14 Şubat
Elimi nazikçe tutan adamın birkaç adım gerisinden yürüyordum. Ne benim giydiğim beyaz elbise ne de onun giydiği takım bizim evlendiğimizin şahidi olamazdı. Bu, bile bile ölüme gitmekti buna cesaret denmezdi buna aptallık denilird Aptalı oynamının zamanı çoklan gelmişti. Evin en büyük salonunda sadece 5 kişiydik. Buna rağmen beyazın hakim olduğu salon melalik balonlarla ve birkaç süs ile süslenmeye çalışılmış ve düğün havası verilmeye çalışılmıştı.
Sadece bir soru sorulmuştu ikimize düşünmedim senaryoyu ben yazmıştım şimdi oynamaktan mı kaçacaktım?Ağzımdarı tereddüt etmeden bir kelime çıkmıştı, "Evet. "Bu neyin evetiydi? Sormadılar, umursamadılar. Onlar bizi evil bir çift sanarken biz bir çok şeydik biz düşmandık, biz ölümdük,biz lanetliydik, biz ihanettik ama biz hiçbir zaman mutlu bir çift olamayacaktık. Benden gözlerini ayırmayan adama baktım. Gözündeki aşk olamazdı beni gerçekte tanımıyordu bile sadece bana karşı olan bir çekimi vardı buna aşk demişti. Düşüncelerden sıyrılmama sebep olan şey nikah memurunun tebrikler demesiydi. Kısa ve yapmacık bir gülümseme ile karşılık verdim. Beni pek takmayarak zaten kapının yolunu tutmuştu.Nüfus cüzdanına baktım ardından ise tekrardan yanımda ki adama, Evlendiğim adama baktım:Ayaz Şendan'a.
Benim aksine mutlu olmaya çalıştığı kesindi. Kahverengi harelerini üstümden çekmeden elini ceketinin saklı cebine attarak siyah kadife kutuyu çıkarttı. Yüzüme bir gülümseme yerleştire yerleştirerek her yaptığı hareketi izlemeye devam ettim. Bir kaç araba edeceğini tahmin ettiğim yüzüğü yavaşça kutusundan çıkarttı, nazikçe elimi tuttu. Gözlerini gözlerimden ayırmadan yüzüğu parmağıma taktı ardından
da ekledi "Kalbime hoş geldin Yara Şendan."Elimi geri çekerken gülüşümü silmedim sadece biraz daha ciddileştim bir çok kez yalan söyleyeceğim adama bu sefer yalan söylenedim:
"Hoş geldim mi bilmiyorum ama bir şeyi biliyorum; Yara olacağımı."
3 Gün Önce
Düşüncelerim gücümdü, umudumdu, intikamımdı... Bir çok şeydi fakat bu gün sadece bir soyad için çalışıyorlardı."Şendan" Elimdeki bardağı geri koyarken düşüncelerim aksime suskundu. Her şeyi kafamda güzelce tartmış,planımın başlamasını bekliyordum.
Son kez küçük kağıdı elime aldım art arda yazan yazılara baktım, Yeşim, Cevdet ve Ayaz Şendan...Gülümsemem donuklaştı onlar beni tanımazdı,ama ben onları çok yakından tanıyordum.Benim ilgi alanım ise şuanlık sadece Ayazdaydı. Her zaman doğum gününün bitişine saatler kala buraya gelirdi. Onu ondan daha iyi tanıyordum,biliyordum.Sakladığı şeyler vardı.Hislerim kuvvetliydi, öldürduğüm güçlü isimler ile bağlantısı vardı. Bir Örgüt olduğunu tahmin ediyordum belki sadece bir yanılgıydı ama sonuçta bir ihtimal daha vardı.Kötüleri sevmezdim ve şuan bu örgütte olduğunu düşündüğüm kişiler fazlasıyla kötüydü. Bu bile beni keyiflendiriyordu,kan aşkımı alevlendiriyordu. Benden kaçış yoktu ve Ayaz Şendan benden kaçamayacaktı.Şarabımdan büyük bir yudum aldım Ardından karşımdaki Bar'da takılan Ayaz'a baktım.
Derin bir nefes alarak yerimden kalktım.Yanına İlerleken biraz tökezliyordum.Sırtı bana dönüktü yine de işimi garantiye almış şimdiden sarhoş rolüne kendimi kaptırmıştım.Yanında ki sandalyeye zar zor yetişmiş gibi yapmış bir elimide sırtına koymuş son saniye ona tutunmuş gibi bir algı yaratmıştım. Yüzüme bakan yüzune dönduğümde şaşırmış gibi yapmış ardından adın mırıldanmıştım; "A-ayaz sensin dimi?"Konuşurken bilerek yavaş konuşuyor sarhoş rolümü iyi oynuyordum.Bana cevep vermesini beklemeden askerlik arkadaşıymış gibi üstüne atladım; "Ooo Naber ya?" Aptal aptal yüzüne bakmaya devam ediyordum. Dalgın gözüküyordu oysaki birkaç saat önce medyada paylaşılan görintülerde mutlu gözükuyordu. Gözleri bana döndü bir şey söylemek ister gibi ağzını araladı ama kapatması uzun sürmedi. Bakışları elimdeki kadahe yöneldi. "İyiyim senden?"Tekrardan saldayeye yerleştim. Kadehimden içiyormuş gibi yaptım ama içmedim. İçindeki ilaç sadece Ayaz'ı uyatmak içindi. "Medya'da gördüm. Doğum Günün kutlu olsun. "Elimi gösterdim. "Hediye alamadım kusura bakma."Sesim alaylaydı, sarhoş olduğum için taktığını düşünmüyordum. Bu gece ilk kez güldüğüne şahit olmuştum. "Senin kutlaman benim için zaten bir şeref.Teşekkür Ederim de sen sarhoş musun?"Beni incelemeye devam ediyordu.Kadehinden son yudumu aldıktan sonra bardağı bıraktı. Yüzünü buruşturması gözümden kaçmamıştı. Alışık değildi. Aptal aptal ona baktım.
Kendimi parmağım ile gösterdim. "Ben mi sarhoşum? Yok zurnayım."Bu espiri yüzünden beni öldürebilirdi ama o gülüşüme karşılık verdi. Bu espirime gülmeyi seçti.
"Aşıksın bana. Bu espinime güldüğüne göre abayı yakmışız. Ama sadece bir kaç kez davette karşılaştık ve bir iki mesajlaşma. Yani flört etsem.."Elimi neler neler anlamında sallamaya başladım."Kesin kaçırmazdın beni.Her dediğimi sabırla dinliyordu hatta hoşuna bile gidiyor olabilirdi. "Hadi ama şimdi bende yakışıklı adamım sende kesin benden etkilendin de çaktırmıyorsun."Alay mı ediyordu? Ellerimi önemli bir şey bulmuşum gibi
birbirine vurdum;
"Etkilendiğini kabul ediyorsun yani?Bende olsam benden etkilenirdim."
Dediğimi onaylamadı ama redde etmedi.Beni umarsamayarak saate baktı. "Geç oldu, sarhoşsun ben bırakayım seni. "Hesabı ödedikten sonra sonra ayaklanmak için bana baktı. Elimdeki kadehi gösterdim,
"Ben içip biraz daha sarhoş mu olayım yoksa sen mi içersin?"Düşünmeden elimden kadehi alıp tek dikişte bitirdi. Gülümseyerek yerimden kalktım.Aklımdan çok şey geçiyordu, zihnim beni en çok şuan yönetmek İstiyordu.
Ayaz Şendan oyunuma katılmıştı.
Onun kurtuluşu ölümdü. Ölümü ise benim elimden olacaktı.
Benden kurtuluşu yoktu.
Ayaklandığımı görünce çıkışa doğru yürümeye başladı. Ama bir şekilde magazine düşmemiz gerektiğini biliyordum yoksa Ayaz her şeyi yalanlayıp kurtulabilirdi. Etrafıma hızlıca baktıktan sonra gülümseyerek Ayaz'ın yürüdüğü yolun zıt tarafına yani Dj masasına yürümeye başladım. Masa boştu tahminimce ya mesaisi bitmişti ya da işinden kaçmıştı.Çalan müziği değiştirip onun yerine daha eğlenceli bir şarkı açtım;
Erik Dalı
Müzik bütün Bar'da yankılanmaya başlayınca herkes buraya doğru bakmaya başlamıştı. Ben ise gülerek Ayaz'a bakıyordum. Müziği duyar duymaz yerinde durmuş ardından arkasını dönerek beni arkasında bulmayı ummuştu yüzünde ki hayal kırıklığı bunu kanıtlıyordu. Ayaz'ın yanıma hızlıca gelmesini umursamadan şarkıya eşlik etmeye başlamıştım;
Erik Dalı Gevrektir
Erik Dalı Gevrktir
Ayaz yanıma ulaşırken ben şarkı söylemeyi bırakmış oynamaya başlamıştım.
Herkes bana garip bir şekilde bakmaya devam ederken artık dayanamayarak elime mikrofonu almıştım; "Kaçınız evde bundan önceki şarkılarla büyüdünüz?Biraz da kendi kültürünüze sahip çıkın. "
Gülmeye devam ederken artık üstümdeki çoğu göz azalmıştı. Koca sahnede herkes erik dalı oynuyordu. Ayaz beni engellemeye çalışsa da alttan alttan güldüğü gözümden kaçmamıştı. Şarkı yankılanmaya devam ediyordu;
Amanın basmaya gelmez
Haydi basmaya gelmez
Ayaz'ı zorla oynatmaya çalışıyordum. Kendisi ise beni burdan götürmek için planlar yapıyordu. Avucunu yalardı.Kıvırmaya devam ediyordum. "Hadi sende oynasana Ayaz,yani bu kadar sıkıcı olduğunu bilmiyordum.
Ayaz bıkmış bir şekilde nefesini verdi, sabrının sonunda olduğu belliydi. "Eğer oynarsam gidecek miyiz?"Gülumseyerek elimi ona uzattım bu anlaştık demekti. Sırtımı ona döndüm sırtımı ona yaslarken oynamaya devam ediyordum. Bir yandan da ses çıkarıyordum;
"Oh, oh. Yandan yandan." Şarkının bitmesine çok kalmamıştı, ilaç yavaştan etkisini gösterecekti bu yüzden oyalanmadan eve gitmemiz gerekecekti.Ayaz dünden hazırdı hızlıca çıkışa doğru yönelmiştik. Ayaz'ın arabasına ulaşınca önce beni öne oturturdu sonra hızlıca şöför koltuğuna geçti. Nefesini verdikten sonra uykulu gözleri bana döndü. "Evin Nerde? Önce seni bırakayım." Cevap olarak ne beklediğinden emin değildim ama insanları şaşırtmayı severdim.
Dudağımı bükerek bakmaya devam ettim. Kafam karışmış gibi ona bakıyordum
"Benim evim yok ki. "
Beklediği cevabın bu
olmadığını hafiften çatmış olduğu kaşlarından anlamıştım.
"Erik Dalı oynarken şarkıyı hatırlıyordun da şimdi evini mi unuttun?" Sanırım bu gece onun sabrını sınamaya yemin etmiştim. Başım çatlıyormuş gibi yapıp kendimi biraz daha role sokmuştum. Ne yapacağını düşünürken bende iyice siyah rahat koltuğa yayılmıştım. Oflayarak nefesini verdi. Seni bu halde otele de bırakamam, bu kadar içecek ne vardıacaba?"Onu duymamazlıktan gelmeye devam ediyordum. Duşünmeye devam ediyordu en sonda tekrardan bana döndu. Aptal aptal ona gülümsüyordum.
"Bu gecelik bende kal bare. Sokakta bırakamam seni. Gülümsemem genişlemişti. Çapkınca bakmaya devam ettim "Eğer birlikte uyayacaksak ben varım. "
Dediğime şaşırmış olsa bile gülüşünü saklamadı.
“Maalesef öyle bir hizmetimiz yok"
Konuşmadım,olacakları biliyordum. Gülümsemem yavaşça durgunlaşırken yol boyunca olacakları düşündüm."
Ayaz ne umuyordu bilmiyordum. Ama bu sefer oyun benim kurallarım ile oynanacaktı.
Ayaz durmadan başını elliyordu,şakaklarına bastırıyordu.Uykusu geldiği kesindi. Uyumasına çok kalmamıştı.Benim yalanlarımla uyuyacaktı.
Arabadan inerken ikimizde sallanıyorduk. Uykusu ile savaş veriyordu. Onu görmezden gelerek malikaneye baktım. Bu kadar ün sahibi bir aileye sade kalmasına rağmen yine de pahalı olduğu her yerden belliydi. Beyaz ve Krem rengi hakimdi,eski tip bir malikaneye benziyordu. Gözlerim nihayet Ayaz'a çevirdiğimde zar zor merdivene dayanmıştı.
Destek olmak için kolunun altına girdim.Kapıyı açınca adımlarımız merdivene doğru yöneldi. Uyumadan önce son bir işim daha vardı bu yüzden acelici davranıyordum.Evi çok fazla incelemeye fırsatım yoktu, zaten gezecek çok zamanım olacaktı. Adımlarımız Ayaz'ın olduğunu tahmin ettiğim odanın kapısında durunca önümden Ayaz bende arkasından içeriye geçtim.Bir şey yapmasına izin vermeden önüne geçince gözleri yüzümde oyalandı. Uykulu gözlerini mavi gözlerimden çekmedi. Daha yeni uzamaya başlayan sakallarını okşamaya başladım. Daha da mayışmıştı.Elim hâlâ yüzündeyken biraz daha ona yaklaştım.Yüzünde olan elimle yüzünü biraz daha kendime yakınlaştırınca Kahve gözlerine son kez baktıktan sonra refleksle gözlerimi kapattım. Tereddüt etmeden dudağına yapıştım.Kuru dudakları artık kırmızı olmuştu,Geri çekilince dudaklarını yavaşça ıslattı, şaşkınlığını gizleyemedi. Bir şey demesine izin vermeden bir kere daha dudağına sertçe kapanmıştım bu sefer onun aksine tam gözlerinin içine bakıyordum. Üstündeki ceketi yavaşça çıkarttıktan sonra kendi ceketimide hâlâ öpüşürken çıkartmıştım. Dengemi kurduğumda ise yavaşça yatağa doğru gidiyorduk,yani ben gidiyor o beni takip ediyordu. Yavaşça Ayaz'ı yatağa doğru ittim. Ustünden kalkmadım ama artık öpüşmüyorduk. Gözleri yavaşça kapanıyordu son hatırladığı anılar bunlar olacaktı. Gülümseyerek onu uykuya teslim ettim. Bende üstünden kalktım. Derin bir nefes aldım, bundan sonrası kolaydı.
Oyunum koca bir aldatmacaydı.Kendime gelerek odayı incelemeye başlamıştım.Oda, Siyah'ın Ve Beyaz'ın mükemmel bir şekilde karışmış haliydi. Sadece uyumak için kullanıldığını düşünüyordum.Koca yatak odayı kaplıyordu diğer tarafta ise gündelik kıyafetlerini koyduğu büyük bir dolabı vardı.Odayı incelemeyi kesince kıyafetlerimi çıkarmaya
başlamıştım.Kıyafetlerimi belli bellirsiz yerlere fırlatıyordum.
Kendi kıyafetlerimden sonra Ayaz'ı da soymuş aynı işlemleri onunda kıyafetlerine uygulamıştım. Ayaz'ın yanına tekrardan geldım Sürdüğüm kırmızı rujumu tazeledim, ruju Ayaz'ın Yanağına bulaştırmıştım. Zaten dudağında bolca kırmızılık vardı orayı es geçmiştim. Dudağımdaki ruju ise elimle dudak çevreme yaymıştım. Odayı son kez kontrol ettim,görenler savaş çıkmışta sana bilirlerdi.Ayaz'ın yanına tekrardan geldim, tırnaklarım ile sırtına imzamı bıraktım.
"İyi geceler Ayaz Şendan. Önce örgütle ne bağlantın olacağını bulacağım onu yok ettikten sonra seni yok edeceğim.”Gülümsedim.
"Hayır,tek suçun örgüt değil."Nefesimi verdim, neyse zaten yakında anlarsın. Kendimi uykuya bırakmak için hazırdım. Olacakları umursamadım sadece akışına bıraktım. Gözlerimi son kez kendi soyadımla kapattım.
Fazla uyuyamadan kalkmıştım.Başım uykusuzluktan ağırıyordu ama şuan düşünmem gereken daha önemli şeyler vardı. Ayaz’a verdiğim İlacın etkisi artık geçmeye başlamış olmalıydı. Çok geçmeden gelen sesler ile kalktığını zaten anlamıştım.
Gözlerimi tekrardan yumarak uyuyormuş gibi yapmaya devam ettim. Ayaz'ın yatakta doğrulması ile dışardan gelen topuklu ayakkabıların sesi orantılıydı.
Seslerin odaya doğru geldiğini anlamıştım. Kapıya yaklaşınca "Ayaz" diyeyerek kapıya tıklatmıştı. Sesinden Yeşim olduğunu anlamıştım. Ayaz’dan ses gelmeyince kapıyı izinsizce açmıştı. Şuan kalkıp yüz ifadelerin izlemek için tüm paramı verebilirdim ama şuan masum bir kızı oynamam gerekiyordu. Ayaz ne yapıyordu bilmiyordum ama sessizliği ise yine Yeşim bozmuştu;"Ayaz,oğlum bu hâl ne?"
Artık uyanmam gerekiyordu, ellerimi havaya kaldırıp esniyormuş gibi yaptım. Yatakta doğrulurken yavaşça gözlerimi açtım. Yeşim'i görünce hızlıca bakışlarımı odaya çevirdim ardından Ayaz'a. Utanmışım gibi yorganı üstüme çektim. Ardından şaşkın bir ifade ile Ayaz'a bakmaya devam ettim.O da bana bakıyor geceyi hatırlamaya çalıştığını var sayıyordum. Tam bu sırada koridordan bir çift ayakabbı sesi daha gelmişti.Babası olduğunu ise gelir gelmez sesinden tanımıştım.Ayaz’ın sesleri duyduğunu sanmıyordum.
Bana bakıyordu benden bir cevap beklediği kesindi. Gözlerimi kırpıştırdım,hayır anlamında başımı sallamıştım. İkimizde geceyi hatırlamıyorduk. Sessizliği bozan ise otoriter sesi ile Babası oldu;
"10 dakika içinde terasta oluyorsunuz,Ayaz Bey."Ayaz nihayet kendine gelince kafasını tamam anlamında sallayınca babası sinirle odadan çıktı.
Yeşimde bir şey demeden Kocasının arkasından çıkmıştı.Ayaz hâlâ bana bakıyordu.Ben ise odayı inceliyordum.“Aklım almıyor,odayı bu hâle getirmişiz ama ikimizde hatırlamıyor muyuz?"
Sesimde şaşkınlık ve utanç vardı en azından öyle bir amaçla söylemiştim.
Utanmak bana göre değildi ama bu iyi bir oyuncu olduğumu değiştirmezdi.
Ayaz kafasını kaşırken bir şey hatırlamış gibi tekrardan bana bakmıştı.
“En son beni öpmüştün.Evet beni öptün sonra sonrası yok işte.”Büyük bir kahkaha patlattım.
“Ben?Ben mi seni öptüm?Avcunu yalarsın.”Ayaz kalkıp üstünü giymeye başlamıştı.Ben ise dün yırttığım kıyafetlerin acısını çekiyordum.Kıyafetim yoktu.Ayaz hâlâ affalamış şekilde bakıyordu .Savaşa girsek bu kadar koymazdı,alt tarafı sevişmiştik.
"Ayaz şimdi ne olacak?"
"Bilmiyorum.İstersen.."durdu babası ile konuşmadan cevap vermek istemediği kesindi.Ama Ayaz'ı tanıyorsam evlenmek isteyecekti.Konuyu uzatmadım.Ayaz odadan çıkar çıkmaz Yeşim odaya gelmiş,bana bir eşofman ve beyaz tişört bırakmıştı.Bana attığı bakışları ise pek hayırlı değildi bende ona nefretle bakıyordum.Duygularımız karşılıklıydı.
Yeşim odadan çıkınca bende dağılmış odada çantamı bulup kaç saatir kullanmadığımı bilmediğim telefonumu alarak tekrardan yatağa geçtim.Telefon açılınca gelen bildirimler ile dona kalmıştım.Yüzümde kazanmanın verdi mutluluk vardı.Dün dans ettigimiz videolar medyada yanķılanmış ve Ayaz'ın bir ilişkisi olduğu söyleniyordu. Görüntülerde Ayaz çok net belli oluyordu ama benim sadece kızıl saçlarım belli olmasına rağmen beni bulmaları beni şaşırtmıştı.
Benden değilde asıl bunlardan korkulmalıydı.
Bir çok takip isteğini es geçip etiketlendiğim videolara bakmaya başladım.Dans ederken ki samimiyetimiz dikkat çekmişti tabi birde bir iş adamının sahnede erik dalı oynaması da gariplerine gitmiş olabilirdi.
Ünlü bir magazin sayfası ise hakkımızda bir açıklama yapmıştı;
Ünlü İş Adamı Ayaz Şendan dün doğum gününde sevgilisi ile Z** Bar'da görüntülendi.Birlikte dans ettikten sonra gözden kaybolan çift için mutluluklar diliyoruz.İlk kez sevgilisi ile Magazine düşen Ayaz Şendan için takipçileri ciddi düşündükleri için basına düştüklerini savundu.
Güncel Olaylar İçin Takipte Kalın...
Akşama kadar hesaplarıma gelen istekler ve mesajlar ile uğraşmıştım.Odadan çıkmamıştım.Beni odadan çıkarttan şey ise Ayaz'ın attığı dışarıda bekliyorum mesajıydı.Sakin bir şekilde aşağa inip dışarıda çıktığımda Ayaz sigara içiyordu.Ayaz çoğunlukla bir sıkıntısı varsa içerdi.Demek ki benim yüzünden sıkıntı içerisindeydi.Sırtı bana dönük olduğundan geldiğimi görmemişti.İnsanın algısı bu kadarda kapılı olamazdı.
“Bana da bir sigara yaksana.”
Sesim ile ilkildi.Ama yine de yeni bir sigarayı bana uzattınca sigarayı dudaklarıma götürüp yakmasını bekledim.Yakınca bende onun karşısına geçtim ve sırtımı arabaya yasladım.Sabah ile arasında pek fark yoktu saçları hâlâ dağınıktı.Gözleri yorgundu,yüzünde ise tedirginlik vardı sabahtan farkı ise kaşındaki patlaktı.O konuşmadan ben devraldım.
"Haberlere düşmüsüz.
Herkes bizi sevgili sanıyor tabi birde bir kaç salak haber daha var ama çoğunluk bu."
Sigarasını yere fırlattınca o da konuştu;
"Benim hayatımda aşka yerim yok,en azından yoktu.İnsan sevdigi kişinin canının yanmasını istemez ama benim hayatımda şuan bile sana bir kurşun gelebilir hatta şuan o yaslansığın araba bile patlayabilir."
Soluksuzca konuşuyordu,
beni mi ikna etmeye çalışıyordu?Sigaramdan içmeye devam ederken lafını bölmedim.
"İnsan evleneceği birini böyle bir hayata sokmak istemez.Eğer haberlere çıkmasaydık bir şekilde halledebilirdik,hatırlamdığımız bir gece yüzünden evlenmek zorunda kalmazdık ama durum bundan farklı,kurallar var."Nefesini öyle bir verdi ki pişmanlığı nefesinden bile belliydi.
"Yara benimle evlenmezsen canımdan bile olabilirim.İnan bu ihtimal umrumda bile değil ama benimle gözüktüğün için seni yok edebilecek binlerce kisi var."
Bende sigaramı söndürdüm.
Korkmam mı gerekiyordu?Ben bunlara zaten alışıktım ama neye bulaştığımı şimdi daha iyi anlıyordum.
"Bu nasıl bir iş bilmiyorum,canlarımız tehlikede bunu anladım,biliyorum ama eğer medyada çıkmasaydık beni öylesine silecek miydin?Ordan kaltağa mı benziyorum Ayaz?Ve farkındayım hiç bir zaman sevgilin ile medyaya çıkmadın demek ki sebebi buymuş."
Ne dediğini şimdi anlamış gibiydi.Kendini hemen savunmaya almıştı.;“Yara o nasıl söz?Bana attığın nefret bakışlarına rağmen senden etkilendiğimi farkına varmadın mı?İnan seninle olunca hep bir şekilde yüzüm gülüyor ben seni öldürmek istemiyorum ondan öyle dedim.”
Yüzünde buruk bir gülümse oluştu.
“Bizim,benim gibilerin aşk hayatımız olmaz Yara sen ilk kez sevgilim olarak tanındın ve bunun maalesef bedeli de olacak."
“Eğer seni sevseydim bu sana bu kadar batmazdı.Sevdiğin biri ile ölmüş olurdun ama seni sevmeyen biri için pişmanlık duyardın.”
Onu çözmüştüm,Ayaz ben ölürken bile beni düşünmüştü.
“Evet pişman olurdum çünkü gözlerime aşkla değil nefretle bakardın.Ama ben yine de beni sevme ihtimaline daha olumlu bakıyorum.”
Gözlerimin içine baktı.
Yavaşça yere çömeldi.Elimi tuttu.
"Hatırlmadığımız bir gece sonucunda benimle evlenir misin?Benimde batmaya,benim gerçek yüzümü görmeye hazır mısın Yara Ulu?"
Elini tuttum.Gülümsedim.
"Ne dersin belki de seni severim?Seninle daha çok batmaya hazırım ve evet Ayaz seninle evlenirim."
Maç uzundu,kanlıydı.
Bu ne Şah ya da Mattı.
Ben sadece Ayaz'ın bir piyonunu almıştım.
Savaş çanları yeni çalmaya başlamıştı.
Devam Edecek...
Kaç kez bu bölümü düzenledim,saymayı bıraktım.Ama inşallah artık bu son yazışım olur ve bir gün kağıtlara dökülmüş şekilde okurum/z.Peşinde 2 yıldır aklımda olan ve bir çok kez yazıp sildiğim bir kurgu.Ama hiç bir zaman tam olarak vaz geçemedim çünkü bu hikayede her yerinde kendimi görmeyi başardım.Umarım onları sizde anlarsanız.