Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8🏹

@olafsevdalisi

Hayde bismillah.


İyi okumalar🏹


***********************************************


Sıra ikinci sette. Bakalım börkün hakkını verebilecek miyim.


Kendi atış alanıma geçip malzemelerimi kontrol ettim. Hepsi tamdı. Ama tek sorun parmağım şişti. Dayanır ama ya.


Ayaz'ın gelmesini beklerken elime bir ok aldım. Arkama döndüm. Yakınımızdalardı arkadaşlar. Oku Harry Potter daki gibi salladım ve "Lingardium Leviosa" Sözümle kızlar hemen havalanıyormuş gibi yaptı. Sonra hepimiz güldük.


Bilal "Bize hangi büyüyü yapacaksın cadı. " Hmmm onlarada ne yapsam. Buldum 'Sersemlet ' büyüsünü yapam da arkaya amele sümüğü gibi yapışsınlar. Öyle olsa ne gülerim ama.


"Sersemlet" Dedim onlara da salladım elimdeki oku. Hiçbiri anlamadı. Birtek Yağız "Elimde kamera olmasa fırlayabilirdim arkaya ama kamara var. "


"Anlamdınız demi, izlemediyseniz demekki. Sersemlet büyüsünü yapınca 2 metre ileriye savrulmanız lazım. Bana cadı dedin hakkındır. " Deyip güldüm. Şimdi Amele sümüğü dersem olmaz ayıp ayıp.


"Aman kızları hafif uçur, biz arkaya yapışalım demi. Cık cık cık gençlik bitmiş. " Bilal yandan yandan bakarak konuşmuştu. Aşırı gülesim geldi. Dedeler gibi konuşuyordu. Herkesi güldürmüştü.


"Tabi öyle olacak ne olacaktı. Bende ona aşk iksiri hazırlayacağım şimdi." Sarenin hazırladığı iksiri içersem bir ömür bacılarıma aşık kalırım herhalde. No prablım bir ömür onlarla yaşamak müqqq. Daha ne isteyem ben.


Onlar konuşurken Ayaz gelmişmi diye baktım. Yayına yaslanmış bizi dinliyordu o da hazır beni bekliyor. Ona döndüm "Hazır mısın Ayaz Alp. İmdi seni yenme sırası bende." Meydan okudum ona yenmeliyim bu sefer. Meydanı ona bırakamam.


"Göreceğiz imdi Hare Hatun. Elimi yaman ben mi." Güzel, çekişmeli bir yarışma olacak. Severiz. Onaylarcasına kafa salladım.


"Atışın kuvvetli olsun Ayaz Alp." Gülümsedi. Tek kaşımı kaldırarak konulmuştum.


O da aynı şekilde "Seninde Hare Hatun seninde. " Dedi. Ben kendi putama geçerken Mert konuştu. "Puta değiştir. " Neden değiştirtiyor ki ne güzel atıyorduk.


Tam sormak için hazırlanırken Ayaz benim sormak istediğimi sordu. "Neden değiştiriyoruz ki." Hepimiz Mert'e döndük bir cevap beklercesine.


"Değiştirince atışlar da değişir belki diğer putada sen iyi olursun. Diğerinde Hare. Putaların aşınmışlık derecesi farklı. Yeni putalar değil. Bunun için değiştir dedim. İstemezseniz geçebilirsiniz kendi putalarınıza. " Değişik bir düşünce yapısı normalde değiştirilmez ama bunda bir tık haklı olabilir.


"Benim için sorun yok. Hare Hatun ne dersin. " Bir sorun yaratmaz zaten benlikte birşey yok. Tek sorun atış yaparken yüz yüze olacağız. Onun atışlarını görmek moralimi bozar sadece. Olsun hırslanırım o zaman. Kendime hırsımla daha iyi atış yapabilirim.


"Benim için de sorun yok. Oku atan heryerde atar." Dedim ve Ayaz'ın yerine geçtim. O da benim yerime geçti. Yay tutuşumu ayarladım. Kendimi hazırladım. Hazırladıktan sonra kafamı kaldırdım Ayaz Alp'e baktım. O da bana bakıyordu.


Selam verircesine kafamı eğip kaldırdım. O sırada arkadan Sinem geldi. Mert'e yaklaştı ve sessizce birşey söyledi. Mert söylediğini duyunca gülümsedi. Kafa salladı olumlu cevap olarak. Sonra Sinem tam giderken.


"İstersen burda durabilirsin, sen ayarla ne dersin. " Sinem düşündü bana baktı. Ne olduğunu anlamazcasına baktım yüzüne kafa salladı.


"Geliyorum ben hemen ayarlayacağım telefonu alayım. " Dedi. Ne ayarlıyor ya o sırada Mert Yağız'a baktı. Yağız anlamış gibi elindeki makineyi gidip Mine'nin eline tutuşturdu. Mine ne olduğunu anlamadan eline tutuşturulan şeye baktı.


Yağız bu sırada bir koşu gitti. Sinem benim yanıma geldi. "Hare telefonunu verirmisin. Lazım da birşey için. " Kaşlarımı çattım. "Telefonum Sare de galiba. Ne oluyor neye bakıcaksın." Öpücük attı ve koştur koştur telefonumu almaya gitti. E alsın sorun yok da ne yapacak.


Ayaz'a baktım o da anlamamış gibiydi. Bir bizmiyiz saf ya. Neyse sonrasında Yağız elinde büyük bir hoparlörle geldi. Şimdi anladım ne olduğunu. Benim çalma listesinden çalacaklar.


Yağız ses bombasını açıp Mert ve Sinemin önüne koyup fotoğraf makinasının yanına gitti. Mine nin elinden tripli gibi aldı. Mine ne olduğunu anlamadın napıyor bu der gibi baktı.


O sırada Mert ve Sinem de ayarlamışlardı hoparlörü. "Bunlarda baya kaptırdı ha. Doğru ya bu akışa kaptırmamak elde değil. " Dedi. Bence de öyle. Bu işin tadına vardın mı gerisi boş.


"Bence de." Dedim. Sessiz kaldım. Değişik bir gülümseme var yüzümde. Hoşuma gittiğinden dolayı galiba.


Mert ve Sinem ayarlamış olmalılar ki Mert bize doğru geldi. "Ok gezle!!" Diye bağırıp bütün dikkatleri yarışmaya topladı.


Hemen duruşunu yaptım. Heyecanlandım ya. Derin bir nefes aldım. Sakinleştim. Okumu tirkeşimden çıkarttım. Gezledim, Mert'in atış serbest komutunu bekledim.


"Atış serbest!!" Komut verildi. Komut verilir verilmez arkadan Türk kanı şarkısının yavaş yavaş gelen müziği duyuldu.


İlk okumu çektim. Hedef aldım ve bıraktım. Ayazla oklarımızın saplanma sesleri birleşti. İlk okum kafaya yakın bir yere saplandı.


İkinci okumu çıkardım. Taktım kirişe taktım. Hedefimi aldım bıraktım. Kafa çizgisinin çok yakınına saplandı yine.


Beklemeden, odağımı kaybetmeden bir ok daha aldım. Çektim kulağıma kadar. Çok beklemeden bıraktım. Bu sefer kafadan vurdum. Gözüm Ayaz'ın putasına kaydı. Bütün okları kafadaydı. Bende kafa atmalıyım.


Bir ok daha aldım. Biraz kendime zaman tanıdım. Taktım okumu kirişe, biraz daha bekledim. Tutuşumu yaptım. Hiçbirşey düşünmüyordum. Düşünemiyordum.


Kendimi ayarladım ve çekişimi yaptım. Hedefimi aldım ve yine kafa vurdum. Ama yetmez 2 kafa yetmez. Daha fazla olmalı. O sırada arkadan çalan Türkler geliyor marşının o güzel melodisi çalıyordu.


O sırada sözleri dikkatimi çekti:


Adaletin kılıcı,


İyiliğin yurduyuz.


Zalimlerin Yavuz'u,


Cesaretin kurduyuz.


Şafak tanı söküyor,


Gece güne dönüyor.


Mazlumlar bayram etsin,


İşte Türkler geliyor.


Çok güzeldi sözleri ritmiyle öyle güzel uymuş, anlamıyla öyle güzel içe işliyor ki kendimi eski zamanlarda gibi hissediyorum.


Aklıma bir fikir geldi. Ne kadar işe yarar bilmiyorum ama ona meydan okudum yenemesemde, okçulukta iyi olduğumu göstermeliyim. Meydan okumam boşa gitmemeli.


Kaç okum kaldığına baktım. Çok kararsızdım. Ya yapamazsam düzgünce. Ayaz'a baktım, Ayazında 3 oku kalmıştı. Yüzüne baktığımda böyle olacağını biliyordum der gibi bir ifade vardı. O kazanıyordu bu seti.


Ama bakışları sinir bozucuydu. Meydan okumamı kazanmanın verdiği bir haz vardı. Ama ben bu hazzı yaşatmam. Ben meydan okuduysam yenilsem bile en iyi şekilde yenilmeliyim.


Hala bana bakıyordu. Aşırı hırslandım şuanda. Sevdiğim atışları yapma kararı aldım. Kararımı verdim yapacağım.


Onun bilmişçesine gülümseyen yüzüne karşı bende gülümsedim. Ama bu tatlı bir gülümseme değildi. Şimdi canını okudum gülümsemesiydi.


Yüzüne gülümseyerek tirkeşimden ok çıkardım. Son kez gülümseyerek kafa selamı verdim. Ve atışımı yapmak için hazırlandım. Tam o sırada arkada Menem Türk çalmaya başladı. En sevdiğim. İyice hırslandım.


Atışımı yapmak için oku kirişe taktım. Son kez Ayaz'a gülümsedim ve yere çöktüm. Çökerek atış yapacaktım. Tek dizimi koydum yere diğer dizim havadaydı. Ben bunu yapınca dışarıdan ıslık, alkış sesi geldi. Oraya bakmadım. Ayaz'a hiç bakmadım.


Atışımı yapmak için yayı çektim. O hırsla öyle sıkıyordum ki elimi tırnaklarım elimi zedeledi. Tırnaklarımın kısa olmasına rağmen.


Hedefimi aldım ve bıraktım oku kafadan vurmuştum. Dikkatimi ve duruşumu kaybetmeden 2. Oku çıkardım. Derin bir nefes aldım. İyice hırslandım. Çekişimi yaptım.


Tam menem Türk'ün nakarat kısmında oku bıraktım. Gülümsedim kendi kendime yine kafadan. Son okumu da kafadan vurmazsam olmaz. Delikanlılığımıza yakışmaz.


Çekişimi yaptım çökerek. Son okumu 'Ya hak' diyerek attım. Tahmin ettiğiniz gibi evet çok güzel gitti. Elimi savurmadan tertemiz çıktı ok ve o harika sesle birlikte kafadan vurduğumu görünce rahatladım.


Ayağa kalktım yavaş yavaş. Ayaz'a baktım hala atış yapmamış. Az önce ki bilmiş halinden eser kalmamış bir şekilde beni izliyordu. Arkaya baktım. Herkes alkışladı gülümsedi ıslıklar çaldı. Helal olsunlar havada dolaşıyordu. Daha da çoğalmışlar hatta atış yapan herkes gelmiş bizi izliyorlardı.


Utandım aşırı utandım. Hemde bu kadar kişinin ok atmayı bırakıp bizi izlemesi çok değişik bir his. Bişey yapmıyorken bile elim ayağıma dolandı. Onlardan gözlerimi çektim. Görmezsem utanmam herhalde.


Kafamı çevirdim. Ayaz atışını yapmadan bana bakıyordu hâlâ. Şaşırdı galiba. Birşey demeden elimle atış yapmasını işaret ettim. Bir elime bir bana birde putaya baktı.


Anlamış olmalı ki omuzlarını oynattı kendine gelir gibi silkelendi. Elindeki okla beraber 3 oku vardı. Elindeki ok hazırda bekliyordu.


Hazır olan okunu çekti. Hızlı bir şekilde bıraktı. Ama ok putanın sınırına  saplandı. Şaşırdım kaçmaz diye düşünmüştüm.


Beklemeden diğer oku aldı ve taktı kirişe. Çekişini yaptı ve bıraktı kafanın etrafından vurmuştu. Düşünceli gibiydi tepki vermiyordu. Ben olsam kendi kendime konuşurdum. Herkes ben değil işte nabacaz.


Şuan Ayaz kafadan vurursa berabere kalıyorduk. Ama kaçırırsa bu seti ben kazanıyordum. Kaçırmaz gibi ama bakalım. Ne olucak heyecanlandım kazanma ihtimalime karşı.


Okunu taktı kirişe. Kaşları çatıldı. İyice odaklandı. Oku tutan eline baktım, baya sıkıyordu. Bekledi biraz. Bıraktı oku. Ok kafa çizgisinin ucundaydı. Değmiş gibi görünüyor berabere kaldık galiba.


Mert okların bittiğini görünce "Puanlarınıza bakmaya gidelim." Dedi. Ben, Sinem, Yağız, Ayaz, Mert. Hep birlikte toplanıp punlarımıza bakmaya geldik. Sinemim de yalnız bırakmadı beni sağolsun.


Putaların yanına yürürken Mert "Bir önceki sette ilk Ayaz'ın putasını saydık. Şimdi de Hare'nin puanlarına bakalım ilk." Deyip benim putama doğru yürüdü bizde arkasından yürüdük.


Putamın yanına varınca kendi kendime iyi iş çıkardığımı düşünüyorum. İyi beee yeterr. Tek tek saymaya başladık. 2 okum kafa dışındaydı. 5 okum kafadaydı ama sanki biri çizgide gibi kalmış sayılır mı ki.


"Kafa çizgisini bozmuş, isterseniz sizlerde bakın kafa olarak sayalım." Dedi Mert. Ayaz yerinden kıpırdamadı bile. Hatta kimse kıpırdamadı.


"Kardeşim hakem sensin, sen ne dersen o olur. Kafaysa kafa sayalım. " Mert kafa salladı. Birbirlerine güvenini tebrik ettim. Adaletsizlik yapmaz Mert, gözlemlerime göre tabiiki.


"5 üçlük, 2 birlik atış ile Hare Hatun bu seti 17 puanla bitirdi." 17 puan bence iyi 7 okta şimdi geldik zurnanın zırt dediği yere. Ayaz'ın putasına bakacağız gördüğüme göre sayılıyor ama tam emin değilim. Bakacazzz, görecezzzz.


Kazanma ihtimalime karşı bir heyecan oluştu içimde. Kalbim hızlandı bian. Huh sakinim ya.


Ayaz'ın putasının başında bekliyoruz. Mert'te okları sayıyordu. Saymayı bitirdi ama daha yakından bakmak için putaya iyice yaklaştı. Baktı baktı  o taraftan  bi bu taraftan derken. Ok saymayı bitirdi ve bize döndü.


"Bunda ikinizinde bakması gerekiyor tek başıma karar veremem. Öncelikle söyleyeyim değmiyor gibi ama emin olamadım." Ayaz direk hazır cevaplılıkla cevap verdi.


"Sen sayılmaz diyorsan doğrudur kardeşim." 3 puanını kaybedecek okunu kontrol etmezse. Nasıl rahat bu kadar anlamadım yani. Ama ben okadar rahat olamam. Çünkü hak bu hak, hak geçmesin yeter.


"Belkide değiyordur. 3 puanın tehlikede. Bak bence. Boşa gitmesin bu puan." Dedim baksın yani belki kazanmıştır. Emin olamayıız hiçbir zaman.


"Mert dediyse doğrudur. Onun gözleri keskindir. Merak etme sen. " E ne güzelmiş böyle bu. Öyle diyorsa öyledir o zaman bana karışmak düşmez.


"Bu seferde ben emin değilim kardeşim. Fikir lazım. " Ama Mert'te emin değilmiş ben bakarım o zaman sayılırsa üçlük haksızlık olmasın.


Birşey demeden putaya yürüdüm. Dikkatlice baktım. İnceledim. Sanki biraz değiyor gibi ama bilemedim.


"Çok minik değiyor sanki. " Dedim ortaya doğru.


"Ama sanki değmiyor gibide emin olamadım. " Evet doğru söylüyor. Ne olucak şimdi.


"Gerçek hayatta bir insan olsa yüzüne küçük bir sıyrık bile atmaz bu ok teğet geçer, ben bu oku kafa olarak saymam.  Söyleyesin bana Hare Hatun kendi putanda olsa sayarmıydın 3 puan olarak. De hele." Ben saydırmazdım. Aynı Ayaz gibi düşünür o yüzden saydırmazdım.


Birşey diyemedim ellerimi birşey demedim haklısın dercesine kaldırdım. Ve kenarıya çekildim.


"Haklısın Ayaz Alp, ben olsam bende senin gibi düşünür oku saydırmaz idim. " Dedim. Sağ elini kalbine götürüp selam verircesine kafasını eğdi. "Varolasın Hare Hatun. " Dedi. Kafa sallayıp selamını kabul ettim. Çok sakinleşti Ayaz böyle değildi.


"O zaman ok sayılmıyor 1 puan olarak alıyorum." Dedi soru sorarcasına. "Aynen öyle kardeşim." Dedi. Mert telefona birşeyler daha yazdı."Ayaz Alp 4 üçlük, 3 birlik atış ile toplam 15 puan alarak bu seti tamamladı." Bu seti ben kazanmıştım. Gayet iyi gidiyorum. Mert "Ok topla!!" Deyip atış alanına doğru yürüdü. "Oklarınızı toplayın gelin cengaverler. Atış alanında açıklayacağım puanlarınızı. " Gitmeden önce son sözlerini söyleyip diğerlerini de alıp gitti atış alanına.


Kendi putama yürüdüm oklarımı putadan çıkarmaya başladım. Ayaz sessiz sessiz duruyor. Bu sessizliği bozan ben oldum.


"Ne diye konuşmaz oldun Ayaz Alp. Yoksa bu sessizliğin, benden korktuğundanmıdır." Bunları söylerken putadan çıkardığım oklarımı tirkeşime dolduruyordum.


Hafif bir gülme sesi geldi yandan. "Sessizliğim korkumdan değildir Hare Hatun. Molla'mın sözlerini düşünür idim. Sessizliğim düşüncelere daldığımdandır." Dedi. Molla bilgin kişi üstat demekti. Börkün sahibiydi galiba.


"Seni bu denli derin düşüncelere sokan nedir Ayaz Alp. Molla'n belli ki kalbe dokunan birşey söylemiş vakti zamanında ki seni bu kadar düşündürür." Dedim. Oklarımı doldurdum tirkeşime Ayaz'ın oklarını koymasını bekliyordum.


"Kalbe dokunan şeyler söylediğini bu vakit anladım. Bu zamana kadar neden anlamadığımı düşünür idim." Yere bakarak konuştu. Dalgındı hemde çok.


"Bazı şeyler vakti gelmeden anlaşılmaz. İstesen de anlayamazsın. Bazı konuların anlatmak istediği şeyi ancak yaşayınca anlarsın. Yaşa ve gör dedikleri bu olsa gerek. Senin sorunun da bu galiba. " Baktı yüzüme düz bir ifadeyle. Dinledi, anlattığıma hak vermiş olacak ki kafa salladı.


"Haklısın Hare Hatun benim sorunum da tam olarak bu. Yaşamadan göremem iyi mi kötü mü olduğunu değil mi. " Ne desem de kafasının karışıklığı gitse. Olmadı bu çünkü kıran kırana gitmiyor bu müsabaka. Bi taraf düşünceli gibi olunca.


"Aynen öyle. Tek yapacağın şey Allah'a sırtını yasla gerisi çorap söküğü gibi gelir. Allah'a güvenipte yüzü kara çıkan kimse görmedim ben. " Olumlu taraftan bakılmalı bence hep.


"Sonuç iyi de çıksa kötüde çıksa umudunu kaybetmeyeceksin. Her ikisinde de vardır bir hayır. İçini rahat tut sen. "


"Haklısın, Allah'a sırtımı yaslayıp da endişe etmek bana yakışmaz. Allah verirse herşeyin en güzelini verir. Varolasın Hare Hatun. Düşüncelerime mana buldun." İyi geldiyse ne mutlu bana. Söyleyip söylememe aradında kaldım söylesem mi ki.


"Ben birşey etmedim Ayaz Alp. Sadece senin hatrından gitmiş olanı hatırlattım. Benim yaptığım birşey yok. " Dedim. Benim de düşünceli zamanlarımda böyle hatırlatan insanlar olunca şükrediyorum. Sorunlarım çözülmese de hafifliyor. Eğer söylediklerim onun kalbini yada aklını hafiflettiyse ne mutlu bana.


Gülümsedi. Kendine gelmiş gibi görünüyordu. Alana geçelim vakit az kaldı. "İşin bittiyse alana geçelim." Kafa salladı. Gülümsüyordu. Ben yürümeye başladım alana doğru. Arkadan Ayaz da geliyordu.


"Sessizliğim korktuğumdan değildir Hare Hatun!" Diye seslendi. E söyledi ya nedenini. Ne istiyor. Ama sanki konuyu dağıtmak için yapıyor gibi. "Söyledin ya nedenini Ayaz Alp. Başka nedenleri de mi var de hele. " Altında başka bir neden daha var.


"İlk nedenim oydu birde ikinci nedenim var." Konuşurken alana geldik bile. Bütün herkes vardı burda kendi aralarında sohbet ediyorlardı. "Neymiş ikinci nedenin diyesin hele." Dedim son olarak sadece gülümsedi. Mert bizim geldiğimizi görünce puanları ve kazananı açıklamak için yanımıza geldi.


Ne diyecekti Ayaz Alp. Kaçırdık ya merak etmiştim. Mert puanlarımızı açıklamak için yanımıza geldi. Ortamda sessizlik sağladı. Ve konuşmaya başladı.


"17 puanla ilk setin galibi Ayaz Alp oldu. Şimdi sıra ikinci setin galibini öğrenmeye." Ben biliyordum ama diğerleri bilmiyordu.


"Bu seti, Ayaz Alp 15 puan ile Hare Hatun 17 puan ile tamamladılar. 2.setin galibi Hare Hatun. Bu şekilde söylememin sebebi şuanda oluşan durum." Eşitlik oluştu bir sonraki seti ben alırsam müsabakanın galibi ben oluyorum eğer Ayaz Alp alırsa müsabakanın kazananı Ayaz Alp oluyor.


"Şuanda eşitlik oldu ilk seti Ayaz Alp ikinci seti Hare Hatun kazandı. Üçüncü set müsabakanın kazanını belirleyen set olacak. Temreniniz keskin olsun cengaverler!!" Heyecanlandım, kalbim çarpıntı yaptı. Hanım ilaçlarım nerdeee.


Alana doğru yürüdüm. Yerimi aldım. Kendi kendime düşüncelere dalmışken atış serbest komutu bekliyordum. Son set olduğunu düşünmemeliyim, düşünürsem heyecanlanırım heyecanlanırsam odağım dağılır atışlarım bozulur. Normal bir talim gibi düşünmeliyim. Derin bir nefes aldım kendi kendime.


Bölümü ikiye böldüm biraz uzun oldu, sıkmasın diye. İyi okumalar dilerim 🏹


Loading...
0%