@oohhhaaaaaaa
|
Anneanneme bakıp odaya geçtim. Oda da telefon ile oyun oynarken kapı çaldı. Sevgi gelmiş olmalı. Aşağı inip kapıyı açtım. Sevgi ve arkasında Ali binbaşını gördüm.
" Hoşgeldin Sevgi."
"Hoşbuldum abla."
"Gel içeri gir." Sevgi ayakkabılarını çıkarıp içeri girerken Ali binbaşına baktım.
" Sevgi burda kalmak istemezse eve bırakırım Ali bey."
"Başladık yine...tamam size iyi eğlenceler."
Suratını asıp gidince kapıyı örttüm.
" O neydi?"
Sevgi hafif sırıtarak bana bakıyordu.
" Ne neydi?"
" Güneş abla, abimle aranızda bir şey mi var?"
"Hayır, abini bilmem ama bende hiçbir şey yok."
" Ha ama abim senden hoşlanıyor?"
"Ben ne biliyim canım, git abine sor."
" Tamam tamam kızma. Eee ne yapıyoruz?"
" Film izleye biliriz ."
" Bana uyar."
" Ne tarz izlersin?"
" Aksiyon."
" Güzel, hadi benim odaya geçelim."
Yukarı çıkıp laptopdan film açtık. Aşağıdan patlamış mısır ve meyve suyu getirdim. Film başlayınca arada yorumlar ile izledik. Sonunda yine iyiler kazandı ve film bitti.
"Güzeldi."
"Evet, heleki sonda kızın ortaya çıkması çok hoşuma gitti."
" Kesinlikle...Eee geç oldu, burda kalmak ister misin yoksa seni eve bırakıyım mı?"
" Eve gitsem iyi olur abla."
" Tamam, gidelim o zaman."
" Ben giderdim, şurdan şurası."
" Olmaz öyle, hem Fatma hanımıda görürüm."
"Peki."
Sevgi , annemlere veda edince evden çıktık. Boş yolda sohbet ederek yürümeye başladık. Evin önüne gelince kapıyı çaldım. Fatma hanım açtı.
" Hoşgeldiniz kızlar."
"Hoş bulduk."
" Gel Güneşcim bir çay iç."
"Yok ben Sevgi'yi bırakıp gidiyom Fatma hanım."
"Hanım ne kızım, teyze de. Hem bırakmam seni bir çayımızı iç öyle git."
Çay diyorsan akan su bile durur.
" Peki sizi kırmayım, bir bardak içip çıkarım. "
" Gel sen içeri."
Birlikte içeri girdik. Gösterdikleri salona girdim. Halime nine bir köşede oturuyordu. Burdan amca karşısındaydı. Halime ninenin elini öpüp burdan amca ile sarıldık.
" Otur kızım, ben sana çay koyayım."
" Peki."
Çay içip gidicem, insanları kırmamak için. Yoksa evde de çay var canım. Ali nerde acaba. Aman banane , çay içip kalkıcam. Güneş çay içip kalk.
Kendime hatırlatmalar yapmaya devam ederken Halime nine konuştu.
" Eee kızım ne yapıyorsun?"
"Aynı Halime nine, iş güç. Sen ne yapıyorsun?"
" Ben ne yapıyım kızım, yaşlılık işte uğraş dur."
" Estağfurullah siz bana taş çıkartırsınız."
" Yok kızım kalmadı o eski güç, ihtiyarız artık."
" Hayat."
Burhan amca söze girdi.
" Görev ne zaman başlıyor kızım?"
" Sabah yola çıkıyorum Burhan amca."
" Hadi bakalım, Allah yolunu açık etsin. Ayağınıza teş değmesin."
"Amin."
" Kim geldi baba." Kapıdan giren Ali'ye baktım. Pardon Ali beye. Saçları ıslaktı, çok bakmadan önüme döndüm.
" Hoşgeldin Güneş."
" Hoşbulduk Ali bey."
Ağzının içinde birşeyler söyleyip babasının yanına oturdu. Fatma teyze çayı getirince aldım. Fatma teyzede oturunca konuşmaya başladı.
" Eee Güneş kızım var mı hayatında biri."
" Yok Fatma teyze."
"Aaa niye çok güzel bir kızsın. Peşinde birileri vardır elbet."
Aklıma gelenle Ali'ye baktım. Sinirli sinirli bakınca onunda aklına hastanedeki olayın geldiğini anlayıp önüme döndüm.
" Var tabi ama ilgilenmiyorum...Hiçbiriyle."
Sonunu Ali'ye kısa bir bakış atıp söyledim. Burda seninle bile ilgilenmiyorum demek istedim. İnşallah anlamıştır.
" Nasip kısmet işi kızım. Senin gönlünde biri var mı?"
" Yok."
Ali ayağa kalkıp odadan çıktı. Biraz sinirli mi o.
" Ama şimdilik, birleri şansını baya zorluyor. Bakalım, dediğiniz gibi nasıp "
" Bizim oğlana da söylüyorum ama dinlemiyor kızım. Kaçtane kız buldum, yok diyip duruyor."
" Yani, kendi kararı tabi."
Ali geri içeri girip eski yerine oturdu. Sakinleşmiş gibiydi.
" Ben kalkayım artık, sabah erken kalkıcam."
" Tabi...senin görev yerin neresiydi Güneş."
"Hakkari."
" Yaaa, iyi iyi Allah kolaylık versin."
"Sağolun."
Ayağa kalktık. Kapıda vedalaşıp yürümeye başladım. Birdaha görmezsin kızım, sakin ol. Zaten annemde yanımda kalıyor. Annesini ziyatirete gelmişti, anneannem iyileşsin geri gelir, sende arada sırada buraya gelirsin.
" Şu saatten itibaren sadece iş. Başka şeyler ile uğraşamam."
" Neden?"
Arkadan gelen ses ile olduğum yerde kaldım. Hay ağzına Güneş. İçinden söyle ne söyleyeceksen, niye sesli sesli konuşuyorsun. Neyse umrunda değilmiş gibi yap.
" Ne neden?"
Yanıma geldi. Köyün ortasındayız be adam, lafmı çıkarmak istiyorsun.
" Neden sadece iş?"
" Başka bir şeye gerek yok çünkü."
Bir kaç adım yaklaştı.
"Hiç mi yok?"
"Hiç yok." Aramızda kalsın iki adımı da kapattı.
" Bu sözünü bir gün hatırlatırım Güneş."
" Hiç sanmıyorum Ali."
" Ali'nin canı ..." Derin bir nefes aldı. " Neyse , tutmayım seni."
Ne dedi o. Ali'nin canı ne alaka . Kız kalbim iyi misin? Biraz yavaş at, köy duyucak.
" İyi akşamlar Ali be.."
" Deme şunu."
" Beyi mi?"
Kafasını eğip yüzünü yüzüme yaklaştırdı.
" Birdaha ağzından bey kelimesini duymak istemiyorum."
" Hanım mı diyeyim?"
"Sabrımı sınıyorsun Güneş."
" Allah Allah. Bu beni nekadar alakadar ediyor Ali."
" Onuda sen bileceksin Güneş ."
" Fazla yakınsın Ali."
" Evet."
" Köyün ortasındayız."
" Yani."
" Uzaklaş Ali."
" Sen uzaklaş Güneş."
Bir adım geri gittim. Hemen ardından bir adım ileri geldi. Gözlerimin içine baktı. En derinlere. Orda ne gördü bilmiyorum ama ben onda sevgi gördüm. Beni kendine çekiyorsun adam, benden uzak durman gerek. Kendine gel Güneş, senin tek sevgin ailen ve vatanın.
Bir adım daha geri gittim.
" Atşele oynama binbaşı."
" Kaçma o zaman Güneş."
" Ben kaçmam, sen uzak durucaksın."
" Bu çok zor."
" Görücez."
Arkamı dönüp giderken konuştu.
" Sabah kapındayım."
" Sabır."
Eve girip odaya çıktım. Üstümü değiştirip yatağa geçtim. Etkilendiğimizn farkındayım ama geçer. Aramızda mesafeler var. Buraya gelmezsem nereden görücez. Bir iki güne kendime gelirim zaten.
Uyumaya çalışırken durmadan aklıma konuştuklarımız geliyor. Uyuyamıyorum. Sabaha kadar dönüp durdum. Sabah kalkıp hazırlandım. Eşyaları toplayıp sessizce evden çıktım. Kapının önünde arabasına yaslanmış bekleyen Ali'ye baktım.
"Günaydın."
"Evet, şimdi aydı. " Arka kapıyı açtı. Çantayı arkaya koyup öne geçtim. Oda şoför koltuğuna geçti. Arabayı çalıştırıp sürmeye başladı.
" Nasılsın, yorgun gözüküyorsun?"
" İyiyim."
" Gece uyumadın mı ?"
" Uyudum."
" İstersen gidene kadar uyu, gelince uyandırırım."
" Gerek yok, uçakta uyurum. "
" Peki."
Gözüm arada onun olduğu tarafa kaysada genelde camdan dışarı baktım.
" Ne zaman geri geliceksin buraya."
" Uzun süre gelemem."
" Neden?"
" İşler falan."
" Anladım."
Tepkisine bakmak için döndüm ama duvar gibi bir ifadeyle karşısına bakıyordu. Geri aönğme döndüm bende. Havalimanının önünde durunca kemeri açıp ona döndüm.
" Bıraktığın için teşekkür ederim."
" Ne demek, sen iste yeter ki."
Arabadan inip arkadan çantayı aldım. Başımla selam verip içeri girdim. İçimde farklı bir his vardı. Neydi bu. Sanki geride önemli biş şey unutmuşum gibi. İstemsiz modum düştü. Bileti gösterip içeri girdim. Uçağa doğru geçtim. Yerime oturup kulaklık taktım. Özlem Tekin - yatağım boş çalmaya başladı. Zaten düşük olan morelim yerlerde sürünmeye başladı. Arkama yaslanıp gözlerimi kapattım. Uyu ve uyanınca kendine gelmiş ol. Kulağımda çalan şarkı ile uyumaya başladım. Kolumun dürtülmesi ile gözlerimi açtım. Hostes başımda bekliyordu.
" Hanımefendi, iniş yapıyoruz kemerinizi takar mısınız?"
" Tabi." Kemeri takıp şarkıyı kapattım. Bir süre sonra inmiştik. Çantamı alıp çıktım. Karargaha gittim direk. Üniformamı gibip Kürşat komutana geldiğimi haber verdim. Bahçeye, bizimkilerin yanına gittim. Hepsi ile sarılıp sohbet etmeye başladık.
" Eee komutanım Kibar nine nasıl?"
" İyi Yusuf, annem yanında bakıyor zaten."
" Bi ara geçmiş olsuna gidelim."
" Tabi gideriz."
" Komutanım kiz yokken ne oldu."
" Ne oldu Arda?"
" Semih komutanım sevgili yaptı. "
" Vayy Semih, hayırlı olsun. "
"Sağolun komutanım, daha yeni ama aşık oldum."
" Hadi bakalım hayırlısı."
" Darısı size komutanım."Yusuf'a sert bir bakış attım.
" Çenen çalışacağına ayakların çalışsın aslanım, koş hepimize çay getir ."
"Emredersiniz." Tim ile arkasından gülerek baktık. |
0% |