Burhan amca bana bakınca bir şey soracağını anladım.

" Nerde çalışıyorsun kızım."

" Hakkari."

" Yaa ne iş yapıyorsun peki."

" Ben a....". Kapı alacaklı gibi çalmaya başladı. Herkes ayağa kalkarken kim bu hadsiz diye sinirle kapıyı açmaya gittim. Kapının önünde yaşlı bir adam ve yanında üç adam daha vardı.

" Alacaklı gibi ne çalıyorsun kapıyı."

" Alacaklıyım zaten. Oğluma Kibar ninenin torununu alacam."

" Allah Allah peki onların haberi var mı bundan ?"

" Artık var."

Adamlar arkama bakınca bende yandan kısa bir bakış attım. Ali bey izbandut gibi arkama dikilmişti.

" Bak amca tatlı tatlı bir kere derim ikincide hoş olmaz. Bizde size verecek kız falan yok. Hadi başka kapıya."

Elini beline gidince silah çekeceğini anladım ve yanılmadım. Silah ile burun buruna dururken önüme bir duvar geçti. Tövbe estağfurullah bu ne anam. Ben önümdeki şey ne diye bakarken Ali Bey'in sesi geldi.

" Kız sana yok dedi. Uğraştırmayında gidin burdan."

Benim önüme geçmek ne lan. Ali Bey'in kolundan tutup çektim. Dönemdi tabi bana ama kim takar.

" Sen karışma hallederim ben."

Beni pek takmayınca bende bu sefer onun önüne geçip adamlara baktım.

" Kaşınıyor musun ?"

" O kızı almadan gitmeyiz."

" İyi günah benden gitti. "

Hızla elindeki silahı alıp adama yumruğu çaktım. Silahı uzağa atıp yanıma gelen diğer adama geçirdim bir tane. Zaten iki dakika olmadan dördü de yerdeydi. Elimi çırpıp ilerdeki silahı aldım. Benle konuşan yaşlı adamın yanına gidip çöktüm. Silahı alnına dayadım.

" BİR DAHA BU KAPIYA GELİRSEN TOPUĞUNA SIKARIM."

Silahtaki mermileri alıp silahı bir tarafa attım. Arkamı dönünce gururla bakan yüzlerin yanında çatık bir çift kaş gördüm. Ne oldu koçum beklemiyormuydun.

" Hadi herkes içeri." Herkes içeri girince kapıda benle Ali bey kaldık. Elimle kapıyı gösterip. " Buyrun içeri geçin." Dedim. Ne kadar kibar bir kızım ben maşallah. Kaşları çatık birşeyleri sorgular gibi baktı ve içeri girdi.