Yeni Üyelik
8.
Bölüm

Tuzak

@oohhhaaaaaaa

Mustafa kalbimde en güzel köşesinde ama ölenle ölünmez. Sabah erkenden kalkıp karargâha gittim. Çok erken olduğu için sıcak bir çay alıp bahçedeki çardağa oturdum. Yarım saat orda oturdum, timden bir kaç kişinin karargaha girdiğini görünce ayağa kalkıp bende içeri girdim. Yemekhanede toplanıp bir şeyler atışdırdık.

 

Yiğit komutan gelmeden eğitim alanında sıraya girdik. Komutan da gelince eğitim başladı. Bir kaç saat canımızı çıkarsada iyi geldi. Kendime geldim resmen. Odada kısa bir duş alıp aşağa indim. Tim ile sohbet eşliğinde kahvaltı yaptık. Kahvaltıdan sonra albay yanına çağırdı. Toplantı odasına geçtik bizde. Albay odaya girince sessizlik oldu.

 

- Görev var. Hoca kod adlı bir terörist. Gerçek adı İsmet. Sınıra yakın köylerden çocuk kaçırıp örgüt için eğitiyor. İstihbarata göre bir köye daha saldıracaklar. Kordinatlar elimizde. Hemen çıkın ve köylüyü koruyun. O iti sağ istiyorum.

 

-Emredersiniz.

 

Odadan çıkıp hazırlanmaya gittik. Yeleğimi ve çantamı hazırladıktan sonra silahımı alıp çıktım. Helikopter pistinde beklemeye başladım. Timde gelince Yiğit komutanın emri ile helikoptere bindik. Kırk dakikalık bir uçuştan sonra köyün yakınında indik. Yiğit komutan önde onun arkasında ben köye yakşaltık. Tim arkadan sırayla geliyordu. Yiğit komutan bizim duyabileceğimiz bir sesle konuştu.

 

-Güney, Emir yüksek bir yere geçin.

 

İkiside yanımızdan ayrılınca köyün içine girdik. Yanımıza yaşlı bir adam geldi.

 

- Hoşgeldeniz, ben köyün muhtarı Fehmi.

 

- Hoşbulduk Fehmi bey, sizinle konuşacağım şeyler var.

 

- Tabi, buyur içeri geçek.

 

- Tim köyü sarın.

 

- Emredersiniz.

 

~ Barış, Hakan ile şu tarafa geçin. Furkan sende Demir ile diğer tarafa geçin.

 

- Emredersiniz

 

Herkes yerine geçince bende geldiğimiz yöne gidip bir evin dibinde durdum.

 

Bir süre sonra Yiğit komutan yanıma geldi.

 

- Köylüleri camiye topladık. Kapıda sen dur.

 

~ Emredersiniz.

 

Yanından ayrılıp caminin önüne geçtim. Akşama kadar bekledik. Ne gelen oldu, ne giden. İki kişi gözcü olarak nöbet tutarken diğerleri azda olsa uyumaya gitti. Bende çıktığım evin çatısından etrafa bakmaya devam ettim. Bir kaç saat sonra yerime Hakan geçti. Bende bizim için verdikleri eve gittim. Bi odaya girip üsütmdeki teşhisatı bıraktım. Yerdeki döşeğe yattım. Tam uykuya dalıcakke. Telsizden ses geldi. Yanımda yatan hemen kalkıp telsizi aldı.

 

- Fırtına timi duyuyor musun?

 

- Dinlemedeyiz yuva.

 

- Yakında ki jandarma karakolu baskın yedi. Desteğe gidebilir misiniz?

 

- Tim komutanına veriyorum.

 

Güney odadan çıkınca bende ayağa kalkıp üstümden çıkardıklarımı geri giydim. Bu gece sana uyku yok kızım. Dışarı çıktım. Yiğit komutan telsiz ile konuşuyordu.

 

- Çok riskli komutanım.

 

- Yüzbaşı ile üç kişiyi gönder. Desteğe gidip geri gelirler.

 

- Emredersiniz

 

- Pınar yanına Furkan, Hakan ve Demir'i al. Karakol baskını için desteğe gisiceksiniz. Koordinatları Hakan'a vericem.

 

~ Emredersiniz

 

Diğerli ile toplanıp karakola doğru gitmeye başladık.

 

- Bir şey yanlış.

 

- Evet

 

~ Tetikte olun beyler.

 

- Emredersiniz

 

- Komutanım bir köy baskını olacak dediler şimdide karakol baskını var. Ne planlıyor bu itler.

 

~ Görücez Demir, siz ne olur ne olmaz her şeye hazır olun.

 

Karakola yaklaşınca tepenin ordan sıkan bir kaç it gördüm. Bu ne lan. Üç beş it için mi geldik.

 

~ Durun, Hakan komutan ile iletişime geç.

 

Dürbün ile etrafa baktım. İlerde bir kaç it ile bekleyen biri vardı.

 

- Komutanım

 

Arkamı döndüm.

 

- Tuzak, diğerleri çatışmada.

 

~ Koşun, kardeşlerimizi orda bırakmayız.

 

Geldiğimiz yolu koşarak geri gittik. Köye yaklaştıkça silah sesleri gelmeye başladı.

 

~ Arkalıyoruz beyler.

 

İtlerin arkasına dolanıp ordan sıkmaya başladık. Madem kuralsız oynuyorsunuz görelim bakalım kim daha iyi oynuyor.

 

Arada kalan itler çil yavrusu gibi dağılmaya başladılar. Ortalıkta koşturanları vurmaya devam ettim. Bir kaç dakika sonra azaldılar. Dikkatle köye yaklaştık. Giderken yaşayan varmı diye kontrol ettik. Hepsi gebermiş. Yiğit komutanı görünce yanına gittim.

 

~ Komutanım, yaralı var mı?

 

- Yok, iyi geldiniz ama.

 

~ Karakola saldıran üç beş kişi görünce hemen geri döndük.

 

- Kendilerince tuzak kurmaya çalıştılar.

 

~ Komutanım...

 

- Söyle yüzbaşı.

 

~ Bu nekadar doğru olur bilmem ama bir kaç şüphem var.

 

- Albay mı?

 

~ Evet, karakoldan bir kaç kişi karşıya sıkıyodu ve açıkta duran adamları vurmuyolardı. Normal bir baskın değil. Ya karakolda bir sıkıntı var yada...

 

- Şimdilik aramızda Pınar. Geri dönünce ilgileneceğim.

 

~ Emredersiniz

 

Etrafı itlerden temizleyip köylüler ile konuştuk. Karargah ile konuşup helikopter istedik.

Loading...
0%