Yeni Üyelik
6.
Bölüm

6: Sevgilisi mi?

@oohhhaaaaaaa

Bir süre sessiz sessiz oturduk. Konuşacak konu yokki adamla. Hayır zaten çay da içmiyor. Taktım bende çaya ama o , o gün o çatı içseydi böyle olmayacaktı. Aman neyin çayı bu ya. Hay kızım çay kadar senin. Arkadan adımı duydum .

 

" Güneş." Dönüp baktığımda bizim karargahtan bir yüzbaşı olduğunu gördüm. Ben adını bile hatırlamıyorum adamın , adam ismim ile seslenip yanıma geliyor. Ciddi bir yüz ile yüzüne baktım. Yanımda durup sırıtarak konuştu.

 

" Ne tesadüf, burda karşılaşmayı beklemiyordum."

 

" Tesadüf işte."

 

" Geçmiş olsun bir yakının falan mı burda?"

 

"Evet."

 

"Yaa, bi geçmiş olsun demek isterim."

 

" İnsan sevmez."

 

" Nasıl?"

 

" Gerke yok yani."

 

" Haa anladım. Bir kahve ısmarlıyım sana o zaman."

 

Gözüm yerinde kıpırdanan Ali binbaşına gitti. Geri adama dönüp konuştum.

 

" Binbaşı ile kahve içtik zaten."

 

Daha yeni farketmiş gibi Ali binbaşına döndü. Ali'nin bakışları görünce bi korktu gibi. Yalnız o adama niye öyle bakıyor lan. Aman işime yaradı işte, gerisi alakadar etmez.

 

" Komutanım"

 

Geri bana döndü.

 

" Başka bi zaman artık, ben gidiyim karargahda görüşürüz."

 

Hızla yanımızdan ayrılınca kendimi tutamayıp gülmeye başladım.

 

" Komik olan ne? Hayır adam dibine...neyse."

 

" O nasıl bakıştı. Hahaha adam kalpten gitti. "

 

Yüzümdeki gülümseme ile Ali binbaşına baktım.

 

" Kahve içicek misin onunla?"

 

" Ne ?"

 

" Giderken dediya sonra içirecekmiş kahveyi, içicek misin?"

 

" Adını bile hatırlamıyorum adamın. Kimle içerse içsin banane, bana bulaşmasında. Neyse ben yukarıya çıkıyım, sizde ailenizi eve götürün isterseniz geç oldu burda yorulmasınlar."

 

" Tamam." Bilikte yukarı çıktık. Bana baktığını biliyorum ama dönüp bakmadım. Ali binbaşıyı ailesini ikna edip götürdü. Odada biz bize kaldık. Annem için boş bir oda ayarlıyım dedim ama izin vermedi. Çift kişilik koltuğa yattı. Bende tek kişilikte yattım. Sabah erken saatte kalktım. Odadan çıkıp kahvaltılık bir şeyler aldım. Anneannem ameliyata gireceği için doktorlar yemeğini gönderiyorlardı. Elimdeki sıcak börekler ile odaya girdim. Annem uyanmış telefona bakıyordu.

 

" Günaydın sultanım."

 

" Günaydın kızım."

 

" Bak bize börek aldım. Aşağıdan çay alıyım sıcak sıcak yeriz."

 

" Tamam kızım."

 

Aşağı kantinden çay alıp odaya döndüm. Kahvaltıyı yaptıktan sonra odada ki televizyonu açıp müjde anlı izlemeye başladık. Annem ile anneannem aralarında yorum yapıyorlardı. Bu sırada koridora çıkıp Kürşat abi ile konuştum. Bir kaç gün daha izin istedim. İzni verip biraz konuştuktan sonra kapattım. Odaya geçip onlar ile programı izlemeye devam ettim. Akşama doğru hemşireler anneannemi hazırlamaya geldiler. Ardından doktor geldi. Bir kaç bilgi verip gitti. Yarım saat içinde ameliyata alındı. Ameliyathanenin önünde bekmeleye başladık. Koridorun ilerisinde gelen Fatma hanımlar ile annemi dürttüm. Gösterdiğim yere bakıp gelenleri gördü. Fatma hanımlar yanımıza gelince sarılıp dualar ile bekmeye başladık. Bi ara bahçeye çıkıp temiz hava aldım. Hastaneleri sevmem normalde ama zorunlu burdayım. İçerde çok durunca bunalıyorum. Temiz hava aldım. İlerde birileri ile konuşan yüzbaşını görünce hemen arkamı döndüm. Şimdi başıma gelirse hiç çekemem. Ağacın altında duran banka oturdum. Başımı ellerimin arasına alıp öylece bekledim. Önümde duran birini farkettim. Kesin o yüzbaşı. Derin bir nefes alıp başımı kaldırdım. Yüzbaşı ile göz göze geldiğim sırada aramıza biri girdi. Gördüğüm popo ile öylece kalırken kendi kendime ne oluyor diye düşündüm. Kafamı kaldırıp baktım. Kim lan bu diye düşünürken önümdeki bedenden ses geldi.

 

" Çok dolanma buralarda asker."

 

" Emredersiniz."

 

Önümdekinin Ali olduğunu anladığımda çok takmadan başımı yine ellerimin arasına alıp gözlerimi kapattım. Yanıma oturduğunu hissettim. Bir kaç dakika öyle sessizce oturduk. Gözlerimi açıp kafamı kaldırınca derin bir nefes verdim. Yanıma bakınca zaten bana baktığını gördüm. Arkama yaslanıp gökyüzüne baktım. Saat kaçtı. Yıldızlar bu saatte nekadar güzel gözüküyordu.

 

" Nasılsın?"

 

Kısa bir süre yanıma bakıp geri önüme döndüm.

 

" İyiyim, siz?"

 

"Siz demeyi bırakırsan iyi olucam."

 

" Ne diyim ?"

 

" Sen"

 

" Elimizde kalmadı." Gülümsedi.

 

" Peki, öyle olsun "

 

" Olsun "

 

İlk karşılaştığımız gün geçen konuşmaya gönderme yaptım. Güldüğüne göre anladı. Önüme dönüp ayağa kalktığım sıra cırtlak bir ses duydum ilerden.

 

" Alişkom."

 

Önce bağıran kadına döndüm. Topuklular ile koşarak buraya geliyordu. Sonra Ali beye baktım, öylece kadına bakıyordu. Ben geri kadına dönmeden o gelip Ali Bey'in boynuna atladı. Tek kaşım istemsiz kalkıp orda kaldı. Kadın geri çekilince konuşmaya başladı.

 

" Ay hayatım uzun zamandır konuşamadık. Görevden dönmüşsün. Bende senin yollarını gözlüyorum canım." Yandan bana bir bakış atıp daha demin oturduğum yere oturdu. Ali beye iyice yaklaşıp vücuduna sarıldı. Burda olmamam gerektiğini farkedip sessizce uzaklaştım. İçeri girip merdivenleri çıktım. Demek sevgilisi vardı. Yani normal durum canım. Kızda güzel aslında, sadece fazla makyaj yapmış. Ne diyim bu saatten sonra. Mutluluklar Ali bey. Bu "siz" ekide oraya sabitlendi bu saatten sonra. Kapının önüne gelince annemin boş olan yanına oturdum. Şuan düşünmem gereken tek bir şey var, o da anneannem. Allah'ım sen büyüksün, anneanneme yardım et.

 

Bir süre sonra koridordan gelen Ali beyi görsemde takmadan önüme bakmaya devam ettim. Nekadar orda oturduk bilmiyorum ama ameliyathanenin kapısı açılınca ayağa kalktık.

 

" Doktor bey nasıl geçti."

 

" Hiç bir sorun yaşamadık. Hasta şu anda uyuyor. Narkozun etkisi yavaş yavaş geçer. Tekrar uğrarım zaten, geçmiş olsun."

 

" Sağolun."

 

Doktor gidince annem bana sarıldı.

 

" Annem iyi."

 

Sırtını sıvazladım.

 

" Tabi iyi anne, eski toprak o. Beni bile gömer."

 

"Sus kız." Koluma vurup Fatma hanımlara döndü. Arkamda birinin durduğunu farkettim. Arkamı dönmeyi düşünürken kulağımın yanında sıcak bir nefes ve bir ses duydum.

 

" Sandığın gibi değil."

 

Bir adım öne gidip arkamı döndüm.

 

" Umrumda değil Ali bey, şu an daha önemli meseleler var."

 

Anneannemin odasına gittik. İçeri yeni getirmişler yatağa koyuyolardı. Hemşirelerin işi bitince gittiler. Doktor geldi ardından. Bir kaç kontrol yayıp gitti. Odada sessizce bekliyorduk. Çalan telefonum ile sessizlik bozuldu. Kim diye baktığımda Kürşat komutanı görünce odadan çıkıp hemen açtım.

 

" Kürşat abi."

 

"Naber kardeşim."

 

"İyi abi, şimdi ameliyattan çıktı anneannem onun başındayız. Sen?"

 

" Bizde iyiyiz. Görev çıktı, haberin olsun istedim."

 

Konuşurkan koridorda biraz ilerledim.

 

" Bende gelmek isterim abi ama biliyorsun."

 

" Biliyorum, biliyorum. Neyse benim kapatmam gerek, dönünce ararım."

 

"Sağol abi, Allah yardımcınız olsun."

 

"Sağol kardeşim." Telefonu kapatıp arkamı dönünce Ali beyi gördüm. Yanıma doğru gelince bekledim. Önümde durdu.

 

" Konulabilir miyiz?"

 

" İçeri gitmem gerek, önemli mi Ali bey?"

 

Bir kaç saniye gözlerime baktı, sonra kafasını havaya kaldırıp benimle göz temasını kesti.

 

" Değil."

 

" Güzel."

 

Yanından geçip gittim. Geri odaya girdiğimde anneannem kendine gelmeye başlamıştı. Gözleri açık öylece yatıyordu. Bir saat sonra kendine geldi. Fatma hanımlar geçmiş olsun diyip gittiler. Doktor ile konuşunca bir iki gün burda kalacağını sonra evde istirahat edeceğini söyledi. Dakikalar,saatler, günler geçti. Anneannemi eve getirdik. Salona rahat bir yatak yayıp oraya yatırdık. Şimdi gelen giden olur, odaya çıkmak doğru olmaz diye. Tim dün akşam görevden sağ salim bir şekilde gelmişti. Her şey iyi gidiyordu. Annem, anneanneme çok iyi bakıyor. Evde sıkılınca bahçeye çıktım bende. Eski ahırın oraya gittim. Dedem ölmeden önce bir kaç ineği vardı. Birde çoban köpeği. Deme öldükten sonra anneannem inekleri sattı. Köpeğide başkasına verdi. "Ben bakamam onlar dedenin işiydi dedi. " Kimsede bir şey demedi zaten. Şimdi ise ahır bakımsızlıktan eskimişti ama hala ayaktaydı. İçine girdim. Bir kaç eşya vardı köşede. Kenarda gördüğüm kartonu alıp gözüme kestirdiğim yere koydum. Üstüne oturup telefondan şarkı açtım. Ahırın içinde Barış Kocatürk'den sararmış kağıt çalmaya başladı.

 

Aklıma gelenleri kenara koydum ve şarkıya eşlik ettim. Şarkı gitince arkasından yeni bir şarkı çaldı. Sezen Aksu'nun bir zamanlar deli gönlüm çalmaya başladı. Şarkı bitene kadar oturdum sonraki şarkıyı çalmadan kapatıp ayağa kalktım. Ahırdan çıkıp evin önüne gelince ayakkabılardan birilerinin olduğunu anlayıp girmekten vazgeçtim. Direk bahçeden çıkıp köyde gezmeye başladım. Bir kaç tanıdık ile ayak üstü sohbet ettik. Tanıdıklarda anneannem yaşında ama olsun. Çeşmenin oraya gelince başına geçip biraz su içtim. Sıkıldım iyice burda. Of göreve çağırsalar keşke. Zaten yarın izin bitiyor ama ben yarına kadar sıkıntıdan ölmezsem.

Çeşmenin ilerisindeki banka oturdum. Offf off diye bir kaç dakika geçti. Yapacak bir şeyde yok ki. Eskiler köyde ne yapıyordu acaba? İlerden gelen Sevgi ve Ali binbaşıyı gördüm. Sevgi iyi kızdı, onun hatrına kalkıp gitmedim. Hayır Ali beylede sorunum yok. Sadece sevgilisi olduğunu öğrenince biraz mesafe koydum. Benim yüzümden kız ile arası bozulsun istemem. Sevgi beni görünce gülümseyerek yanıma geldi.

 

" Güneş abla."

 

" Naber prenses."

 

" İyidir abla aynı, senden?"

 

" Aynı benimde. Zaman geçsin diye bekliyorum."

 

" Doğru yoldasın o zaman abla."

 

" Tabi kız benim gittiğim yol yanlış olur mu? "

 

Binbaşı başımızda öyle dikiliyordu. Nezaketen ona döndüm.

 

" Nasılsınız Ali bey?"

 

Biraz gerilmiş gibi gözükse de çok takmadım.

 

" İyiyim, sen?"

 

" Bende iyiyim, sağolun."

 

" Güneş abla bu akşam bir şey yapalım. Ben evde çok sıkıldım. Hayır okul tatil diye getirdiler buraya inekler ile arkadaş oldum. Okulu özledim demek istemem ama özledim."

 

Dediğine güldüm.

 

" He valla ya, bende işi özledim. Neyse akşama düşünürüm birşeyler. Kız kıza birşeyler yaparız."

 

Elimle gel gel yaptım. Bana yaklaşınca kulağına " olmadı birilerinin topuğuna sıkarız." Dedim, gülüp uzaklaştı benden. Ali bey dik dik bize bakınca oturduğum yerden kalktım.

 

" Neyse ben biraz daha dolanıyım. Görüşürüz Sevgi, İyi günler Ali bey."

 

" Hay beyine."

 

"Efendim ne dediniz?"

 

" Sana da iyi günler Güneş."

 

Yanındaki Sevgi'ye baktım. Kız olmasa bir şey derim ama... Arkamı dönüp gittim. Biraz daha gezinip eve geri döndüm. Misafirlerde gitmiş zaten.

Loading...
0%