Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5🏹

@olafsevdalisi

İyi okumalar dilerimm inşallah seversiniz.


Hayde bismillahirrahmanirrahim.


****************************************


Sinem hazır ol'a geçip "Emret komtanım." deyip hepimizi güldürdü. Sonrasında herkes işinin başına geçti bende yayları kurmaya başladım.


Yayları kurmayı bitirdikten sonra kızların yanına geçtim. Onlarda bitirmiş işlerini. Heyt maşşallah benim bacılarıma. Yapamayacakları hiçbirşey yok haaa.


"Halletmişler bile ben gelene kadar helal kız size. "


"Tabi kız ne var sanki şunda iki tane şey koyacaz. " Dedi Mine "Tamam tamam en becerikli sensin. Hadi şunları taşıyalım bakalım alana. " dedim elime yayları aldım alana götürdüm. Kızlar da kuburları ve tirkeşleri getirdi yayları kuburların etrafına yasladım.


"Tamamm biz hazırız." Dedim ve arkamı döndüm. Diğerleride bize doğru geliyorlardı. Ayhh çok heyecanlandımmm. 1 aydır atmıyorum kesin hamlandım.


"Ellerinize sağlık arkadaşlar, hep beraber hızlıca bitti hazırlık. Şimdi atışlara geçelim." etrafa bakınırken konuştu Ayaz Bey. Herkese bir yay denemesi yapılması gerek açıkçası Sare nin çekebileceğini sanmıyorum denetmen lazım.


"Ayaz Bey önce daha önce denememiş arkadaşlara yay denetip seçelim olur mu. " Yay çekmek güç ister o yüzden önce denetip kişiye uygun yayı bulmalıyız. Ayaz Bey de bana katılırcasına kafa salladı yaylardan birini alıp libresine baktı ve bir kaç tanesini ayırdı. Yayları bana getirdi. Yayları uzattı, 


"Bunlar kepazeler bunları denetebilirsin. Bu arada bey hanım mevzusunu kaldırsak olur mu?" elindeki yayları aldım. Bey hanım diye konuşunca ne oluyor ki sanki.


"Yani, hepimiz hanım bey mevsusunu kaldıralım demek istedim. Sonuçta güzel bir iş yapıyoruz değil mi." Sanki yanlış anlaşılmaktan korkar gibi kendini açıklamaya çalıştı gibi geldi. Anlayamadım ben bu çocuğu ya. Neyse vakit geçiyor, ha öyle demişiz ha böyle önemi yok.


"Tamam o zaman öyle yapalım." dedim gülümseyerek. "Ama çok vakit kaybetmeden başlamamız gerek artık." Elime yayları aldım. En düşük libresi olan yayı aldım kızlara döndüm. Kızlara anlattım kabza kısmını, kirişi kentiği... Sonra tutuş şeklini gösterdim oku nereye koyması gerektiğini, kirişi parmaklarıyla nasıl kavraması gerektiğini, tutuşu...


Gösterdim ve Mine 'nin eline çekişini yapması için yayı verdim. Benim yardımımla çekişini yaptırdım.


"Çek çek çek kulağına kadar. Evet güzel bununla atış yap sen. "  Helal koccuma benim. Yanına yaklaştım "Senden muhteşem bir okçu olacak diyim sana haaaa" Dedim. Mine güldü, saçlarını savurarak konuştu, "Tabi ne sandın aslanım " bizim delikanlılığımızı kimse geçemez. İkimizde güldük.


Sıra Sinem'e geçti. Arkadan yine bir ses yükseldi. "Ya bu küçücük kız mı çekicek. Bırakın ya yaptırmayın şunu, kız bu haliyle nasıl çekecek. Çekemez. " Konuştu gene cahil. Ne güzel yoktun nereden geldin sen ya.


Sinem aldı eline yayı, tutuşunu yapmaya çalıştı. "Hare nasıl tutuyorduk, böylemiydi? " Gayet güzel tuttu. "Evet evet,şimdi şöyle tut kirişi,kulağına kadar çek."


Benim söylediğim gibi tutuşunu yaptı ve bir anda çekti kulağına kadar. Evvet mis gibi çekti. Yayı indirince arkadaki oğlana baktım. Bozulmuş biraz, yok yok biraz değil baya bozulmuş. Gülmemeliyim gülmemeliyim.


"Beynimin küçük olmasındansa, bedenimin küçük olmasını tercih ederim. Ben 'küçük' oluşumdan memnunum." Sinem vurdu ve gol oldu.


Arkamızda kalan Bilal ortaya söyler gibi ama o çocuğa ima yaparak, "Kapak sesi duyuldu mu. " Deyince hepimiz güldük. İyi oldu ama helâl benim birtaneme, yapamayacağı birşey yok ki zaten. O küçük haline göre çok şeye göğüs gerer o. Her açıdan güçlüdüdür. Hayranım ona.


Diğer tarafa baktım, yani Ayazların olduğu tarafa. Ok atmak yerine bizleri izliyorlardı. Ayaz onlara baktığımı görünce geldi yanımıza.


"Kusura bakmayın ben onu halledeceğim şimdi. Siz keyfinize bakın." Ne yapacak ki  acaba. Alır başımızdan inşallah, bacılarıma laf etmesin. O sırada Sinem Ayaz'ı durdurdu.


"Yok yok gerek yok. Gerçekten sorun değil. Uğraşmayın." Sinem yine melekliğini konuşturuyor.


"Yok olmaz, iki oldu bu, bu kadar saygısızlığa yer yok burada." Dedi ve çocuğa doğru ilerledi.


"Kardeşim hadi gel biz senle gidelim çıkışa doğru. Hadi kardeşim gel. " Güzel dille onu çıkarmaya çalıştı.


"Kendi görüşümü belirttim diye beni çıkaramazsınız buradan. " Dedi cahil çocuk. Ayaz sinirleniyor yavaş yavaş. Ben bile sinirleniyorsam.


"Bir dedin tamam ama ikiye yer yok hadi kardeşim, sorun çıkartmadan gidiver. " Cahil çocuk ayağa kalktı birden. Kavga çıkacak galiba araya girmek gerek.


"Tamam sakin olalım. Ayaz istersen bir şans daha ver. Kalsın, yine bir sorun çıkarırsa o zaman istediğini yapabilirsin. Hem ne demişler Allah'ın hakkı üçtür." Beni dinledi, yüzüme baktı baktı baktı. Bakmasından rahatsız olunca başka yöne baktım ben. Günah günah.  


Ben kafamı çevirince hareketlendi. Bir süre daha sessizlik oldu. Elimdeki yayı öylesine  incelerken konuştu. "I-ıı tamam. Bu seferlik böyle olsun ama saygısızlığa yer yok burada haberin olsun." Sorun çıkmaması için böyle olması daha iyiydi. 


"Siz antrenmana devam edin ben geliyorum." sinirli mi yoksa şaşkın mı anlayamdım. Neyse biz devam edelim. Ortalık baya gerildi. Ne yapsam derken, Ayaz'ın arkadaşlarından biri "Hadi antrenmana geri dönelim. Ayaz gelir birazdan, Hareydi değil mi?" Deyip ortalıkta dolaşan gerginliği bozmaya çalıştı. Bana hitaben konuşunca evet dercesine kafamı salladım.


"Tamam.Ayaz gelene kadar ben yardımcı olayım size," Benden sonra Sineme döndü. "Tekrar kusura bakmayın patavatsız arkadaş için. " Sinemden özür diledi. Hemde onların bir suçu yokken.sevdim bu insanları ya iyi insanlar gibiler. Cahil ise hala aynı şekil bakıyor. Kendini beğenmiş şekilde.


Kocaman gülümsedi ve konuştu. "Yok yok bence dersini aldı artık. Önemli değil benim için. Böyle boş şeyleri pek takmam. "


Sinem adama boş mu dedi bana mı öyle geldi. Yok baya baya dedi. Ohh iyi oldu ama. Kızlarla birbirimize baktık ve kaş göz yaparak nasıl laf çaktığını konuştuk. Nasıl yaptık bende bilmiyorum ama hepimizin birbirimizi anladığımızı biliyorum. Küçük çaplı bir gülme işleminden sonra kendimize geldik.


Diğer arkadaşlar da neye güldüğümüzü anlamaya çalışır gibi bakıyorlardı.


"E hadi bu kadar oyalanma yeter. Devam edelim. Soğuduk. Soğumamamız lazım. " Deyip Sare yi yanıma çağırdım. Bırakın gelsin. Gel hele gel. Aklımdan gençlerle kahkaha atmamak için zor tuttum kendimi. Çaktırmamalıyım. Kendi içimde yaşadıklarım yüzünden deli sayılmak istemem.


"Hadi Sare sıra sende, tut bakayım. " Dediğim gibi tuttu, parmaklarını yerleştirmesine yardımcı oldum. "Çek kulağına kadar, çek." Çekti ama kolu çok titriyordu. "Tamam yavaş yavaş geri yerine bırak. Tamam ısındıkça açılırsın. O zaman daha rahat çekersin." Yav benim bacılarım diye demiyorum maşşallah her konuda iyiler be.


Diğerlerine de gösterdim onlara da yaylarını seçtiler. Biz denemeleri bitirince Ayaz geldi.


"Ne yaptınız, ayarladınız mı yayları." Dedi neşeli bir şekilde. Geçmiş siniri mi şaşkınlığı mı herneyse. İyi bari, sorun çıkmasın yeter.


"Ayarladık, atışlara geçiyoruz şimdi. " Biz uygun yay denemesi yaparken Ayazın arkadaşları da ısınma çekimlerini yapmıştı. Onlarda geçer şimdi atışlara.


"Tamamdır. Birşey olursa burdayım ben. "


"Tamam teşekkür ederiz. Size de iyi atışlar." Deyip arkadaşlara döndüm. Oku kuburdan elime aldım, anlatmaya başladım. Şaft, gez, temren, yele hepsini kısaca anlattım. Yaya takılma şeklini, tutuşu, nereye kadar çekileceğini, oku bıraktıktan sonra ne yapacağını hepsini anlattım.


"Şimdi sırayla hepimiz atış yapacağız. Önce Sare gel atış yapalım. " Ellerini çırparak geldi yanıma. "Heyecanlandım kız. " Güldüm bu haline. "Heyecanlanma kız. Beni de heyecanlandırma. " Dedim ve atış yapması için yayı verdim, oku takarken yardımcı oldum, tutuşunu yaptırdım.


"Çekebildiğin yere kadar çek, birkaç saniye bekle sonra bırak. Ama bırakırken elini savurma. Oku attığın elin de yayı tuttuğun elin de yerinde kalsın." Deyip elimle gösterdim.


Oku taktı, tutuşunu yaptı çekti, bırak komutuyla bıraktı. Hedefi vuramadı ama olsun önemli değil. Bende böyleydim ilk başta. Bir ok daha verdim aynı şekilde tekrar attı. Bu sefer putadan sekti, yani potaya çarptı ama güçlü yay olmadığı için potaya giremedi. Üçüncü okta da aynısı oldu. Bence gayet iyi attı.


"İlk atışa göre gayet iyi. En azından putaya değdi. " Moralini yüksek tutmalı ki isteklensin. Canım hocam benim ilk atışlarıma rağmen benim moralimi bozmama izin vermemişti. O sayede isteğim daha da arttı. Daha da isteklendim. Onun gibi olamam ama onun bana yaptıklarını onlara yapabilirim.


"Gerçekten mi? Ama hiç hedefe girmedi ok." Dediğim gibi heyecanı yapamayınca sönmüş.


"Tabii ki de. Girmemesi normal elindeki yay çok hafif bir yay. Yayın gücü yetmedi. Eğer yetseydi, 2 puanın vardı. Hatta biz onu 2 puanın var olarak görelim. " Mutlu oldu, ben daha çok mutlu oldum.


"Şimdi kim geliyor. Bu arada bu yayla atış yapanların attığı oklar putadan sekerse, o ok saplanmış sayarım. " Dedim ve sırayla herkese atış yaptırırken. Ayaz geldi yanıma.


"İstersen yardımcı olayım. Ben bir şey yapmıyorum şuanda." Olur valla benim atış yapmama da zaman kalır belki. Hem galiba atları göremeyeceğiz bugün olmadı bu be. Çok istiyordum görmeyi.


"Olur, kızları ben alayım ama." Bacılarım bende kalması daha iyi olur.


"Olur olur, daha iyi olur. Gelin yanıma." Deyip erkeklere de o göstermeye başladı. 


Ayaz da gelince, herkese başlangıç olarak üçer ok attırmış olduk. Şimdi en baştan bidaha attıracağım kızlara. Tabi bu sırada bir küçük sızlanmalar oldu. Parmakları kirişi çekmekten acımış. Ama bişiy olmaz bu yaydan ya. Çok zarar vermez.


"Hare bu sefer de sen atsana. Bide senin attığını görelim bakalım. " Bak bak baaak. Şimdi atmam demek istemiyorum. Çünküm özledim ok atmayı. "Tamam, atayım bari. " Dedim istemiyormuş da ısrar ettikleri için atmayı kabul etmişim gibi. Öyle bişey yok aslında ne münasebet canım. Birazcık havamız olsun dedim ya.


"Ayh, görende biz ısrar ettik sanar. Hele hele hareketlere bak hele. " Mine aklımı okumuş gibi tam olarak aklımdan geçeni söyledi yine. Kalpler temiz olunca. Kızlarla gülüştük. Ben kendime yay almaya, diğer yayların yanına gittim.


Libresine baktım 35 librelik vardı. Çok bile bu mesafeye bu kadar libreli yay. Aldım yayımı, kızların yanına geçtim. 5 ok vardı onları da ben atayım bari.


Duruşumu yaptım, odağımı toplamaya çalıştım, oku taktım. Derin bir nefes aldım. Ya Hak dedim içimden, yayı çektim ve ilk atışımı yaptım. Sevdiğim sesi duymayı bekledim ve o tok ses ortamda yankılandı. Göbekten vurmuştum ilk okumu.


Beklemeden diğerini taktım kirişe. Hedef aldım ve oku bıraktım. Bu seferde kravattan vurmuştum. Yetmez bu kafa lazım bana.


Üçüncü atışımı yapmak için hazırlandım. Yayı çektim. Kafa vurmalıyım bu sefer. Oku bıraktım. Bu sefer kafadan vurdum.


Beklemeden tekrar gezledim oku bir atış daha yaptım bu sefer kafa mı değil mi bilmiyorum. Köşede kaldı. Kafa çizgisine değmiştir inşallah. Sinirlenmeye başladım iyice kendime. Atabiliyorum ben, atabilirim. Derin bir nefes aldım. Yapabilirim, yapmadığım şey değil yapabilirim. Kendimi motive edemedim sadece daha da hırslandım.


Olmaz bir kafa daha vurmalıyım. Bu mesafeden kafa vuramazsam, iyi bir okçu değilimdir. O hırsla hemen diğer oku da gezledim.


Hedefimi aldım ve dışımdan 'Ya Hak ' nidasını seslenerek bıraktım oku. Bu sefer diğerlerinden daha sert bir atış oldu tok bir ses çıktı bu ses en sevdiklerimden ve evet tam kafadan vurdum.


Allah'ın adı geçen hiçbirşey kötü olamaz bence. Bu da bunun kanıtı diye düşünüyorum.


Aşırı rahatlamış hissediyorum. Gülümseyerek kızlara döndüm. "Aşırı rahatladım varya. " Dedim. Sare beni çekiyordu. Çektiğini görünce el salladım. Kızlar şaşırmıştı biraz. Ama mutluydular çok güzel bakıyorlardı. Arkadan,


"Hare, benimle yarışmaya var mısın? "


İnşallah beğenirsiniz. Ben severek yazıyorum çünkü. Hayırlı günler, öğlenler, sabahlar, veya geceler dileyerek görüşürüz diyorum. :))


Loading...
0%