@oohhhaaaaaaa
|
Herkes çorbaları siparişler etti. Güzel bir sohbet ile içtik. Herkesin yüzünde büyük bir gülümseme vardı. Murat komutan ilk ayrılan oldu. Biz bir süre daha oturduk. Bir kaç dakika sonra herkes toparlandı ve kalktı. Otoparka doğru giderken önümüzden bir araba geçti. Her şey yavaş çekim ile oldu. Aracın camından silahlar gözüktü. Yanımda biri bağırdı o sırada.
- DİKKAT
Önüme geçen Alparslan'ın gözlerine baktım. Ne vardı o gözlerde? Aşk, sevgi, acı, keder, özlem yada bir yuva. Hepsi yok oldu sanki. Silah sesleri sustu ve araba gitti. Etrafımda konuşanlar oldu ama ben anlamadım. Dizleri üstüne düşen Alparslan'a baktım. O an tek bir şey istedim. Gözlerimi kapatayım ve bu an bir kabus olsun. Uyanıp Alparslan'ın yanına gidiyim ama olmadı. Yerde yatan adamın yanına çöktüm. Gözlerimden yaşlar düşerken elini tuttum.
~ Dayan , dayan lütfen Alparslan.
- Üzül...me...sev...gilim...seni...sevi...yorum...
~ Dayan tamam mı? Beni bırakma. Batu'yu bırakma. Lütfen sevgilim , lütfen.
Ölmemesi için azraile yalvardım, beni bırakmaması için sevgilime. Gözlerinde gördüğüm veda yıktı belkide beni.
- Seni...hep..sevicem...sevgilim...bunu... unutma... güçlü...dur...Pınarım...seni...seviy....
Gözleri kapandı. Gözleri kapandı. Gözleri kapandı.
Kafamı göğsüne koyup ağladım. Bir süre sonra arkadan ambulans sesi geldi. Gözlerimde ki yaşı silip etrafa baktım. Çok yaralı vardı. Çoğu kendi yarasını umursamadan diğerine yardım ediyordu. O an bi yemin ettim. Bunu yapanın canını almadan canımı vermeyeceğim. Sağlık çalışanları herkesi sırayla sedyeye alıp araçlara bindi. Alparslan'ın yanına bindim. Yanımda konuşan sağlık çalışanları ile yavaş yavaş öldüm.
- Nabız çok düşük.
- Hastaneye kadar dayanmalı
- Durum kötüleşiyor.
- Kahretsin kalbi durdu.
- Kalp masajına başlıyorum.
Sıkı sıkı tuttuğum el ellerimden kaydı. Gözlerimdem akan yaşlar yerdeki kanlara karıştı. İçimden dualar ettim sadece. Allah'ım onu benden alma dedim. Araç durdu. Alparslan indirildi ve içeri götürüldü. Hastaneden içeri giremedim. Ayaklarım kapıda takılı kaldı. Cebimde durmadan çalan telefonu açtım.
- Pınar iyi misiniz?
~ Murat abi...hepsi...
Derin bir nefes aldım. Kardeşlerim, abilerim, sevdiğim içerdeysi.
~ Abi gitmesinler.
- Tamam Pınar geliyorum ben. Sakin ol ve bekle tamam mı kardeşim. Geliyorum ben.
~ Önüme atladı, sonra...sonra baktım hepsi yaralı. Ben...ben neden burdayım?
- Pınar....geliyorum kardeşim.
İçeri girip hepsi hakkında bilgi aldım. Kendime durmadan aynı şeyi tekrarladım. Güçlü ol ve intikamını al. Güçlü ol ve intikamını al. Bizim timden Emir, Barış ve Furkan bir kaç sıyrık ile odaya alınmıştı. Gölge timinden Ahmet, Cenk, Tuna yine sıyrıklar ile iyilerdi. Diğerleri ise ameliyattaydılar. Ameliyathanenin önüne gittim. Duvar dibine oturup kafamı dizlerimin üztüne koydum. Bir kaç saat öncesini düşündüm. Neden tekrar o zamana dönemedim ki. Elimde olsa bir saat öncesine gitmeyi isterdim. Olmadı...gidemedim. kafdaki uğultular ile öylece bekledim.
- Pınar
İlerden gelen ses Murat abiye aitti. Yanıma geldi. Elini omzuma koyup yavaşca sıktı.
- Güçlü ol asker, hepsi sağ salim çıkacak o kapıdan.
Kafamı kaldırıp gözlerimdeki yaşı sildim.
~ Kim yapmış?
- Araştırıyorlar.
~ Bunu yapanı kendi ellerim ile öldürücem.
- Bende ama önce iyi haberleri gelsin.
Murat abi diğerlerine bakmaya gitti. Bende ameliyathanenin önünde beklemeye devam ettim. Kaç saat geçti bilmiyorum ama bir doktor çıkınca hemen ayağa kalktım. Boğazını temizleyip konuşmaya başladı.
- Yiğit beyin durumu iyi kurşun çıkarıldı. Bir kaç gün gözetim altında olacak bir sorun çıkmazsa taburcu olur. Demir beye gelen kurşun kalbe yakın bir yerdeydi aldık ama sonrasında oluşacak risk fazla yine gözlem altında tutucaz. İsmail ve Güney beyin durumları iyi. Bir iki güne taburcu olurlar.
Araya sessizlik girdi. Neden sustu? Aklıma kötü şeyler gelmemesi için ben konuştum.
~ Diğerleri? Onlarda iyi değil mi?
- Maalesef, iki hastanın hayati yerlerine gelmiş kurşun, diğeri ise çok kan kaybetmiş. Kurtaramadık.
~Kim bu üçü?
- Hakan bey, Selim bey ve Alparslan bey. Başınız sağolsun.
Gittiler. Gittiler. Gittiler.
- Pınar
Gittiler. Gittiler. Gittiler.
- Pınar
Koluma dokununca otarafa döndüm. Murat komutan ne oldu der gibi bakıyordu.
~ Gittiler. İki kardeşim ve sevdiğim adam gitti.
Sesim gittikçe yükselmeye başladı. Çığlık atmak istiyordum. İçimdeki acının geçmesi için bağırmak istiyordum.
~ ÜÇ ŞEHİT. HEPSİ GİTTİ. GİTTİLER.
- Kim?
Murat komutanın bile sesi titredi.
Yere bakan gözlerim ilk defa havaya kalktı. Murat komutanın gözlerine baktım.
~ Hakan, Selim ve...ve Alparslan.
Onunda gözlerinde yıkım gördüm. Acı ve kederin karışımı. Ameliyathane kapısı açıldı. İçerden ilk Yiğit komutan çıktı. Hemen asansör ile odaya çıkardılar ardından diğerleri çıktı. Önümden geçen sedyeler ile duvar dibine çöktüm. Benim adımda Pınar'sa bende intikamı mı alırım. Hastane bahçesine çıktım. Köşedeki büfeden bir paket sigara aldım. Boş bir banka oturup içmeye başladım. Telefonu çıkarıp bir şarkı açıp kulaklığı taktım.
Daha seni ilk gördüğümde Daha yüzüne baktığımda Bana baharı anımsatan Bir umut doldu içime
Güldüm çıkan şarkıya.
Daha seni ilk gördüğümde Daha elini tuttuğumda Yaşamaya şimdi başlıyorsun Dedim kendi kendime
Öyle büyük bir mutluluk Bir anlam verdi ki Seninle geçen o bir yıl Yaşantıma
Öyle çok sevdim ki seni Öyle çok ki anlatamam O bir yılın anlamını Bin yıl geçse de unutmam
Öyle çok sevdim ki seni Öyle çok ki anlatamam Bir tek yıla sığdı her şey Bir tek yıla tüm bir yaşam
Daha seni ilk gördüğümde Daha yüzüne baktığımda Bana güneşi anımsatan Bir ateş yandı içimde
Daha seni ilk gördüğümde Daha yanına geldiğimde Önümüzde çok güzel günler var Dedim kendi kendime
Öyle büyük bir mutluluk Bir anlam verdi ki Seninle geçen o bir yıl Yaşantıma
Öyle çok sevdim ki seni Öyle çok ki anlatamam O bir yılın anlamını Bin yıl geçse de unutmam
Öyle çok sevdim ki seni Öyle çok ki anlatamam Bir tek yıla sığdı her şey Bir tek yıla tüm bir yaşam
Bir tek yıla sığdı her şey Tüm bir yaşam Tüm bir yaşam
Şarkı bittiğinde kulaklığı çıkarıp ayağa kalktım. Hastaneye girip herkese tek tek baktım. Murat komutan karargah ile konuşup başlarına asker istemişti. Onlarda gelince hastaneden çıktım. Yolda Murat komutan aradı.
- Yarın cenaze var. Kendini toparla Pınar.
~ Tamam
Eve girip kendimi duşa attım. Çıkınca bir kupa kahve ile balkona geçtim. Yine bir dal sigara yaktım. Bundan sonra yoldaşız galiba. Her bir nefes ile bende ölmek istedim ama sonra durdum. İntikam almadan ölmek falan yok bana. Sabaha kadar orda oturdum. Sabah tören kıyafetleri ile çıktım evden. İki timden sadece iki kişi vardı törende. Murat komutan ile yan yana durup veda attik sevdiklerimize. İlerde gözlerinden acı dökülen aileler vardı. Selim'in kız kardeşi aralarında en güçlü durandı. Üstüne toprak atılan şehitlerimize baktım. Siz merak etmeyin kana kan , dişe diş.
İntikam...
|
0% |