@oohhhaaaaaaa
|
Gelen helikopter ile karargaha geçtim. Albay sert sert bize bakıyordu. Önünde sıraya geçtik.
- Yiğit binbaşı, Pınar yüzbaşı odama.
Arkasını dönüp gitti. Yiğit komutan ile birbirimize bakıp albayın peşinden gittik. Odaya girip hazır olda beklemeye başladık.
- Ne zamandır emirlerin dinlenmiyor binbaşı. Ben sana timden bir kaç kişiyi karakola gönder demedim mi? Duyduğuma göre desteğe gelen olmamış.
- Komutanım tam o sarıda köye saldırdılar. Çatışmadan çıkamadık.
Gözlerinde gördüğüm inanmamış bakışlara rağmen.
- Peki, görev raporunu yarım saat içinde odam da istiyorum.
Dedi. Bu adamda kesin bir şey var.
- Yüzbaşı sen kal.
Yiğit komutan gitti.
- Time yeni geldin yüzbaşı. O yüzden bu görevi sana vericem. Timde hain var. Senden konuştukları ve yaptıkları her şeyi bana aktarmanı istiyorum.
~ Emredersiniz
- Güzel, bu gizli görev yüzbaşı. Kimse duymayacak.
~ Emredersiniz
Odadan çıkar çıkmaz kafamın içinde tilkiler dönmeye başladı. Time güveniyor muyum diye düşündüm. Daha yeni tanışsakta iyi insanlar ama güven...
Yiğit komutan ile konuşsam, güvenebilir miyim? Allah'ım sen bir yol göster ya rabbim.
Koridorun ilerisinden bir ses geldi.
- Komutan abla.
Bana doğru koşan Batu' ya bakıp gülümsedim. Tek dizimi kırıp yere çöktüm. Yanıma gelince birbirimize sarıldık.
- Komutan abla nasılsın?
- İyiyim küçük asker, sen nasılsın?
- Çok iyiyim. Artık babam burda görev yapıcakmış, bende seni bol bol görürüm.
~ Çok sevindim. İstediğin zamam görüşürüz tabi.
- O zaman ben şimdi babamın yanına gidiyim ama sonra senin yanına gelirim.
~ Birlikte gidilim küçük asker, bende babanla bir şey konuşucam zaten.
- Gerçekten mi?
~ Gerçekten.
Elimi tuttu. Birlikte sora sora Murat komutanın yanına geldik. Çardakta bizim tim ile oturuyordu.
- Baba
- Nerdeydin oğlum?
- Komutan ablanın yanına gittim.
- Aferim sana.
Batu, Emir'in yanına gitti. Onlar konuşmaya başlarken Murat komutana döndüm.
~ Murat komutanım bir bakar mısınız bir kaç dosya için çağrıyorlar.
- Geldim.
Birilikte yanlarından ayrılıp karargaha girdik.
~ Komutanım sizinle konuşmam gereken bir şey var. Kusura bakmayın ufak bir yalan söyledim.
- Odan neresi asker.
~ İlerde.
Benim odama geçtik. Elimle bir dakika yaktım. Aklıma şimdi gelen şey ile odayı aradım. Dolabın arkasında dinleme cihazı bulunca Murat komutanın yanına geçtim. Elimdekini gösterdim. Kaşlarını çatıp elimden aldı.
~ Komutanım
Ne yapıyorsun der gibi baktı.
~ Geçen bi yemek sözüm vardı Batu'ya , en kısa sürede halledelim.
- Tamam yüzbaşı, ben ayarlarım.
~ Tamam, buyrun şarj aleti.
- Sağol asker.
Elimle kapıyı gösterdim. Cihazı eski yerine koyup odadan çıktık. Konuşmak istiyor gibiydi.
~ Çıkışta komutanım.
Ciddi bir şekilde yanımdan gitti. Murat komutana güvenebilirmişim gibi hissettim. Onlardan biri olsaydı neden oğlunu kaçırsınlar ki. Yiğit komutan albayı, albay ise timi izliyo. Ben ise ikisinide. Çıkışa kadar odamda öylece oturdum. Geldiğimden beğri karargahta kontrol olduğunu görmedim. Time güvenim daha yüksek ama kesin değil. Çıkış saati gelince üstümü değiştirip karargahtan çıktım. Kapının önünde beklemeye başladım. Tim yanıma geldi. Vedalaşıp ayrıldık. Bir kaç dakika sonra Murat binbaşı ve Batu geldi.
Konuşmak için ağzımı açtığımda Murat komutan durdurdu.
- Bekle
Batu yorgun bir şekilde arabanın arkasına bindi.
- Bin yüzbaşı.
Bir anda doğru mu yapıyorum diye düşündüm. En doğru karar bu gibi gelince öndeki koltuğa bindim. Araba çalıştı. Bir kaç dakika sonra Murat binbaşının sesini duydum.
- Seni dinliyorum yüzbaşı.
~ Karargahta hain var... Şüpheli kişiler var.
- Kim?
~ Timimden biri yada albay.
Albay dediğim anda bana döndü.
- Sen ciddisin... Bak eğer gerçek çıkmazsa sonun iyi olmaz yüzbaşı. Yinde bekle. Eve geçince konuşucaz.
Ev ne alaka diye sormadım bile. Araba durunca Murat komutan arkada uyuyan Batu'yu kucağına aldı. Arkasından takıp ettim. Lojmana girip ordan binaya gitti. Eve çıkınca cebinden anahtarı çıkarıp bana verdi. Kapıyı açıp geri çekildim. İçeri girdi bende peşinden. Bir odaya girdi, çıktığında Batu yoktu.
- Gel
Peşinden bir odaya girdim. Salona kısaca bakıp koltuğa oturdum. Çaprazdaki yer oturup bana baktı.
- Dinliyorum.
~ Dün göreve gittik. Amacımız köye gelen teröristleri halletmekti. Bir gün boyunca bekledik. Sonrasında albaydan gelen emir ile yakındaki bir karakol baskınına desteğe gittik. Yani timi ikiye böldük ve yarısı gitti. Başında ben vardım. Karakola varınca dört beş itten başka bir şey yoktu. Karakoldan sıkınlar ise bilerek boşa sıkıyordu. Birşeyler döndüğünü anlayıp hemen geri döndük. Köyde çatışma çıkmış. Tuzak kurmuşlar bize. Çatışmaya girip hepsini temizledik. Yiğit binbaşı ile konuştum. Albaydan şüpheleniyorum. Bana bırak dedi. Görevden gelince binbaşı ile albayın odasına gittik. Albay binbaşı gittikten sonra bana bir görev verdi.
- Ne görevi?
~ Timde hain var o yüzden bütün konuştukları ve yaprıkları şeyleri ona bildirmem gerkiyormuş... Murat komutanım time yeni geldim. Onlardan çok şüphem yok yinede işimi riske atmak istemedim. Batu'nun olayından dolayı size güveniyorum. Tek başıma bu işi halledemem.
- Bir süre bekle, ben Yiğit'i bir araştırıyım. Temiz çıkarsa onunla konuşup bir şey yaparız.
~ Peki, rahatsız etmiyim artık komutanım ben izninizle.
- Abi diyebilirsin yüzbaşı, karargah dışındayız.
~ Emredersiniz
Ayağa kalkıp evden çıktım.
|
0% |