@onsraa
|
Josef- bu takımın iç astarı olmadı sanki.
Sofia- iyi duruyor neden olmamış ki.
Josef- diğerlerine benziyor biraz farklı olması lazım.
Sofia- farklı renk kullansak olmaz mı?
Josef- farklı renk yerine başka bir astar kullansak ve bu astrada bir cep yapsak nasıl olur.
Sofia- ne cebi.
Josef- baban geldiğinde şehirdeki insanlar çok kitap taşıyor bir sürü evrakları var demişti.
Sofia- yani.
Josef- insanlar kitabı ellerinde taşımak yerine bu cebe koysunlar hem önemli mektupları veya paraları çalınmasın diye de kullanabilirler.
Sofia- evet çok mantıklı hemen bir tane yapıp gönderelim.
Josef- ben kronometreyi alayım.
Sofia- bende malzemeleri getiririm.
Ve her zaman ki gibi süre tutarak çalışmaya başladılar. Sofia Joseften hep daha hızlı çalışıyordu kumaşları kalıplaya koyup kesiyor astarları ve düğmeleri dakikasında dikiyordu. Josefte hızlıydı ama Sofiaya yetişmek için çok çalışması lazımdı çok.
Akşama doğru Sofia kendi takımını bitirdi önceden hazırladıkları pantolonlardan birini seçip kağıta sardı. Josefin işi az kalmıştı ama Sofia çoktan paydos etti.
Sofia- daha çok işin var çırak.
Josef- elimden geldiği kadar hızlı olmaya çalışıyorum usta.
Sofia- bu günlük paydos hadi yatmaya.
Josef- iyi geceler rüyanda beni gör olur mu?
Sofia- her gün görmediğimi nereden biliyorsun ki.
Sofia yatmaya gitti ve Josef bu söze mutlu olmuştu. Elindeki işi bitirdi ve yatağının altından paltoyu çıkardı eski püskü kıyafetler giyip malikanenin yolunu tuttu arkapıya yaklaştı koruma Josefi tuttu ne var diye bağırdı.
Josef- satılacak mallar var.
Koruma- içeri gir düz ilerle ardından sağa dön vereceğini ver sonra da ön kapıdan defolup git.
Josef- her zaman ki gibi.
Josef içeri girdi bu devasa yerde ne kumar oynanıyordu ne de suç teşkil eden bir şey vardı adamın tarif ettiği yere gitti ve yaşlı bir adam Josefe elini açtı ondan bir şey ister gibi. Josef adama yaklaştı ve satılacak mallar var dedi . Adamda Josefe bana ver sonra içeri gir dedi. Josef kabul etmedi ve adam nazik bir dille o zaman ön kapıdan çık git bana vereceğin bir şey olunca gel dedi.
Josefte hiç bir şey olmamış gibi ön kapıdan çıkıp evin yolunu tuutu.
Josef- ah kahretsin bu adamlara ne vermem lazım. Başka bir plan gerekli ama ne. Yine kendi kendime konuşuyorum ya kafayı yedim yada gerçekten aşık oldum.
Dedi ve eve doğru ilerlerken saatini çalan hırsızı gördü.
Josef- hey hey bana bak.
Hırsız- yeter artık be adam saat bende yok
Josef- içeri girdim ama kapıdaki adam bir şey istedi veremedim geri çıktım.
Hırsız- al bu kolyeyi ona ver içeri gir saatini kasada gördüm. Ama içeriden dışarı eşya çıkaramazsın parasını ödemen lazım.
Josef- senin yüzünden başıma gelene bak.
Hırsız- böyle olacağını bilseydim o lanet saati almazdım.
Josef- yarın tekrar deneyeceğim. Şimdi eve gideyim geç olmasın.
Dedi ve eve doğru gitti. Gizlice içeri girip yatağına yattı.
Josef- bu günde olmadı o saati bulmam gerek yoksa başım yanacak. Evden de sürekli çıkıyorum bir gören olacak. Ben yine kendi kendime konuşuyorum. Ya kafayı yedim yada gerçekten aşık oldum.
Sabah olduğun da Sofia yine Josefi kaldırmaya gitti kapıyı çaldı ve uyandırdı. Hazırlanıp göl kenarına gittiler ve keman için uğraşmaya başladılar.
Sofia- kolunu biraz daha yukarda tutman gerek.
Josef- tutuyorum ama olmuyor.
Sofia- bak yayı bu şekilde kemana biraz daha dik tutman gerek.
Josef- böyle daha iyi.
Sofia gülerek " Ama hayır böyle olmaz yapma kemanın sesi çok kötü geliyor".
Josef gıyıç gıyıç ses çıkarmaya devam ediyordu Sofia da gülmeye. Bir süre daha denedikten sonra kalkıp işe döndüler .
Her zamanki gibi kronometre ile çalışmaya devam ediyorlardı. Josef Sofiaya yetişmeye başlamıştı. İşlerini bitirdiler ve Josef yatarmış gibi yapmaya geri döndü.
Josef- şu saati almam gerek, artık evden çıkmamalıyım.
Dedi ve malikaneye gitti içeri girdi "satılacak mallar var "
Adam Josef'i içeri aldı ve Josef ilk defa kumar oynan yere giriş yaptı. Saatini çalan hırsız da ordaydı hemen yanına gitti
Josef- saat nerede!
Hırsız- bak orada kasının yanında ki rafta duruyor.
Josef- nasıl alıcam onu?
Hırsız- bilmiyorum ben sadece satarım almam.
Josef- iyi halt edersin. Ben kendim bulacağım öyleyse.
Dedi ve başka bir hırsızın yanına gitti adamı giydiği eski kıyafetlerden tanıdı hırsız olduğu anlaşılıyordu.
Josef- hey arkadaş.
Hırsız- bana mı dedin, arkadaş.
Josef- evet şu duvarda ki eşyaları alabiliyor muyuz?
Hırsız- hayır alamazsın eğer alırsan seni vururlar, arkadaş.
Josef- elimde bu kolye var bunun karşılığı şu saati alamaz mıyım?
Hırsız- oldukça iyi mal bu bunu bana ver sana o saati çalayım.
Josef- nasıl çalacaksın söyle ben çalarım.
Hırsız- buraların en iyi hırsızı benimdir.
Josef- sende kimsin?
Hırsız- benim ismim kişiliğim yada insansı bir özelliğim yoktur. O kadar çok kılık değiştirdim ki kendi kişiliğimi unuttum. Bana burada Arsen Lüpin derler.
Josef- memnun oldum bay arsen bende Josef. Paki saatimi nasıl geri alacaksın?
Arsen- bana o kolyeyi verecek misin?
Josef- evet evet elbette vereceğim.
Arsen- gel benimle
Dedi ve Josef'i dışarı çıkardı.
Josef- buraya zar zor girdim neden dışarı çıktık?
Arsen- bu sokaktan dışarı çıkarsak anlatıcam.
Josef- biraz korkuyorum ama olsun.
Josef ve becerikli hırsız biraz ilerleyip sokaktan dışarı çıktı. Josef hırsızın ona bir şey yapmasından korkuyordu ama cesareti yerindeydi kavga ederse kazanacağını düşünüyordu.
Josef- evet geldik şimdi saati nasıl alacağız.
Arsen- bu saati mi?
Josef- n- nasıl nasıl aldın onu üç saniye önce saate bakıyordum sonra dışarı çıktık onu nasıl alabildin?
Arsen- nasıl aldığım bende kalsın saatte sende bana sadece kolyeyi ver.
Josef- al ama nasıl aldın ben saate bakıyordum sende dışarı çıkalım dedin çıktık ve saat burda aklım almıyor nasıl olabilir saat dibimdeydi hemen yanımdaydı ve sen ona dokunmadan çıktık.
Arsen- hiç bir sihirbaz sırrını vermez genç adam bu saat senin için değerli olduğunu belli normalde çalınmış malı bir daha çalmam sonuçta şerefli bir hırsızım.
Josef- evet önemli teşekkür ederim.
Arsen- teşekkür edilecek bir şey değil sonuç olarak hem çok değerli hemde sevdiğim kadının kolyesini geri aldım uzun zamandır bunu arıyordum böylece takas yapmış olduk.
Josef- kolyeyi gördüğünde anlamıştım.
Arsen- hayır anlamadın hatta kavga edersek beni dövebileceğini düşündün.
Josef- aslında haklısın ben evime gideyim.
Arsen- görüşürüz hırlı Josef.
Josef- görüşürüz şerefli hırsız.
Josef yolda yürürken arkasından bir tane adamın onu takip ettiğini anladı ve hemen başka bir sokağa girdi onu takip eden adamın yanına başka bir adam daha geldi ve başka bir adam daha.
Josef bir ara sokağa daha girdi adamları kaybetti ve eve doğru yol aldı tam sokaktan çıkarken adamlar önünü kesti.
İşlerin biri, dur bakalım sahtekar iki gündür içeri girip çıkıyorsun ne halt ediyorsun bakalım diyip josefe tekme attı tekmeden kurtulan Josef tam adama vurcakken adamlardan biri bağırarak yere düştü sonra diğeride Josefe vurmaya çalışan adam başka birinden sopa yedi ve oda yere düştü.
Ayağa kalkıp kaçmaya başladılar. Josef'i kurtaran ise Boris olmuştu.
Josef- sağol sen olmasan işim yaştı.
Boris- o malikaneye gitmeye devam edersen seni bende kurtaramam.
Josef- ne malikanesi ben hava almaya çıktım.
Boris- seni her gün çıkıp oraya giderken görüyorum eline geçen üç kuruşuda kumarda yiyorsun.
Josef- orada kumar oynanmıyor sadece bakmaya gidiyordum.
Boris- "Kirli bir geçmişe sahip olan adamlar yalanla değil doğrularla kandırılır". Orada ne halt ediyorsun o zaman.
Josef elindeki saati göstererek, Bu babamın saati hiç bir şey hatırlamıyorum ama bana bu saati verdiğini onu kaybetmem gerektiğini söyledi. Ve ben onu çaldırdım çalan hırsızıda takipm ettim. Şimdi ise saatimi geri aldım ve bir daha oraya adım atmam.
Boris- sana inanıyorum rahmetli Josef hadi evine git ve bir daha çıkma.
Josef Boris sayesinde kurtulmuştu hemen evine gitti üzerimdekileri de çöpe attı. Yatağına geçti
Josef- ben ne yaşadım öyle Arsen olmasa saati alamazdım Boris de olmasa ayakta duramazdım son anda kurtuldum. Yine kendi kendime konuşuyorum ya kafayı yedim yada gerçekten aşık oldum dedi ve düşüncelere dalarak uykuya girdi.
Sabah olduğunda Sofia onu tatlı tatlı uyandırdı kahvaltı yaptılar ve her zaman olduğu gibi dormiré gittiler biraz keman öğrenip biraz daha aşık oldular ve terziye dönüp bir kaç çalışma daha yaptılar.
Her şey oldukça güzeldi bir kaç müşteri geliyor gidiyor babalarına her hafta iki örnek takım gönderiyorlardı tabiki babaları da onlara oldukça iyi bir miktarda para gönderiyordu. Sürekli müşteri geliyor satışlar oldukça iyiydi işler gelen müşterilerden birisinin arsin lüpin olmasıyla değişti
Josefe dönüp merhaba bayıp pantolonum yırtıldı diker misiniz? Dedi
Josef elbette dedi ve Sofidan uzalaştılar.
Josef- ne işin var burda ben hırsız değilim sadece saatimi istiyordum ve onu aldım.
Arsin- sana verdiğim saat sahte.
Josef- yalan söylediğini anlıyorum saat bende.
Arsin hayır saat bende sana sahtesini verdim çünkü onu ilk çalan hırsızda benim.
Josef- seni- Sofia var dışarda konuşalım.
Dedi ve Sofiaya dışarı çıktıklarını söyledi.
Arsin- senden ilk saatin yarısını çaldığım da bir not vardı.
"Geleceğin Anahtarı" Yazan bir not
Sonra eski kitaplarda zaman saati diye bir şey var.
Sende görünce aldım.
Bir kaç gün öncede diğer yarısını.
Josef- hayır hayır bana geri ver yoksa ver dedim.
Arsin- sakin ol sahtesini çıkar ve numaranı göster. Bende bu sırada bu saati vereyim.
Josef sakın bir şekilde saatini çıkarda bak dedi bozuk bu çevrilimiyor. Şimdi bana ver o saati elimde bıçak var.
Arsin- sakin ol sakin ol sadece merak al geri.
Dedi ve Josef'le saatleri değiştirdiler arsin geriye doğru yürüdü bir kaç adım attı ve bağrarak Bakalım 1890 nasılmış.
Josef- dur dur sakın yanlış bir şey yapma nolur dur. Saati nasıl aldın sen kimsin neden böyle bir şey yapıyorsum.
Arsin- ilk seni gördüğümde yolda baygın bir şekilde yatıyordun. Yanından geçtim gittim. Ama sonraki gün seni gördüğüm de kumarhanelerde ömrü geçmiş olan Boris vardı ve onun yanında duruyordun.
Sanki hiç bir şey bilmiyormuş gibiydin etrafına bakıyordun sanki burası neresi der gibi. Boris ile bir bağlantın olabilir diye düşündüm.
Josef- Boris seni neden ilgelindiriyor, benimle ne alakan var.
Arsin- yıllar önce Boris yüzünden çok değerli bir şeyimi kaybettim.
Josef- kolye!
Arsin- evet kolye Boris ile ben ortaktık o kumaharneye girer etrafa bakar kumar oynardı. Bende ondan bilgi alıp içeride ki malzemeleri sahte olanlarla değiştirirdim.
Bir gün Boris kendini kumara çok kaptırdı çok fazla para kaybetti ve iflas etti adamlar onu öldürmek üzereyken durun dedi beni çağırdı ve benim boyunda duran kolyeyi istedi bir fikrim var dedi.
Bende kolyeyi verdim oda atamalara verdi Hayatımda tanıdığım tek kadının kolyesini adamlara vermişti. Ve kumarhaneden çıktık. Bana sahte olanla değiştirdim dedi ve başka bir kolye verdi kimse görmeden geri taktım. Ama yalanmış kolyeyi başkasına verdiler ve kaybettim.
Geri Borisi takip ederken seni gördüm takip ettim kolue sende sandım ve çalmak için yanına yaklaştım ama elindeki saati çaldım.
Diğer yarısı da sende kaldı. Sonra baktım sen peşine düştün ve diğer yarısını çaldım.
Ama sana verdiğim gerçek olandı şimdi ise elinde sahte bir saat var.
Josef- her şeyi öğrendin ne yapacaksın.
Arsin- bu saatte bir şey var hissediyorum.
Ama bozulmuş şimdi gidiyorum bunu tamir edip geri geleceğim
Josef arsinin peşinden koştu şimdi dahada büyük bir sorunu vardı o saati bulması gerekti.
|
0% |