yanarsa kek. Ama benim kafa gitti ki bunları düşünemiyorum artık. Beynim bulanıklaşıyor ve mutlu son... Geç oluyor ama anca. Şimdiden hayırlı bayramlar. |
0% |